BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİ SAYIN BİROL DOK'UN YAZILARI - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİ SAYIN BİROL DOK'UN YAZILARI
Tarih: 03.06.2016 > Kaç kez okundu? 1652

Paylaş




2008 YILI İTİBARİYLE TÜRK VE AKRABA TOPLULUKLARDA EDEBİYAT VE KÜLTÜR (*)



Birol Dok

Başbakanlık Müşaviri



Türk Dünyası denilence tabii ki ilk önce, bağımsızlığına kavuşmuş Türk Cumhuriyetleri olan Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan olmak üzere diğer Türk ve akraba toplulukları gelmektedir. Bu tanımlamaya, Türk coğrafyasına yayılmış olan diğer Türk kökenli topluluklar ve bunlarla yakın ilişki kurmuş diğer akraba topluluklar da dâhildir.

Dünya tarihine bakıldığında bazı milletlerin, toplulukların ve kültürlerin varlıklarını artırarak ve geliştirerek devam ettirdiklerini görüyoruz. Tarihin en eski ve en köklü milletlerinden biri olan Türk Milleti de büyüyen ve daima ileriye giden maddî ve manevî özellikleriyle öne çıkmaktadır. Türkler, bilinen tarihin her döneminde tarih sahnesinde var olmuşlardır.

Türklerin Orta Asya’dan başlayan tarihî yolculuğu, benimsedikleri kültür ve hayat tarzı sebebiyle anayurt sınırlarını aşmıştır. Orta Asya’da bugünkü Moğolistan ve Çin’den Balkanlar’a kadar uzanan çok geniş bir sahada yaşayan Türk toplulukları, tarihin birçok devrinde ortak ideallere yönelmişler ve ortak bir kültür oluşturmuşlardır. Bu kültürel ve idarî birliktelikler daha güçlü ve daha etkin büyük devletler, imparatorluklar kurmalarıyla sonuçlanmıştır. Türkler, milattan önce VIII. yüzyıldan itibaren kurdukları devletler ve oluşturdukları topluluklarla dünya medeniyet tarihinde önemli bir yer işgal etmişlerdir. Büyük Okyanus’tan Atlas Okyanusu’na kadar uzanan coğrafyada kendini gösteren Türkler, tarihe yön veren büyük devletler kurmuşlardır. Çağ açıp çağ kapayan ve dünyanın seyrini değiştiren Türkler, beş kıtada önemli izler bırakmışlardır. Bugün de dünyanın çok çeşitli yerlerinde gerek siyasî ve gerekse kültürel varlıklarını devam ettirmektedirler.

Tarihte, Moğolistan bozkırlarından Hazar Denizi’ne kadar atla dolaşan Türkler, kimi zaman Volga’yı geçip Avrupa’ya kadar, bazen Sirderya’yı geçip İran’a kadar uzanmışlardır. Azerbaycan’a, Mezopotamya’ya kadar hâkimiyet kuran, Sümerlerle komşu olan Türkler, İskit, Saka, Hun, Göktürk, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti gibi büyük devletler kurmuşlardır.

Göktürklerin lideri Bilge Kağan ve onun kardeşi Kül Tigin, Büyük Okyanus’a, İran hududuna, Tibet’e, Sibirya’ya kadar topraklarını genişleterek bütün Türkleri bir birlik altında toplamışlardır. Bilge Kağan, yaptıklarını Bengütaşlara, yani ölmez taşlara yazdırdı. 732 ve 735 yıllarında Moğolistan’da Orhun suyu kıyısında Bengütaşlar diktirdi. Bengütaşlar üstüne silinmez yazılar yazdırdı. Orhun Abideleri, bütün Türklerin ortak eseri, ortak kitabıdır. Göktürkler de Türklüğün ata babalarıdır.

Türkçe konuşan bütün halklara “Türk” diyen bu anlayış, bugün de Moğolistan’da, Çin’de, Doğu ve Batı Türkistan’da, Kafkaslarda, İdil-Ural’da, Kırım’da, Balkanlar’da ve Türkiye’de canlı bir şekilde yaşamaktadır. Türk Dünyasında Divanü Lügati’t-Türk, yani Türk Dillerinin Divanı’ndan Oğuz Han, Dede Korkut, Köroğlu destanlarına kadar ortak edebiyata, ortak dile ve ortak anlayışa sahip olan Türkler, bugün de dünyanın yeniden şekillendiği bir zamanda yeni bir anlayışla aynı duygulara sahip olmanın heyecanı içerisindedirler.

Dünyanın yeni bir çehreye büründüğü 1991 yılından itibaren Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağılmasıyla Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan adları altında beş Türk cumhuriyeti tarih sahnesindeki yerlerini aldılar. Ayrıca bu Türk cumhuriyetlerinin yanı sıra Moğolistan, Tacikistan gibi kimi Türk ve akraba toplulukları bünyelerinde yaşatan ülkelerle, Rusya Federasyonu içerisinde yaşayan özerk Türk ve akraba topluluklar kendi kimlikleriyle gün yüzüne çıktılar. Tabii ki Türk Dünyasının en tatlı ve şirin devletlerinden biri olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti de Türk devletleri arasındaki şanlı yerini alan bir başka devletimizdir.

_____________________________________

(*) Türk Dünyası ve Akraba Toplukları ile ilgili bir çalışma yapmak bölgede titiz bir araştırmayı gerektirmektedir. Bu nedenle biz de bölgeyi yakından tanıyan ve konularının uzmanı olan, Balkanlarla ilgili; Altay SUROY, Sokol BRAHAJ, Sıddıka AKBAŞ BRAHAJ, Nazife AHMEDOVA Korman İSMAİLOV, Dr. Erol KAŞİFOĞLU, Rusya Federasyonu’nda yaşayan Türklerle ilgili; Timur B. DAVLETOV, İran Türkleriyle ilgili; Rıza HEYET, Kırım Tatar Türkleriyle ilgili; Sevilya Sadıkova, Doğu Türkistan Türkleriyle ilgili; Doç. Dr. Varis ÇAKAN ve Kazakistan ile ilgili; Aslan Togay isimli kıymetli araştırmacılarla birlikte çalıştık, onların yazılarından faydalandım. Tüm bu kıymetli araştırmacılarımıza teşekkürü bir borç bilirim. Bu çalışma, bu haliyle eksiktir ama bir başlangıç sayılabilir. Birol Dok







Türk ve Akraba Topluluklar arasında binlerce yıllık dil, tarih, kültür, örf, adet, gelenek ve din birliğimizin bulunduğu, bilinen bir gerçektir. Kimi zaman azalan kimi zaman çoğalan bu ortak paydalar yüzlerce yıl geçmesine rağmen Türklerle akrabaların maddî ve manevî bağlarının kopmadan devam etmesini sağlamıştır. Bugün dünya devletleri arasında şanlı ve şerefli yerlerini alan Türk cumhuriyetleri; yani Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’la diğer özerk olan ve olmayan Türk toplulukları incelendiğinde görüyoruz ki hızla gelişen ve çağı yakalayan bir görünüm sergilemektedirler.



Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin dağıldığı o günlerden bugünlere doğru şöyle bir tarih sürecine baktığımızda görüyoruz ki, başta Türk cumhuriyetleri olmak üzere Türk toplulukları modern, çağdaş ve ileri bir hayat tarzını gerek ekonomik ve gerekse sosyal açıdan yakalamışlardır. Artık Türkiye Cumhuriyeti dışında yaşayan Türkler için kötü ve karanlık günler geride kalmış, önlerinde yeni bir dünya açılmıştır.

Türk Dünyası dediğimiz zaman incelediğimiz alanlardan biri de Rusya Federasyonu içerisinde yaşayan Türk ve akraba topluluklardır.

RUSYA FEDERASYONU’NDA YAŞAYAN TÜRKLERDE 2008 YILI İTİBARİYLE

BASIN-YAYIN DÜNYASI



Günümüzde insan hayatında medyanın işgal ettiği yer çok önemlidir. Çok eski zamanlardan beri kitle iletişim araçlarının işlevi, toplumsal boyutta çeşitli vasıtalarla yerine getirilmeye çalışılmıştır. Sözlü kültürün güçlü olduğu dönemlerde bu işlev, toplumdaki ileri gelen hitabet ustaları ya da anlatıcılar tarafından sürdürülmüştür. Günümüzdeki anlamıyla basılı yayın olmadığı zamanlar, iletişim kayaların üzerine çizilen anlatı, çeşitli damga ve resimler yoluyla gerçekleştirilmekteydi. Günümüzde de bu geleneğin çok daha gelişmiş haliyle devam ettiğine tanık olmaktayız. Dünyanın birçok yerinde hem uluslararası hem ulusal hem de bölgesel düzeyde binlerce basılı süreli yayın ürünü çıkmakta, toplumu meydana getiren bireylere yönelik, bireylerin topluma ve devlete yönelik yahut bireylerarası iletişim devam etmektedir.

Bu kadar önemli bir alanda elbette çok araştırma yapılmıştır. Biz burada Rusya coğrafyasında yaşayan Türklerin yoğun olarak oturduğu federe devletlerdeki yayın faaliyetini gözden geçireceğiz

Küresel bilgi paylaşım ağı olan internet yardımıyla gerçekleştirilen araştırma sırasında elde edilen veriler ışığında, bu çalışmada basın yayın konusu üzerinde durulmaya ve bilginin sistematik bir biçime sokulmasına çalışılmıştır.

(Rusya Federasyonu bünyesindeki cumhuriyetler, alfabetik sıraya göre gözden geçirilmiştir.)

1. Altay Cumhuriyeti

Yaklaşık 200 bin civarında bir nüfusa sahip olan Altay Cumhuriyeti’nde 59 basılı yayın organı bulunmaktadır. Bu ülkede Rusça ve Altayca olarak toplam 15 de resmî gazete ve beş dergi çıkmaktadır.

2. Başkurdistan Cumhuriyeti

İdil-Ural Bölgesinde yer alan Başkurdistan’da % 34’ü resmî olmak üzere 430’u aşkın basılı kitle iletişim kuruluşu faaliyet göstermektedir. Devlete ait basılı yayın organlarının çoğu altı dilde çıkmakta olup çoğunluğu Rusça, Başkurtça ve Tatarca basılmaktadır. 70 civarında gazetenin gün ışığı gördüğü bu cumhuriyette, birçok gazetenin baskı adedi 300 bin dolayındadır. Yalnızca başkent Ufa’da yaklaşık elli adet farklı dergi yayımlanmaktadır.

3. Çuvaş Cumhuriyeti

Başkurdistan’ın komşusu olan bu cumhuriyette sekizi Çuvaşça olmak üzere toplam 136 gazete ve dördü Çuvaşça olmak üzere toplam 37 dergi çıkarılmaktadır. Çoğu basılı yayın organlarının sahibi olarak devletin öne çıktığı Çuvaş Cumhuriyeti’nde basılı yayın ürünlerinin baskı adedi de oldukça yüksektir.

4. Dağıstan Cumhuriyeti

Kuzey Kafkasya’da, Hazar Denizi sahilindeki bu ülkede 90’ı devlete ait olmak üzere toplam 200 civarında gazete ve dergi çıkarılmaktadır. Bölgenin çok etnikli yapısı dolayısıyla Dağıstan’da önde gelen süreli basılı ürünler, başta Kumuk, Azeri ve Nogay dilleri olmak üzere on dört dilde yayınlanmaktadır.

5. Hakas Cumhuriyeti

Hakasya, Güney Sibirya’da, Altay Dağlarının kuzeydoğusunda yer almaktadır. Bu cumhuriyette 102 gazete ve 14 dergi olmak üzere toplam 119 basılı yayın organı faaliyet göstermektedir. Bu yayınların dili Rusça’dır. Yalnız bir gazete Hakasça olarak çıkmaktadır.

6. Kabardin-Balkar Cumhuriyeti

Kuzey Kafkasya’da bulunan bu cumhuriyette 59 gazete ve 13 dergi olmak üzere toplam 73 süreli basılı yayın organı faaliyet göstermektedir. Cumhuriyet çapında Rusça, Balkarca ve Kabardince olmak üzere üç dilde gazete ve dergiler çıkmaktadır.

7. Karaçay-Çerkez Cumhuriyeti

Kuzey Kafkasya ülkelerinden biri olan bu cumhuriyette 51 gazete ve üç dergi olmak üzere toplam 55 süreli basılı yayın organı faaliyet göstermektedir. Ayrıca Karaçayca, Çerkezce, Abazince ve Nogayca olmak üzere dört bölgesel resmî gazete çıkmaktadır.

8. Saha Cumhuriyeti

Sibirya’nın kuzeyinde yer alan bu cumhuriyette toplam 164 süreli basılı yayın organı faaliyet göstermektedir. Rusça, Sahaca ve Evence olarak birçok gazete ve derginin çıktığı Saha Cumhuriyeti’nde baskı adetleri de oldukça yüksektir.

9. Tataristan Cumhuriyeti

Volga havzasında bulunan bu cumhuriyet içerisinde 106’sı devlete ait olmak üzere 825’i aşkın süreli basılı yayın organı çalışmalarını sürdürmektedir. Bunlar, Rusça, Tatarca, Çuvaşça ve Udmurtça olarak çıkmaktadır. Tataristan’da süreli yayınlar, oldukça yüksek tiraja sahiptir.

10. Tuva Cumhuriyeti

Sibirya’da Hakas Cumhuriyeti’nin güneydoğusunda bulunan bu ülkede 35 civarında süreli basılı yayın organı çalışmaktadır. Bunlardan tamamı devlete ait olmak üzere Tuva diliyle yedi gazete ve dergi yayınlanmaktadır.



BALKANLARDA KÜLTÜR VE EDEBİYAT



Türkler, gittikleri ve fethettikleri her yere hoşgörü, barış ve hürriyet götürürken, Balkanlar örneğinde olduğu gibi cehalete, yobazlığa, fanatizme, ırkçılığa ve totalitarizme karşı da mücadele etmişlerdir.

Türklerin Balkan Yarımadasındaki varlıkları, tarihin derinliklerine dayanmaktadır. Kavimler göçüyle Balkanlara ayak basan, milattan sonra IV. asırdan günümüze kadar Balkanlarda var olagelen Türkler, bu coğrafyada beş asırdan fazla kalmış ve buralardan kısmen çekilmek zorunda kalınca da, gerek maddî ve gerekse manevî değeri büyük eserler bırakmışlardır.

Osmanlı Devleti zamanında, özellikle Konya, Karaman, Aydın ve Maraş bölgelerindeki aşiretlerin mecburî iskânıyla Balkanların Türkleştirilmesi hızlanmıştır. Bölgenin askerî, ticarî, ekonomik, kültürel ve sosyal öneminden dolayı Osmanlılar Balkanlarda yoğun bir imar faaliyeti yürütmüşlerdir. Balkanlarda var olan şehirler bir yandan yeni bir anlayışla imar ve ihya edilirken, bir yandan da yeni şehirler ve yerleşim yerleri de kurulmuştur. Şehirlerde, bir cami etrafında gelişen külliye yapıları, şehrin fizikî yapısına yön vermiştir.

Balkanlar, kuzeyde Tuna ve Sava nehirleri, güneyde Marmara ve Ege Denizi, doğuda Tuna Nehri ve Karadeniz, batıda Akdeniz ve Adriyatik Denizi’yle, yani üç tarafı denizlerle çevrili bir yarımadadır. Balkan yarımadasının kuzey sınırları tartışmalıdır. Kuzeyde Tuna ve Sava nehirleriyle sınırlanan bölge, 1699 Karlofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı Devleti’nin Avrupa’da kalan toprakları Balkanlar olarak adlandırılmıştır.

Balkan yarımadası, bir coğrafya parçası olarak adını dahi Türkçe’den almış, Türk kültürüne tarih boyunca beşiklik etmiş; Türk, Slav ve Germen kültürlerinin dönem dönem hâkimiyet mücadelelerine sahne olmuş, dünyanın en hassas bölgelerinden biridir.

Balkan kelimesi Türkçe’de “sık ormanlarla kaplı sıra dağ” anlamına gelen bir kelime olmakla birlikte, yarımadanın Osmanlı literatüründeki adı Rumeli’dir.

Türklerin Balkanlara ilk gelişleri, Karadeniz’in kuzeyinden bölgeye gelen Hun, Avar, Bulgar, Uz, Peçenek ve Kuman-Kıpçak, Oğuz-Türkmen boylarıyla olmuştur. Türklerin beş yüz yıldan fazla süren kalıcı gelişleri ise XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’dan gelen Osmanlı Türkleriyle olmuştur. Bu yüzyılda Türk kültürünü yaymak için başta Hacı Bektaş-ı Veli’nin öğrencisi Sarı Saltuk olmak üzere kolonizatör Türk dervişleri bölgeye gelmeye başlamışlardır. Osmanlı Türklerinin askerî harekâttan önce Balkanlara kolonizatör Türk dervişlerini gönderip gönülleri fethetmeleriyle bölge insanının Türk kültür ve medeniyetine yakınlaşması sağlanmıştır.

Balkanlardaki halkların Türklere sempatiyle bakması sonucu XIV. yüzyıldan itibaren Türklerin askerî harekâtlarının da önü açılmıştır. Batı Anadolu Türkmen beylikleri, 1263 tarihinden itibaren çeşitli vesilelerle Balkanlara geçmişlerdir. 1354 tarihinde Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa’nın Gelibolu’ya çıkmasıyla Osmanlı Türklerinin Balkan fütuhatı başlamıştır. Birinci Murat, 1362 yılında Edirne’yi fethetmiş ve daha sonra da Türk ilerleyişini durdurmak isteyen Birinci Haçlı Ordusunu 1364 yılında Sırp sındığı’nda, İkinci Haçlı Ordusunu 1371 yılında Çirmen Savaşı’nda, Üçüncü Haçlı Ordusu’nu da 1389 yılında Kosova Savaşı’nda yenmiştir.

Osmanlıların beylikten devlete geçtiği Birinci Murat döneminin son savaşı olan Kosova Savaşı’yla Makedonya, Sırbistan, Arnavutluk ve Bosna, Türk hâkimiyetine geçmiştir. Birinci Murat’ın oğlu Yıldırım Beyazıt döneminde Türk atlıları Tuna Nehri’ni geçmiş, 1391 yılında Eflak olarak adlandırılan Güney Romanya Prensliği Osmanlı egemenliğini tanımış ve bir yıl sonra Selanik fethedilmiştir. 1396 yılında bütün Avrupa ordularının katıldığı büyük Haçlı ordusu Niğbolu’da ağır bir yenilgiye uğratılmıştır.

İkinci Murat, 1444 yılında Varna Savaşı’nda bir diğer Haçlı ordusunu yenmiştir. Böylece Osmanlı’nın Fetret Devrinde sarsılan otoritesini sağlamlaştırmıştır. 1448 yılında Haçlılara karşı kazanılan İkinci Kosova Savaşı, Türklerin Balkanlarda kalıcılığının da başlangıcı olmuştur. 1453 yılında İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet, 1481 yılında öldüğünde bugünkü Kırım, Romanya, Bulgaristan, Eski Yugoslavya toprakları, yani Makedonya, Kosova, Sırbistan, Karadağ, Hırvatistan, Bosna-Hersek ile Arnavutluk ve Yunanistan, Osmanlı Devleti’ne katılmıştır. Kanuni Sultan Süleyman zamanında kazanılan 1526 Mohaç Zaferi’yle Budapeşte ve Macaristan, Osmanlı Türklerinin hâkimiyetine girmiştir. Türkler, Haçlı savaşları, feodal beylerin ağır vergileri ve angaryaları, Ortodoks-Katolik kavgaları ve asayişsizlik içerisinde bunalan Balkan halklarına âdil ve güçlü yönetimleriyle bir umut olmuşlardır. Türklerin Balkanlara gelişleriyle güvenlik sağlanmış, ağır vergi ve angaryalar kalkmış, başıbozukluğun yerini kanun hâkimiyeti almıştır.

Balkanlardaki halklar, hür ve huzurlu bir hayat yaşamaya ancak Osmanlı Türklerinin tam hâkimiyetiyle kavuşabilmişlerdir. Balkanlarda beş asırdan fazla süren Osmanlı hâkimiyetinin huzur ve güven ortamı, Türk hâkimiyetinin kırılmasıyla ortadan kalkmıştır. Osmanlı Devleti’nin Balkanlardan çekilmek zorunda kalmasıyla, bölgede küçük devletler kurulmuş ve etnik gruplar arasında nefret duygusu en üst noktaya ulaşmıştır. Bunun neticesi olarak da Balkanlar vahşi savaşlara sahne olmuştur.

Günümüzde Balkan Yarımadası takriben 450 bin kilometre karelik bir alan kaplamakta ve üzerinde yaklaşık 68 milyon kişi yaşamaktadır. Balkanlarda bugün yaklaşık 10 milyonun üstünde Türk veya Müslüman nüfus yaşamaktadır.



BALKANLARDA FAALİYET GÖSTEREN GÖRSEL VE BASILI YAYINLAR



1- Forumi Musliman Shqiptare - (Arnavut Müslüman Forumu)

Web adresi: http://www.forumimusliman.org/

Yayın yaptığı diller: Arnavutça, Türkçe ve İngilizce.



Forum, İslâmafobi ve ırkçılıkla mücadelenin farkında olanları harekete geçirmek maksadıyla kurulan bağımsız, gönüllü bir organizasyondur. Arnavutluk’ta dinî ve ırkî ayrım çıkarmaya çalışanları ve İslâmafobi ile ırkî olayları izlemeyi amaçlar. Forum, Müslümanların ve Arnavutluk’ta yaşayan Türkler, Araplar, Endonezyalılar, Pakistanlılar ve diğerleri gibi toplulukların -ki sıklıkla medya ve hükümet tarafından suçlandılar- özelliklerine uygun lobi faaliyetleri hazırlamak ve yayımlamak çabasındadır.

Forumun amaçları:

1. Arnavutluk Cumhuriyeti’nin hâkimiyet alanı dâhilinde gelişen bir organizasyon olarak aydınları, iş adamlarını, ilâhiyatçıları, İslâm’ın ve mezheplerinin izleyicilerini bir araya getirmek.

2. İslâm’ın ve onun karakteristik varlığının Arnavutluk ve çevresindeki dünyada bir barış ve müsamaha dini olarak gelişimine katkıda bulunmak

3. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Arnavutluk Cumhuriyeti Anayasası çerçevesinde inanma ve inandığını uygulama hakkıyla birlikte İslâm’ın amacını savunmak

4. Toplumumuzda ve diğer yerlerde inananlara karşı ayrımcılık, yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın her türlüsüyle mücadele etmek.

5. Arnavutluk’taki Müslümanların dinî, tarihî, kültürel ve politik imajını halk ve aydınlar arasındaki iletişimle geliştirmek.

6. Onların etnik kökenleri her ne olursa olsun, Arnavutluk Cumhuriyeti’nin İslâm ile ilgili vatandaşları arasında toplantılar düzenlemek.

7. Arnavutluk Cumhuriyeti dâhilindeki İslâm dini için çalışan bütün grup, enstitü, dernek ve organizasyonlar için bir iletişim merkezi olarak hizmet vermek.

8. Arnavutluk’taki dinî topluluklar ve ilâhiyatçılar içindeki dayanışmayı, ülke içindeki ve dışındaki bağış sahipleri tarafından verilen belge, bilgi ve sair materyal ile desteklemek.

9. Kendi medya araçlarına/kanallarına sahip olmak.

10. İslâm ve diğer dinlerin Arnavutluk’la ilişkili farklı eğitimleri için bir eğitim merkezi olmak.

11. Amacı dinî ve millî hassasiyetleri savunmak olan lobiler, Arnavutluk entelektüelleri ve politikacıları ile konferanslar, toplantılar ve seminerler düzenlemek.

12. Alanında uzman kişilerle dinî ve din dışı alanlardaki bilimlerin öğretilmesi ve ülkeye yayılması için dersler düzenlemek.

13. Arnavutluk’ta dine karşı saldırgan eğilimler taşıyanlara karşı görsel ve yazılı medyaya düzenli haberler sağlayarak halkla ilişkiler kampanyaları düzenlemek.

14. Ulusal ve bölgesel yönetimler tarafından dinî toplulukların haklarının ve ekonomik ihtiyaçlarının sağlanmasını desteklemek.

İletişim; Forumi Musliman i Shqipërisë, Rruga Llazi Miho, Pallati 5,

Apartamenti 17, Kombinat, Tirana, Albania (Arnavutluk)

Email: info@forumimusliman.org Tel: +355692072291 & +355692275226



***



2- Instituti Shqiptar İ Mendimit Dhe İ Qyteterimit Islam (AIITC)

(Arnavut İslâm Düşünce ve Medeniyeti Enstitüsü)

(Albanian Institute of Islamic Thought & Civilization)

Web adresi: http://www.aiitc.org/

Yayın yaptığı diller: Arnavutça, İngilizce ve Arapça



Enstitü, akademik bir şekilde İslâmafobi, ırkçılıkla mücadele, Osmanlı’dan gelen İslâm medeniyetinin yaşayan kalıntılarını korumak ve gereken yerlerde akademik seviyede çalışma yapmak amacıyla kurulmuştur. Arnavutların 500 yıllık İslâm ve Osmanlı ile beraber yaşamaları sonucunda ortaya çıkan tarihi Osmanlı eserlerinin onarımlarını gerçekleştirmek için gereken ilgili birimleri harekete geçirmek maksadıyla kurulan bağımsız, akademik gönüllü bir kuruluş olan enstitü, Komünizm sonrası birçok Arnavut Müslüman akademisyen ve entellektüeli bünyesinde barındıran örnek bir kuruluştur.



Enstitü, ayrıca, akademik ve bilimsel bir şekilde İslâm’ı yaymak, Türk-İslâm kültüründen kalan tarihî mirasa sahip çıkmak amacıyla “UNIVERS” adında bir dergi yayımlamaktadır.

İletişim; Instituti Shqiptar İ Mendimit Dhe İ Qyteterimit Islam (AIITC),

AIITC, P.O. Box: 2905, Tiranë, Albania (Arnavutluk),

Telefon : +355 4 254241 Faks: + 355 4 340089, Email: contact@aiitc.org

Revista UNIVERS Reviste Shkencore Kulturore



(UNİVERS Bilimsel ve Kültürel Müslüman Dergisi)

Devamlı olarak kitap ve süreli yayın yapmaktadır. Yayınlarının bir çoğunu ve süreli dergi ve gazetelerinin hepsini online olarak yukarıda belirtilen adresten okunabilir ve indirilebilir.

Dergi: http://www.aiitc.org/Universi/nr9/TIPARE%20T%C3%8B%20P%C3%8BRHAPJES%20S%C3%8B%20ISLAMIT%20N%C3%8B%20SHQIP%C3%8BRI.html web adresinden ulaşılmaktadır.



***









3- Balkan Günlüğü Gazetesi

Web adresi: http://www.balkangunlugu.com/

Yayın yaptığı diller: Türkçe



Gazete 2 haftada bir çıkmış olup İzmir’de bir senedir yayımlanmaktadır. 5 Ocak 2009 tarihinden başlamak üzere haftalık yayına başlamıştır. Balkan Günlüğü gazetesinin amacı; Türkiye ile Balkan ülkeleri arasında gerek kültürel, ticarî, sosyal, siyasî ve tarihî, konularda köprü vazifesi görmek, iletişimi sağlamak, Balkanları Türkiye’ye, Türkiye’yi Balkanlara tanıtmak ve Türk Dünyası ve özellikle Balkanlar üzerinde farkındalık oluşturmaktır. Gazete, bütün Balkan ülkeleriyle ilgili güncel haberlerin yanı sıra Osmanlı tarihiyle ve kültürü ile ilgili bir sayfa ayırmıştır. Gazetenin tirajı 10.000 olup devamlı olarak her sayıda Bulgaristan, Batı Trakya, Makedonya ve Kosova’ya 500’er tane gönderilmektedir.

Dergi yukarıda belirtilen web adresinden ‘pdf’ formatında indirilebilmektedir.

***



4- ZERİ YT (Senin Sesin) Özgür ve herkesin konuştuğu Tribün

(Tribuna e Fjales se Lire, Ku Degjohet Zeri i Çdokujt)

Web adresi: http://www.zeriyt.com/libraria-İslâme-b144.0/

http://www.zeriyt.com/shkarkime-İslâme-b194.0/

http://www.zeriyt.com/forumi-İslâm-b63.0/

Yayın yaptığı diller: Arnavutça



Bu web sitesi, Arnavut Komitesine her konuda hizmet vermekte olup, özellikle yukarıdaki üç linkte Arnavut Müslümanlarına yönelik kitap ve makale yayınlamakta, ayrıca devamlı olarak açık bir forum yayını bulunmaktadır. Sitede İslâm Tarihi ve İslâm hakkında bilgiler yer almaktadır. Arnavutların bilimsel çalışmalarında en çok tıklanan web siteleri arasındadır. İslâm kimliği, tarihi ve yorumuyla ilgili yayınların yanı sıra İslâm dini üzerine yayın yapmakta olup, bilimsel makaleler, yazılar, tercümeler, değerlendirmeler ve anketlere yer vermektedir. Balkanlarda İslâm kimliğinin, Osmanlı kültürünün ve mimarîsinin izlerini yaşatmak için internet üzerinden bilimsel çaba vermektedir. Yayınladığı yazı, makale ve kitapları Türk İslâm tarihi açısından kayda değerdir.



***



5- MUŞTU / Müslüman Arnavutluk’un Haftalık Bülteni

Web adresi: http://www.muslumanarnavutluk.com/

Yayın yaptığı diller: Türkçe, İngilizce ve Almanca



Osmanlı Tarihi, Arnavutluk Tarihi, Edebiyat, İslâm Dini alanlarında Kültürel ve Siyasî yayın yapan bir sitedir, Türkçe olarak Arnavutluk, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Yunanistan Arnavutları ile ilgili en kapsamlı web sitesidir. Web sitesi üyelerine haftalık “Muştu, Müslüman Arnavutluk’un Haftalık Bülteni” adlı e-mail bülten göndermektedir.

İletişim; info@muslumanarnavutluk.com



***



6- Horizonti (Revista Elektronike Islame)

(Horizonti (Ufuk), İslâm Elektronik Dergisi)

Web adresi: http://www.horizonti.com/

http://www.horizonti.com/temat.htm

http://www.horizonti.com/libri/index.html

Yayın yaptığı diller: Arnavutça



Horizonti (Ufuk) İslâm elektronik dergisi, internet üzerinde Arnavutluk tarihi, Osmanlı tarihi, Arnavut edebiyatı ve İslâm Dini konularında kültürel ve siyasî yayın yapan sitedir, sadece Arnavutluk ile ilgili değil, Kosova, Makedonya, Karadağ ve Yunanistan Arnavutlarının tarihi ve diniyle ilgili çok kapsamlı arşivi olan bir web sitesidir.

İletişim; info@horizonti.com



***

7- UDHA ISLAME (İslâm Yolu) Gazetesi

Gazetë e përmuajshme, Fetare-Kulturore-Edukative, Organ i Myftinisë Shkodër

Web adresi: www.myftinia-shkoder.org

Yayın yaptığı diller: Arnavutça

Arnavutluk İşkodra Müftülüğünün resmi yayın organıdır.

İletişim mail@myftinia-shkoder.org Tel/Fax +355-224-2081



***



8- BURIMI.net - Faqe e Motrave Muslimane Shqiptare

(burimi.net Arnavut Müslüman Kız Kardeşlerin web Sayfası)

Web adresi: http://www.burimi.net/

Yayın yaptığı diller: Arnavutça

İslâm Tarihi ve İslâm hakkında tüm bilgiler yer almaktadır. Bu elektronik dergi Arnavut Müslüman Kız Kardeşlerin yayın organıdır. Dergi, müslüman kimliği ve tarihi ile ilgili yayınların yanı sıra İslâm dini üzerine yayın yapmakta olup, bilimsel makaleler, yazılar ve değerlendirmelere ve anketlere yer vermektedir. Balkanlarda İslâm kimliğin ve Osmanlı mimarisinin izlerinin var olması için internet üzerinden bilimsel mücadele vermektedir. Yayınladığı yazı, makale ve kitapları Türk İslâm Tarihi açısından kayda değerdir.

İletişim; moter_muslimane@burimi.net

***



9- Drita İslâme (İslâm’ın Nuru) Yıllık Dergi, Arnavut İslâm Merkezi

Stuttgart-Feuerbach (Qendra Islame Shqiptare Stuttgart-Feuerbach)

Web adresi: http://drita-

İslâme.org/di/cms/index.php?option=com_content&task=blogcategory&id=15&Itemid=40

Yayın yaptığı diller: Arnavutça

İslâm Dini hakkında bilgiler içeren site İslâm dini ve Osmanlı tarihiyle ilgili bilimsel tarih ve İslâm sanat tarihi üzerine makalelere yer vermektedir. Site Almanya ve özellikle Stuttgart-Feuerbach’ta yaşayan Arnavut toplumunu dinden haberdar ederek, İslâm kimliğini korumak amacında olduğunu belirtmektedir.

***



10- Fondacioni i Rinise Islame Cyrih (İslâm Gençliği Vakfı - Zürih )

Stitung der Islamischen Jugend - Fondation of İslâmic Youth

Web adresi: http://www.İslâmischen.ch/shop/albanisch/index.php

Yayın yaptığı diller: Arnavutça ve Almanca

İslâm Dini Hakkında malumat veren site, Osmanlı tarihiyle ilgili bilimsel tarih ve sanat tarihi üzerine makalelere yer vermektedir. Site, İsviçre ve özellikle Zürih’te yaşayan Arnavut toplumunu dinden haberdar ederek, kendi İslâm kimliğini korumak amacıyla hazırlanmıştır.

İletişim: Fondacioni i Rinisë Islame, Seebacherstr. 67, 8052 Zürich

Email: İslâmischen@sunrise.ch Tel :0041 ( 043 ) 300 16 70



***



11- Hëna e Re (Reviste Kulturore Infarmatike İslâme)

“Yeni Hilal”, Enformasyon Ve Kültürel İslâm Dergisi - Makedonya İslâm Birliği Yayını

Web adresi: http://bim.org.mk/

Yayın yaptığı diller: Arnavutça

Bu dergi Makedonya’da İslâm Birliği’nin yayın organıdır. Dergi, İslâm dini, kimliği ve tarihi üzerine yayın yapmakta olup, bilimsel olarak dinî kimlik, Balkanlarda var olma mücadelesi, tarih ve din üzerine kayda değer makalelere yer vermektedir.

İletişim; Bashkësia Islame në R.M, Çairska 52, Skopje (Üsküp),

Macedonia (Makedonya) P.c. 1000

Tel: (+389 2) 3117 410 (+389 2) 3117 883



***



12- Revista Studenti

Reviste Elektronike e Studenteve Kosovare ne Brunei

Studenti Dergisi (Brunei’deki Kosovalı Öğrencilerinin Elektronik Dergisi)

Web adresi: http://www.studenti.co.nr/

Yayın yaptığı diller: Arnavutça

Bu elektronik dergi, Brunei’n Darussalam Üniversitesindeki Kosovalı ve Arnavutluk Müslüman Öğrencilerinin yayın organıdır. Dergi, İslâm kimliği ve tarihiyle ilgili yayınların yanı sıra özellikle de İslâm dini üzerine yayın yapmakta olup, bilimsel makaleler, yazılar ve değerlendirmelere yer vermekte, Balkanlarda İslâm kimliğinin var olması için bilimsel anlamda kayda değer makalelere yer vermektedir.

İletişim; Revista Studenti, Jalan tungk link, BE 1410, Gadong,The University of Brunei Darussalam, Tel. : +6738649351 ayrıca Republika e Kosovës +37744747387



***



13- QIKSH (Qendra Islamike Kulturore Shqiptare në Norvegji")

Norveç’te Arnavut İslâm-Kültürel Merkezinin internet üzerine yayını

Web adresi: http://www.qiksh.no/

Yayın yaptığı diller: Arnavutça

İslâm Dini Hakkında malumat içeren site Osmanlı tarihiyle ilgili bilimsel tarih ve sanat tarihi üzerine makalelere yer vermektedir. Site Norveç’te yaşayan Arnavut toplumunu dinden haberdar ederek, İslâm kimliğini korumak amacında olduğunu belirtmektedir.

İletişim: Qendra Islamike Kulturore Shqiptare, Grenseveien 32A.0571 Oslo

Tel: 0047 22 35 33 72 Fax: 0047 22 35 11 56



***

14- Ikra – Lexo

Reviste e Shoqates se Nxenesve te Shkolles se Mesme Islame “Medreseja Isa Beu”- Shkup

“Ikra Dergisi” Üsküp “İsa Bey Medresesi” İslâm Lisesi Öğrenciler Derneğinin Dergisi

Yayın yaptığı diller: Arnavutça, Türkçe ve Makedonca

İkra dergisi, Üsküp “İsa Bey Medresesi”nin öğrenciler derneğinin resmi yayın dergisidir. Dergide medrese (İmam Hatip), öğretmen ve yöneticiler, lise öğrencileri ve alanda tanınmış ilâhiyatçılarının yazıları yayınlamaktadır.



Dergi “pdf” formatında http://www.bim.org.mk/index.php?option=com_content&task=category§ionid=1&id=29&Itemid=93 adresinden de indirilebilir.



***

15- Forumi Musliman i Kosoves /(Kosova Müslüman Forumu)

Web adresi: http://www.forumimuslimanikosoves.org

Yayın yaptığı diller: Arnavutça

Kosova Müslüman Forumu, Kosova’da siyasî olmayan bir örgüttür. Örgüt, Kosova’da İslâm gelenek, kültür ve medeniyet değerlerinin yaşatılması amacında olduğunu belirtmektedir. Bilimsel olarak bu konuda açıklamalar, makaleler, kitaplar ve paneller düzenler.

İletişimi; info@forumimuslimanikosoves.org - Tel: +377 44 666 234



***



16- www.makedonyaturkleri.com

Site, Balkan ve Makedonya Türklüğü bağlamında millî ve manevî değerlerin yaşatılmasına ve korunmasına katkı sağlamak amacıyla kurulmuştur.

Sitede ayrıca balkanlara dair bilgilendirici olması için diğer sitelere de link olarak bağlantı sunmaktayım. Böylece ben değil biz zihniyetinin oluşmasına da dikkat çekilmeye çalışılmaktadır. “Balkanları anlamak ve anlatmak” ilkesiyle yola çıkan web sitesi sahibi, son zamanlarda en çok tıklanan web sitesi haline gelmiştir. www.makedonyaturkleri.com







17-Yeni Balkan Gazetesi

Yeni Balkan Gazetesi’nin sahibi Mürteza Sulooca, 1976 yılında Makedonya'nın Resne kasabasında doğdu.İlk ve orta öğretimi memleketi Resne'de tamamladıktan sonra lise eğitimine Üsküpt'eki "İsa Bey" Medresesine devam etti. 2000 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun olduktan sonra, 2005 yılında aynı üniversite Sosyal Bilimler Enstitüsünde Dinler Tarihinde Yüksek lisansı tamamladı. 2001 yılında askerliğini tamamladıktan sonra Makedonya İslam Birliğinde iş ilişkisi kurdu. 2004 yılına kadar Resne Müftülüğünün başında bulundu (istifası kabul edilmediği için görevi halen devam ediyor).

İLESAM 2008 Bilim ve Edebiyat Teşvik Ödülü Sahibi Mürteza Sulooca 1 Temmuz 2004 yılında Yeni Balkan gazetesini kurarak başına geçti. Makedonya Türklerinin tek sesi olan haftalık gazete bugün itibarı ile 238. sayısına ulaşmış durumdadır.







BULGARİSTAN TÜRKLERİNİN

FOLKLORUN MUHAFAZA EDİLMESİ VE YAŞATILMASI



Bulgaristan’daki baskı rejiminin ve göç olaylarının Bulgaristan Türk kültürüne ve folkloruna vermiş olduğu olumsuz etkilerin giderilmesi ve örf ve adetlerinin yaşatılması, Bulgaristan Türk topluluğun en önemli hedeflerinden biri olmuştur. Türk folklorun korunması, gelişimi ve tanıtılması amacıyla değişik faaliyetlerin düzenlendiği okuma evleri ülkede en yaygın kültür merkezleri haline gelmişlerdir. Okuma evleri milli türkü ve halkoyunu zenginliğinin folklor grupları vasıtasıyla yaşatılması ve nesilden nesile geçişini sağlayan kültür ocaklarıdır.

Kırcali “Ömer Lütfi” Okuma Evi, 1946 yılında kurulmuştur. 1960 yılında komünist rejimi tarafından kapatılarak 1993 yılında tekrar faaliyete geçmiştir. Kuruluşundan bu yana bünyesinde değişik folklor grupları ve ekipleri oluşturulmuştur.

“Kırcaali Türk Folklor Ekibi” Bulgaristan’ın önde gelen folklor ekiplerinden olup Kırcali bölgesine has halk türküsü ve oyunları sergileyen toplam 45 sanatçıdan oluşmaktadır.

Kırcali “Ömer Lütfi” Okuma Evine bağlı olarak 25 çocuğun katıldığı “Kadriye Latifova” Çocuk Folklor Ekibi ile birlikte yurtiçinde ve yurtdışında birçok konser veren ve uluslararası festivallere katılan “Genç Rumeli” grubu faaliyetlerini sürdürmektedirler. Okuma evlerine bağlı olarak çocukların müzik yeteneklerini geliştirdikleri Türk halk müziği enstrümanları okulları da açılmıştır.

Momçilgrad “Nov Jivot” Okuma Evi, “Okuma Evleri Kanununa” istinaden 2001 yılında kurulmuştur. Okuma Evinin bünyesinde sadece Momçilgrad değil, bölgedeki tüm yerleşim birimlerinden gelen çocukların iştirak ettiği Türk halkoyunları ekibi mevcuttur. Okuma Evlerinin bir başka özelliği de bütün kasaba tarafından kutlanan Müslüman bayramları vesilesiyle düzenlenen kültürel etkinliklerdir. Nazım Hikmet Okuma Evi’nin inisiyatifi ile Şumnu kentinde Müslümanların Kutsal Ramazan Bayramı vesilesiyle “Duygu Dolu Bayramlarımız” adlı bir edebiyat ve müzik programı düzenlenmiştir. Şumnu Belediyesinin katkılarıyla düzenlenen bu program “Hayat Bilgisi, İnsanlık ve Hoşgörü” sloganı altında gerçekleşmektedir.

Ayrıca, okuma evlerinde geleneklerin ve göreneklerin, efsanelerin, masalların, oyunların ve folklor giysilerin araştırıldığı ve muhafaza edilmeleri için çalışmaların yapıldığı araştırma faaliyetleri de düzenlenmektedir. Gelenekler sadece araştırılmak ve tarif edilmekle kalmıyor amatör folklor ekipleri tarafından düzenlenen gösteriler sayesinde de canlandırılmaktadır. Folklor zenginliğinin sergilenmesi amacıyla okuma evleri sık sık değişik festivallerin düzenlenmesini üstlenmektedirler. “Ömer Lütfi” Okuma Evi, geleneksel olarak Kırcali’de iki yılda bir düzenlenen Balkan Türk Folklor Festivali ve her yıl düzenlenen Bölgesel Folklor Festivalinin ev sahipliğini yapmakta olup, Yalova merkezli Uluslararası Türk Folklor Federasyonu’nun üyesidir.

“Birlik” Derneği, folklorun korunmasına yönelik Tırgovişte’de kurulu “Birlik” derneği gibi kadın kuruluşları da faaliyet göstermektedir. Adı geçen kuruluşun nezdinde “Demet - Lora” Türk halk türküleri ve oyunları grubu oluşturulmuştur. Amaç, komünist rejimin asimilasyon politikası sürecinde zarar gören kültür kimliğinin araştırılması ve halk içinde yaşanılır hale getirilmesidir.

Varna Türk Kültür Derneği: Bu derneğin başlıca hedeflerinden biri Türk halkının yöresel dili, folkloru, gelenekleri ve göreneklerinin araştırılmasını teşvik etmektir. Derneğin 120 mensubu olmakla beraber kuruluşundan bu yana Türk etnik topluluğunun kültürel başarıları ve değerlerinin araştırılması, korunması ve tanıtılmasına ilişkin birçok uzun vadeli ve kısa vadeli projeler üzerinde çalışmalarını sürdürmektedir. Derneğin çalışmasında folklor faaliyetlerinin ve gruplarının organize edilmesi ve canlı tutulması esastır. Dernek, 10 yılı aşkın bir süredir halk oyunları ekibi, kadın korosu ve folklor orkestrasının varlığını sürdürerek öğretmen ücretleri ve sahne gösterileri imkânlarını temin etmektedir. Halk türküleri ve dansları okullarına yazdırılan çocuklara özel bir ilgi gösterilmektedir. Folklorun korunması ve gelişimi doğrultusunda konferanslar da düzenlenmektedir. Buna örnek olarak Rusçuk - “Güneş” Türkiye İle Kültür İlişkileri Derneğinin düzenlediği “Balkanlarda Türk Folkloru” Uluslararası Konferansı gösterilebilir. Konferans Türk kültür haftası çerçevesinde düzenlenmektedir.

Türk folklorunun korunmasında ve yaygınlaştırılmasında tarihi şehir müzelerinin büyük katkısı vardır. Türk halkının yöresel şarkıları ve oyunları yanı sıra günlük hayatta kullandığı eşyalar da toplanmaktadır. Dılgopol kasabasında bulunan tarihi müzede 50 yıldır yörenin Türk köylerine ait etnoğrafik malzemeler toplanmaktadır. Gelinlik, yelek, kadın ve erkek giysileri, çocuk giysileri, namazlık, tespihler ve sair eşyaların sergilendiği müzede, daimi veya geçici bir serginin açılması amacıyla bir etnoğrafik bölümünün oluşturulması için çalışmalar sürdürülüyor.

Yerel yönetimler, Türk folkloru dâhil olmak üzere folklorun genel olarak tanıtılması için gerekli koşulların sağlanmasında önemli bir etken teşkil etmektedir. Söz konusu idareler festivallerin düzenlenmesini destekleyerek yapıldığı şehirlerin geleneksel kültürel etkinliklere ev sahibi olmalarını sağlamaktadırlar.

Büyük okuma evlerinde yer alan kütüphanelerde Türkçe ve Bulgarca kitaplar bulmak mümkün, böylece okurların verdiği bilgi birikiminin sadece artırılması değil her iki dili de iyi bir şekilde öğrenilmesi söz konusudur. “Ömer Lütfi” Kütüphanesi’nde yarısı Türkçe olmak üzere 6000 cilt kitap mevcuttur.

Kırcali ve Razgrad profesyonel tiyatroların faaliyetleri de Türk dilinin ve sanatının gelişimine büyük katkı sağlamaktadır. Kırcali “Kadrie Latifova“ ve Razgrad “Nazım Hikmet” devlet tiyatroları Bakanlar Kurulu’nun 06.06.2003 tarih ve 124 sayılı kararıyla kurulmuş olup faaliyet konuları “müzik, dans ve tiyatro gösterilerinin yapımı ve gösterimi; dil, gelenek ve kültür mirası gibi Türk kimliğinin unsurlarının muhafaza edilmesi; farklı kültürler arasında hoşgörü ve diyalogun teşvik edilmesidir”. Söz konusu iki tiyatro Ulusal Azınlıkların Korunması Çerçeve Antlaşmasına uygun olarak kurulmuştur. Kırcali ve Razgrad şehirleri, mevcut kadro potansiyeli ve sağlanan diğer imkanlar göz önünde bulundurularak bu tür yapıların işlevsel olmaları açısından en uygun şehirlerdir.

Bazı Bulgar sanatçıları, ekonomik sıkıntılardan dolayı ülkede sürekli tiyatroların kapatıldığı bir ortamda yeni iki tiyatronun kurulmasını benimsemediler. Onlara gore, söz konusu faaliyetler mevcut tiyatrolar tarafından yerine getirebilir, ya da “azınlık toplulukları kendi tiyatrolarını kendileri finanse etmesi gerekmektedir”. Diğer bir endişe ise, Türkçe gösteri yapacak profesyonel tiyatro sanatçılarının az olması ve bunun sonucunda tiyatroların amatör tiyatro haline dönüşme riski olmuştur. Ancak, uzmanların görüşlerine göre her iki tiyatro da profesyonel olarak faaliyetlerini sürdürmekte olduğu görüşleri bu endişelerin zamanla yersiz olduklarını ortaya çıkarmıştır.



BULGARİSTAN’DA TÜRK EDEBİYATI VE KÜLTÜRÜNÜN GELİŞİMİ VE TANITIMI

Türk toplumuna ait kültür kuruluşların faaliyetleri Türkçe kitaplar yayınlamak, konferanslar ve seminerler düzenlemek, yazarların tanıtımını yapmak, Bulgarca’dan Türkçe’ye ve Türkçe’den Bulgarca’ya edebiyat eserleri çevirmek suretiyle Türk edebiyatının korumasına ve yaygınlaştırmasına yöneliktir. Kitaplar okuma evlerinin kütüphanelerinde muhafaza edilmektedir.



Nazım Hikmet Okuma Evi

“Nazım Hikmet” Okuma Evinde Türkçe ve Bulgarca yanısıra Azerbaycan Türkçesi, Rusça, İngilizce, Almanca ve Arapça gibi dillerde yayımlanmış 28.000 cilt yeni ve eski edebiyat eserleri içeren kitaplar bulunmaktadır. 1986 yılında bir grup gönüllü öğretmenler tarafından kurulan Okuma Evi’nin kütüphane müdüresi Leyla Derviş’in sözlerine gore, Okuma Evi daima Türk aydınlarının ve vatandaşlarının kültür ve eğitim ocağı olmuştur.



Sofya XXI. Yüzyıl Türk Kültür Merkezi

Sofya XXI. Yüzyıl Türk Kültür Merkezi edebiyat çevirisi alanında faaliyet göstermekte, Bulgaristan Türklerinin kültürü hakkında konferans ve etkinlikler düzenlemektedir. Merkez, Kültür Bakanlığının işbirliğiyle yeni kitaplar ve Bulgaristanlı Türk yazarlarının tanıtımını yapmaktadır. 2005 yılında Ahmet Tımış, Vildan Sefer ve Prof. Cengiz Hakov’un eserlerinin tanıtımı yapılmıştır.

Burgaz Recep Küpçü Türk Kültür Merkezi

Burgaz Recep Küpçü Türk Kültür Merkezi Burgazlı şair Recep Küpçü’nün ölüm yıldönümleri vesilesiyle Bulgaristan’daki Türk şairlerinin milli çapta biraraya gelmelerini sağlamakta ve Türk kültür geceleri düzenlemektedir.



Deliorman Edebiyat Derneği, Cem Derneği ve Razgrad Türk Kültür Merkezi gazeteci - yazar Muharrem Tahsin’in 75. yıldönümünü ve şair Ali Bayram’ın 70. yıldönümü vesilesiyle jübile töreni düzenlemişlerdir. Deliorman Edebiyat Derneği “Hoşgörü” isimli dergiyi neşretmekte, seminer, sempozyum, sanat geceleri, şairler gecesi gibi etkinlikler organize etmektedirler. Deliorman Edebiyat Derneği 2004 yılında Razgrad’ta “Türk Edebiyatının Balkanlar’da Tanıtımı” konulu üç günlük seminer düzenlemiştir. Davetliler arasında Romanya, Makedonya, Yunanistan, Kıbrıs, Türkiye ve Bulgaristan’dan şair ve yazarlar yer almaktadır. “Balkanlar’da Türk Edebiyatı” Bilim Sempozyumuna katılmcı olarak bilim adamları, araştırmacılar ve öğretim üyeleri Türk edebiyatının temsil ettikleri, ülkedeki tarihçesini, günümüzdeki durumunu, perspektiflerini ve sorunlarını ele almışlardır.

Bulgaristanlı Türk şairleri ve yazarlarının birçoğu eserlerini Bulgarca yazmaktadırlar. Böylece mesajlarını tüm topluma yaymaktadırlar. Bu kitaplara çocuklar ve gençler büyük ilgi göstermektedir. Yeni kitapların tanıtılmasında esas görev okuma evlerine düşmekte, belediyeler, dernekler ve daha zengin kuruluşlar ise, kitapları satın alarak kütüphanelere bağışlarda bulunmaktadırlar.

Bulgar yazarlarının eserleri Türkçe’ye çevirileri yapılmakta, böylece bir yandan Türk dilinin kullanılmasına imkan sağlanmakta, diğer yandan ise, Bulgar edebiyatının yurtdışında popülarize edilmesi için olanak yaratılmaktadır. Aynı zamanda Türk yazar ve şairlerin eserleri de Bulgarca’ya çevirilmektedir. Bulgar yazarların komşu ülkelerin çağdaş edebiyat temsilcileri ile toplantıları da düzenlenmektedir. Buna ilişkin en kapsamlı etkinlik “Ömer Lütfi” Okuma Evinin inisiyatifi ile 3. kez 2005 yılında Kırcali’de düzenlenen Balkan Yazarları Buluşmasıdır. Aktivitenin eş-organizatörleri Bulgar Yazarlar Birliği, Kültür Bakanlığı ve Bakanlar Kuruluna bağlı Etnik ve Demografik İşler Ulusal Konseyi’dir.



Azınlıkların kültürel haklarının fiilen kullanımı için esas görev Türkçe yayım ve yayın yapan yerel ve ulusal medyalara düşmektedir.

“Hak ve Özgürlükler Haftalık Gazetesi

1989 yılından sonra toplum, siyaset, kültür, sanat, spor ve sağlık konularını ele alan “Hak ve Özgürlükler” haftalık gazetesi Türkçe ve Bulgarca olmak üzere çıkmaya başlıyor, daha sonra “Işık” ve “Güven” ismlerini alan “Yeni Işık” gazetesi ve “Cırcır” çocuk eki tekrar neşredilmeye başlamaktadır. 1990 yılından itibaren Bulgarca ve Türkçe olmak üzere Başmüftülüğün neşriyatı olan “Müslümanlar” gazetesi çıkmaya başlıyor. 1992 yılından itibaren ise, Türk toplumunun yaşantısını yansıtan ve Türk kültürünü tanıtan “Zaman” gazetesi, “Kaynak”, “Deliorman” ve “Hoşgörü” dergileri çıkmaya başlamaktadır. Bu yayımlar dernek ve şahısların bağışlarıyla finanse edilmektedir.

2002 yılından itibaren Türk azınlığına hitaben “Sabah” gazetesi çıkmaya başlıyor. Başlangıçta Türkçe çıkan gazete daha sonra konseptini değiştirerek hem Bulgarca hem Türkçe basılmaya başlamaktadır. Gazetenin sayfalarında Bulgaristan’da yaşyan insanların sosyal, ekonomik ve kültürel hayatını yansıtan birçok makale, röportaj yer almaktadır.

“Zaman” (www.zaman.bg )gazetesi 1992 yılında yayımına Türkçe başlamıştır. Deneyimli muhabirleri ve yorumcuları, Bulgaristan’ın tüm bölgelerinde irtibat büroları ve temsilcilikleri bulunan gazete hayatımızı insani bakış açısından yansıtmakta, kanunun üstünlüğünü tanımakta, insan hak ve özgürlüklerini ve Bulgaristan Cumhuriyeti’nin demokratik ve hoşgörü ilkelerini savunmaktadır.

Hoşgörü Dergisi “Deliorman” Edebiyat Derneği’nin katkılarıyla yılda 4 kez çıkmaktadır. Bu dergide Türkçe yazan yazar ve şairlerin eserleri yayımlanmaktadır. Edebiyat eserleriyle birlikte Bulgaristan Türklerinin yaşamı, gelenekleri ve kültürü hakkında makaleler de yer almaktadır.

Kaynak Dergisi, XXI. Yüzyıl Türk Kültür Merkezinin bir yayını olup Sofya Açık Toplum Vakfı’nın katkılarıyla neşredilmektedir. Derginin tamamı Türkçe olup son sayfasında Bulgarca özet ve okurlara Bulgarca görüş, öneri ve malzeme iletebileceklerine dair duyuru yer almaktadır. Dergide, okullarımızda Türk dili ve din derslerinin okutulması, teorik dil bilgisi, Bulgaristan’da kurulan ilk okuma evleri ve Türk toplumunun hayatındaki rolü gibi konular ele alınmakta, tarih, dil ve edebiyat alanında yapılan araştırmalara, şair ve yazarlara, ve bunların eserlerine ilişkin makalelere yer verilmektedir.

Bulgaristan’ın toplam 28 ilinde değişik sayıda yazılı ve elektronik yerel basın söz konusudur. Günlük gazeteler arasında Kırcali’de çıkan “Nov Jivot”, “Arda”, “Sedem Dni Kırcali”, Varna’da çıkan “Narodno Delo”, Filibe’de çıkan “Maritsa”, Rusçuk’ta çıkan “Utro” v.s. sayılabilir. Bu gazeteler değişik etnik grupların birlikte yaşadığı bölgelerde çıkmakta ve genel olarak azınlıkların yaşantısını ve faaliyetlerini hoşgörüyle yansıtmaktadırlar.

Ulusal basında azınlıklara veya etnik topluluklara ilişkin konular az işlenmektedir. Türklere ilişkin yazılan metinlerin %60’ından %75’ne kadar Hak ve Özgürlükler Hareketi ile ilgili veya bağlantılıdır. Bulgaristan Türklerine yönelik çıkan yazıların %80’i siyasi konuları ele almakta, diğer konular çok seyrek işlenmekte ve çoğu kez mecliste meydana gelen skandalların sonucu olarak yansıtılmaktadır. Çocukların ve gençlerin sorunları, etnik ve milli kimliklerinin bir arada gelişmesi için verilen çabalar arka planda kalmaktadır. Mevcut sorunların çözümü ve menfi tutumların yok edilmesi için toplumu bilgilendirmek yerine medyalar, hala Türk azınlığına yönelik önyargıların ve çelişkili yaklaşımların yaygınlaşması için zemin yaratmaktadırlar. Bu da genç nesilleri üzerine olumsuz etkiler bırakmakta ve toplumda gerginliklere yol açmaktadır.

Radyo ve Televizyon Kanunu hükümlerine göre, ulusal yayın kuruluşları mevcut yayın programları ve politikalarıyla milli çıkarların, ortak insani ve kültürel değerlerinin, etnik ve dini ayrımcılık yapılmaksızın tüm Bulgar vatandaşlarının eğitimlerini, bilinç ve kültürlerinin muhafaza edilmesini ve gelişmesini temin etmeleri gerekir.

1984 yılına kadar Bulgaristan Ulusal Radyosu her gün üç buçuk saat, Cumartesi ve Pazar günleri ise, dört buçuk saat olmak üzere Türkçe yayın yapmakta idi. Bu yayınlar Bulgaristan Ulusal Radyosunun “Hristo Botev” Programının “Bulgaristan Türkleri İçin Programlar” Genel Müdürlüğünde hazırlanmakta idi. Türk azınlığına yönelik radyo pragramları 1984 sonu ve 1985 yılın başındaki komunist iktidar tarafından “soya dönüş süreci” olarak adlandırılan baskı kampanyası çerçevesinde durdurulmuştur.

1994 yılında Bulgaristan Ulusal Radyosunun Yönetim Kurulu, “Radyo Bulgaristan” müdürünün Türkçe yayınların tekrar başlatılması teklifini yeniden karara bağlamıştır. Bu programlar zamanla yayın süresini arttırarak 2004 yılında “Radyo Bulgaristan” hafta içi iki buçuk saat, hafta sonu ise, üç saat yayın yapmaya başlamıştır. Bu yayınlarda güncel haberin yanısıra toplumun güncel konularını içeren ve Türk topluluğun yaşamıyla ilgili programlar sunulmaktadır. Türkçe yayın yapan programların öncelikli hedefleri: Türk azınlığının dilini, kültürünü ve geleneklerini, kültürler arası etkileşimi, karma nüfusun yaşadığı bölgelerde toplumsal entegrasyonla ilgili sosyal ve ekonomik konu ve sorunları dile getirilmesi, tarafsız medya aracısı olarak diğer azınlık mensuplarının ülkenin ve kendi topluluklarının güncel sorunlarıyla ilgili düşünce ve görüşlerine yer vermektir. “Radyo Bulgaristan” Türkçe yayın yapan programların içeriğinde röportaj, makale, yorum, analiz, mülakat ve magazin programları mevcuttur.

Bulgaristan Ulusal Radyosunun “Hristo Botev” Programı Türk sanatçılarının de yer aldığı “Etnik topluluklar” isimli etnik kültür programını sunmaktadır.

Bulgaristan Ulusal Televizyonunun 1. Kanalı, 2002 yılından itibaren günlük olarak 10 dakikalık Türkçe haber bülteni sunmaktadır. Etnik azınlıkların sorunlarını ele alan 1. Kanalın “Birlikte” programı kapsamında “Ressam Kamber” ve “Aşkım Benim Tiyatro” adlı filmlerin yapımı gerçekleşmiştir.

Diğer azınlık gruplarında bulunmadığı için Bulgaristan Türklerinin genç nüfüsüna yönelik gazete ve dergilere özel ilgi duyulmaktadır.

“Filiz” Gazetesi, “Filiz - 97” Vakfı’nın desteğiyle ayda iki kez çıkan ve Bulgaristan’ın tek Türkçe çocuk gazetesidir. Gazetenin kurucusu ve baş editörü rahmetli Muharrem Tahsin gazetenin başlıca amacını şöyle anlatmaktaydı: “Çocukların kültür ve bilimle tanışmalarını, boş vakitlerinin faydalı işlerle değerlendirmelerini sağlamak ve sanatsal yönlerini geliştirmelerini teşvik etmektir, gazatemizin misyonu”. Ülkenin değişik bölgelerinde bulunan ekonomik gücü zayıf ailelerin çocuklarına hizmet vermek amacıyla toplam 128 okulda başlatılan ücretsiz abonelik kampanyaları hala devam etmektedir. Gazetede, ülke genelinden çocuklara ait hikayeler, şiirler, masallar, epigramlar, bilmeceler, tekerlemeler ve deyimler yayımlanmaktadır.

“Balon” çocuk dergisi 2005 yılına kadar Filiz gazetesi gibi okullarda Türk dili okuyanlar için yardımcı niteliğinde olup ET “Aydın” şirketi tarafından yayınlanmıştır. Çocuklar tarafından kaleme alınmış birçok şiir ve hikayelerin yer aldığı derginin mali ve diğer sıkıntılar nedeniyle neşredilmesi durdurulmuştur. Gençlerin ve üniversite öğrencilerinin ihtiyaçları için yine aynı basım evi tarafından “Gönül” dergisi yayımlanmaya başlanmıştır. Derginin temel okuyucu kitlesi “Balon” çocuk dergisinin okurları olmaktadır. Ancak mali sıkıntı nedeniyle bu derginin de yayımlanması durdurulmaktadır.

“Ümit” dergisi “A-PRESS” Ltd. şirketinin aile, çocuk ve kültüre ilişkin aylık yayımıdır. Derginin merkezi Sofya olup Kırcali, Şumnu, Varna ve Filibe’de ofisleri bulunmaktadır. Abonelik yoluyla dağıtımı yapılmaktadır. “Ümit” dergisi 1995 yılında Türkçe olarak çıkmaya başlıyor ve bilim, edebiyat, din ve ahlak alanlarındaki makaleleriyle kısa zaman içerisinde Bulgaristan’da popülaritesini artırıyor. Aile, kültür, eğitim ve çocukların sorunlarına gösterilen büyük ilgi sayesinde her yaştan ve çeşitli sosyal ile mesleki gruplardan okurlar kazanmaktadır. 2000 yılında derginin iki dilde yayımlanmasına ilişkin gereklilik ve okurların bu doğrultudaki arzuları ön plana çıkmaktadır. Bunun üzerine 2001 yılından itibaren dergi Türkçe ve Bulgarca çıkmakta ve böylece okurların sayısı Türkçe bilmeyenler arasında da artmaktadır. Bulgarlar tarafından da ilgi duyulan derginin iki dilde çıkması Türk etnik kültürünün daha yakından tanınmasını ve Bulgarlar ile Türkler arasındaki dostluğun pekiştirilmesi sağlanmaktadır. 2001 yılında derginin internet versiyonu da faaliyete geçip dünyanın her köşesinden okuma fırsatı doğmuştur. Deneme, hikaye ve resim yarışmalarının düzenlenmesi dergiye has bir özelliktir.

Çocuk gazete ve dergileri ana dilinin okutulmasında yardımcı işlevi söz konusudur. Onlar çocukların Türk dili ve kültürü hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlamaktadır. Diğer yandan ise, yaratıcılık ve yeteneklerinin gelişmesini teşvik etmekte, Bulgar dilinin kullanılması için imkanlar oluşturmakta ve çocuklara evrensel insani değerleri öğretmektedir.







KOSOVA’ DA TÜRKÇE YAYIMLANAN DERGİLER

Kosova, bilim, sanat, kültür ve basın-yayın açısından çok canlı bir bölgedir. 17 Şubat 2008 tarihinde bağımsızlığını kazan Kosova, Türk, Arnavut ve Boşnak Müslümanların barış ve huzur içerisinde yaşadıkları bir devlettir. Tarihi ve kültürel birikimiyle dünyanın nadir bölgelerinden biri olan Kosova, Türkçe yayınlar açısından zengin bir birikime sahiptir. Aşağıda bu eserlerin tamamına yakını ile ilgili bilgiler vardır.



Doğru Yol

Kültür ve Sanat Dergisi

1971- Kasım 1974 tarihleri arasında 15 sayı yayımlandı.

Yayımlayan “Doğru Yol” KGSD-Prizren



Yankı

Prizren Lisesi’nde okuyan öğrencilerin dergisi.



Çevren

Bilim, kültür dergisi

1973 yılından itibaren Priştina’da 3 ayda bir yayınlandı.







Esin Kültür ve Sanat Dergisi

1974 yılına kadar 15 sayısı yayımlanan “Doğru Yol” Kültür ve Sanat Dergisinin devamı olarak yayımlanıyor.

Yayımlayan : “Doğru Yol” Türk Kültür ve Sanat Derneği, Prizren



Bülten

“Kardeşlik Akşamları” Yugoslavya Amatör Tiyatrolar Karşılaşmalarının yılda 10 gün süren karşılaşmaları sırasında yayımlanan günlüktür.

1974 yılından itibaren Türkçe de yayımlanmaktadır.



Filiz, çocuk dergisi

“Doğru Yol” TKGSD çocuk kolu Prizren’de1981 yılında yayımlamaya başladı.



Kuş

Çocuk dergisi

Ocak 1979’dan başlayarak ayda bir olmak üzere 24 Mart 1999 tarihine kadar 20 yıl yayımlandı.



Çığ

Kültür sanat dergisi, Ocak-Şubat 1990 yılından itibaren Priştina’da

2 ayda bir yayımlanmaktadır.



Bay

Aylık kültür ve sanat dergisi,

Tel. 00 381 29 / 32-453

Eylül 1994 ‘ten itibaren Prizrene’de ayda bir yayımlanmaktadır.





Dost Gençlik Dergisi

(Genç Bay ve Dost Bay olarak da yayımlandı)

Tel. 00 381 29 / 32-453

Nisan 1997‘den itibaren Prizren’de ayda bir yayımlanmaktadır.



İnci

Aylık çocuk dergisi

Tel. 00 381 29 / 32-453

Eylül 1995 yılından itibaren Prizren’de ayda bir yayımlanmaktadır.



Rumeliden Sesler

Müzik dergisi.

Türk Müziği Konservatuarı Derneği,

1996 yılında Prizren’de yayın hayatına başladı



Bülten

Türk Yazarlar Derneği

Ekim 1997 yılından itibaren yayımlanmaktadır.

Işık, “Slobodan Peneziç” İlkokulunun yayınladığı öğrenci dergisi



Sofra

Kültür ve Sanat dergisi, Mamuşa’da

Ocak 1999’dan itibaren yayımlanıyor.



Gençlik

Okul dergisi

Prizren’de Mustafa Baki İlkokulu tarafından yayımlanmaktadır.

19.05.1996’dan itibaren yılda bir yayımlanmaktadır



Öğrenci

Okul dergisidir.

Üç sayısı yayımlanan “Gençlik” okul dergisinin devamı olarak Prizren’de Nisan 2001 yılından itibaren yayımlanmaya başladı.

Mustafa Baki ilkokulu, İsmet Yaşari Sok. (No’suz)

Tel-fax:++ 381 29/ 22-328

E-mail: mb_ogrenciderg@hotmail.com



Esnaf

Kültür ve haberleşme dergisi

Prizren’de Zanaatçı, Tüccar ve İşadamları Derneği tarafından yayımlamaktadır.

İlk sayısı 2000 yılında çıkmıştır.





Türkçem

Çocuk dergisi

Ocak-Şubat 1999 ‘tan itibaren Prizren’de 2 ayda bir yayımlanıyor.

ADRES: Luigji Gurakuqi Sok. No. 36

Tel. 00 381 29 / 24 – 922

Belgegeçer: 23 – 337



Mehmetçik

Prizren’de 6 Aralık 1999 tarihinden itibaren Kosova Türk Taburu Görev Kuvvet Komutanlığı yayımlamaktadır.

Tel. 00381 29 / 41-640

Türk KFOR-u, Sultan Murat Kışlası-





Edeb

Aylık dini, tasavvufi ve kültürel gazete

İlk sayısı 15 ekim 2000 yılında Prizren’de yayımlandı.

Yayınlayan: Kadiri Seyyid Ali Dergahı-



Gerçek

Kültür Sanat ve Spor Derneği Dergisi. 2001 yılında Priştina’da yayımlanmaya başladı.

Tel. ++377 44 112 105, ++381 63 85 03 945

e-mail: gercekkosova@hotmail.com



Medeniyet

Araştırma Bilim Dergisi.

2002 yılında Prizren’de yayımlanmaya başladı.

e-mail: kta2000@hotmail.com



Derya

Kültür-Sanat ve Edebiyat Dergisi.

2002 yılında yayımlanmaya başladı. Üç ayda bir Mamuşa’da yayımlanır.

Tel:++377 44 126 661



İlke

Priştine Gençlik Dergisi.

Aralık 2002’de Priştina’da yayımlanmaya başladı.



Aydabir

Çağımızın gençlik dergisi.

Aralık 2002’de Prizren’de yayın hayatına başladı.

Adres: Gafur Caferı no. 4

Tel. ++377 044 217–322 140-261



BAHAR

Çocuk dergisi

2007 yılından itibaren ayda bir Priştina’da yayımlanmaktadır







KIRIM’ DA YAYINLANAN DERGİLER



GAZETELER:

"Терджиман" – "TERCÜMAN" (1883-1918)

"Миллет" "MİLLET"

"Ветан Хадими" “VETAN HADİMİ” (1905-1908)



DERGİLER:

"Алеми нисван" “ALEMİ NİSVAN” "KADIN DÜNYASI" İsmail Gaspralı yayınlamıştı

«Илери» “İLERİ” (1928-1930)

«Окъув ишлери» “OKUV İŞLERİ” (1925-1928)

«Тырнавуч» “TIRNAVUÇ” (1925-1926)

«Коз айдын» “KOZ AYDIN” (1927-1930)

«Яш ленинджилер» “YAŞ LENİNCİLER” (1931-1941)



"Эмель"-“EMEL” 1930-1941 yıllarında Kırım Tatarca ve Türkçe dillerinde önce Romanya’da sonra da Türkiye’de yayınlanan dergidir. Bu dergi Türkçe’de hala yayınlanmakta ve Kırım Tatar Türk halkının problemlerinin üzerinde durmaktadır.

"Къырым"- “KIRIM” 1918-1919; 1957-1961; 1990’lardan itibaren Türkiye’de Kırım Tatarcası ve Türkçe olarak yayınlanmaktadır.

"Ленин байрагъы"– “LENİN BAYRAĞI” 1957–1990 arasında Özbekistan’da çıkan tek gazetedir.





DERGİ:

"Йылдыз"-“YILDIZ” 1976 itibaren yayınlanmaktadır.

"Къасавет” “KASAVET” Kırım Tatarların haklarını bildirmeye çalışan bir yayın politikası vardır.

"Ватан" “VATAN” Ekim 1990 Kırım Tatar bilim araştırma merkezinin katkılarıyla yayına başladı.

GAZETE:

"Янъы Дюнья" "YENİ DÜNYA",edebiyata daha çok önem veren bu gazetenin ilk sayısı Kırım’da Ocak ayında 1992’de çıkmıştır.

"Достлукъ" “DOSTLUK” 1992,

"Авдет" “AVDET” 15 Temmuz 1990 Kırım tatar milli mücadele teşkilatı tarafından yayına girdi. İlmi Umerov’un sözleriyle: Avdet -halkın vatana sürgünden dönmesi demektir.

"Арекет" “AREKET”

"Мераба" “MERHABA”

“Голос Крыма” “KIRIMIN SESİ” 1994’ten itibaren yazı işler müdürleri: Eldar Seitbekirov ve Lilya Budjurova, Rusça dilinde yayınlanıyor.

“YENİ DÜNYA” gazetesinin adresi:

KIRIM,

SİMFEROPOL, GORKOGO sok., 23/3

Теl. : 0038 (0652) 51 03 39

e-mail: dunya04@mail.ru

“KIRIM SESİ” gazetenin ve “KASAVET” dergisinin adresi:

95001, KIRIM,

SİMFEROPOL, CHEHOVA sok., 17.

Теl. : 0038(0652) 25-81-01,

e-mail: seda@crimea.com



“AVDET” gazetesinin adresi:

KIRIM, SİMFEROPOL, JİTKOGO sok., 40.



“YILDIZ” dergisinin adresi:

KIRIM, SİMFEROPOL, YALTİNSKAYA sok., 155/3









BATI TRAKYA TÜRKLERİNDE BASIN YAYIN HAYATI



“Batı Trakya Türk Azınlığı” kavramı, Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan 30 Ocak 1923 tarihli “Mübadele” antlaşması gereğince İstanbul’daki Rumlarla birlikte mübadele dışı bırakılan yaklaşık Batı Trakya’da yaşayan 150.000 Türk’ü kapsayan bir kavramdır.

Yunanistan, 1385 yılında Türklerin Selanik zaferiyle yönetimleri altına girmiştir. 1829 yılındaki Türk-Rus savaşı’nın sonunda imzalanan Bükreş Antlaşması ile Atina ve güneyini içine alan Yunanistan Krallığı kurulmuş ve Türkler bu bölgeden çekilmeye başlamışlardır.

Yunanistan, 1923 Lozan Antlaşması gereğince iki ülke arasında yapılan nüfus mübadelesinden önce, Balkanlarda Türk nüfusunun en yoğun olarak bulunduğu ülkelerden biriydi. Balkanlarda Türk idaresine en erken katılan ülkelerden biri olması sebebiyle, sayı itibariyle en fazla Türk mimari eserinin bu ülkede inşa edildiği görülmektedir.

Yunanistan’da beş asırdan fazla süren Türk hâkimiyeti döneminde toplam; üç bin yedi yüz yetmiş bir mimari eser inşa edildiği görülmektedir Bunlardan günümüze kadar ayakta kalabilen yapıların sayısı üç yüz civarındadır. Günümüzde ayakta kalabilmiş yapıların çoğu Türklerin yoğun olarak yaşadığı Batı Trakya bölgesindedir. Yunanistan’daki Türk eserleri Erken Osmanlı mimari özelliklerini taşımaktadırlar.

Türklerin yoğun ve güçlü bir kültürle ayakta kaldıkları başta Batı Trakya olmak üzere diğer bugün Yunanistan toprakları içinde kalan bölgelerde, sıkı bir Yunan baskısından ötürü güçlü bir basın-yayın hayatı vücuda gelememiştir. Ancak, Batı Trakya Türkleri her türlü baskı ve yıldırma politikalarına rağmen Türkçelerini, kültürlerini, dinlerini ve geleneklerini yaşatmışlardır.

Batı Trakya başta olmak üzere Yunanistan’da yayınlanmış ve yayınlanmakta olan basın-yayın organları şunlardır.

Halen Çıkan Gazeteler:

1- Gündem

2- Bülten

3- Birlik

4- Olay

5- Millet

6- Cumhuriyet

7- Trakya’nın Sesi

8- Diyalog



Halen Çıkan Dergiler:

1- Öğretmenin Sesi

2- Rodop Rüzgarı

3- Kardelen

4- Rehber

5- Azınlıkça

6- Genç Bakış (GAT)

7- Öğrenci Alemi (Patralı öğrenciler çıkarıyor)





Geçmiş Yıllarda Çıkan Dergi Ve Gazeteler:



Gazeteler:

1- İleri

2- Rodop Rüzgarı

3- Ülkü

4- Turuncu

5- Ötüken

7- Ortam

8- Ülkü (Osmanlıca çıkmış)

9- Muhafazakar (Osmanlıca)

10- Balkan

11- Özgür Balkan

12- Akın

13- Yeni Ziya

14- Trakya Postası

15- Yarın

16- Zaman

17- Imdat

18- Cumhuriyet

19- Posta

20- Yeni Balkan

21- İtila

22- Yeni Yol

23- Adalet

24- Yeni Adım

25- Peyam-ı İslam

26- İnkılap

27- Milliyet

28- Trakya

29- Hakikat

30- Gerçek

31- Müdafai İslam

32- Hak Yol

33- Sebat

34- Esas Muhafazakar

35- Azınlık Postası

36- Embros

37- Halkın Sesi

38- Aile

39- Yankı

40- Nokta

41- Birlik (Eski)

42- Öğüt

43- Tünel

44- Görüş

45- Batı Trakya Expres

46- Expres - Önder

47- Barış

48- Adalet

49- Özgür Medya



Dergiler:

1- Mihenk

2- Gönülden Gönüle

3- Şafak

4- Hakka Davet

5- Hür Hakka Davet

6- Yeni Hür Hakka Davet

7- Öğretmen

8- Birlik

9- Yol

10- Aliş

11- Yuvamız

12- Radar

13- Feza

14- Muallim Mecmuası

15- Peygamber Binası

16- İsbat

17- Batı Trakya

18- Devam

19- Kazan











DOĞU TÜRKİSTAN’DA UYGURCA YAYINLANMAKTA OLAN GAZETE VE DERGİLER

Bugün Çin Halk Cumhuriyeti sınırları içerisinde kalan Doğu Türkistan’da çıkan Uygurca gazete ve dergiler aşağıdadır.



Gazeteler:

1. Xinjiang Gazetesi (Günlük üniversal resmi gazete)



2. Kanunçuluk Gazetesi (Günlük Hukuk Gazetesi)



3. Urumçi Keçlik Gazetesi/Urumçi Akşam Gazetesi ( Günlük üniversal gazete)



4. İktisat Gazetesi (Günlük)



5. İşçiler Gazetesi (Günlük)



6. Paydılınış Haberleri (Günlük Uluslar arası haber bülteni)



7. Dergiler (Edebiyat ve Toplum sahası):



8. Tarım Dergisi (Aylık Ulasal Dergi)



9. Bugünkü Xinjiang Dergisi (Aylık Ulusal Dergi)



10. Xinjiang Medeniyeti Dergisi (İki Aylık Kültür Dergisi)



11. Tanrı Dağı Dergisi (Aylık edebi dergi)



12. Bulak Dergisi (İki aylık Klasik Edebiyat Dergisi)



13. Dünya Edebiyatı (Üç aylık yabancı edebiyat dergisi)



14. Miras Dergisi (İki aylık üniversal edebi dergi)



15. Dil ve Tercüme Gazetesi (Aylık Tercüme eserler dergisi)



16. Fen ve Teknoloji Dergisi (Aylık dergi)



17. Xinjiang Yaşları Dergisi /Xinjiang Gençlik Dergisi (Aylık üniversal dergi)



18. Xinjiang Ayaları Dergisi/Xinjiang Kadınları Dergisi (Aylık Dergi)



19. Xinjiang Yaşlar ve Ösmürler/Xinjiang Gençler ve Çocuklar Dergisi (Aylık Eğitim Dergisi)



20. Xinjiang Tezkeresi Dergisi (Aylık Siyaset, Kültür ve Tarih Dergisi)



Yukarıdaki basın-yayın organlarından başka yine üniversitelerin, devlet kurumlarının, akademik birimlerin ve vilayetlerin resmi gazete ve dergileri de düzenli olarak yayınlanmaktadır.Örneğin: Kaşgar Gazetesi, Kaşgar Edebiyatı, Aksu Gazetesi, Aksu Edebiyatı, Xinjiang Üniversitesi İlmi Dergisi (Sosyal Bilimler Kismi), Xinjiang Üniversitesi İlmi Dergisi (Fen Bilimler Kısmı), Xinjiang Sosyal Bilimler Dergisi, Xinjiang Sosyal Bilimler Minberi gibi…







İRAN’DA TÜRKLER VE EDEBİYAT



İran’da Türk varlığından bahsederken en çok Azerbaycan Türkleri akla gelir. İran’daki Türk nüfusunun büyük bir kısmının Azerbaycan Türkçesiyle konuşması ve bu Türk lehçesinin İran’daki diğer Türk lehçelerinden (Horasan, Halaç, Sungur vb.) farklı olarak zengin bir yazılı edebiyata sahip olması bunun esas nedenini oluşturmaktadır.

İran nüfusunun önemli bir kısmını oluşturan Azerbaycan Türklerinin sayısı konusunda kesin bir bilgi bulunmamakta, resmî ve gayrı resmî veriler ise inanılmaz derecede farklılık göstermektedir. İran’ın resmî nüfus sayımlarında dil ve etnik faktörünün dikkate alınmaması ve Fars olamayan halklara, özellikle de Türklere karşı yapılan ayrımcılık politikalarının hâlen sürdürülmesi resmî rakamların ne kadar gerçekten uzak olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Temmuz 2000 tahminlerine göre, İran’ın nüfusu 65.619.636 ve nüfus artış hızı da %0,83 olmuştur. Aynı resmî kaynaklar İran’daki etnik dağılımı şöyle vermektedir:

Fars %51; Azerbaycanlı %24; Gilek ve Mazenderanlı %8; Kürt %7; Arap %3; Lor %2; Beluci %2; Diğer %1. Dünya Bankası 2015 yılı nüfus projeksiyonuna göre İran’ın nüfusunu 106.672.000 olarak öngörmektedir.

Resmî olmayan rakamlara bakıldığında ise, yaklaşık 10 milyonluk bir fark görülmektedir. Bazıları İran’da Türk nüfusunu 25 milyon tahmin ederken bazıları bu rakamın 30 milyon ve çok az sayıda insan ise 34–35 milyon olabileceğini ileri sürmektedirler. Bu konuda en güvenilir kaynak olarak bilinen ve resmî olmadığı hâlde İran ordusu tarafından yapıldığından dolayı, diğer kaynaklara göre daha güvenilir olan فرهنگ جغرافیایی ترکان ایران زمین / Ferheng-é Coğrafiyai-yé Torkan-é İran Zemin (Yer, Yıl) kitabında verilen rakamlara sonraki yılların artışını da eklersek, yaklaşık 30 milyonluk bir Türk nüfusuyla karşı karşıya gelebiliriz. Bu tür hesaplamalarda Farslaşan Türklerin veya Türkleşen Tat, Talış ve Kürtlerin sayısını belirlemek imkânsız olduğundan ve değişik bölgelerde yaşayan Türklerin nüfusunun artış oranının aynı olup olmadığını kesin olarak bilemediğimizden dil faktörüne dayalı resmî ve doğru bir sayım yapılmayıncaya kadar İran’da Türk nüfusuyla ilgili bilgiler sadece tahminlerden ibaret olacaktır.

Ayrıca bazı uluslar arası kuruluşlar da İran’daki Türk nüfusu üzerine tahminlerini yayınlamışlardır. Dünya Bankası Ülke Profilleri veri tabanına göre 66,1 milyonluk (şu anda 70 milyondur.) İran nüfusunun %42’sini Türkler oluşturmakta olup, bu oran da yaklaşık 25 milyonluk bir Türk nüfusunu göstermektedir Cevat Heyet, Birleşik Milletler Teşkilâtı’nın 1998 yılında yayınladığı raporundan naklen 65.758.000 nüfuslu İran’da 69 dilin konuşulduğunu belirterek onların en önemlilerini şöyle sıralamıştır:

Azerbaycan Türkçesi 23,5 milyon; Farsça 22 milyon; Lorca 4,28 milyon; Kürtçe 3,25; Türkmen Türkçesi 2 milyon; Kaşkay Türkçesi 2 milyon; Horasan Türkçesi 1,5 milyon; Arapça 1,2 milyon

İran’da Türk nüfusunun yüzde kaçının Azerbaycan Türklerinden oluştuğu da ayrıca bir araştırma konusudur. Azerbaycanlı Türk kimliğinin coğrafî faktörlerden daha çok kültürel ve tarihî zeminler üzerinde oluşması, ayrıca Azerbaycan Türklerinin hemen hemen yarısının Azerbaycan eyaletlerinin dışında, başta Tahran olmak üzere İran’ın diğer kentlerine yerleşmesi ve özellikle de, bazen Azerbaycanlı olmayan Türklerin (örneğin Halaçların) komşuluğunda ve iç içe yaşaması böyle bir istatistiği zorlaştırmaktadır. Fakat eğer BMT’nın verdiği istatistiğe göre, Azerbaycan Türklerinin nüfusunu 23,5 milyon kabul edip bugün Fars eyaleti sınırları içinde yaşayan Kaşkay Türklerini dışarıda tutarsak, yine de 30 milyon Türk nüfusunun %80’e yakınının Azerbaycanlı Türk olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz.

Güney Azerbaycan’da Basın-Yayın

İran’da Türk dilinde basın-yayın hayatıyla ilgili M. Rıza Heyet’in yüksek lisans tezi olarak yaptığı çalışma (Ankara Üniversitesi, 2005) bu konuda bize yeterine bilgi sunmaktadır. Çalışmadan elde edilen bilgilere göre:

Güney Azerbaycan’ın ilk gazetesi 1858 (1275 h.k.)’de Tebriz’de yayınlanmıştır: Exbâr-é Dârusseltené-yé Memleket-é Azerbaycan; Milletî ve Veqâyé-é Mehrûsé-yé Azerbaycan ve daha sonraları Tebriz adlarıyla çıkan bu gazeteyle ilgili ilk haberlere Tahran’da çıkan Vakâyi-i İttifâkiye gazetesinde rastlıyoruz: “Bu günlerde Azerbaycan ve diğer bölgelerin haberlerini yazmak üzere Tebriz’de bir gazetenin yayınlanmasına karar verilmiştir (Vakayi-i İttifakiye, S. 13). Tamamen Farsça çıkan bu gazetenin adından da görüldüğü gibi, Saray tarafından yönetildiği bilinmektedir. Gazeteye Milletî adının verilmesi ise onun devletî yâni devlete bağlı olmadığını göstermek amacıyla seçilmiştir.

Meşrutiyet öncesi Güney Azerbaycan’ında, basından farklı olarak kitap alanında Türkçe yayınlanmış eserlerin sayısı daha çoktur. Bu dönemde İran’da çıkan Türkçe eserlerin tamamına yakınını klasik şiir divanları ve mersiye eserleri oluşturmakta olup bazı eserler, özellikle de Fuzuli’nin Türkçe divanı ve Leyli ve Mecnun eserleri kısa aralıklarla defalarca yayınlanmıştır. Bu yıllarda (1811–1905) Güney Azerbaycan matbaalarında basılan kitapların yüzde kaçının Türkçe olduğunu tespit etmek oldukça zor bir iştir. Fakat bilinen şu ki bu dönemde yüzlerce Farsça eser, başta Tebriz olmak üzere Güney Azerbaycan matbaalarında basılmıştır.



Encümen Meşrutiyet İnkılâbından sonra çıkan ilk gazetedir. İlk üç sayısı Rûznâmé-yé Méllî, dördüncü sayısı Cerîdé-yé Méllî, 5-10. sayıları yine Rûznâmé-yé Méllî, 10-35. sayıları ise Cerîdé-yé Méllî adıyla çıkan Encümen gazetesinin ilk sayısı 1906 (1324 h.k.) yılında tek bir sayfa hâlinde Tebriz’de yayınlanmıştır. Önce Seyit Ali Ekber Vekilî’nin yönetiminde üç günde bir çıkan gazete, daha sonra Mahmut Ganizade’nin yönetiminde iki günde bir çıkmaya başladı.



1905 Rusya inkılâbının ardından Tiflis’te Molla Nasrettin dergisi yayınlanmağa başladığı gibi, İran’da Meşrutiyet inkılâbının hemen ardından da Tebriz’de Azerbaycan gazetesi çıkmaya başladı.

Bu iki gazete yalnız çıkış tarihi açısında değil, aynı zamanda içerik, biçim ve üslup olarak da birbirine benzemektedir. Azerbaycan gazetesi 1906 yılında, yani Mehmet Ali Şahın Meşrutiyete karşı çıktığı bir dönemde Türk ve Fars dillerinde yayınlandı. Tebriz’de kurşun basma usulüyle çıkan ilk gazete olmakla birlikte, Tebriz’in ilk mizah ve aynı zamanda ilk resimli gazetesidir.

Gazetenin sâhibi Ali Kulu Saferov gençliğinde Rusya ve Türkiye’de babasının ticarethânesinde çalışmış, Azerbaycan hürriyetçileriyle sıkı ilişkide olmuş ve Tebriz’e döndükten sonra onların yardımıyla Şebnâme (1892), İhtiyaç (1898), İkbal (1898) ve Azerbaycan (1906) gazetelerini yayınlamıştır. O aynı zamanda Hacıbaba” ve “Xortdan” imzalarıyla Molla Nasrettin dergisiyle de yakın işbirliği içinde olmuştur. Azerbaycan gazetesi Meşrutiye aleyhtarı güçler tarafından kapatıldıktan sonra Ali Kulu Saferov İstanbul’a kaçmış, fakat Tebriz’e döndükten sonra istibdadın ağır yıllarında ciddî sorunlarla karşı karşıya gelince intihar etmiştir.



İbret Gazetesi: Azerbaycan ve İran basın tarihiyle ilgili elde olan bütün kaynaklarda Sâdece İbret gazetesinin 1906 (1324 H.K.) yılında haftalık olarak taş basma usulüyle yayınlandığı belirtilmiş, başka hiçbir bilgi verilmemiştir (Terbiyet 2535: 411; Celilî 1996: 148; Rüstemova 1993: 195; Mecidî 2003: 203; Nahidi Azer (yty): 49). Gazetenin Fars dilinde yayınlandığı konusunda sadece Azerbaycan Devrî Matbuatı eserinde bilgi bulunmaktadır. Fakat elde edebildiğimiz tek bir sayfa bu gazetenin Türkçe olduğunu gösterir. İran kütüphanelerinde Türkçe gazeteleri ararken rastladığımız bu sayfa İbret gazetesinin bilinmeyen bir sayısının ilk sayfasıdır.



Şeker gazetesi 1907 (1325 h.k.) yılında Mehmet Ali Abdülmenafzade tarafından Tebriz’de haftalık olarak dört sayfada yayınlanan Türkçe gazetedir. Edvard Browne bu gazetenin sadece 3. sayısını görmüş ve ona esasen kısa bilgi vermiştir. Tamamıyla Türk dilinde çıkan bu gazetenin içeriği ve dil özellikleriyle ilgili şu ana kadar hiçbir yazıya rastlanmadı. Fakat araştırmalarımız sonucunda bulduğumuz 1, 3 ve 4. sayıları bize bu konuda önemli ölçüde yardımcı oldu.



Feryat Urmiye’de Türk ve Fars dillerinde çıkan ilk gazetedir. Gazetenin sahibi, Şafak ve Bûkalemun gazetelerinin nâşiri Mirza Habibullah Han Ağazade ve başyazarı Mirza Mahmut Han Ganizade Salmâsi’dir. 1907 (1325 h.k.) yılından itibaren haftalık olarak kurşun basmayla toplam 23 sayı çıkan Feryat gazetesinin her sayısı 4 sayfada ve 20 x 32 cm boyutlarında hazırlanmıştır.

Mehmet Emin Resulzade’nin verdiği bilgiye göre, Feryat yarı Farsça, yarı Türkçe bir gazete olup Sohbet gazetesinden daha önce neşredilmiştir



Ay Molla Emi 1907 (1326 h.k.) yılında çıkan, dinî eğilimleri güçlü olan ve Meşrutiyet aleyhine propaganda yapan Türkçe gazetelerdendir. Gazetenin nâşirleri Mirza Hasan ve Saidu’s-Sultan Tebriz’in Deveçi mahallesinde faaliyet gösteren “Encümen-i İslâmiye” teşkilâtının üyeleri olup halkı Meşrutiyete karşı tahrik etmeğe çalışırlardı. Haftalık olarak Tebriz’de yayınlanan gazetenin toplam kaç sayı çıktığı bilinmemektedir. Fakat, Ahmet Kesrevî onun 8–9 sayısını gördüğünü ve daha çok çıkmış olabileceğini söyler.



Güney Azerbaycan’ın az bilinen Türkçe gazetelerinden olup 1908 (1326 h.k.) yılında Tebriz’de yayınlanmıştır. Musa Mecidî gazetenin sâhibi veya müdürünün bilinmediğini söylerken (Mecidî 2003: 107), A. Nahidi Azer, H. Ümit’ten naklen gazetenin Haci Mirza Ağa Buluri’ye ait olduğunu yazmaktadır. Taş basma usulüyle çıkan Hayrendiş gazetesiyle ilgili bilgilerin esas kaynağı olan Edward Browne (1959: c. 1: 83), gazetenin fiyatının Tebriz’de 1, diğer şehirlerde 1.5 şahi olduğunu yazmışsa da, elde ettiğimiz nüshada (1. sayı) diğer şehirlerde 2 şahi olarak belirtilmiştir.



Ana Dili gazetesi Azerbaycanlı aydın ve yazar Seyit Hüseyin Tebrizî (Adalet) tarafından Adalet gazetesinin eki olarak yayınlanan Türkçe ilk dergilerdendir. İlk sayısı 1908 (1327 h.k.) yılında Tebriz’de neşredilen Ana Dili gazetesi günümüzde ne kadar unutulmuş olsa da, Güney Azerbaycan basın tarihinde ve aynı zamanda Türkçenin İran’daki konumu açısından önemli bir yere sâhiptir.





Daha önce çıkan Şebnâme, Ana Dili, Elhadid, Haber ve Adalet gazetelerinin naşiri olup Adalet adıyla tanınan Seyit Hüseyin Tebrizî’nin Azerbaycan Türkçesiyle yayınladığı Sohbet gazetesi 1909’da Tebriz’de toplam 4 sayı neşredilmiştir. Sohbet’i İran’ın belki de sırf Türkçe ve millî ilk gazetesi olarak nitelendiren M. Emin Resulzade’ye göre gazete, “ufak kıtada sırf Türkçe ve avamın anlayacağı bir şive ve ifâdeyle yazılıyor, İran için yeni olan bir tarz-ı beyan ve tahririyle beraber gayet yeni ve zinde fikirler de taşıyordu.”



Edward Browne Vatan Dili gazetesinin tarihi ve sayısı bilinmeyen bir nüshasını elde ettiğini söylemektedir. Gazete muhtemelen 1909 (1327 h.k.) yılında Tebriz’de yayınlanmıştır (Mecidî 2003: 186). Vatan Dili gazetesinde de İbret’de olduğu gibi ilk sayfada sâdece gazetenin adı verilmiş, yayın tarihi, sâhibi ve fiyatı belirtilmemiştir. Gazete tamamıyla Türkçe olup taş basmasıyla basılmıştır. Bizim edinebildiğimiz nüshadan da gazetenin Meşrutiyet yanlısı olduğu anlaşılmaktadır. Sait Celilî, gazetenin haftada bir kez çıktığını yazmıştır.



Ferverdin gazetesi 1911 (1329 h.k.) yılında Feryat gazetesinin nâşiri Habibullah Ağazade’nin yönetimi ve Mehmet Eşrafzade’nin başyazarlığında Urmiye’de yayınlanmıştır. Toplam 28 sayı çıktığı bilinen bu haftalık gazetenin dili konusunda değişik fikirler bulunmaktadır. M. A. Terbiyet, gazetenin diliyle ilgili hiçbir bilgi vermezken Rabino, Celilî, Rüstemova ve Mecidî onun tamamıyla Türkçe çıktığını, M. E. Resulzade ise onun sâdece Türkçe bir sütunü olduğunu belirtmektedir (Rabino 1993: 201; Celilî 1996: 154; Rüstemova 1993: 195; Mecidî 2003: 142). Kesin olan şu ki, gazetede Türkçe yazılar yayınlanmıştır.



Pehlevi Dönemi:

Rıza Şah 1920’de darbeyle hâkimiyete getirilir. 1921 yılında Harbiye Bakanı ve 1923’te başbakan olur. 1924 yılında bütün silâhlı kuvvetlerin yönetimi ona devredilir ve 1925’te cumhuriyet vaatlarıyla İran yönetimini resmen ele geçirir ve Müttefiklerin İran’ı işgal ettikleri 1941 yılına kadar 20 yıl boyunca İran’ı tek adam rejimiyle yönetir.

İran’da Türkçenin tamamıyla yasaklanması; başta Azerbaycan Türkleri olmak üzere Fars olmayan etniklerin asimilasyon politikalarına tâbi tutulmaları; İran’ın en güçlü ekonomik gücüne sâhip olup İran’ın en önemli ticaret merkezi sayılan Azerbaycan’ın (Güney) çöküşü ve “tek dil, tek millet” sloganının devletin resmî politikasına çevrilmesi Rıza Şahın hâkimiyeti döneminde hayata geçirilen önemli planlardır.

Birinci Pehlevî dönemi olarak bilinen Rıza Şah döneminde Türkçe tek bir gazete bile yayınlanmamıştır. 20 yıllık bir dönemde Güney Azerbaycan’da yayınlanan 17 gazeteden 16’sı Farsça, biri ise Ermenice olmuş onlardan 12’si Tebriz’de, 2’si Urmiye’de, biri Erdebil’de, biri Hoy’da ve biri de Zencan’da çıkmıştır. Gazetelerin yedisi haftalık, üçü haftada iki defa, biri iki günde bir ve ikisi günlük çıkmış diğer dördünün ayda kaç defa yayınlandığı bilinmemektedir.

1947-1953 yılları arasında Azerbaycan’da 62 gazete çıkmıştır ki bunlardan 30’u 1951 yılına aittir. Bu kısa dönemde Azerbaycan’ı temsil edecek hiçbir gazete yayınlanmamıştır. Gazetelerin önemli bir kısmı Musaddık yanlısı olarak ya Şaha karşı çıkmış ya da Musaddık düşmanlığı yapmıştır. Bu dönemde (1951-1952) Tahran’da Beşir-i Âyende adlı Türkçe bir gazetenin yayınlanması dikkat çekicidir. Gazete Azerbaycan Cemiyeti’nin organı olarak Bâgir Diyânet tarafından yayınlanmıştır. 29x43 boyutlarında ve dört sayfada çıkan bu gazete siyasî içerikli olup sosyalist ülkeleri savunmaktadır. İranlı ve yabancı sosyalist şahsiyetlerin tanıtıldığı bu gazetede, Musaddık Azerbaycanlılar ve Kürtlerin özgürlüğünü kısıtladığından dolayı eleştirilmektedir.

Pehlevî dönemi Güney Azerbaycan Türklerinin edebî hayatındaki en büyük olay şüphesiz Şehriyar’ın anadilinde yazdığı Héyder Babaya Selam eseridir. M. H. Şehriyar ilk iki dizesini anadili olan Türkçe söylediği hâlde uzun zaman yalnız Farsça şiir yazmış ve yaratıcılığında İran klasik üslubunu seçerek zamanla gazel üstadı olmuştur. O, 1953’te annesinin tavsiyesi ve isteği üzere ana dilinde şiir yazmaya başlamış; ilk yazdığı Héyder Babaya Selam manzumesi kendisinin de beklemediği bir şekilde bir şah eser olmuş ve şaire yalnız İran’da değil, bütün Türk ülkelerinde ün kazandırmıştır. Héyder Babaya Selam manzumesi yayınlandıktan sonra kısa bir zamanda halk tarafından sevilerek okunup ezberlenmiş ve İran’daki Türk edebiyatında bir dönüm noktası yaratarak Azerbaycan şiirinde de yeni bir dönem başlatmıştır. Bu manzume aynı zamanda iki Azerbaycan arasında edebî bir köprü hâline gelerek Hasret Edebiyatı’nın güçlenmesine neden olmuştur (Heyet 1989: 29–30). Bunu da hatırlatmak gerekir ki, Şehriyar’ın Fars şiirinde kazandığı ün onun Héyder Babaya Selam şiirinin neşri için verilen izinde de etkili olmuştur.



Azerbaycan Milli Hükümeti Dönemi (1945-1946):

Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın ilk beyannamesinde İran sınırları çerçevesinde Azerbaycan’ın özerkliği, Eyalet ve Vilâyet Encümenlerinin tesisi, Türkçenin ilkokullarda eğitimi ve üçüncü sınıftan sonra Farsçanın da Türkçe ile birlikte okutulması, millî üniversitenin tesisi, sanayi ve fabrikaların genişletilmesi, işsizlikle mücadele, ticaretin genişletilmesi, ihracat amacıyla ticarî yolların yapılanması, Azerbaycan kentlerinin bayındırlığı, çiftçilerin ihtiyaçlarının karşılanması, bazı yasa dışı vergilerin ortadan kaldırılması, halka okuma yazma öğretilmesi, İran Millî Meclisindeki Azerbaycanlı milletvekillerinin sayısının 20 kişiden toplam milletvekilleri sayısının üçte birine yükseltilmesi, alınan vergilerin yarısının Azerbaycan’a tahsis edilmesi gibi çok önemli hedefler ve talepler yer almaktaydı.

Rıza Şahın devrilmesinin ardından meydana gelen özgürlük sonucunda Güney Azerbaycan’da da onlarca gazete çıkmaya başladı. 1941-1946’da Güney Azerbaycan’da yayınlanan 36 gazeteden yaklaşık 15’i Türkçe veya Türkçe-Farsça olmuştur. Farsça gazeteler de dâhil toplam 26 gazete Azerbaycan Demokrat Fırkası, Millî Hükümet, Azerbaycan’ın özerkliği ve millî şahsiyetlerin tanıtımı gibi konuları ele almıştır.

Dönemin en önemli gazetesi olan Azerbaycan, 1945 yılına kadar Azerbaycan Cemiyeti’nin, 1945’ten 1946 yılına kadar ise Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın organı olarak Tebriz’de yayınlanmıştır.

“Özgür millet” anlamına gelen Azad Millet gazetesi Azerbaycan Millî Hükümeti’nin kuruluşundan 73 gün sonra 5 İsfend 1324 (24 Şubat 1946)’ten Azer 1325 (Aralık 1946)’e kadar Azerbaycan Millî Meclisinin organı olarak İsmail Şems’in müdürlüğünde Tebriz’de yayınlanmıştır.

Azerbaycan Millî Hükümeti Eğitim Bakanı Mehmet Biriya’nın müdürlüğünde Azerbaycan İşçiler ve Emekçiler Birliği’nin organı olarak çıkan Galebe gazetesinin ilk sayısı İsfend 1324 (Mart 1946)’te Tebriz’de yayınlanmıştır. Gazetenin dili Türkçedir. 2–4 sayfada, 32x42 cm boyutlarında olup sosyalist partiler ve Azerbaycan işçi ve emekçileriyle ilgili haberleri içermektedir.

Yeni Şark gazetesinin ilk sayısı İsfend 1322 (1943)’de İran Tûde Partisinin Azerbaycan kolunun organı olarak Mahmut Turabi’nin müdürlüğünde Tebriz’de yayınlanmıştır. Baku’de çıkan 21 Azer dergisinde gazetenin ilk sayısının 1941’de çıkmış olabileceği söylense de, diğer kaynaklarda bu tarih 1943 olarak gösterilmiştir. Gazete Aralık 1945’e kadar Hâver-i Nev adı altında Farsça; Azer 1324 (Aralık 1945)’ten Aralık 1946’ya kadar Yeni Şark adıyla Türkçe yayınlanmıştır.

Azerbaycan Ulduzu’nun ilk sayısı 16 Aralık 1944 yılında Sétâré-yé Azerbaycan adıyla Fars ve Türk dillerinde Tebriz’de yayınlanmıştır. M. Ali Hilal Nâsiri’nin müdürlüğü ve başyazarlığında İran Tûde Partisinin İşçiler ve Emekçiler Birliği’nin organı olarak çıkan gazete 6-8 sayfada, 34x24 cm boyutlarında olup yıllık abonesi 180 ve tek sayı fiyatı 5 riyaldır. Gazetede hem mizah, hem de ciddî ve eleştirel yazılar yer almaktadır.

Sovyet Kültür Evi tarafından Türkçe olarak Tebriz’de yayınlanan Medeniyet gazetesinin ilk sayısı Ebu Torabiyan’a göre Ferverdin (Mart-Nisan) 1946, Mecidi’ye göre ise aynı yılın Şehriver (Ağustos-Eylül) ayında çıkmıştır.

Azerbaycan Demokrat Fırkası’nın Urmiye kolunun organı olarak Urmiye’de Türkçe yayınlanmıştır. Ebu Torabiyan, gazetenin ilk kez 4 Behmen (24 Ocak) 1946’da çıktığını yazar. Gazeteyle ilgili fazla bilgi bulunmamaktadır.

Azer gazetesi Azerbaycan Demokrat Fırkasının Zencan kolunun organı olarak 30 Ocak 1946’da Menuçehr Sait Veziri tarafından Türkçe olarak yayınlanmıştır. Gazetenin siyasî haber ağırlıklı olduğu, AMH’nin kararları ve faaliyetlerini Zencan’a yansıttığı bilinmektedir.

2. Dünya Savaşı sırasında Sovyetler Birliği’nin Güney Azerbaycan’ı işgalinde Kızıl Ordu’nun desteğiyle 1942-1946 yıllarında Tebriz’de Türk dilinde çıkarılan Vatan Yolunda gazetesinin redaktörlüğünü Kuzey Azerbaycanlı Ejderoğlu; H. Şahgeldi; Cafer Handan ve Rıza Kuliyev yapmıştır.

Rüstemova’nın verdiği bilgiye göre, 1943-1944 yıllarında Tebriz’de varaklar hâlinde yayınlanmıştır. Ayda üç kez yayınlanan bu gazete varaklarının içeriği adından da görüldüğü üzere Alman işgalçılarına ve faşizme karşı yazılardan oluşmuştur.

Sovyetler Birliği ile kültürel ilişki sağlayan İran Cemiyeti’nin Tebriz kolunun organı olarak yayınlanan Şafak dergisinin ilk sayısı Murdad (Temmuz-Ağustos) 1945’de Tebriz’de çıkmıştır. Daha çok edebî-bedii içerikli yazıların bulunduğu bu dergide ara sıra Farsça yazılara da yer verilmiştir.

Mehmet Biriya’nın müdürlüğünde çıkan Edebiyat Sahifesi’nin çıkış tarihiyle ilgili kesin bir bilgi bulunmamaktadır. Enver Uzun kaynak göstermeden gazetenin çıkış tarihini 1941 yılı belirtirken, gazetenin 15. sayısını inceleyen, fakat o sayıda tarihin yazılmamış olduğunu söyeleyen Musa Mecidi onun 1945-1946 yılında, Celili ise 1945’te çıktığını söylemektedir.

Güneş dergisiyle ilgili sâdece “Azerbaycan Dövrü Metbuatı” kitabında kısa bilgi bulunmaktadır. Dergi, Eylül 1946 yılında Azerbaycan Şair ve Yazıcılar Cemiyeti tarafıdan Tebriz’de yayınlanmış sanat, toplum ve tarih içerikli bir mecmuadır.

Tûde Partisinin Gorgan komitesinin organı olarak Ahmet Kâsımî tarafından Gorgan kentinde Farsça ve Türkmen Türkçesiyle yayınlanmıştır. Nedâ-i Gorgan o dönemde Türkmenler tarafından kendi dillerinde çıkan az sayıda gazetelerdendir. Gazeteyle ilgili daha fazla bilgiye ulaşılamamıştır.

İlk sayısı Mordad (Temmuz-Ağustos) 1927’de Erdebil’de Hasan Cevdet’in müdürlüğünde çıkan Cevdet gazetesi 1938’de kapatılmış, beş yıl sonra Gulam Hüseyin Habibullahi’nin müdürlüğü ve Hasan Cevdet’in başyazarlığında tekrar yayına başlamıştır.

Azerbaycan Demokrat Fırkasının gençler kolunun organı olarak Tebriz’de Türkçe yayınlanmıştır. Cavanlar haftalık gazetesinin ilk sayısı 25 Ordibeheşt (15 Mayıs) ve son sayısı Azer (Aralık) 1946’da çıkmıştır. E. Uzun yanlış olarak gazetenin 1942’de çıktığını yazmıştır.



İran İslam Cumhuriyeti Dönemi:

İran İslâm İnkılâbının ilk yıllarında (1978–1981) 20’nin üzerinde Türkçe veya Türkçe-Farsça derginin yayınlanması Türklerin ana dillerini korumak için azimli olduklarının bir habercisiydi. Bu yıllarda hangi derginin ilk olarak çıktığı konusunda kesin bir bilgi bulunmasa da, onların birbirinin ardınca ve bazen aynı anda çıktıkları bilinmektedir. Bu dönem Türkçe basınının esas özelliği onların büyük bir kısmının sosyalist görüşlü ve Sovyet yanlısı olmasıdır. Bu ise o dönem Güney Azerbaycanlıları için doğal bir durumdu. Çünkü Türkçenin yasak edildiği Pehlevîler döneminde Güney Azerbaycan Türklerinin başvuracakları ve izleyecekleri tek nokta Sovyetlerin bir parçası olan Kuzey Azerbaycan idi. Kuzey Azerbaycan’dan gelen dil, edebiyat ve tarih kaynaklarının sosyalizm ideolojisini de beraberinde getirmesi Güney Azerbaycan aydınlarının büyük oranda Marksizme eğilim göstermesine neden olmaktaydı. Fakat daha sonraki olaylar Güney Azerbaycan sosyalist aydınlarının Kuzey Azerbaycan’a manevî bağlılıklarından dolayı sosyalizm yanlısı olduklarını ve onların çoğunluğunun Azerbaycan’ın bağımsızlığından sonra sosyalizmden koptuklarını göstermektedir. Bu dönemde istisna olarak, Marksizme karşı olup bağımsız bir çizgi üzerinde hareket eden ve siyasî akımlara katılmadan İran’daki Türk varlığına millî bilinç aşılamaya çalışan tek yayın Varlık dergisidir. Bu derginin iki temel unsuru olan ve eğitimlerini Türkiye’de tamamlayan Dr. Cevat Heyet ve Dr. Hamit Nutki, Türklük bilimi ve bilincini siyasî kanallardan değil, ilmî kaynaklardan aldıklarından, başlattıkları hareketi de o şekilde sürdürmeği başarmışlardır.



Varlık Dergisi:

Varlık dergisinin ilk sayısı Nisan 1979’da Tahran’da yayınlanmıştır. Derginin kurucusu ve başyazarı Dr. Cevat Heyet, yayın kurulu üyeleri ise Cevat Heyet, Hamit Nutki (vefat etmiştir.), M.A. Ferzane, G.H. Begdili (vefat etmiştir.), H. Memmedzade (vefat etmiştir.), T. Pirhâşimi (vefat etmiştir.), A. Menzûri Hâmneyi (vefat etmiştir.), H. M. Savalan, S. Serdâriniya, A. Muhsini, K. Meşrûteçi Sönmez, A. Kemâli (vefat etmiştir.), İ. Hâdi, M. T. Zehtâbi (vefat etmiştir.), M. Hesâri, B. Resulvend, M. Rıza Heyet, İ. Refref, A. Sarrafi, H. Râşidi, E. Azâd ve H. M. Güneyli’den oluşmaktadır. H. Nutki, 12 yıl derginin başyazarı olarak çalışmış, vefatından sonra bu görevi C. Heyet üstlenmiştir. Derginin yazı işleri müdürlüğünü 2001 yılına kadar M. Rıza Heyet ve ondan sonra da İ. Refref yapmıştır. M. H. Şehriyar ilk sayıdan itibaren derginin şeref üyesi seçilmiştir. D. İbrahimpur’un ve ondan sonraki yıllarda M. İskenderi’nin derginin hazırlanmasında büyük emeği geçmiştir. Yazıların yaklaşık %20’sinin Farsça yayınlandığı derginin ilk sayılarında “kültürel-sosyal dergi” ibaresi yer alır. İlk yıllarda ayda bir çıkan dergi, daha sonraları iki ayda bir ve üç ayda bir çıkmaya başlamıştır. Yazı kurulu ilk sayısında çıkış sebeplerini “Azerbaycan halkının millî ve kültürel varlığına, dil ve edebiyatına, folklor ve halk edebiyatına, iftihar edilecek geçmişine, tükenmez bediî ve hünerî kudretine yol açmak ve onu yeni tarihî-sosyal şartlarda daha demokratik ve daha ileri ülküler etrafında birleştirmek arzusu ile ortaya çıkmıştır.” sözleriyle açıklamaktadır.

Varlık dergisinin çıktığı yıllarda Güney Azerbaycan Türklerinin edebî dil üslubu tam olarak inkişaf etmemiş, Türkçenin imlâsı konusunda bir birliğin bulunmaması sebebiyle devrimden sonra Türkçe basında dil problemi ortaya çıkmıştı. Kuzey Azerbaycan’ın edebî diline yaslanan yazı dilinde bir yenileşme süreci başladı. Dergi ilk zamanlarda dil-üslup problemini tedricen ortadan kaldırmış, Arap alfabesi ile sözlerin kolay okunmasını sağlamıştır. Türklerin kullandığı ortak kelimelere de sayfalarında yer veren dergi Gaspıralı’nın Tercüman gazetesinin yüz sene önceki misyonunu üstlenmiştir. Varlık dergisi Güney Azerbaycan Türkçe basınının atası olması itibarıyla Ekinçi’nin, yayım alanı genişliği, okuyucuda bıraktığı etki ve mektep hâline gelmesi itibarıyla Molla Nesreddin’in ve dil ve mefkûre itibarıyla da Tercüman’ın devamcısı olarak değerlendirilebilir.

Varlık dergisinde edebî dil problemi çok geniş olarak ele alınmıştır. Millî birlik ve millî şuurun oluşturulmasında millî dil ve onun şekillenmesi önemli bir yer tutmaktadır. Dergide Güney Azerbaycanlı aydınların bu konu ile ilgili makaleleri yayınlanırken, millî dilin yaşatılması ve devlet dili olarak kullanılması hedeflenmiştir. Diğer taraftan İran’da kullanılan Türkçenin tarihi, genel Türk dili içindeki yeri hakkında bir çok kapsamlı yazılara yer verilmiştir.

Varlık dergisi bir taraftan Aras’ın iki yanını birleştirirken aynı zamanda bütün Türk dünyasının geçmişi, hâli ve geleceği hakkında da yazılara yer vererek Türklerin kültürel birliğinin oluşturulmasında çok önemli bir görev üstlenmiştir.

Bu dönemde basın alanında olduğu gibi kitap yayını alanında da patlama olmuş, kısa bir süre içinde yüzlerce Türkçe veya Türklükle/Azerbaycan’la ilgili kitap yayınlanmaya başlamıştır. Kitapların büyük bir kısmı eski ve yeni şairlerin şiir toplularından oluşsa da, Azerbaycan Türkçesi dil bilgisine ait eserler; Türkçe-Farsça, Farsça-Türkçe sözlükler; çocuklar için alfabe kitapları; edebiyat tarihi, folklor, tarih ve siyasetle ilgili yayınlanan kitapların sayısı da az değildir. Bu tür kitapların yayını, gün gittikçe artmaktadır. Dr. Cevat Heyet, devrimin ilk beş yılında (1979–1984) çıkan Türkçe kitapların bibliyografyasını verirken 170 Türkçe veya Türklükle/Azerbaycan’la ilgili Farsça eseri listeye almıştır.



KAZAKİSTAN’DA TARİHİ VETİREDE YAYINLANAN GAZETELER:



Kazakistan’da ilk olarak TÜRKİSTAN UALİYATI GAZETİ (TAŞKENT 1870–82) yayınlanmıştır. Daha sonra, DALA UALİYATININ GAZETİ (OMBI 1888–92) ve bundan sonra Orda’da ve Oral şehrinde yayınlanan KAZAKİSTAN GAZETİ (OMBI 1911-13) yayın hayatına girmiştir.

Orınbor şehrinde Ahmet Baytursunulu’nın başkanlığındaki KAZAK GAZETİ (1913-1918) ile şair M.Seralin önderliğinde AYKAP (1911-15) gazeteleri çıkmıştır.

Kazakistan’da 1913 senesinde 11 gazete yayınlanıyordu. 1975 yılında ise bu rakam 407 gazeteye ulaşmıştır. Kazakistan’da yayınlanan bu gazetelerin içinde 15’i Cumhuriyet gazetesi, 38’i Vilayet gazetesi, 271’si İl gazetesi, 8’i Şehirlik gazete, 69’u çok basınlı gazetelerden oluşuyordu.

Günümüzde yayınlanan günlük gazeteler:

Bugün Kazakistan’da; “Egemen Kazakistan 1919”, “Kazakistanskaya Pravda 1920”, “Zhas Alaş 1921”, “Ekspres Kazaksistana 1922”, “Kazak Adebiyeti 1934”, “Kazakistan Muğalımı 1952”, “Sport 1959 yılından itibaren yayınlanmaktadırlar.”.



Kazakistan’da bugün başlıca yayınlanan gazeteler şunlardır:



1.Egemen Kazakistan



2.Kazakistanskaya Pravda



3.Zhas Alaş



4. Türkistan



5.Ana Tılı



5.Kazak Adebiyeti



6.Aykın



7.Kazak



8.Dala men Kala



9.Zan Gazetı



10.Kazakistan Mugalımderı



Ayrıca, Kazakistan Cumhuriyetinin her bir ayrı vilayetlerinde, il ve ilçelerinde günlük resmi gazeteler yayınlanmaktadır.. Aynı zamanda Kazakistan Cumhuriyetinde yaşayan azınlıklarında kendi dillerinde günlük gazeteleri, Devletin kontrolü altında olmak kaydıyla yayınlanmaktadır.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 51
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1452
Toplam Tekil 4076233
IP 18.226.93.207






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.692 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu