BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı, Özgürgün ve Denktaş’la görüştü - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı, Özgürgün ve Denktaş’la görüştü
Tarih: 18.10.2017 > Kaç kez okundu? 1277

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün Başbakan Hüseyin Özgürgün ve Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’la Başbakanlık’ta görüştü.

Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşmeden çıkışta basının erken seçimle ilgili sorusunu yanıtında, “Ocak’ta bu işin olmasıyla ilgili bir konsensüs oluştu. Ama şöyle ama böyle, benim gözlemlediğim bu. Meclis bir karar verirse buna hepimizin saygı duyması gerekir. Orada bir sıkıntı yok. Benim açımdan önemli olan tarihten ziyade seçimle ilgili hazırlanan yeni yasanın herhangi bir pürüz içermemesi” dedi.

İmza için Cumhurbaşkanlığı’na gidecek yasada herhangi bir sıkıntı olmaması, yasanın yeniden değerlendirilecek, bakılacak bir yasa olmaması gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Anladığım kadarıyla bu konuda Yüksek Seçim Kurulu ile de konuşuluyor. Bu yasa herhangi bir pürüz olmadan önümüzde gelecek ki biz de gönül huzuru içinde imzalayabilelim. Yani bizim imzamız nedeniyle bir gecikme yaratmak istemem” şeklinde konuştu.

Bu yasanın halka iyi anlatılması gerektiğini de vurgulayan Akıncı, “Farklı bir modele geçiyoruz. Karma oylar nasıl olacak, tercihler nasıl olacak, bölgelerde bu işler nasıl olacak? Çarşaf liste yaklaşımı öteden beri konuşulan bir konuydu. Bölgeciliği de bertaraf eden, her bölgeden insanın, her bölgeden adaya oy verebilmesi olayı ilk bakışta cazip görünüyor ama uygulamada acaba nasıl olacak? Bir takım oyların yanmasına neden olacak mı? Çevremde bu kaygıları duyuyorum. Bunların insanımıza çok iyi anlatılması gerek diye düşünüyorum” ifadelerine yer verdi.

Başbakan Hüseyin Özgürgün de yaptığı açıklamada, hükümet ortağıyla birlikte Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı Başbakanlık’ta ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Başbakanlık’tan yapılan açıklamaya göre, hükümet olarak Cumhurbaşkanı ile yakın işbirliği ve istişare içinde çalışmanın bilincinde olduklarını söyleyen Özgürgün, devlet ciddiyeti içinde Cumhurbaşkanı ile ilişkileri en iyi düzeyde tutma gayreti içinde olduklarını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ziyaretinin daha önce planlandığına işaret eden Başbakan Özgürgün, ziyaretin seçim kararı nedeniyle yapılmış gibi algılanmaması gerektiğini belirtti.

Başbakan Özgürgün, seçim tarihinin yaklaşması nedeniyle hükümetin görev süresinin sonuna doğru geldiğini, ancak devletlerde devamlılığın esas olduğunu belirterek, kendilerinin de Cumhurbaşkanı’nın da seçimle göreve geldiğini, Cumhurbaşkanı’nın ziyaretini bu anlamda topluma olumlu yansıyan bir ziyaret olarak gördüklerini, konuların karşılıklı konuşulup değerlendirileceğini kaydetti.



Meclis Başkanı Siber Parlamentolararası Birlik Toplantısı için Rusya’ya gitti



Meclis Başkanı Sibel Siber, Parlamentolararası Birlik (PAB) toplantısı çerçevesinde gittiği Rusya’da, izolasyonların devamının kabul edilmez olduğunu vurguladı, Kıbrıs Türkü’nün haklı durumunu her platformda anlatması gerektiğini söyledi.

Sibel Siber, PAB 137’nci Genel Kurul çalışmaları çerçevesinde, Rusya’nın St. Petersburg şehrinde gerçekleştirdiği temaslarını değerlendirdi.

Sibel Siber, yaptığı temaslarda Kıbrıs Türkü’nün kültür, sanat ve spor da dahil pek çok alanda insanlık dışı izolasyonlara maruz kaldığını bir kez daha hatırlattığını, özellikle demokrasiye inanmış dünya ülkelerinin bu uygulamayı yapmalarının kabul edilemez olduğunu aktardığını ifade etti.

Bu temasların Kıbrıs Türkü için önemli olduğunu belirten Siber, “Çünkü siz kendinizi anlattığınız sürece anlaşılırsınız. Haklı olmanız size hak verecekler anlamında değildir. Bıkmadan, usanmadan her platformda bu haklı durumumuzu dile getirmeliyiz” dedi.

Özellikle İsviçre’nin Crans Montana kasabasında yer alan zirvede görüşmelerin çöküşünden sonra Kıbrıs Türk tarafına uygulanan “izolasyonların devamının kabul edilemez” bir durum olduğunu dile getirdiğini anlatan Siber: “Onun için bu durumu iyi anlatmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.

Dünyanın en eski birliklerinden biri olan PAB’ın toplantılarında ülke ve dünya sorunlarının çözümleri üzerinde durulduğunu ifade eden Sibel Siber, PAB Genel Kurulu’ndaki açılış konuşmalarında daha iyi ve barışçıl bir dünyaya ulaşmak için yapılması gerekenin “Parlamentolar arası temas” olduğu; demokratik yöntemle halkın seçtiği parlamenterlerine yüz yüze temasının öneminin vurgulandığını söyledi.

Meclis Başkanı Siber, her ne sebeple olursa olsun hiç bir parlamentoya kısıtlama getirilmemesi gerektiğini, özellikle uzlaşmazlıkların çözümünde bu yöntemin üzerinde durulması gerektiğinin alının çizildiğini ifade etti

Meclis Başkanlığı süreci boyunca bu yönde bir yaklaşım ortaya koyduğunu belirten Sibel, “Evet tanınmamış bir Devlet olabiliriz ama bu kurumlarımızın olmadığı anlamına gelmez. Seçimlerimize Birleşmiş Milletler gözlemci gönderiyor, dolayısıyla halkın seçtiği milletvekillerine uluslararası alanda ambargo uygulanması kabul edilemez. Bunu birçok platformda sıklıkla dile getiriyorum” dedi.

PAB Başkanına üç yıl önce gönderdiği yazıya cevaben bir davet aldıklarını, bu önemli buluşmada ilk kez “izolasyon ve ambargolara neden maruz kalınmaması” gerektiğini aktardıklarını anlatan Siber, o tarihten bu yana görüşmelerin sürdüğünü belirtti.

PAB Başkanı ile yaptıkları görüşmede, yine büyük bir anlayış ve gözlemci üyelik konusunda destek gördüklerini ifade eden Siber, yeni seçilecek olan Başkana da konunun aktarıldığını söyledi.



Eski Görüşmeciler Ertuğ ve Olgun: “Sözde denge adına adalet ve hakkaniyet ilkeleri çiğnenmiştir”



Eski görüşmeciler Osman Ertuğ ve Ergün Olgun, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin raporuyla BM sürecinin sonuç alıcı bir zemine oturtulma şansının yok edildiğini savundu.

Osman Ertuğ ve Ergün Olgun, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres'in müzakerelerle ilgili son raporu hakkında yayımladığı ortak değerlendirmede, Crans - Montana'da yaşanan gelişmenin sadece bir konferansın değil, on yıllardır devam etmekte bulunan bir sürecin mevcut haliyle çöküşünü teşkil ettiğini söyledi.

Müzakere zemininin sorgulanmaya başlandığına işaret edilen açıklamada, “Keza, BM Genel Sekreteri ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, işlerin bundan böyle aynı şekilde devam etmeyeceğini yaptıkları açıklamalarda ifade etmişlerdir”" denildi.

Değerlendirmede, Müzakerelerin, “Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıslı Türklerle eşitlik zemininde yetki paylaşımına gitmek istememesi bunun için gerekli iradeye sahip olmamasından” dolayı çöktüğü ifadesine yer verildi. Genel Sekreter'in raporunda taraflar arasında karşılıklı “güven ve siyasi irade” açığı bulunduğunu söylemesinin yerinde bir tespit olduğu, ancak bunun hangi sebeplerden ve kimden kaynaklandığını açıkça söylememesinin de ciddi bir eksiklik ve Kıbrıs Türk tarafına karşı yapılmış büyük bir haksızlık olduğu belirtildi.

“Bir kez daha, Genel Sekreter'in raporuyla, sözde denge adına adalet ve hakkaniyet ilkeleri çiğnenmiş, BM sürecinin sonuç alıcı bir zemine oturtulma şansı yok edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, BM Genel Sekreteri Gurerres’in raporunda ve yürütmekte olduğu İyi Niyet Misyonu'nun icrasında görülen eksikler sıralandı.

İki taraf yanında üç garantör ülkenin bir araya geldiği İsviçre’deki zirvelere rağmen sorunun niye hala çözümlenemediğinin “kök nedenlerinin objektif bir şekilde bu raporda ortaya konması” gerektiği ancak önceki BM Genel Sekreteri de, şimdiki Genel Sekreter’in de cesaret göstererek bu sorgulamayı yapmadığı kaydedildi.

BM müzakere süreçlerinin en büyük handikabının, siyasi eşitlik ilkesinin “BM tarafından göz ardı edilerek bu ilkenin pratikteki uygulama modalitelerini yeniden müzakere konusu yapması ve uygulamasını olası yeni bir anlaşma sonrasına ertelemesi” olduğu belirtildi.

Bu durumun Rum tarafına çok büyük bir avantaj sağladığını, eşitlik zemininde Kıbrıslı Türklerle yetki paylaşımı ihtiyacını ortadan kaldırdığı, bu durumda BM’nin, Kıbrıs'taki statükonun ve sorunun devamına hizmet eden bir araç haline geldiği ifade edildi.

BM’nin de yeni bir değerlendirme yapma zamanının geldiğini ancak bunun BM tarafından göz ardı edildiği de açıklamada kaydedildi.

Raporda, kaydedilen ilerlemelerden bahsedilirken “iki tarafın farklı, hatta taban tabana zıt ihtiyaçları, tutkuları, vizyonları ve amaçlarını; kısacası insan/toplum faktörünün bir ortaklık müzakeresindeki belirleyici rolünün göz ardı edildiği” belirtildi.

Raporun, öngörülen hedefin gerçekleştirilmesini sağlayacak herhangi bi perspektif, dinamik veya açılım içermediği de kaydedildi.

Açıklamada, Genel Sekreter'in taraflara, mevcut garanti sisteminin, özellikle de tek yanlı müdahale hakkının sürdürülebilir olmadığını nazarı dikkate alan çözümler bulmalarını önermesi “çok vahim bir unsur” olarak nitelendirildi.

Bunu yaparak Genel Sekreter’in “hakemlik rolü üstlenmiş” olduğu ifade edilen açıklamada, “Kıbrıs Türk halkı için yaşamsal olan bir konuda açıkça taraf tutmuştur” denildi.

Değerlendirmede ayrıca Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonların kaldırılmasına değinilmemesi de "eleştirildi.

Açıklamada, Kıbrıs Rum tarafıyla yapılacak herhangi bir temasın sonuç alıcı olabilmesi, taraflar arasında güven yaratabilmesi ve siyasi eşitlik zemininde gerçek anlamda yapıcı işbirliğine olanak sağlayabilmesi için,

herhangi bir temasın tarafların siyasi ve kurumsal eşitliğini uygulamada da gözetecek bir zeminde başlatılması gerektiği; izolasyon ve kısıtlamalar kaldırılmadan Rum tarafı ile herhangi bir diyalog veya temasın başlatılmaması gerektiği ifadeleri kullanıldı.

Herhangi bir diyalog veya temasın, "müzakerelerin bırakıldığı yerden yeniden başlatılması" şeklinde değil, Ada'da mevcut iki ayrı Devlet'in eşit statüleri zemininde ve alternatif işbirliği olasılıklarını ele alacak bir anlayışla başlatılması gerektiği de ileri sürüldü.

Değerlendirmede, “Görüşmelere bırakıldığı yerden koşulsuz devamı anlamına gelen bir tutum içine girmek çok vahim bir hata olacak, halkımız, hatta Anavatanımız ve Garantörümüz Türkiye için bunun bedeli çok ağır olacaktır... halkımızın önüne yeni bir yol haritası konması gereğini yeniden vurgulamak isteriz” denildi.



Girne’de sanat odaklı yeni bir üniversite kuruldu



Girne’de Arkın Yaratıcı Sanatlar ve Tasarım Üniversitesi (ARUCAD) adlı sanat odaklı yeni bir “butik” üniversite kuruldu.

Eğitime başlayabilmek için YÖDAK’tan öğrenci kayıt izni bekleyen üniversite hakkında bilgi vermek için dün Colony Otel’de basın toplantısı düzenlendi.

Toplantıda konuşma yapan ARUCAD Başkan Yardımcısı Sinan Arkın, Rektör Yardımcısı Prof. Ümit İnatçı, Sanat Fakültesi Dekanı Prof. Turan Aksoy ve Mütevelli Heyeti Başkanı Erbil Arkın üniversitenin kuruluşu hakkında bilgiler sundu.

Üniversitenin kuruluşu kapsamında 20 Ekim, saat 18:00’de, Girne’de bulunan ARUCAD kampüs binasında, Erbil Arkın'a ait özel koleksiyonda bulunan, ünlü heykeltıraş Auguste Rodin’in, 34 parça orijinal eserinden oluşan sergi izlenime açılacak.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri