BASIN BÜLTENİ Akıncı: “KKTC, bir çözüm olması durumunda eşit kurucu devlet olarak yerini alacak, çözüm olamıyorsa da yoluna devam edecek” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: “KKTC, bir çözüm olması durumunda eşit kurucu devlet olarak yerini alacak, çözüm olamıyorsa da yoluna devam edecek”
Tarih: 20.10.2017 > Kaç kez okundu? 1157

Paylaş


ODTÜ Kuzey Kıbrıs’ın önceki akşam düzenlediği Ekonomi ve Politika Semineri’nde konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin bir çözüm olması durumunda eşit kurucu devlet olarak yerini alacağını, çözüm olamıyorsa da yoluna devam edeceğini belirterek, “Başka arayışlara girmeye gerek yoktur” dedi.

Önceki müzakerelerden farklı olarak, çözümsüzlüğe değil çözüme varabilmek için artık en başta yöntemi değiştirmek gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Böyle ucu açık 50 yıl daha sürsün yaklaşımı artık kendi kendini tüketmiştir” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, uzunca bir süredir dile getirdiği ve Genel Sekreter’in de son raporuna yansıttığı dengeli paket yaklaşımıyla, sonuç odaklı, çözüm odaklı, çerçevesi belli bir deneme daha yapılabilmesi için, Rum tarafında ciddi bir zihniyet dönüşümünün olması gerektiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bu zihniyet dönüşümü olmazsa, sonuç yine çözümsüzlük olacaktır” diye konuştu.

“Biz, ‘vazgeçtik müzakereler gündeme gelmeyecek’ demiyoruz. Gelecekte farklı çözüm perspektifleri de gelişebilir. Ama ne olacaksa, görüşerek, müzakere edilerek olacak. Ayrılık olacaksa bile, görüşerek uzlaşarak olacak” diyen Cumhurbaşkanı şöyle devam etti:

“Diyalog kapılarını kapatacak değiliz. Ancak güneydeki başkanlık seçimlerinin gündemde olduğu şu sıralar diyaloğun mümkün olmadığı belli. Seçim atmosferi nedeniyle hazır olmadıklarını Dışişleri Bakanları Kasulidis ve iktidar partisi başkanı Averof da söylüyor. Ama seçim atmosferinde, sanki yarın görüşmeye hazırmış gibi gerçek olmayan beyanlarda bulunuluyor.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının çözümsüzlüğün sorumluluğunun Türk tarafına yüklenmesi beklentisinin Genel Sekreter’in son raporuyla boşa çıktığını hatırlattı.

Ancak BM Genel Sekreteri Guterres’in raporunda, Kıbrıs Türk tarafına büyük haksızlık yapıldığı duygusunu da taşıdığını belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle devam etti:

“Belli ki Genel Sekreter suçlama yapmak istemedi, çünkü bundan sonrası var. Gördüğü bildiği halde çözümsüzlüğün sorumlusunu açıkça işaret etmek istemedi. Ancak Sayın Genel Sekreter, sorumluluğu eşit paylaştırma yanlışına da düşmemeliydi. Siyasi irade ve son adımı atamama yönünde sorumluluğu Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafına eşit paylaştırdı. Bu, bize yapılan çok büyük bir haksızlıktır.”

BM Genel Sekreteri’nin raporunda “federal devletin anayasa yazılımına geçilemedi” denildiğini ama bunun nedenine yer verilmediğini söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Federal devletin anayasasının yazılması için Rum tarafı ile BM yetkilisi de dahil komisyon kurulmasına karar verdik. Bizden bu komitede görev alacakların listesi istendi, görevlendirdiğimiz isimleri bildirdik. Ancak Kıbrıs Rum tarafı o isimleri saptayıp BM’ye vermedi. Buna raporda yer vermek yok mu? Raporda federal devletin anayasasının yazımına kimin görevlendirme yapmadığı için geçilemediğine yer verilmeliydi” dedi.

28 Mayıs 2015’te Rum liderle birlikte uygulanması yönünde ortak karar aldıkları güven arttırıcı önlemlerin hayata geçmemesine de değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle dedi:

“Cep telefonları iki tarafta da çalışır hale gelecekti. Neden olmadı? Rapor bu kararın hayata geçmediğini söylüyor, ama neden olmadığını söylemiyor. Son ana kadar teknik olarak her şey hazırdı. En sonunda Rum tarafı dedi ki ‘bizim bir yasamız var, sizin operatörlerinizle iş birliği yapamayız.’ İki yıl çalıştık, tüm teknik çalışmalar tamamlandıktan sonra, bunu son anda söylediler. Önerdikleri çözüm de iki sim kart kullanılması. Bu iş birliği mi? Bunu gidip her vatandaş bireysel çözüm olarak alır, takar, konuşur. Biz iş birliğinden bahsediyoruz. Birbirini tanımasalar da kurumların iş birliği yaparak hayatı kolaylaştırmalarını konuşuyoruz. Güven arttırıcı önlem dediğiniz bu.”

Alınan bir diğer ortak kararın elektrik şebekelerini birbirine kalıcı olarak bağlanması olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Elektrik şebekeleri geçici olarak bağlandı. Zaman zaman biz onlara elektrik verdik, zaman zaman elektrik aldık. Ama alınan karar, şebekelerin kalıcı olarak bağlanmasıydı. Kalıcı olarak bağlanmak demek maliyetlerin düşmesi, her iki sistemin rahatlaması demek. İki tarafın da bundan kazancı var. Bunlar üzerinde mutabakat sağladık. Rum müzakereci Mavroyannis birkaç gün önceki açıklamasında, elektrik şebekelerinin kalıcı bağlantısı çözümden sonra olacaktı diyor. Doğruyu söylemiyor. Böyle bir şey olamaz. Alınan bu kararlar çözüme giden yolda güveni arttırma çabalarıydı. Çözümden sonra haliyle birleşecek zaten.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, güven yaratıcı önlemlerle ilgili alınan bazı ortak kararların hayata geçmediğinin raporda yer almasına karşın, nedenlerine yer verilmemesinin ve sorumluluğunun iki tarafa da eşit paylaştırılmasının adil olmadığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bunlar yanında, Enosis plebisiti olayının süreci kesintiye uğrattığına raporda yer verilmesine karşın, bu konuda yaşananların objektif olarak anlatılmadığını da belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “BM parametreleri artık öldü, gömüldü” değerlendirmeleri ile ilgili olarak ise “Müzakerelerin başarısızlığının sorumlusu BM parametreleri değil, bu parametrelere uyum sağlayamayan Rum liderliğinin zihniyetidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Ben hiçbir gün BM parametrelerinin öldüğünü, gömüldüğünü söylemedim. Çünkü BM parametresi denilen, BM’nin oturup yazdığı bir şey değil. Bu parametreler çoğunu Kıbrıs Türk tarafının gündeme getirdiği, yıllar içinde müzakerelerden süzüle süzüle oluşan iki kesimlilik, siyasi eşitlik, BM Genel Sekreteri Guterres’in de Crans-Montana’daki çerçevesine de giren dönüşümlü başkanlık ve benzeri hususlardan oluşan bir demettir. Benden önceki liderlerin ve benim de elde ettiğimiz hususları, prensipleri kendi elimizle çöpe atıp BM ile karşı karşıya gelmenin hiçbir akılcı yanı yoktur; hiçbir uluslararası diplomatik norma uygunluğu yoktur.”

“Rum tarafının yanlışlarını elbette söyleyeceğiz, BM ile yürütülen bu süreci de çöpe atmayacağız” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, “Evet müzakereler aynı çerçevede devam edemez, anlayış değişikliği, yöntem değişikliği, çerçeve değişikliği gerekiyor. Bunun müdafaasını halkımız, siyasi partilerimiz ve Türkiye ile birlikte yapmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Akıncı, KKTC’nin ekonomisi ve demokrasisi ile güçlendirilmesinin çözümde de, çözümsüzlük koşullarında önemine işaret ederek; trafik, çevre, gıda güvenliği gibi Kıbrıs konusu kaynaklı olmayan pek çok halledilebilecek sorun olduğunu’ söyledi ve “Atılması gereken adımlar başka bahara ertelenmemeli” dedi.



Candan: “Anastasiadis'in çözüme odaklanmak yerine seçimlere dönük bir strateji yürüttüğü görüldü”



Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Güzelyurt Milletvekili ve Dış İlişkiler Sekreteri Armağan Candan, Avrupa Parlamentosu'nda Sosyalist-Demokrat Grup tarafından düzenlenen “Kıbrıs” konulu yuvarlak masa toplantısında konuşma yaptı.

AP Türkiye raportörü Kati Piri tarafından düzenlenen toplantıda sunum yapan Armağan Candan, son iki yılda müzakere sürecinde yaşananları özetleyerek Crans-Montana'da sonuca ulaşılamamasının yeni bir hayal kırıklığı yarattığını, ilk kez uluslararası düzeyde bütün müzakere başlıklarının bir paket olarak hep birlikte ele alındığını, Rum lider Anastasiadis'in çözüme odaklanmak yerine Rum tarafında Şubat ayında yapılacak seçimlere dönük bir strateji yürüttüğünün görüldüğünü kaydetti.

Konferansın bütün konularda ve BM Genel Sekreteri Guterres'in çizdiği çerçevede yapıldığını ifade eden Candan, Kıbrıslı Türkler için siyasi eşitlik, dönüşümlü başkanlık, kararlara etkin katılım, anlaşmanın gerek politik gerekse ekonomik olarak sürdürülebilir olmasının son derece önemli olduğunu belirtti.

Güvenlik ve garantiler konusunda Türk tarafının yapıcı ve her iki kesimin de güvenlik ihtiyacını dikkate alan bir anlayışla açılımlar yaptığını vurgulayan Candan, bu konuda Rum tarafının katı tutumunun sonuca ulaşılamamasında en önemli rolü oynadığına işaret etti.

Kıbrıslı Rumların uzun yıllardır alışkın olduğu düzenden federal bir Kıbrıs’a dayalı yeni bir yapıya adım atmakta ciddi tereddütleri olduğunu vurgulayan Candan, müzakerelerin bundan sonra sonuç alıcı bir şekilde devam etmesi gerektiğinin altını çizdi.

Avrupa Birliği'nin de Crans-Montana'da en üst düzeyde yer aldığını anlatan Candan, Genel Sekreter Guterres'in raporuna yansımamış olmasına rağmen bütün uluslararası gözlemciler tarafından özellikle son bir yıllık süreçte çözüm için yeterince istekli olan tarafın görüldüğünü ifade etti.

Çözümsüzlüğün devamının kimseye yarar sağlamayacağını, müzakere sürecinin er ya da geç yeniden başlayacağını ve Guterres çerçevesine sahip çıkılması gerektiğini savunan Candan, AB'nin Kıbrıslı Türklere dönük olarak verdiği sözleri de hatırlattı.

Kıbrıs Türk halkına dönük yapılacak her açılımın çözüme katkı sağlayacağını vurgulayan Candan, bunun Kıbrıs Rum tarafının çözüme hazırlanmasına da katkı sağlayacağını ifade etti.

AP'de Kıbrıs'a ayrılmış altı sandalyenin de Kıbrıslı Rumlar tarafından gasp edildiğini anlatan Candan, CTP'yi üyeliğe kabul eden ve Kıbrıslı Türk milletvekillerine söz hakkı tanıyan AP Sosyalist Demokrat Grubu’na teşekkür etti.



Berova EYFOR-8 Uluslararası Eğitim Yönetimi Formu’na katıldı



Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Özdemir Berova, Ankara’da EYFOR 8 Uluslararası Eğitim Yönetimi Formu’na katıldı.

Formda konuşan Berova, eğitimi yönetme dışında bir veli olarak sokaktaki insanla birebir temasın önemine değinen Berova, siyasetçilerin ve siyasetin, eğitimi daha ileriye götürmekteki yerinden ve rolünden bahsetti.

Berova, yaşanılan coğrafya üzerinde ülkeyi daha da ileriye taşımak ve çocukların en iyi şekilde eğitim alıp, yetişmeleri adına önemli bir görev üstlendiklerini söyledi. Bu noktada organizasyonun önemli olduğunu kaydeden Berova, bunun gibi oluşumların devleti var ettiğini ve devamlılığını sağladığını ifade etti.

Bir devletin kurulmasının çok uzun ve meşakkatli bir süreç olduğunu ve çok acılar çekildiğini kaydeden Berova, devlet kurmanın ve devamlılığını sağlamanın, toplumun refahını daha da üst seviyelere çıkarmanın ancak eğitimle mümkün olduğunu, çocuklara gerekli eğitimin verilememesi durumunda sonucun da hayırlı olmayacağına belirtti.

Özdemir Berova, günümüzde birçok ülkenin ciddi sorunlarla boğuştuğuna işaret ederek, “Yanı başımızda bir ateş çemberi olduğunu unutmamamız gerekiyor. Böyle bir duruma düşmemek için de eğitimle birlikte toplum adına iyi şeyler üreterek, eğitimli insan gücüyle ülkeyi daha müreffeh günlere taşımamız gerekiyor” dedi.

Bunun yapılamaması halinde toplum gereklerinin devamlılığının sağlanamayacağını ve ülkenin sonu anlamına geleceğini ifade eden Berova, işte bu noktada öğretmenlere büyük görevler düştüğünü belirtti.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri