Kırgız Türkleri Tarihinin Kaynakları - Fatih Alpaslan - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Kırgız Türkleri Tarihinin Kaynakları - Fatih Alpaslan
Tarih: 15.12.2008 > Kaç kez okundu? 13836

Paylaş


KIRGIZ ADI

Orhun-Yenisey Yazıtlarının hepsi ve Kaşgarlı Mahmud’un Divanü Lügati’t-Türk, Reşideddin’in Camiü’t-Tevarih eserlerinde Kırgız Türklerinin adı “Kırkız” olarak geçer. Eski Çin kaynaklarında ise Kien-k’uen ve Kie-ku şekillerinde geçmiştir. Kırgız şeklindeki yazılışı ise 16. asırdan itibaren görülür.

Kırgız Tarihinin kaynaklarını Eski Çin kaynakları, Türk-İslam tarihi kaynakları, Rus kaynakları ve yazılı- sözlü Kırgız kaynakları olarak söyleyebiliriz. Kırgız Tarihi kaynakları devirlere göre aşağıda açıklanacaktır.

İSLAM ÖNCESİ DEVİRLERDE KIRGIZ TARİHİ KAYNAKLARI

Çok eski zamanlara ait Kırgızlar dâhil olmak üzere bütün Türk boyları ile ilgili en önemli kayıtlar, Çin kaynaklarıdır. Çin kaynaklarında Kırgız Türkleriyle ilgili siyasi, sosyal, dini, kültürel bilgiler geniş şekilde yer almaktadır[1].

Kırgız Türkleri ile ilgili ilk yazılı bilgiler Eski Çin kaynaklarında (Shih Chi, Han Shu) Büyük Hun hükümdarı Mo-tun devrinde geçmektedir. Kırgız Türkleri, Büyük Hun Devleti’nin kuzey bölümünde güney Sibirya’da Ke-k’un adı ile bulunmaktaydılar[2]. M.Ö. 201 yılındaki bu bilgide Mo-tun’un “ Ke-k’un(Kırgız)ların topraklarını aldı” şeklinde geçer[3]. M.Ö. 101 yılına ait Eski Çin kaynaklarında Hun Türklerinin Kırgız Türklerini tamamen Hun birliğine kattığını belirtmiştir. M.Ö. 49 yılında yine bir Hun seferi ve merkeze bağlılık söz konusu olmuştur[4]. Eski Çin malumatlarına göre Hun Devletinin sona ermesinden sonra Yenisey boylarında Kırgız boylarının oluşturduğu bir devlet yapısından söz edilir[5]. Kırgız Türklerinin kültürü ile ilgili Eski Çin kaynakları arasında en ayrıntılı malumat Wen-hsien T’ung-k’ao 2724a,b,c,2725a belgede bulunmaktadır[6].

Kırgız Türkleri tarihi ile ilgili Türk dilinde bilinen ilk asıl kaynak Orhun-Yenisey Yazıtlarıdır.

Üç büyük yazıt olan Köl Tigin Yazıtı, Bilge Kagan Yazıtı ve Tunyukuk Yazıtı’nda Kırgız Türklerinden bilgiler verilmiştir.

Köl Tigin Yazıtı (Doğu tarafı 4- 5)’nın, Bilge Kagan Yazıtı (Doğu 4-5) Bumın Kagan’ın cenaze merasimi ile ilgili verilen bilgilerde Bumın Kagan’ın cenaze merasiminde gelip yas tutanlar arasında geçmektedir[7]. Köl Tigin Yazıtı (Doğu 17-18) ve Bilge Kagan Yazıtı’nda (Doğu 15) verilen bilgilerde Kapgan Kağan devrinde Çin seferine gidilmeden önce Kırgız Türklerinden destek alabilmek için Tuva’daki Tandı Uula dağlarının uzantısı olan Kögmen’i geçip Kırgız yöresine gelinmiştir[8]. Böylelikle Kırgız beyliğinin Türk Birliği’ne katılması sağlanmıştır. Osmanlıları çok uğraştıran Karamanoğulları beyliği gibi Kırgız beyliği de Göktürkleri çok uğraştıran beylik olmuştur.

Moğolistan’ın kuzeyinde bulunan Suci Yazıtı’nda Boyla Kutlug Yaragan[9] adına dikilen ve onun Kutlug Bağa Tarkan’ın danışmanı ve ününün çok olduğu belirtilmiştir. Yazıtta Uygur kelimesi ile birlikte Kırgız kelimesi geçmektedir. Boyla Kutlug Yaragan’ın Kırgız oğluyum sözü bulunmaktadır. [10] Yine Moğolistan’ın kuzeyinde Şine-usu gölü kıyısında bulunan Şine-Usu Yazıtında (Tengride Bolmuş İl İtmiş Bilge Kağan (Moyun Çor) Bitiği) Kırgız hanının Kögmen tarafında bulunduğu ve Uygurlara karşı başkaldırış ile için bazı bilgiler belirtilmiştir[11].

Kemçik-Kaya başı yazıtı’nda Kırgız hanından bahsedilse de yazıtın tamamı okunamıyor[12].

TÜRK-İSLAM KAYNAKLARINDA KIRGIZLAR

10. asırdan itibaren Türk-İslam kaynaklarında tarih, edebiyat, coğrafya ve seyahatnamelerde Kırgızları anlatırken Müslüman toplumlar arasında anlatır. Yaşam şekli olarak da Eski Türk ananeleri ağır basar.

Kırgızları anlatan Türk-İslam tarihi kaynakları, 10-11. asırlarda İstahri’nin Kitabu’l Mesalik ve’l-Memalik, Hududu’l Alem, Muhammed ibn Necib Behran’ın Cihanname, İbn Esir’in Kitabül-Kamil fi’t-Tarih,Muhammed Nesebi’nin Siretü’s-Sultan Celaleddin Mengüberdi eserleri Kırgızlar ve Kırgızistan hakkında malumat vermiştir[13].

12.yüzyılda yaşamış tanınmış şair Nizami, İskendername adındaki eserinde Kırgız halkının yaşamı ile ilgili bilgi vermiştir[14].

14.-16. asırlarda Farsça kaynaklardan Nizamüddin Şami’nin Zafername, Muiniddin Natanzi’nin İskender’in Anonimi, Abdurrezzak Semarkandi’nin Matlaas-sa-dayn ve, Mücmua’l-Bahreyn, Bircandi’nin Acaibü’l-Buldan, Mecidi’nin Zinatü’l Mecalis eserlerinde Kırgızlar ve Kırgızistan hakkında bilgiler bulunur[15].

16.-19. asırlarda Tarih-i Kaşgar,Mırza Kalender Müşrif’in Şahname( Tarih-i Ömerhani, Muhammed Hakim Han’ın Muntahabe’t-Tevarih, Niyaz Muhammed Hokandi’nin Tarih-i Şahruhi (Tevarih-i Şahruhiya) eserlerinde Kırgızlar ve Kırgızistan ile ilgili kaynak bilgiler vardır[16].

Kitabu’l Mesalik ve’l-Memalik yazarı İbn Hurdadbih ( ö. 886 ) Kırgız Türkleri hakkında ilk bilgi veren İslam coğrafyacısıdır. Yazar, Türk topluluklarını belirtirken Kırgızları da saymaktadır.[17]

İslam coğrafyacısı İstahri (ö. 957), Kitabu’l Mesalik ve’l-Memalik eserinde Türk toplulukları içinde zikrettiği Kırgız Türklerinin coğrafik mekanını tarif etmiştir. Şaş (Taşkent) ve İlak şehrine yakın bulunduğunu yazmış, İtil akarsuyu dolaylarından başka taraflara yayıldıklarını belirtir[18]. İstahri eserinde Kırgız Türklerini asıl Türk topluluğu olarak belirtmiştir[19].

Hududu’l Alem isimli eser bilinmedik bir yazar tarafından yazılmış olup içinde Kırgız Türkleri hakkında malumat vardır. Fars dilinde 982 yılında yazılmış bu eser, Tanrı Dağları, Isık göl civarlarındaki Kırgız Türklerinin yaşam şekli, hayvancılık ve çiftçilikle uğraşları, el sanatlarındaki maharetleri belirtilmiştir[20]. Ayrıca eserde taşınabilir ev olan keçeden boz-ev’lerde yaşadıkları söylenmiştir[21]. Kırgız kağanının Kemcikes adlı şehirde oturduğu belirtilmiştir[22].

10. asır tarihçi, coğrafyacı ve yazarı İbn Havkal Suratü’l Arz adlı eserinde en iyi teyin (sincap) dersinin Kırgız ilinde olduğunu ve en güzel parfümlerin Kırgız miskleri olduğunu belirtir[23].

11. asırda yaşayan coğrafyacı ve seyyah Ebu Dulef, Risaletü’l-Evvel isimli eserinde Türk illerindeki gezilerini anlatırken Kırgız Türklerini yazı kalemine sahip olarak belirtmiştir. Eserinde Türk topluluklarının etnik yapısı, yaşam şekli, örf-adet v.b. bilgiler sunmuştur[24].

1050–1052 yıllarında Fars dilinde yazdığı Zeynu’l Abrar isimli eserinde Gerdizî, Yenisey Kırgızlarını anlatır[25].

11. asırda yaşamış Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati’t –Türk isimli Türk Dünyası’nın ağızlarını anlattığı meşhur eserinde Kırgız Türklerinin sade Türkçe konuştuğunu, Türkçe’den başka dil konuşmadıklarını belirtir[26]. Eserin Kırkız (Kırgız) maddesinde Kırgızların tamamen bir Türk uruğu olduğu yazmıştır[27]. Bu bilinen ilk Türk dil bilgini Kırgız Türklerinin arasında ayrıntılara dikkat ederek gezmiş, şehirlerden en ücra köşelere kadar araştırmalarını yapmıştır[28].

Tarih ve coğrafya eserleri ile tanınan 11.-12. asırlarda yaşamış Arap coğrafyacısı İdrisi’nin Kitabü’l- Nuzhat eserinde Kırgız Türklerinin yaşamından, geçim kaynaklarından anlatır. Kırgız boylarının yerleşim yerlerinde su hacmi fazla ve sayıca çok akarsular olduğunu belirtmiştir[29]. Kırgız kadınlarının çok çalışkan olduğu, erkekleri aratmayacak işleri yaptıkları anlatılır[30].

Yine 12.asırda yaşamış Arap araştırmacı Yakut El Hamevî, Mu’cemu’l-Buldan adlı eserinde Kırgızların yaşamından, örflerinden bahseder. Eserde, Kırgız Türklerinin bayrağının Göktürk Kağanlığının bayrağı gibi gök renkli bayrak olduğu vurgulanır[31].

1120 yılında Tahir Mervezi tarafından kaleme alınan, Tabaiu’l-Hayavan ismindeki eser, Kırgız Türklerinin gelenek-görenek ve dini inançlarını anlatmıştır[32].

13.asırda Cüveyni’nin Tarih-i Cihangûşa eserinde Yenisey’deki Kırgız Türklerinin yaşamı hakkında bilgiler verilmiştir. Yine 13. asırda Reşidüddin’in Camiü’t-Tevarih eserinde Yenisey Kırgız Türklerinin tarihi ile ilgili malumat bulunur[33].

İbn Haldun, Mukaddime adındaki meşhur eserinde iklim bölgelerini ve bu bölgelerdeki toplumları anlatırken Kırgızlara da değinmiştir. Yazar, Kırgızların Türk olduğunu belirttikten sonra yaşadıkları yeri anlatmıştır. Kırgız Türklerinin bulunduğu yer olarak Altayların güney tarafını belirtmiştir[34].

1240 yılında yazılmış olan Moğolların Gizli Tarihi isimli eserde de Kırgızlarla ilgili çok az bilgi vardır. Moğolların “Hanghas (Hakas), Tuba (Tuva) ülkelerini işgal etmesinin ardından Kırgıs (Kırgız) ülkesine geldikleri yazılmıştır. Kırgız önderlerinden Yedi, İnal, Aldier, Orebek-digin adları geçer[35].

KIRGIZ KAYNAKLARI

Kırgız Türklerinin yakın devirlere ait kendi tarihi kaynakları da vardır.

Manas Destanı, Kırgız sözlü tarihinin en güzel ürünüdür. Destanda sosyal, siyasi, örfi bilgiler verilmektedir. Destan kahramanın şahsında Kırgızların başka uluslarla savaşları anlatılır.

Manas Destanı’nın varlığından bilgi veren en eski kaynak, Seyfeddin Ahsikendi’nin Mecmuu’t- Tevarih (15. asır) adındaki eseridir[36]. Bu eserde Kırgız urukları ile ilgili geniş ayrıntılı açıklamalar bulunmaktadır[37]. Manas Destanı ilim dünyasına ilk tanıtan ve destan hakkında ayrıntılı bilgi vermiş olan Çokan Velihan’dır[38].

Kırgız tarihi kaynaklarında önemli bir eser Kırgızların şeceresini anlatan Kırgız Sancıralarıdır. 19. asrın sonlarından itibaren yazıya geçirilmiş olup Kırgız Türklerinin yaşadığı yerler, urukları, örfleri ve tarihi anlatılır[39]. 1495 yılında yazılan Mecmuatü’t-Tevarih’te Kırgız Türklerinin urukları, yaşadıkları yerler hakkında bilgiler vardır[40].

Osmanali Sıddıkoğlu (1875-1940), Tarih-i Kırgız-ı Şadmaniye isimli eseri 1913 yılında Ufa’da ilk baskısını yayınlamıştır. Hüseyin Karasay-uulu, eseri Kiril Alfabesine aktarıp 1990 yılında Bişkek’te basmıştır[41].

Doğu Türkistan’daki Kırgız Türklerinden Üseyin Acı (d. 1916), Doğu Türkistan’daki Kırgız aymağı olan Kızılsuu şehrinde Arap Alfabesi ile Kırgız Sancırası yayınlamıştır[42].

Talip Moldo ( 1849-1949), tarafından Arap alfabesi ile Kırgız Tarihi, Urukçuluk Kuruluşu, türlü Saltlar kaleme almış olup daha sonraları Aytkulu Ubukeyev 1940 yılında Latin harfleri ile kayda geçirmiş, Kencebay Akmatov Kiril alfabesi ile yeniden yayınlamıştır[43].

Sapar Zakirov tarafından Bişkek’te 1996 yılında Kırgız Sancırası yayınlanmıştır. Bu çalışma 19. asırdan itibaren derlenmiş elyazmalardan Bala Ayılçınıkı Sancırası, Alimbek-uulu Tugunbay Sancırası, Baymırza Sancırası’na göre derlenmiştir[44].

[1] İ.Kafesoğlu, Türk Millî Kültürü, Boğaziçi yay., İstanbul, 1993, s.130, 131

[2] A. Taşağıl. Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları, Türk Tarih Kurumu yayınları, Ankara, 2004, s.75

[3] A.İdil, Yerel Kaynaklara göre Özet Kırgızistan Tarihi, Bişkek, 2007, s.13

[4] İdil, age., s. 14

[5] İdil, age., s. 21

[6] Taşağıl, age., s. 86

[7] M.Ergin. Orhun Abideleri, Boğaziçi yay., İstanbul, 1995, s. 67,78

[8] Ergin,age, s. 23, 37

[9] Boyla Kutlug Yaraganbengü Taşı (- SUCİ ÂBİDESİ -):

Yazı Çevrimi: Uygur yirinte, Yağlakar Kanta keltim. Kırkız oglı men. Boyla Kutlug Yaragan men. Kutlug Bağa Tarkan öge buyrukı men. Küm surugım kün tog-sıka, batsıka tegdi. Bay bar ertim. Ağılım or, yılkım sansız erti. İnim yiti, urım üç, kızım üç erti. Eb-ledim; oglumm, kızımın kalınsız birtim. Marıma yüz er turug birtim. Yeğenimin, atımın körtüm. Amtı öltüm. Oğlanım erde marımınça bol, kanka tap, katıglan. Ulug oğulum süke bardı. Körmedim... oğul.

Dil aktarımı: (Uygur yerinde, Yağlakar Han zamanında dün-yaya geldim. Kırgız oğluyum. Boyla Kutlug Ya-ragan’ım. Kutlug Bağa Tarkan’ın müşaviriyim. Ünüm ve şöhretim gün doğusuna ve batısına kadar ulaştı. Zengin ve varlıklı idim. On ağdım, sayısız at sürülerim vardı. Yedi kardeşim, üç oğlum, üç kızım vardı. Evlendirdim; oğlumu, kızımı cihazsız ver-dim. Üstadıma yüz er ve mesken verdim. Ye-ğenimi, torunumu gördüm. Şimdi öldüm.... Oğul-larım! Erlikte üstadınız gibi olun, hana hizmet ve gayret edin! Büyük oğlum orduya gitti. Gör-medim.... oğul.)

http://ekitap.kulturturizm.gov.tr/dosyagoster.aspx?DIL=1&BELGEANAH=109922&DOSYAISIM=suciabidesi.pdf adresinden alınmıştır.

[10] H.N.Orkun, Eski Türk Yazıtları, Ankara, 1994. s. 156

[11] Orkun,age, s.172

[12] Orkun, age, s.500

[13] M.Kocobekov, T.Abdiev (çev.) , Kırgızdardın cana Kırgızstandın Tarıhıy Bulaktarı, Kırgız-Türk Manas Üniversitesi yay., Bişkek, 2002, s. 10, 25-140

[14] A. Akayev. Kırgız Devlet Geleneği ve Manas, Da yayıncılık, İstanbul, 2003, s. 69

[15] Kocobekov, age., s. 10,11, 145-250

[16] Kocobekov, age., s. 11, 251-340

[17] S. Erşahin, Kırgızlar ve İslamiyet, SEK yay., Ankara, 1999, s.10

[18] Kocobekov,age., s. 25-54

[19] F. Sümer, Türk Cumhuriyetlerini Meydana Getiren Eller ve Türk Destanları, DK yay., İstanbul, 1997, age., s.77

[20] Kocobekov, age, s. 54-69

[21] K. Cusupov, Kırgızdar, Kırgızstan basması yay., Bişkek, 1991, s. 101

[22] Sümer, age. , s. 77

[23] Sümer, age.,s.80

[24] Erşahin,age, s.11

[25] Erşahin, age, s. 11

[26] Kaşgarlı Mahmud, Divanü Lügati’t-Türk, (çeviri ve düzenleme S. Erdi, S.T.Yurteser), Kabalcı yay., İstanbul, 2005, s.23

[27] Kaşgarlı Mahmud, age., s. 427

[28] Kaşgarlı Mahmud, age., s. 11

[29] Cusupov, age., 97

[30] Sümer, age., s. 80

[31] Cusupov,age., s. 98

[32] Erşahin,age., s.12

[33] Cusupov, age., s. 102

[34] İbn Haldun, Mukaddime (cilt I), Dergah yay., (haz. Süleyman Uludağ), İstanbul, 1988, s. 308

[35] Moğolların Gizli Tarihi, (çev. Ahmet Temir), Türk Tarih Kurumu yay., Ankara, 1995, s. 160

[36] N. Yıldız, Manas Destanı ve Kırgız Kültürü ile ilgili Tespit ve Tahliller, Türk Dil Kurumu yay., Ankara, 1995, s. 21

[37] Kırgız Sovyet Ansiklopedisi (3), Kırgızdar başlığı, Frunze, 1978, s. 561

[38] Yıldız, age., s. 21

[39] Erşahin, age., s. 13

[40] E. Törökan-uulu, Kırgızdın Kıskaça Sancırası, Uçkun yay., Bişkek, 1995, s.4

[41] Erşahin, age., s. 13

[42] Erşahin, age., s. 13

[43] Erşahin, age., 14

[44] Erşahin, age., 14