BASIN BÜLTENİ Siber: “BM’nin Rum lidere çağrıda bulunmasını ümit ve arzu ederiz” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Siber: “BM’nin Rum lidere çağrıda bulunmasını ümit ve arzu ederiz”
Tarih: 16.01.2018 > Kaç kez okundu? 1167

Paylaş


Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, çözüm arzusunu her fırsatta dile getiren Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in, özellikle seçime giderken tüm dünyaya aslında nasıl bir çözüm arzuladığı mesajını gayet açık verdiğini kaydederek, “Rum lider Anastasiadis, Crans Montana’da dile getirdiği ‘sıfır garanti’ isteğini, Roma Zirvesi’nde ortak mutabakata çevirmiştir. BM'nin, bölgede gerilimi artıran, çözümü sabote eden, Kıbrıslı Türklerin haklarını hiçe sayan bu tür art niyet taşıyan tek taraflı Rum girişimlerine ve mutabakatlara gerekli hassasiyeti göstereceğine inanır, Rum lidere bu girişimleri engelleme çağrısında bulunmasını ümit ve arzu ettiğimizi belirtmek isterim” dedi.

Siber, Kıbrıs Türk halkının birlik ruhuyla ve değerli mücadele önderleriyle kendi kimliği ile var olma mücadelesi verdiğini ve geçmişin acılarının bir daha yaşanmayacağı adil bir çözüme ve çözüm müzakerelerine hep destek olduğunu kaydetti.

“Ama ne yazık ki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, özellikle son yaşanan süreçte de görüldüğü gibi iki toplumun varlığına ve eşitliğe dayalı bir çözüm modelini benimsememiş ve müzakere sürecinin çökmesine neden olmuştur” diyen Siber, Rumların, müzakerelerin kopmasının esas nedeni olan “Kıbrıs Türk Halkının hak ve iradesini hiçe sayma” tutumunu her platformda sürdürmeye devam ettiklerini üzülerek gözlemlediklerini kaydetti.

Son olarak 10 Ocak’ta Roma'da, AB Üyesi Güney Avrupa Ülkeleri Zirvesi'ndeki üye ülkelerin, Rum liderinin önerisiyle garantilerin tamamen ortadan kalkacağı bir çözüme destek yönündeki ortak mutabakata imza koyduklarını ifade eden Siber, Kıbrıs’ta yaşayabilir ve adil bir çözüm arzuladığını her fırsatta ifade eden Avrupa Birliği’ne üye ülkeler tarafından, Kıbrıs Türk Halkı’nın iradesini yansıtmayan bu tek taraflı karara imza atılmasının, adil olmadığı gibi güvensizliği derinleştirdiğini ve çözümsüzlüğe çanak tuttuğunu kaydetti.

Meclis Başkanı Siber şunları dile getirdi:

“AB'ye üye ülkelerin, halkımızın garantiler konusundaki düşüncesini ve güvenlik endişesini dikkate almaksızın, temsiliyetimizin ve söz hakkımızın bulunmadığı platformlarda aldıkları yanlı kararlar kabul edilemez olup, AB ilkeleriyle de bağdaşmamaktadır.

Diğer yandan GKRY, Yunanistan’la imzalayacağı ‘Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması’ ile deniz yetki alanlarını adanın tek sahibi gibi davranarak kendi lehlerine sınırlandırmayı hedeflemektedir. Bu durum, Kıbrıslı Türklerin bu alandaki haklarını tamamen yok sayma girişimidir.”

Meclis Başkanı Siber, yaptığı yazılı açıklamada ayrıca Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş ve Kıbrıs Türk Halkının Varoluş Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük'ü ölüm yıldönümlerinden dolayı rahmet ve saygıyla andı.



Tatar MED-7 Zirvesi sonrası çıkan Kıbrıs kararını değerlendirdi: “Ortak bildirgenin Kıbrıs bölümü kabul edilemez”



Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekili Ersin Tatar, Avrupa Birliği (AB) üyesi 7 Akdeniz ülkesi liderlerinin, (İtalya, Fransa, İspanya, Portekiz, Yunanistan, Malta ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) katılımıyla Roma’da düzenlenen AB’nin Güney Avrupa Ülkeleri (Med7) Dördüncü Zirvesi’nde kabul edilen ortak bildirgenin Kıbrıs bölümünün “Rum yanlısı ve kabul edilemez” olduğunu belirtti.

Tatar yaptığı yazılı açıklamada, AB MED 7 zirvesinde Kıbrıs konusu ile ilgili olarak alınan karar ve Rum Lider Anastasiadis’in açıklamalarıyla ilgili değerlendirmede bulundu.

Tatar, “Rum –Yunan istekleri doğrultusunda, Kıbrıs Türk halkı için vazgeçilemez güvence olan Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün sona erdirileceği, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı niteliğindeki bir çözüme destek verileceğinin vurgulanması Kıbrıs’taki Türk varlığını, Kıbrıs’ta 1950’li yıllardan bu yana yaşanan Rum saldırganlığını göz ardı etmek demektir” ifadelerini kullandı.

Kıbrıs Türk halkının, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamından, egemenliğinden, topraklarından, devletinden vazgeçmeyeceğini belirten Tatar, Anastasiadis’in zirve sonrasındaki değerlendirmelerini eleştirerek, “Rum liderliği sadece Güney Kıbrıs sınırları dahilinde hükümranlığı olan bir yönetimdir ve onun ötesine asla geçemeyecektir” dedi.

Tatar açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Türkiye, kimsenin hakkına, egemenliğine saldırmıyor, tam tersine Kıbrıs Türk Halkı ile birlikte Kıbrıs adasının Yunan olmasını, Kıbrıs Türk halkının egemenliğinin Rumlar tarafından gasp edilmesini engelliyor, bizlerin can ve mal güvenliğini sağlıyor.

Kıbrıs Türk halkı seçimlerimizle birlikte oluşan yeni Meclisimiz, Cumhurbaşkanlığı ve oluşacak hükümetin yapacağı çalışmaların ardından Türkiye ile birlikte yeni bir yol haritası belirlenmesini ve Rumların bu saldırgan tutumlarına bir yanıt verilmesini dört gözle beklemektedir.

Halkımız Bosna-Hersek’te yüz binlerce Boşnak Birleşmiş Milletler Barış Gücü askerlerinin gözleri önünde katledilirken uyuyan Avrupa Birliği’ne, haklarımızı gasp etmeyi hala sürdüren Kıbrıs Türk Halkı’nı yok etmek için Akritas Planı gibi insanlık suçu sayılması gereken bir planı hazırlayan Rumlara değil, Türkiye’mize güvenmektedir.

Bu gerçeği değiştirmeye çalışmak ya da görmezden gelmek Kıbrıs’ta barış istememek demektir.”



Burcu: “Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının korunması yönünde adımlar atılması kaçınılmaz bir hal aldı”



Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Türkiye’nin bünyesine kattığı yeni sondaj gemisi Deepsea Metro-2’nin gerekli ön hazırlıkları tamamlandıktan sonra fiili aşamaya geçerek Akdeniz’de kazı çalışmalarına başlayacak olmasının yaşanan gelişmelerin doğal sonucu olduğunu vurguladı.

Burcu yazılı açıklamasında, Türk - Yunan ilişkilerinin gelişmesini de sabote etme pahasına Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in yanlış tutumundaki ısrarı ve son günlerde Kıbrıslı Türklerin ve Türkiye’nin söz hakkını yok sayarak Kıbrıs’ın kuzeyindeki deniz alanlarında Yunanistan ile tek yanlı olarak sözde Münhasır Ekonomik Bölge koordinat belirleme çalışması gerçekleştireceklerini söylemelerinin, adayı ve bölgeyi yeni gerginliklere sürüklediğini kaydetti.

“Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu sorumsuz ve tek yanlı girişimlerinin ister seçim nedeniyle, ister başka bir nedenle olsun telafi edilemez hasarlara yol açabileceğine” dikkat çekilen açıklamada, Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının korunması yönünde adımlar atılmasının kaçınılmaz bir hal aldığı kaydedildi.

Kıbrıs’ın etrafında bulunan doğal kaynakların ortak zenginlik olduğuna işaret edilen açıklamada, BM Genel Sekreteri’nin de ilgili raporlarında ifade ettiği gibi bu zenginliklerin her iki toplumun da yararına olacak şekilde, işbirliği içerisinde değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın öteden beri bunun önemine vurgu yaparak gerek müzakere masasında siyasi olarak, gerekse özel bir komite kurularak meselenin teknik olarak ele alınmasını talep ettiği anımsatılan açıklamada, Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in bu çerçevede yapılan tüm önerileri reddettiği hatırlatıldı.

Kıbrıs’ın etrafındaki zenginliklerin barış için fırsat doğurması gerekirken Anastasiades’in tek yanlı ve yanlış politikalarının, Kıbrıs’taki çözüm arayışları ve bölge için ciddi bir tehdit unsuru olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı, öteden beri Anastasiades’in bu tutumunu hem Birleşmiş Milletler, hem de uluslararası camianın ilgili tarafları nezdinde defaten protesto ederek uyarılarda bulundu” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada şöyle denildi:

“Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tek yanlı tanınmışlığın fırsatçılığını kullanarak Kıbrıs sorununun çözümünü müzakere masasından başka alanlara kaydırmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda Rum tarafının, Kıbrıslı Türk muhataplarının bulunmadığı platformlarda, örneğin geçtiğimiz günlerde Roma’da düzenlenen AB’nin Güney Avrupa Ülkeleri (Med7) Dördüncü Zirvesi’nde üçüncü taraflarla Kıbrıs sorunu ile doğrudan ilintili olan “Güvenlik ve Garantiler” gibi konularda yaratmaya çalıştığı oldubittiler, Kıbrıs sorununu çözme çabalarına katkı sağlamadığı gibi, bu çabaları çıkmaza sürüklemektedir.

Bu gelişmelerden hareketle, Kıbrıslı Türklerin hak ve çıkarlarının korunması yönünde adımlar atılması kaçınılmaz bir hal almıştır. Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında varılan ilgili antlaşmalar çerçevesinde ve Barbaros Hayrettin Paşa araştırma gemisinin elde ettiği bulgular ışığında, Türkiye’nin bünyesine kattığı yeni sondaj gemisinin (Deepsea Metro-2) gerekli ön hazırlıkları tamamlandıktan sonra fiili aşamaya geçerek Akdeniz’de kazı çalışmalarına başlayacak olması, yaşanmakta olan gelişmelerin doğal bir sonucudur.”



Dr. Küçük, 34’üncü ölüm yıldönümünde kabri başında anıldı



Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük, 34’üncü ölüm yıldönümünde Dr. Fazıl Küçük Anıtı’nda düzenlenen törenle anıldı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Özgürlük Mücadelesi Lideri Dr. Fazıl Küçük’ün, 34’üncü ölüm yıldönümü dolayısıyla düzenlenen törende yaptığı konuşmada, “Aramızdan ayrılışının 34’üncü yılında bugün bir kez daha saygıyla andığımız Dr. Fazıl Küçük, sadece geçmişte verdiği hizmetlerle değil, bugüne yaktığı ışıkla da toplumsal yaşamımız için büyük bir değere sahiptir” dedi.

Doktorun çok yönlülüğünün, siyasal anlayışına yansıdığını ve toplumsal mücadelesini de çok yönlü kıldığını söyleyen Akıncı, “Hayatı boyunca muayenehanesine kapanmış, kazanç peşinde koşan bir hekim olmadı. Toplumsal dayanışmanın ulvi örneklerini sergiledi; muhtaçları ücretsiz tedavi etti, yoksullara ilaç verdi” diye konuştu.

Dr. Küçük’ün sorunları dile getirmek ve toplumsal bilinci uyandırmak amacıyla yoğun çaba harcadığını, bunun için, o günün zor koşullarında gazete çıkardığını belirten Akıncı, bir yandan teknik yetersizliklerle diğer yandan sömürge yönetiminin uyguladığı sansürle mücadele ettiğini ancak hiç yalpalamadan kalemine sahip çıktığını vurguladı.

Siyasal yaşamında yeri geldiğinde belediye meclis üyeliği, yeri geldiğinde Cumhurbaşkanı Muavinliği yaptığını söyleyen Akıncı, “Ama en çok da sorunları anlatmak ve halkı örgütlemek için sokakları, köyleri dolaşmaya zaman harcadı. Halka liderlik yaparken dahi halkın içinden biri olarak kalmaya devam etti” diye konuştu.

Akıncı, şöyle devam etti:

“ ‘Ben yalnız mensup olduğum cemaati ilgilendiren meseleleri kaleme alan naçiz bir ferdim’ demeyi sürdürdü, tevazuyu elden bırakmadı. Kıbrıslı Türklerin varoluş mücadelesine Rauf Denktaş’la birlikte liderlik yaptı. Rum Yunan milliyetçiliğinin Enosis planını bozmak için içte halkını örgütledi, dışta özellikle Türkiye’nin desteğini sağlamaya dönük çalışmalar yaptı.

Fakat siyasal yaşamını sadece Rum liderliğinden kaynaklanan tehditlerle mücadeleye hasretmedi. Toplumun iç sorunlarını da önemsedi. Ekonomik ve sosyal gelişme için gerekli adımların atılması konusunda yoğun çaba harcadı. Evkaf’ın ve eğitim işlerinin Türk idaresine devrinde, onun sergilediği kararlı tutumun büyük katkısı oldu”

Akıncı, Küçük’ün çağdaşlaşma amacına sıkı sıkıya bağlı olduğunu, bağnazlığa, gericiliğe ve din istismarına karşı durduğunu söyleyerek, dini mahkemelerin kaldırılarak, yerine aile mahkemelerinin kurulmasını sağlayan mücadeleye önderlik yaptığını kaydetti.

Dr. Küçük’ün toplum sorunlarını bir bütün olarak kavrayan ve var olma mücadelesini sadece Kıbrıs sorunu bağlamına indirgemeyen tavrının, bugüne ışık tuttuğunu söyleyen Akıncı, toplumsal hayatın bir bütün olduğunu, ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel alanlarda aynı anda mücadeleyi gerekli kıldığını belirtti.

Akıncı, “Kıbrıslı Türkler olarak Ada’da eşitlik, özgürlük ve güvenlik içinde bir barış ortamını tesis edebilme uğraşımızı sürdürmekle beraber, çağdaş ve müreffeh bir toplum olma yolunda içimize çeki düzen verme kararlılığını da sergilemeliyiz. Bu düşüncelerle, unutulmaz lider Dr. Fazıl Küçük, Rauf Denktaş ve tüm mücadele arkadaşlarını bir kez daha saygıyla anarım.

Ruhları şad olsun” dedi.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 601 1800 - 01

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri