BASIN BÜLTENİ 1 Mayıs İşçi Bayramı ortak mitingle kutlandı - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ 1 Mayıs İşçi Bayramı ortak mitingle kutlandı
Tarih: 02.05.2016 > Kaç kez okundu? 1172

Paylaş


İşçi sınıfının 130 yıl önce, günde 8 saat çalışma ve daha insanca çalışma koşullarının sağlanması için verdiği mücadelenin anısına kutlanan "1 Mayıs İşçi Bayramı" nedeniyle dün akşam ara bölgedeki Çetinkaya Sahası'nda ortak miting düzenlendi.

Aralarında Dev-İş, BES, PEO, Koop-Sen ve KTOEÖS’ün de bulunduğu Dünya Sendikalar Federasyonu üyesi sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin organize ettiği mitinge, bazı siyasi partilerle çok sayıda örgütün üyeleri katıldı.

Mitinge, 2. Cumhurbaşkanı ve CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, bazı CTP ve TDP milletvekilleri, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, BKP Genel Başkanı İzzet İzcan, bazı belediye başkanları da katıldı.

Mitingde konuşan Dev-İş Başkanı Hasan Felek ile PEO Genel Sekreteri Bambis Kritsis, Kıbrıs'ta federal çözüm istençlerini yinelendi.

Dev-İş Başkanı Hasan Felek konuşmasında, 130 yıl önce Amerikalı işçilerin mücadelesini selamlayarak çeşitli ülkelerde ve Kıbrıs'taki direnişlere değindi; işçilerin anılarını yaşatmak için bir araya geldiklerini söyledi.

Savaşları lanetleyen ve ezilen halklara dayanışma ifade eden Felek, günde 8 saat çalışma için verilen mücadelenin üzerinden 130 yıl geçtiği halde bugün hala kölelik koşullarında çalıştırma düzeninin sürdüğünü kaydetti.

Felek, özel sektörde sendikalaşmanın önündeki engellerin hala durduğunu, özel sektör çalışanlarının güvencesiz, sefalet ücretiyle çalıştırıldığını; adanın kuzeyinde Ankara'nın dayattığı ekonomik paketler ve politikaların gittikçe şiddetlendiğini iddia etti.

Suyun ardından elektrik, telefon ve limanların özelleştirilmesinin gündemde olduğunu; buna karşı sonuna kadar direneceklerini söyleyen Hasan Felek, çünkü özelleştirmelerin emekçilere nelere mal olacağını çok iyi bildiklerini söyledi.

Dev-İş Başkanı Hasan Felek, Kıbrıs sorununun çözümünün ve ülkenin yeniden birleşmesinin acil gereksinim olmaya devam ettiğini belirterek, "Çözümsüzlük işçi sınıfını ve halkımız için geleceksizlik, belirsizlik ve istikrarsızlık demektir" ifadelerine yer verdi.

Yabancıların değil Kıbrıslıların çıkarlarına hizmet edecek bir çözüm için iki lidere bugüne kadar üzerinde anlaşmaya varılmış ilkeler ve belgeler temelinde iyi niyetle çalışma çağrısı yapan Felek, federal çözüm için her alanda mücadelenin yükseltilmesi gerektiğini belirtti.

Güney Kıbrıs'ta örgütlü PEO sendikasının Genel Sekreteri Bambis Kritsis ise, Şikago'da can veren işçileri anarak işçi sınıfının kardeşliğini vurguladı.

130 yıl önce verilen 8 saat çalışma hayatı; 8 saat sosyal hayat ve 8 saat dinlenme mücadelesinin bugün de güncelliğini sürdürdüğünü ifade eden Kritsis, emperyalizme karşı dayanışmanın önemine işaret etti.

Kritsis, Avrupa'nın mülteci politikasını ve Güney Kıbrıs'ta 3 yıldır uygulanan neoliberal politikaları eleştirerek, ülkelerinin işsizliğin ve göçün en yüksek; ücret düşüşlerinin en hızlı yaşandığı ülke olduğunu söyledi.

PEO Genel Sekreteri Kritsis, "İşsizlik doruk noktasına ulaştı. Sosyal devlet ve devletin sağlık hizmetleri adım adım yok edilmektedir. Sosyal adaletsizliğin bedelini işçiler ödüyor" dedi.

Kıbrıs sorununun çözümünün önceliğinin azalmadığını; yeniden birleşmenin birincil ve en önemli öncelikleri olduğunu ifade eden Bambis Kritsis, "Kıbrıs sorunu çözümlenmeden emekçilerin hiçbir kazanımlarının kalıcı olmayacağını biliyoruz. İki liderden masada samimiyetle çalışmalarını ve sonuca ulaşabilmeleri için gerekeni yapmalarını istiyoruz" diye konuştu.

Kritsis, barışın, yeniden birleşme ve dostluğun kararlılığının sesinin şimdi daha güçlü duyulması gerektiğini belirterek, "Barışı üstlenecek güç işçi sınıfıdır. Özgürlük ve refah içinde bir Kıbrıs hayal ediyoruz. Yeniden birleşecek bir Kıbrıs için mücadele ediyoruz" ifadelerini kullandı.



Akıncı: “1 Mayıs’ları, iş güvenliğinin sağlandığı bir ortamda gururla kutlayacağımız bir geleceğe doğru”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 1 Mayıs’ların, iş güvenliğinin sağlandığı bir ortamda, gururla kutlanacağı bir gelecek temennisinde bulundu.

1 Mayıs İşçi Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajda emekçinin can güvenliğinin önemine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Geçtiğimiz 5 yılda, iş kazalarında bin 231 emekçimiz yaralandı, 36 emekçimiz hayatını kaybetti” dedi.

2016 yılının ilk 4 ayında ise resmi kayıtlara göre 3 emekçinin iş kazasında yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı, “1 Mayıs’ları, iş güvenliğinin sağlandığı bir ortamda gururla kutlayacağımız bir geleceğe doğru” dileğinde bulundu.



Özgürgün: “Çalışma hayatının desteklenmesi hükümetin öncelikleri arasında”



“1 Mayıs İşçi ve Bahar Bayramı” nedeniyle mesaj yayımlayan Başbakan Hüseyin Özgürgün, çalışma hayatının desteklenmesinin hükümetin öncelikleri arasında olduğunu kaydetti.

“İşçilerimiz ve emekçilerimiz olmak üzere halkımızın ‘1 Mayıs İşçi ve Bahar Bayramı’nı kutlarım” diyen Başbakan, bu günün bayram havasında geçmesini temenni etti.

1 Mayıs’ın dostluk ve kardeşlik ortamında emek, demokrasi ve dayanışma şöleni şeklinde kutlanmasının önemine işaret eden Hüseyin Özgürgün, bu günün çalışma yaşamının iyileştirilmesi yönündeki görüşlerin ve düşüncelerin hayat bulmasına olanak sağlaması için de önemli olduğunu kaydetti.

Ülkedeki çalışma koşullarının hak, hukuk ve özgürlüklerin dünya standartlarıyla uyumlu olduğunu da dile getiren Başbakan, koşulların ileriye taşınması adına çalışmaların sürdüğünü ve bunu memnuniyetle izlediklerini belirtti.

Başbakan Özgürgün, her alandaki gelişmede ve ekonomik kalkınmada emeğin ve üretimin ne kadar önemli olduğunun bilincinde olduklarını ifade ederek çalışma hayatının desteklenmesinin öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı.



Özgürgün ve Denktaş’ın Ankara ziyaretleri ertelendi



Başbakan Hüseyin Özgürgün’ün, ertelenen Ankara ziyareti yanında, iki ülke arasında imzalanacak ekonomik paket konusunda görüşmeler yapmak üzere Ankara’ya gitmesi beklenen Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş ile Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un ziyaretleri de ertelendi.



Anastasiadis: “2016 Kıbrıs sorununun çözüm hedefi”



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, önceki gün Rum Kathimerini gazetesinde yer alan demecinde, 2016 yılının Kıbrıs sorununun çözüm hedefi olduğunu söyledi.

Kıbrıs sorununun izlenim yaratma değil, öze ilişkin bir mesele olduğunu dile getiren Anastasiadis, bir diyaloğa başlandığı andan itibaren, hedefin, arzu edilen şeyin, yani çözümün başarılması olduğunu dile getirdi.

Art niyetlerin bu hedefe hizmet etmediğini de vurgulayan Anastasiadis, bundan dolayı 42 yıldır ilk kez müzakereler ertelenmeden bir seçime gidileceğini söyledi.

İnşa edilen güven içerisinde, diğer tarafın problemlerini ve bu problemlere yanıt verecek yöntemleri anlamaya, lakin diğer topluma zarar vermemeye çabaladıklarını dile getiren Anastasiadis, burada bazı sorunlar olduğunu dile getirdi.

Ancak ilerleme olduğunu ve müzakerelerin karşılıklı anlayış ortamında gerçekleştirilmekte olduğunu ifade eden Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, iki lider arasında hâlâ kimya olup olmadığının kendisine sorulması üzerine ise “Bazıları bunu reddetmek istese ve bazı konularda Mustafa Akıncı ile bazı konularda farklı düşünsek bile, evet aramızda kimya var” şeklinde yanıt verdi.

İki lider arasındaki kimyanın nasıl çalıştığı konusundaki bir soruya ise Anastasiadis, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Farklı düşünüyoruz dediğim zaman, bazı sorunların algılanış şeklini ya da fobileri kastediyorum. Bunların artık olmaması gerekir, çünkü Kıbrıs AB tam üyesidir. Önemli olan şey, müzakerelerin, zorlukların aşılmasına dair samimi bir çaba ortamında gerçekleştirilmesidir.”

Hangi zorluklardan bahsettiğinin sorulması üzerine ise Anastasiadis, “görüşülen başlıklarda, bunların pek çoğu (zorluk) mülkiyete odaklanıyor. Toprak düzenlemeleri ve garantiler konularında karşılaşacağımız sorunların ne olacağını söylememekle birlikte, elbette yürütme erkine ilişkin sorunlar da var” ifadelerini kullandı.

Türkiye ve KKTC arasındaki ekonomik protokol ile 26 bin TC kökenliye KKTC vatandaşlığı verilmesi konusundaki bir soruya karşılık ise Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın vatandaşlıklar konusunda son liderler görüşmesinden sonra yaptığı açıklamanın net olduğunu ve dolayısıyla buna benzer bir sorununun gündemde olmadığını belirtti.

Ekonomik protokol konusunun ise elbette kendilerini kaygılandırdığını, çünkü bunun Kıbrıslı Türklerin de yaşamını sürdürme meselesi olduğunu öne süren Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümünün, Kıbrıs Türk toplumunu Ankara’ya bağımlı kılan rejimin sona erdirilmesinin tek garantisi olacağını savundu.

Anastasiadis, Cumhurbaşkanı Akıncı ile gerçekleştirdikleri son iki görüşmeden sonra ilerleme ve uzlaşılardan söz etmesi ve Türk tarafının tavrında farklılaşma saptayıp saptamadığı sorusu üzerine “kararlılık tespit ettiğini” söyledi.

Anastasiadis, herkesin, geçen zamanın iki toplumun da aleyhine işlediğinin farkında olduğunu, dolayısıyla aralarındaki iyi ortamı çözümler sunmak için kullanmaları gerekeceğini ifade etti.

“2016 yılının çözüm yılı mı olduğu” sorusuna ise, “2016 yılının çözüm hedefi olduğu” yanıtını veren Anastasiadis, “Kararlılık tespit ettiğinizi söylerken, bu uzlaşı olarak da yorumlanan şeyler mi” sorusuna karşılık ise, “uzlaşının başka şey, artık geçmişte örneğin kırmızıçizgi olarak addedilen konularda gerçekleştirilen açık diyalog zarfında meydana gelen ortamın ise başka şey olduğunu” söyledi.

“Bunlara toprak konuları da dahil mi, çünkü bu mülkiyetle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır” sorusuna ise Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, “çözümlerin mümkün olduğunca mülk sahibinin hakkı ile mülk sahibine sunulacak alternatif hukuki çarelere uyumlu olması için, kriterlerden bazılarının, bunlara netlik kazandırılması için tartışılmakta olduğunu” belirtti.

Anastasiadis devamla, Türkiye tarafından ihtiyaç duyulan şeyin, müzakerelere elle tutulur destek vermesi ve bazı somut problemlerin aşılması için Cumhurbaşkanı Akıncı’nın cesaretlendirilmesi olduğunu da öne sürdü.

Devletin egemenlik hakları konularının, görüşme masasına konmadığını ve devletin egemenlik haklarının, uygulanması gerektiği şekilde uygulandığını dile getiren Anastasiadis, kritik bir konu olan doğal gazın kullanılması konusuna girmeden önce, çözüm olacak mı sorusuna ise “Umut ediyorum evet” yanıtını verdi.

Müzakerelerdeki detayların, artık uzman görüşüne ihtiyaç duyacak kadar önemli hale gelip gelmediği şeklindeki bir soruya ise Anastasiadis kısaca şu yanıtı verdi;

“Şüphesiz. Bundan dolayı süreçte durgunluk var. Hedef, çözümün ertesi günü problemler yaratacak olan yapıcı belirsizlikler ve boşluklar olmamasıdır. Yanlış anlamalar veya çifte yorumlamaların önlenmesi için, ifadelerde kesin olmak istiyoruz. Birçok konuda, uluslararası kuruluşlardan uzman görüşü alıyoruz, bununla birlikte müzakerelerin yoğunlaşmasıyla birlikte, müzakere grubu, başkan ve danışma grubu da uluslararası tanınmış kuruluşların hizmetleriyle desteklenecek.”

Rum lider Nikos Anastasiadis, BM Genel Kurulu Başkanlığı’na aday olması beklenen Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’in yerine kimin geçeceği konusunda ise, Mavroyannis’in ardılının muhtemelen teknokratik bilgiye sahip, siyasi bir kişi olacağını sözlerine ekledi.



İdris: “Koalisyon hükümeti sürdürülebilir olmayan düzenin devamından yana”



Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Asım İdris, Ulusal Birlik Partisi (UBP)-Demokrat Parti (DP) koalisyon hükümetinin, ülkedeki yapısal sorunların çözümünden yana değil, mevcut sürdürülebilir olmayan düzenin devamından yana olduğunu savundu.

İdris, hükümet programının içeriği ile bakanlık atamalarındaki tavrın bunun en somut göstergesi olduğunu, bakanlıkların parti içi dengelere göre belirlendiğini, aynı isimlerin dönüp dolaşıp farklı farklı bakanlıklara atandığını, sadece bakanlık atamalarına bakıldığında bile, önceliğin toplumsal menfaat olmadığının açıkça görüldüğünü iddia etti.

İdris, "Toplumun ortaya koyduğu değişim iradesini tamamen göz ardı eden bu düşünce yapısı ile ileri gitmek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

TDP Genel Sekreteri Asım İdris, yaptığı yazılı açıklama ile UBP-DP koalisyon hükümetine yönelik eleştirilerde bulundu.

Ekonomik protokolün imzalanmasına yönelik çalışmalara değinen İdris, paketin içeriğinin Kıbrıs Türk toplumunun geleceği açısından endişe verici olduğunu savundu.

Geleceğin kapalı kapılar arkasında hazırlanan paketlerle değil, toplumun iradesi doğrultusunda şekillenmesi gerektiğini kaydeden İdris, öngörülen ekonomik protokole sorgusuz sualsiz imza atmanın topluma ihanet anlamına geleceğini kaydetti.

İdris, ülkede bugüne kadar yapılanların özelleştirme değil, peşkeş olduğunu, bunun da topluma büyük zararlar verdiğini öne sürerek, Ercan Havalimanı ve DAÜ’nün üniversite öncesi eğitim kurumlarını buna örnek gösterdi.

İdris, ekonomik protokolde olumlu unsurlar olmakla birlikte Kıbrıs Türk toplumu açısından kabul edilemez maddeler de bulunduğunu, halkın özvarlıklarının devri ile yargıya yönelik müdahalelerin bunların başında geldiğini belirtti.

İdris, "Kıb-Tek ve Telekomünikasyon Dairesi 'özerkleştirilerek' toplumsal fayda sağlamak yerine, niye ısrarla özele devredilmek istenmektedir? Müzakere masasında Mağusa Limanı'nın uluslararası ticarete açılması konuşulurken niye ısrarla birilerine peşkeş çekilmek istenmektedir? Toplumu düşünmek bu mudur?" diye sordu.

Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş'ın Meclis'te hükümet programı görüşülürken, “gerekirse müşavir olacak" açıklamasını değerlendiren Genel Sekreter İdris, “ülkenin başına ne geldiyse bu gibi zihniyetlerden geldiğini” belirtti.

Yüzlerce müşavir boşta dururken, siyasi çıkarlar uğruna yeni müşavirler yaratılacağını iddia eden İdris, devletin yeni müşavirleri kaldıracak gücü olmadığını ifade etti.

İdris, “yapısal sorunların çözümüne yönelik somut unsurlar içermeyen, muğlak ve ucu açık ifadelerle alelacele yazılmış” olarak nitelendirdiği hükümet programının, toplumun iradesini ve sorunlarını göz ardı eden, toplumsal sorunların çözümü yönünde gaile içermeyen bir zihniyetle hazırlandığını savundu.

Kıbrıs Türk toplumunun özellikle son iki seçimde kökten değişim ve kendi kendini yönetme istencini net bir şekilde ortaya koyduğunu belirten İdris, toplumun değişimi engellemeye çalışan tüm siyasilere gereken cevabı vermekte kararlı ve erken seçimin kaçınılmaz olduğunu ifade etti.



Bozkır: “Vize serbestisi konusunda biz üstümüze düşeni yaptık”



Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, vize serbestisi konusunda Türkiye'nin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini belirterek, "Şimdi 'AB yan çizer mi, çizmez mi?' diye soruyorlar. Ben de diyorum ki; şurada haziran sonuna 50 gün var. Çizse de göreceğiz, çizmeyecekse de göreceğiz" dedi.

Bozkır, katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarlarıyla dış politikada önemli bir güç elde edildiğini belirterek, "İtibarı en üst düzeye çıkmış bir Türkiye’yi kıskananlar da olacak ama Türkiye Cumhuriyeti'nin bileğini bükecek hiçbir sorun kalmayacak bir yolda yürüyoruz. Biz birbirimize sıkıca sarıldığımızda İnşallah 2023'te Türkiye, dünyanın en güçlü ülkelerinden biri de olur. Türkiye'ye sorulmadan dünya çapında bir karar alınamaz" ifadelerini kullandı.

Konuşmasında Türk vatandaşlarının vizesiz AB ülkelerine gidebilmesi için yürütülen çalışmalara değinen Bozkır şunları söyledi:

"Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları 36 yıl sonra vizesiz seyahat hakkına kavuşacaklar. Biz üzerimize düşen yükümlülükleri yerine getirdik. Şimdi 'AB yan çizer mi, çizmez mi?' diye soruyorlar. Ben de diyorum ki; şurada haziran sonuna 50 gün var. Çizse de göreceğiz, çizmeyecekse de göreceğiz. Biz doğru olduğuna inandığımız tüm beklentileri yerine getirdik. Bu beklentilerin hepsi bizim ihtiyacımız olan, bize faydası olan şeyler. Vizeyi kaldırmazlarsa bize hiçbir şey olmaz. Biz öyle bir ülkeyiz ki Yunanistan, Hırvatistan, Slovenya, 'vize kalkınsın da Türk turistler gelsin' diye heyecanla bekliyorlar. İnşallah vizeler kalktığında öğrencilerimiz, iş adamlarımız, vatandaşlarımız rahat edecek."



Hristodulidis: “Ürdün ve Lübnan ile üçlü işbirliğine yönelik temaslar başlıyor”



Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Güney Kıbrıs ile Yunanistan’ın, Ürdün ve Lübnan ile yapılacak üçlü işbirliğine yönelik, ilerleyen zamanlarda temaslar başlatılacağını açıkladı.

Rum Fileleftheros gazetesine söyleşi veren Hristodulidis, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Lübnan’ın, Haziran ayında, Dışişleri Bakanlığı genel müdürleri düzeyinde Atina’da bir araya geleceklerini ve ardından bakanların da geleceğini söyledi.

Hristodulidis, Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas’ın, bu görüşmenin sonrasında önce Lübnan’ı, ardından da Ürdün’ü birlikte ziyaret edeceklerini ve bu görüşmelerde, ortak ilgi alanlarındaki konularla AB’yi ilgilendiren konularda görüş alışverişi yapacaklarını belirtti.

Habere göre Hristodulidis, Orta Doğu’daki ortaklıkların yanı sıra, AB ülkeleriyle de işbirliği yapma arzusunda olduklarını ifade etti.

Hristodulidis, üçüncü tur ruhsat ihalesine 24 Mart’ta çıkıldığını, 120 günlük süre olduğunu ve bu sürenin sonunda, gelecek tekliflere göre, 6 ay içerisinde Rum Bakanlar Kurulu’nca karar üretileceğini söyledi.

Rum Hükümeti’nin hedefinin ve arzusunun, ihaleye, uluslararası alanda çok sayıda katılımcının ilgi göstermesi olduğunu kaydeden Hristodulidis, daha önceki ihalelerde de yoğun bir uluslararası ilgi olduğunu anımsattı.



Eurovision'dan çağdışı yasak



İsveç'in başkenti Stockholm'de, Mayıs ayında yapılacak olan Eurovision 2016 Şarkı Yarışması'nda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Filistin ve Kosova, bayraklarının açılması yasaklandı.

Şarkı yarışmasının gerçekleştirileceği Stockholm Globe Arena konser salonunun resmi sitesinde yer alan açıklamaya göre, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Filistin ve Kosova bayrakları devlet bayrağı olmadıkları gerekçesiyle yarışma sırasında açılması yasak bayraklar arasında yer aldı.









Enformasyon Dairesi









Facebook







Twitter







Instagram













Dışişleri Bakanlığı













Facebook







Twitter







YouTube







Websitesi













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Fax: +90 (392) 228 4847

E-Mail: pio_news@kktcenf.org

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: TRNC Public Information Office / KKTC Enformasyon Dairesi

Youtube: KKTCDisisleri







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 26
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1457
Toplam Tekil 4067591
IP 18.222.67.251






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.788 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu