Belarus Tatarları - Derleyen: Yrd. Doç. Dr. Elnur Hasan MİKAİL - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Belarus Tatarları - Derleyen: Yrd. Doç. Dr. Elnur Hasan MİKAİL
Tarih: 29.10.2016 > Kaç kez okundu? 2627

Paylaş


Lipka Tatarları Belarus'ta, Polonya'da ve Litvanya'da yaşayan Türk kavmi.



***

Belarus – Litvanya – Polonya Tatarları

Tarih



1502 de Timur tarafından yıkılan Altın Orda devletinde yaşayan Müslüman İdil Ural Tatarları ile Kırım/Nogay Tatarlarından bir bölümü Kıpçak Bozkırlarından (Deşt-i Kıpçak), Kırım’dan Büyük Litvanya Knezliği topraklarına göç ettiler. Tatarların kökeni ve Tatar adının nereden geldiği bir başka yazımızda açıklanmıştır. OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYIN.



16. ve 17. Yy.larda Büyük Moskova Prensliği’nin yayılması nedeniyle Litvanya’ya kaçanlarla, Litvanya’nın Osmanlı İmparatorluğu ve Kırım Hanlığı ile olan savaşları sonucunda ele geçen esirlerin de Litvanya’ya yerleşmesi 17. yüzyıl ortalarına kadar bu bölgedeki Müslüman Türk nüfusun sayısını artırmıştı.



O dönemlerde prensin isteği üzerine askerlik yapmaları karşılığında Tatar beylerine arazi verilmişti. Büyük Litvanya Prensliği döneminde 20. yy ‘a kadar Litvanyalı Tatarlardan yaklaşık 50 general vardı.



1410 yılında gerçekleşen Grunvald savaşında yaptıkları hizmetlerden, gösterdikleri kahramanlıklardan dolayı dönemin Prensi tarafından ödüllendirildiler. Polonya ve Beyaz Rusya’nın bağımsızlık tarihinde önemli rol oynadılar.



1831 – 1863 yıllarında Ruslara karşı Polonyalılarla birlikte isyan eden Türkler bu isyanlar kanlı bir şekilde bastırıldıktan sonra dalgalar halinde Osmanlı topraklarına göç ettiler.



Kırım’ın Bolşevikler tarafından zaptından sonra, Kafkaslardan, Volga boylarından ve Kırım’dan bir çok devlet ve siyaset adamı Polonya’ya kaçtılar. Polonya’da mevcut Tatar nüfuzundan yararlandılar. Tatarlar aralarına gelen bu kardeşlerine sahip çıkarak onları korudular. Stalin-Beria döneminde Kırım Tatarlarının bir gece içerisinde Sibirya’ya sürülmesinden endişeye kapılıp Amerika’ya göç edenler oldu.



Belarus-Litvanya-Polonya Tatarları ayrı ya da birlikte Belarus Tatarları, Litvanya Tatarları, Polonya Tatarları, Büyük Litvanya Knezliği Tatarları, Radzivil Tatarları, Tatar-Kazaklar olarak da adlandırılmıştır.



Bazı görüşlere göre Litvanya Tatarları denilen Müslüman Türk halkı aslında Nogaydır. Osmanlı topraklarına göç edenlerin bir kısmı Karadeniz’den Anadolu’ya dağılmışlar evlilikler yoluyla Anadolu Türkleri arasına karışmışlar. Eşimin dedesi Ahmet Kösem’in babası Vlad İlgauskas da bunlardan birisi.



1. Dünya savaşından sonra üçe bölünmüş olarak Belarus (Beyaz Rusya), Litvanya ve Polonya’da yaklaşık 600 yıldan beri yaşamaktadırlar. Günümüzde sayıları yaklaşık 22 bindir. Belarus’takilerin sayıları yaklaşık 11 bin olup ülke nüfusunun % 0.1 ini oluşturuyorlar, onlara Lipka Tatarları da deniliyor. Minsk, Slonim, Smiloviçi, Ivye, Novogrudok, Grodna, Kletsk de oturuyorlar. Litvanya’dakilerin sayısı ise yaklaşık 6 bin olup ülke nüfusunun % 0.2 sini oluşturuyorlar, genellikle Vilnius, Kaunas, Kozaklaru, Nemezis ve Kırk Tatar (Keturiasdesimt Totoriu) da yaşamaktadırlar, Polonya’dakileri sayısı 5 bin olup Gdansk, Wielkopolska, Sokolka, Bialystok, Bohoniki, Kruşiyani de yaşıyorlar.



Sovyetler Birliği’nin dağılması üzerine, 1988 yılından sonra Litvanyalı Tatarlarda milli hareket başlamış ve bunun sonucu çeşitli Tatar Cemiyetleri kurulmuş. Geleneklerini korumak, devam ettirmek ve yaşatmak için festivaller, toplantılar, yaz kampları, şarkı ve dans şölenleri düzenleyen “Litvanyalı Tatar Cemiyeti” eğitime büyük önem veriyor.



Din

Belarus-Litvanya Tatarları, göçlerinden sonraki iki asır boyunca yerli halk ile karışırken birlikte tarihî değişiklikleri yaşayıp, kültürüne entegre olurken kısmen de olsa kendi özgünlüklerini ve en önemlisi de kendi dinlerini korumayı başardılar. Müslüman Doğu’dan uzak ve Hıristiyanların arasında kalmaları doğal olarak geleneksel adetleriyle edebiyatlarını da etkilemiştir. Ancak söz konusu dış etki, asırlar boyunca korunan İslam doktrininin temel tezlerine dokunmamıştır. Aralarında Kazan’da, Kırım’da dinlerini öğrenip dönen ve halklarına da öğretenler olmuş.



Tatarlar 1925 yılında o zamanlar Polonya’nın bir şehri olan Vilnius’ta Müftülük kurdular. Stalin döneminde dini faaliyetler kesintiye uğradı. İnsanlar evlerinde bulundurdukları kutsal kitaplardan dolayı bile cezalandırıldılar.



Polonya Tatarları dini bayramları 600 yıldır geleneklerine ve dinsel kurallara uygun kutluyorlar. Polonya kültürünün etkisiyle adetlerin değişiklik gösterdiği düğünlerde imam nikahı muhakkak yapılan bir uygulama. Cenaze merasimleri de yine dini geleneklere göre yapılıyor ve Polonya’nın neresinde ölmüş olursa olsun bir Tatar muhakkak bir Müslüman mezarlığına gömülüyor. Litvanya Tatarları atalarını unutmamanın, ancak geçmişi korumakla mümkün olduğunu bildiklerinden mezarlıklarına gerekli titizliği ve önemi gösteriyor. Litvanya Müslümanlarının dini bayramlarda en çok ziyaret ettikleri yerler mezarlıklar.



Camiler

Yaşadıkları yerlerde cami yapmalarına medrese açmalarına izin verişmişti. 18. yüzyılda 20, 1914 de 25 camileri vardı. Bu camilerden beşi, 1. Dünya Savaşı sırasında yıkılmıştır. Camileri daha çok ağaçtan yapıyorlardı. Ancak XX. Yüzyılın ikinci yarısında taştan da camiler inşa etmeye başlamışlardır (örneğin Minsk ve Kaunas’daki camiler).



pl06bLitvanya camileri doğa koşullarının gerektirdiği şekilde ve kilise mimarisine benzer bir yapıda dörtgen olarak inşa edildiğinden İslam Dünyası’nın en ilginç camii olma özelliğine sahipler. Litvanya’da yasak olduğu için camilerin küçük minarelerinden ezan sesi duyulmuyor. Ezan sadece camilerin içinde okunuyor.



Camilerde ilk özellik kadın ve erkekler için iki bölüme ayrılması. Belarus’daki camilerde bölünmeler enine, Litvanya’daki camilerde boyuna oluşturulmuştur. İkinci önemli özellik ise hem kadınların hem erkeklerin bölümlerine ayrı girişlerin olması. Üçüncü özellik de camilerde duvar boyunca ağaç iskemlelerin mevcudiyetidir. Bu iskemleler, yaşlı ve hastalar için yapılmıştır. Birinci ve üçüncü özelliklerin karşılığını Kazan Tatarlarında da bulmak mümkün. Vilnius‘a 40km uzaklıkta küçük bir köy olan Kırk Tatar’ın girişinde alışılagelmiş camilere benzemeyen, oldukça sade, ahşaptan küçük, dörtgen şeklinde Litvanya’nın en eski camilerinden olan Kırk Tatar köyü camii 16. yüzyılda Dük Vitaustas zamanında yapılmış. Kenainiay kasabasındaki minare ise, şehrin belediye başkanı olan Totleben tarafında Kırım Savaşlarında hayatlarına kaybeden Tatar ve Karaimlerin anısına 1882 yılında inşa edilmiştir. Günümüzde Litvanya’da Vilnius, Nemezis, Kırk Tatar (Keturiasdesimt Totoriu), Kaunas ve Raiziai’de dini faaliyetler sürdürülüyor.



Dil

16. yüzyılın 2. yarısında Türkçe’yi bırakıp Lehçe, Belarusça ve Litvancayı kullanmaya başladıklarından konuştukları Türk lehçeleri neredeyse hemen unutulmuştur. Bunun sebepleri Hıristiyanlarla evlenmeleri sonucu yeni neslin annelerinden Türkçe öğrenememesi, sosyal açıdan bir bütün oluşturmamaları ve sayıca az olmaları, ana vatanlarından uzak olmaları ve dinî ayinler için halk dilinin olmamasıdır. Günümüzde konuşma dili olarak Leh, Belarus, Rus ve Litvan dillerini kullanmaktadırlar. Belarus- Litvanya Tatarlarının kültürel mirasının özelliklerini Arap alfabesiyle kaleme alınan Slav dilindeki yazılar, orijinal dinî mimari, zengin folklor ve özgün adet ile geleneklerde bulmak mümkündür. Elyazmalarda “saray hetmanı”, “zamanın efendisi”, “şatolar”, “onluk rubleler”, “kuruş” gibi kelimelere rastlanmaktadır. Günümüzde Litvanya Tatarlarının konuştuğu dillerin sözcük dağarcığında bulunmayan ama dillerinde yaşayan doğu kökenli kelimeler mevcuttur. Azan, bayram, dalavarı, hamail, mizar, sadaka, ahşam, ayet, kurancey, kutlu, namazlık, sünnetcey, tehret, faldcey, ibrik, mekteb, şehat, tabut, yastık, sarık, mihrap, nikah gibi. Litvanya Tatarları Türk dilini bildikleri için devlet erkanında, Osmanlı İmparatorluğunda ve Kırım Hanlığında elçi olarak görev almışlardır.





Ayşa Miskiewicz (Polonyalı Tatar)



“Bayram gelince biz Bohoniki Camisi’ne geliyoruz. Elbette mezarı da ziyaret ediyoruz, sadaka veriyoruz, toplaşıyoruz, akrabalarla görüşüyoruz birbirimize ikram ediyoruz. Her türlü milli yemekleri. Sonra çocuklarımıza dini kaideleri ile öğretiyoruz. Bonçuk adlı çocuk dans takımı vardır. Şiir söylüyorlar. Bohoniki’nin dışında Kurşiniyani’de Tatar cemaatı vardır. Orada da bir camii ve mezarlık vardır. Biz onları da ziyaret ediyoruz… ”



Emir Bogdanoviç (Polonyalı Tatar)



“Bizim Tatar geleceğimizi güzel görüyorum. Bu kadar yüzyıl var olabildiysek, gelecek yüzyıllarda da var olacağız. Geleneğimiz bu kadar sene korundu. Biz de yemeklerimiz ve Tatar baloları gibi buluşmalarla bunu korumaya çalışıyoruz. Gençler her sene balolara katılıyorlar. İnternette buluşuyor, kontak kuruyorlar. Birbirleriyle buluşuyor, geziyor, oynuyorlar. Geleceğimizi gerçekten güzel, renkli görüyorum. ”



Adas Yakubauskas (Litvanyalı Tatar)



“Sovyetler Birliği dağılmasaydı, Litva Tatarları ulusu kaybolurdu. Ama şimdi geleceğe yönelik büyük umutlarımız var. Umarım ki gelecek nesillerimiz dedelerimiz gibi kültürümüzü yaşatırlar. Litva Tatarlarının geleceğine inanıyorum. Gelecek nesiller bizim yaptığımızı devam ettireceklerdir. 50 yıldır kaybolan geleneğimizi yeniden yaşatmaya çalışıyoruz. Bu hayatın paradoksu; Sovyetler Birliği döneminde gelenekleri devam ettirmek yasakken herkes devam ettirmeye çalışıyordu, şimdi ise kendi kültürünü öğrenmek isteyen çok az. Bu çok ilginç. İnsanlara yasak konulunca daha fazla kendi kültürüne yöneliyordu. Şimdi ise serbest olunca kimse ilgi göstermiyor. Bizi Litvanya’daki insanlar sevmiyorlar. Ama kendi kültürümüzü dilimizi bilmek istiyoruz. “



Dr. Galina Miskiene (Litvanyalı Tatar)



“Onlar Litvanlar gibi şimdi yurtdışına gidiyor. Mesela pazar okuluna biz onlara teklif ediyoruz Türkçe yada Tatarca öğrenmek için. Onlar pek ilgi göstermiyor. Çünkü önemli olan şimdi İngilizce. Ve böyle kursuna gidiyor. Bu nedenle biz soruyoruz; Niçin? Siz tatarsınız. Tamam Tatarım ama bu dili nerede ve kiminle konuşacağım nerede kullanacağım? Sizinki gibi çeşitli kültürel faaliyetlerle uğraşan kişiler gelirse ne kadar fazla gelirse o kadar tanıtım oluyor bu kültürlerin tanıtım. Çünkü televizyon böyle Türkiye ile ilgili programlar yok. Çok az. Sadece Türkiye’de Antalya’yı biliyorlar. Aynı kökenden geliyoruz, bunu da anlatıyoruz ve bakın diyoruz nasıl zengin böyle gururlu aktarmak için böyle göstermek gerekiyor. Bu nedenle Türkiye bize yardımcı olabilir. Ne kadar fazla gelirse böyle gruplar kişiler o kadar faydalı oluyor. mesela Türklerle beraber kamplar yapmak o da çok faydalı. Tamam biz dili kaybettik ama yine de Türkçe öğrenebiliriz. Yine de çok yakın bir dil. Aynı zamanda bu kültüre daha yakın olacağız. ”



İrena Vilcinskiene (Litvanyalı Tatar)



“Burası benim vatanım, biz burada çoktan beri oturuyoruz. Sovyet Birliği yüzünden şehirden geldik, ama şimdi biz tekrar köyde döndük. Bizim yerimize döndük ama evimize değil. Böyle bir bina aldık, sonra zar zor evi inşa ettik ve şimdi burada oturuyoruz. Biz inekler aldık ve şimdi toprağı işletiyoruz, çalışıyoruz. Ama bizim için her şey çok zor. “



Romas Vilvinskas (Litvanyalı Tatar)



Şimdilik bekarım ama umarım ki ilerde güzel bir Müslüman kıza rastlayacağım . Büyük bir ailem olacak ve iyi ve uzun bir hayatımız olacak.



Kaynaklar:

Kültürler arası diyalog, İdil Ural Bölgesinden Büyük Litvanya Knezliğine Belarus-Litvanya Tatarları. ORSAM Rapor No: 147 The Black Sea International Rapor No: 31 Ocak 2013 http://www.orsam.org.tr/tr/trUploads/Yazilar/Dosyalar/2013128_147turrus.pdf



TRT Özü Türk Belgeseli. Yapımcı Neşe Sarısoy Karatay. 2007 http://www.ozu-turk.com/pltatar.htm http://www.ozu-turk.com/pltatar1.htm



Avrasya İslam Şurası Üçüncü Toplantısı. Ankara, 25-29 Mayıs 1998 Belarus Müftü Yardımcısı İbrahim Kanapatski’nin Konuşması http://bit.ly/1nHhNoV



Litvanya’da Tatar-Karay İzleri ve seyahat izlenimleri. Prof. Dr. Mustafa Sunu. 8 Ağustos 2013. http://www.son.tv/haber-199261



Litvanya tatarlarının konuşmalarında kullandıkları doğu dilleri kökenli kelimeler. Natela Nasibova. Turkish Studies / Türkoloji Araştırmaları Volume 2/2 Spring 2007 http://www.turkishstudies.net/Makaleler/3224191_nasibovanatela.pdf



Bülent Pakman. Ağustos 2014. İzin alınmadan ve aktif link verilmeden kısmen veya tamamen alıntılanamaz.



KAYNAK:

https://bpakman.wordpress.com/turk-dunyasi/gunumuz-turkleri-turk-devletleri/dest-i-kipcak-turkleri/tatarlar/belarus-litvanya-polonya-tatarlari/



***



Beyaz Rusya Tatarları, Tatar diasporası dağılımında en az nüfuslardan birini oluşturmaktadır. Litvanya ve Polonya sınır komşusu olması dolayısıyla bu bölgelerde yaşayan Tatarlarla hemen hemen ortak bir tarihsel döngüyü paylaşmaktadırlar. Yaşadıkları yer Beyez Rusya Cumhuriyeti'dir.



Tatarların demografik gelişmesi ve yayılışı hakkında XVIII. yy.dan beri Rus kaynaklarında bazı bilgiler mevcuttur. XVIII. yy.daki Tatar nüfusu hakkındaki bilgiler eksik de olsa, XVIII-XX. yy.ları arasında nüfus dinamiği yansıtmaktadır. Rusya'da (yâda Beyaz Rusya'da)yaşayan ve daha sonra Rusya egemenliğine giren Tatarların nüfusu XVIII. yy. ortalarında yarım milyondan fazla değildi.



XIX. yy.ın sonuna kadar bu rakamın beş katına varıldı. XX. yy.da ise Tatar nüfusu iki kat arttı. Fakat burada bazı grupların nüfusu hakkında XVIII-XX. yy. oldukça önemli bilgiler ve özellikler yansıtmamıştır. XVIII-XX. yy.ların nüfus artışı eşit değildi. Bu dönemde Sosyo-ekonomik gelişmelere paralel olarak, İdil-Ural Tatarlarının nüfusu 11,2 kat, Astrahan Tatarlarının 6�8 kat, Litvanya Tatarlarının 4,2 kat, Sibirya Tatarlarının 3,3 kat artmış, Kırım Tatarlarının nüfus artışı ise % 10-15'i bulmuştur.



XVIII. yy.da Astrahan Tatarlarının bir kısmı Kuzey Kafkasya, Kırım ve başka bölgelere göç ettiler. Kırım Tatarları da genellikle Kırım savaşı zamanında toplu göç yaşadılar. Bunlardan 30.000 kişilik ilk grup, 1857 yılında Türk ordusunun peşinden gitmiştir. En büyük göçler, 1860�65, 1874�75 yıllarında yaşandı. Bu dönemde Türkiye'ye 135.500 kişi göç etti. XX. yy.ın başında (1902�1903) Kırım Tatarlarının büyük bir kısmı artık tarihi vatanlarının dışında idi.

1950'li yılların sonuna doğru Rusya'nın dışında yaşayan Tatarların nüfusu birden arttı. Özellikle Türkistan'da 1959 sayımına göre 780 bin Tatar yaşıyordu. Bu bölgede Tatar nüfusunun altı kat artmasının birçok nedenleri vardır; İlk olarak, 1944 yılında Kırım Tatarları zorla Türkistan'ın değişik ülkelerine, özellikle Özbekistan'a sürüldü. Bu grupların bir bölümü daha sonra Kazakistan'a yerleşti. Ayrıca, Tatarların bir bölümü Avrupa bölgelerinden kendi istekleri ile Türkistan'a göç etti. Bunun sonucu da, 1970�80 yıllarında Tatar diasporasının en büyük grubu olan 1 milyondan Fazla Tatar, Türkistan'da yaşıyordu.



Fakat 1979�1989 yılları arasında bu bölgede bulunan 1154,1 bin kişilik Tatar nüfusu 1179,5 bin kişiye düştü. Bu durum, Kırım Tatarları'nın ana vatanlarına dönmeleri ve diğer Tatar gruplarının Türkistan dışına göç etmeleri ile ilgilidir. Kafkasya'da, eskiden olduğu gibi Tatarların en büyük grubu Azerbaycan'da yaşamaktadır. Fakat 1970 yılından beri bunların sayısında da düşüş gözlenmektedir. Baltık ülkeleri ve Beyaz Rusya'da ise Tatarların nüfusu nispeten azdır.



600 yıl önce Avrupa'ya göç eden Kıpçak Türkleri diğer bir deyişle Polonya ve Litvanya Tatarları'nın kültürleri, gelenek ve görenekleri, adetleri ve günlük yaşantıları ile kimliklerini korumuşlardır.

Günümüzde sayıları 21000 civarında olan Polonya, Litvanya ve Beyaz Rusya'da yaşayan Kıpçak Türkleri yüzyıllardır var olma savaşı veriyor. Bu topluluk, ana dillerini bilmemelerine rağmen İslamiyet sayesinde kimliklerini ve dinlerini Katolik bir Hıristiyan topluluğu içinde yüzyıllarca korumayı başarabilmişler.



Paylaşımın beni çok mutlu etti fakat bunların yanında Beyaz Rusya Tatarları'ndan da bahsetmemek olmazdı ;).Ayrıca Tatar diasporasında son 15 yıldır Kazan ile beraber en fazla nüfus artış oranı Belarus'tadır.Belarus ta ayrıca Kemenche tarihinden bugüne kadar Hristiyan Türk Kunlar'da yaşamaktadır.



***



Kaynak:

http://www.turkcuturanci.com/turkcu/videolar/polonya-litvanya-turkleri-(tatarlar)/?wap2





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 55
Dün Tekil 827
Bugün Tekil 610
Toplam Tekil 4286851
IP 3.141.32.53






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























3 Cemaziye'l-Ahir 1446
Aral k 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31


Ne kadar bilirsen bil; s ylediklerin kar ndakinin anlad kadard r.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu