BASIN BÜLTENİ Erdoğan: "Kıbrıs meselesinde kararlılığımız sürüyor" - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Erdoğan: "Kıbrıs meselesinde kararlılığımız sürüyor"
Tarih: 04.04.2016 > Kaç kez okundu? 1247

Paylaş


Brooking Enstitüsü'nde düzenlenen panelde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Kıbrıs meselesinde Anavatan ve garantör ülke olarak Kıbrıs’ta adil ve kalıcı bir çözüme ulaşılabilmesi yönündeki kararlılığımız sürüyor. Önceliğimiz Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini ve meşru haklarını teminat altına alacak şekilde, bu yıl içinde kapsamlı bir şekilde çözüme kavuşturulmasıdır. Mayıs ayında müzakerelerin yeniden başlayacak olmasıyla ortaya çıkan olumlu havanın sürmesini ve yakalanan fırsatın da değerlendirilmesini arzu ediyoruz” dedi.



Beşparmak Düşünce Grubu’ndan AB’ye eşitlik çağrısı



Kıbrıs konusunda değerlendirmede bulunan Beşparmak Düşünce Grubu, AB kurumlarının ve yetkililerinin sözde değil uygulamada Kıbrıs’taki iki tarafın AB içindeki eşit ağırlıktaki siyasal varlığının idraki içine girmeleri ve gecikmeli de olsa tarafları tam bir eşitlik çizgisinde ele almaları gerektiğini belirtti.

Yapılan açıklamada, “Kıbrıs Rum tarafının gayrı meşru bir şekilde sözde tüm ada adına elde etmiş olduğu AB üyelik statüsünü istismar ederek üzerinde mutabakata varılan çözüm parametrelerini Avrupai çözüm görüntüsü altında anlamsız kılmaya çalışması ve BM ile AB temsilcilerinin de buna çanak tutmaları, endişe verici bir durum olarak mütalaa edilmektedir” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, siyasi eşitliğin ve iki kesimliliğin gereklerinin gerilere itilerek Avrupa Birliği üyeliğinin bu parametreleri anlamsız kılacak ilkelerinin öne çıkarılmasının, Kıbrıs’ta uzlaşı için ciddi bir tehlike oluşturacağı gibi son şans olarak nitelendirilen mevcut müzakere sürecinin de heba edilmesi sonucunu doğurabileceği savunuldu.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“26 Mart 2016 tarihli Cyprus Mail gazetesinde çıkan bir habere göre, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, 25 Mart 2016 tarihinde Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüşmeden çıkışında yaptığı açıklamada, Avrupa Birliği yapısına uygun bir çözüm için Avrupa Birliği müesseselerinin adada taraflara destek vermekte olduğunun ve her iki tarafı da çözümü Avrupalı bir çözüm yapmanın öneminin idraki içinde gördüğünün altını çizmiş; devamla ‘bunun her iki taraf için de çok yararlı olduğunu çünkü Avrupa ilkeler ve değerler manzumesinin çoğunluk olmayan grubu/topluluğu koruduğunu’ ifade etmiştir.

Bu açıklamanın şiddetle kınanarak Eide’ye esas görevinin taraflar arasında BM tarafından da tescil edilmiş uzlaşı parametrelerini/ilkelerini gözetecek bir anlaşmanın sağlanmasına yardımcı olmak olduğunun; bu parametrelerin/ilkelerin başında taraflar arasındaki ilişkinin azınlık-çoğunluk değil, siyasi eşitlik ilişkisi olduğunun ve hiçbir tarafın diğeri üzerinde otorite veya hukuki salahiyet iddiasında bulunamayacağının yeniden dikkatine getirilmesinin yararlı olacağı değerlendirilmektedir.”

Beşparmak Grubu açıklamasında bu ilke/gerekliklere saygı gösterilmediği sürece Kıbrıs’ta arzulanan uzlaşının gerçekleşmesinin mümkün olamayacağı, tersine hareketlerin bu ilke/gereksinimlerin reddi anlamına geldiği ve hegemonyacı bir anlayışı yansıttığı belirtildi.

Açıklamada, “Bunu ortadan kaldırmak için Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz dâhil AB kurumlarının ve yetkililerinin sözde değil uygulamada Kıbrıs’taki iki tarafın AB içindeki eşit ağırlıktaki siyasal varlığının idraki içine girmelerinin ve gecikmeli de olsa tarafları tam bir eşitlik çizgisinde ele almalarının, AB’nin, gerek geçmiş anlaşmalar gerekse Kıbrıs’ın geleceği için tescil edilmiş parametreler/ilkeler bakımından Kıbrıs Türk Halkına karşı bir vecibesi olduğunu hatırlatmak gerektiği değerlendirilmektedir” ifadelerini kullanıldı.



Uras: "Kıbrıs sorununda inşallah bu sene olumlu bir gelişmeden, belki de bir çözümden bahsedebileceğiz"



Türkiye'nin Atina Büyükelçisi Kerim Uras, "Kıbrıs sorununda inşallah bu sene olumlu bir gelişmeden, belki de bir çözümden bahsedebileceğiz" dedi.

Uras, Trakya Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümünce düzenlenen "Türk Yunan İlişkilerinde Bölgesel Perspektifler" konulu konferansta, Türk ve Yunan halklarının yaşayış, kültür ve dil anlamında pek çok noktada benzediklerini ve son zamanlarda insanların yayın saatlerinde misafir dahi kabul etmeyeceği şekle dönen Türk dizilerinin de bu benzerliği daha çok Yunan halkına gösterdiğini söyledi.

İlişkileri iyi düzeyde yürüyen Yunanistan'la Türkiye arasında Kıbrıs, Ege ve azınlık sorunlarının olduğunu hatırlatan Uras, bunlardan öncelikle Kıbrıs sorununun çözülmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

"Kıbrıs önemli bir dönüm noktasında, ilişkilerimizin kalıcı bir duruma gelmesi Kıbrıs sorununun çözümünde yatıyor. En doğru başlangıç noktası da burası, tersten baktığınızda Ege meselelerinde, Kıbrıs sorunu ortada dururken, çözümünü istikralı sürdürmek çok zor, bunun tersi ise iklimi yumuşatacağı için diğerinin çözüm yolunu açacaktır. Herkes 2016'da Kıbrıs'ta bir çözümden bahsediyor. Kıbrıs meselesini yönetim ve yetki paylaşımı, ekonomi, AB ilişkileri, mülkiyet, toprak, güvenlik ve garantiler başlıklarına ayırabiliriz. Bunların arasında en zoru mülkiyettir bana sorarsanız. Bunda da iyi ilerlemeler kaydedildi. Bu defa biz ana vatanlar olarak işin içine girmedik, kendilerine bıraktık. Kıbrıs sorununda inşallah bu sene olumlu bir gelişmeden, belki de bir çözümden bahsedebileceğiz. Tabi bu Türkiye'nin AB yolunu da açacaktır, birçok soruna da çözüm getirecektir."



Ban, yeni Kıbrıs Özel Temsilcisi’nin Spehar olacağını açıkladı



BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon, yeni Kıbrıs Özel Temsilcisi ve BM Barış Gücü (UNFICYP) Misyon Şefi olarak Kanada’dan Elizabeth Spehar’ın atandığını açıkladı.

Yazdan önce göreve başlaması beklenilen Spehar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Yardımcısı olarak da görev yapacak.

Spehar, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilciliği görevini 2010 yılından bu yana yürüten ve Barış Koruma Operasyonları Saha Destek Bölümü Başkanı Yardımcısı görevine atanan Lisa Buttenheim’in yerine gelecek.

UNFICYP tarafından yapılan yazılı açıklamada, Ban’ın Buttenheim’e görevini yürüttüğü 6 yıl boyunca kendisini görevine adaması ve örnek UNFICYP liderliğinden dolayı minnettar olduğu ifade edildi ve Buttenheim’in Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanı Yardımcısı olarak da Genel Sekreter’in iyi niyet misyonuna değerli katkılar yaptığı belirtildi.

Açıklamada, Buttenheim’in görev süresi boyunca kapsamlı bir çözüme ulaşmak amacıyla yürütülen müzakerelerde önemli bir ilerleme kaydedildiği de yer aldı.

Spehar, 2007 yılından bu yana BM Siyasi İşler Departmanında önemli ve yüksek görevlerde bulundu ve geniş bir politik deneyime sahip.

Daha önce Avrupa ve Amerika Dairesi ile Avrupa Dairesi Başkanlığı yapan ve bölgeyle ilgili anahtar konularda yoğun çalışmalar yürüten Spehar, BM Merkezinde Politika ve Arabuluculuk Bölümü Direktörlüğü yapıyor.



Schulz: “Birbirinize aşık olun, tanıyın, çünkü aşk birbirini tanımak için en iyi araçtır”



Rum Simerini gazetesinin haberine göre, Kıbrıs’ta gerçekleştirdiği temaslarını önceki gün tamamlayan Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, adadan ayrılmadan önce Rum Radyo Televizyon Kurumu RİK’te yayımlanan özel bir programda, 20 Kıbrıslı Türk ve 20 Kıbrıslı Rum genç ile bir araya geldiğini yazdı. Habere göre, Schulz, gençlere “Mümkün olduğu müddetçe, birbirinize aşık olun, tanıyın, çünkü aşk birbirini tanımak için en iyi araçtır” dedi.

Schulz’un, adanın gençlerine yönelik olarak Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu’nun, Kıbrıs’taki bir çözümü hem siyasi, hem de ekonomik olarak destekleyeceğinin güvencesini verdi.

Schulz’un Kıbrıslı Türk ve Rum gençleri birbirlerine aşık olmaları ve tanımaları konusunda cesaretlendirdiğini de yazan gazete, Schulz’un “Türkiye kimseyi rehin alamaz” mesajı gönderdiği de ileri sürdü.

Schulz’un ilk kez böyle bir yayına katıldığını söylediğini yazan gazete, Schulz’un Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Türkçe’nin AB’nin resmi dili olması konusundaki hareketiyle ilgili bir soruya, bunun Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik niyet ve isteğini gösteren önemli, sembolik ve cesur bir eylemden ibaret olduğunu söylediğini iletti.

Kendisinin de Türkçe öğrenmeye başladığını dile getiren Schulz, “yeniden birleşmiş, federal bir Kıbrıs’a sahip olunduğu zaman, Türkçenin de AB’nin resmi dili olması gerekeceğini” savundu.

Türk garantilerinin devamıyla ilgili bir soruya ise Schulz, Kıbrıs yeniden birleştiği zaman tek bir cumhuriyet olacağını ve vatandaşlarını korumanın da bunun görevi olacağını söyledi.

Gazeteye göre Schulz, yeniden birleşme argümanının pahalı bir şey olacağını, ülkenin bununla tek başına başa çıkamayacağını ve AB’nin; yeniden birleşmenin ilk gününden itibaren buna katkıda bulunacağını da belirtti.

Schulz, AB’nin birleşik Kıbrıs’ı hem ekonomik, hem politik açıdan destekleyeceğini yineledi.

Programa katılan bir gencin, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik doğru adımları atabilmeleri için, iki toplum arasındaki ilişkileri yeniden inşa etme konusunda, Schulz’un kendilerine tavsiyelerde bulunmasını istediğini de yazan gazete, Schulz’un buna yanıtının “mümkün olduğunca (iki taraftan da) birbirinize aşık olun. Sanıyorum aşk birbirini tanımak için en iyi araçtır” olduğunu iletti.

DİKO, EDEK ve Vatandaşlar İttifakı’nın, Schulz’u Türkiye’yi koruduğu ve mağdur ile faili eşitlediği konusunda suçladıklarını yazan gazete, bahse konu partilerin, Kıbrıs sorununda muhafaza ettikleri tavırdan ötürü DİSİ ile AKEL’e eleştiriler yönelttiklerini de kaydetti.

Gazeteye göre DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos, DİSİ ile AKEL’i izledikleri politikayla ülkeyi tehlikeli yollara sürükledikleri gerekçesiyle suçlarken, Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas ise Schulz’a yaptığı bilgilendirme konusunda Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’i eleştirdi.

DİSİ Başkanı Averof Neofitu ile AKEL Genel Sekreteri Andros Kirpianu’nun, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos’un eleştirilerine ayrı ayrı cevap verdiğini yazan gazete, Neofitu’nun Schulz’un ziyaretinin önemli olduğunu düşündüğünü söylediğini iletti.

AKEL Genel Sekreteri Kiprianu ise “zorluklar bulunduğunu ve bunları aşmak için yollar aradıklarını söylemelerinin başka şey, daha kötü yollara sevk eden şeyler teklif etmenin ise başka şey olduğunu” söyledi.

Gazeteye göre, Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas ise, Martin Schulz’un “Kıbrıs sorununun önemli başlıklarındaki çıkmazın Türk uzlaşmazlığından değil de ayrıntılardan kaynaklandığı sonucuna varması için, Anastasiadis’in Schulz’a ne çeşit bir bilgilendirme yaptığı” sorusunu sordu.



Cumhurbaşkanlığı, yönetim ve yurttaş memnuniyeti ile ilgili iki ISO sertifikası aldı



Cumhurbaşkanlığı, uyum sürecini tamamlayarak 1946 yılında 162 ülkenin kurduğu Uluslararası Standardizasyon Örgütü’nden (ISO) yönetim ve yurttaş memnuniyeti ile ilgili iki farklı sertifika aldı.

Uluslararası Standardizasyon Örgütü’nün kriterlerine geçiş süreci Cumhurbaşkanlığı’nın 115 personeline Aralık 2015’ten itibaren verilen eğitimlerle tamamlandı. Cumhurbaşkanlığı’nın tüm birimlerinden 18 kişilik merkezi uyum ekibi ile yürütülen çalışmalar kapsamında, Mütercim Tercümanlık, Bilgi İşlem, Protokol Birimi, Arşiv, Servis, Dış İlişkiler, CSO ve Halkla İlişkiler Birimleri’ne uzmanlar tarafından 12’şer saat eğitim verildi.

Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı Gürdal Hüdaoğlu konuyla ilgili açıklamasında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın toplumun ihtiyacı olan değişimin fikirlerle geleceğini vurguladığını hatırlatarak, “Bugün bizzat Cumhurbaşkanlığı kurumunun, fikirsel bir değişim sürecini başarıyla tamamladığı ve bunun Uluslararası Standardizasyon Örgütü (ISO) tarafından tescillendiği gündür” dedi.



AB Bilgi Merkezi ırkçılık karşıtı etkinlik düzenledi



Merkezi Lefkoşa’da bulunan Avrupa Birliği Bilgi Merkezi, Avrupa Irkçılığa Karşı Eylem Haftası çerçevesinde, Kıbrıs’ta çok kültürlülüğü kutlamak adına Toplumsal Çeşitliliğin Gücü adı altında Lefkoşa Surlar içindeki Bedesten’de etkinlik düzenledi.

Açılışında Avrupa Komisyonu’nun Kıbrıs Temsilcisi Georgios Markopouliotis’in konuşma yaptığı etkinlikte, Yrd. Doç. Metin Ersoy “Barış Gazeteciliği”, Ceren Günalp Asam “İşyerinde Ayrımcılık, Uyum Süreci ve Yerel Uygulamalar”, araştırmacı Mine Yücel, “Kıbrıs Türk Toplumunda Çok Kültürlülük” ve Mehveş Beyidoğlu da “Barış Kültürü Eğitimi Projesi” konulu konuşma yaptı.

Georgios Markopouliotis açılış konuşmasında, etkinlikle Kıbrıs’ın kültürel çeşitliliğinin kutlandığını söyledi.

Ayrımcılığın Avrupa’da milyonlarca insanın karşı karşıya kaldığı bir sorun olduğunu ifade eden Markopouliotis, bu sorunun görmezden gelinecek bir sorun olmadığını, AB’nin etnik nefretten doğan bir çatışma sonucu ortaya çıktığına işaret etti.

AB’nin ırkçılıkla mücadelede pek çok önlemler aldığını kaydeden Markopouliotis, AB dışında da pek çok olumlu adımlar atıldığını ancak halen kritik engel ve sorunlarla karşı karşıya olduklarını belirtti.

Markopouliotis, “Buna karşın, bugün, küresel ekonomik kriz, göç, terör, fakirlik ve gittikçe büyüyen eşitsizlikle alakalı günden güne büyüyen sorunlarla yüz yüzeyiz. Bu sorunlar en çok rengi, ırkı, soyu, kültürel veya milli kökenine bağlı olarak ayrımcılığa önceden maruz kalanları etkiliyor” dedi.

AB’nin ayrımcılığın sonlandırılması için işbirliğini sürdüreceğini kaydeden Markopouliotis, “Ayrımcılığa son vermek için uluslararası, ülkesel ve bölgesel seviyede etkili önlemlerin alınması zorunludur” diye konuştu.



Fotiu: “2017’de Antropoloji Laboratuvarında Rum kalıntısı olmayacak”



Rum Başkanlık Komiseri Fotis Fotiu KKTC’deki kayıp saptamalarında büyük düşüş yaşandığını, bu durumun devam etmesi halinde 2017’de Kayıp Şahıslar Komitesi (KŞK) Antropoloji Laboratuarı’nda incelenecek Rum kayıp kalıntısı olmayacağını açıkladı.

Rum Alithia gazetesinin haberine göre Fotiu, KŞK’nın 10 yıldır sürdürdüğü çalışmalar kapsamında bugüne kadar toplam bin 508 kayıtlı Rum ve Yunan kayıptan bin 25 kişinin halen kayıp olduğunu (tespit edilemediğini) söyledi. Fotiu “insani” diye nitelediği konunun çözümü için Türkiye’nin “askeri arşivlerini açması gerektiğini” öne sürdü.



AB Konseyi’nden Güney Kıbrıs’taki insan haklarıyla ilgili rapor: “kriz insan haklarını vurdu”



AB Konseyi’nin, ekonomik krizin Güney Kıbrıs’taki insan haklarını olumsuz etkilediği değerlendirmesinde bulunduğu bildirildi.

Rum Fileleftheros gazetesinin haberine göre AB Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks, ilgili raporunda, ekonomik krizden özellikle kadın, çocuk ve yaşlıların etkilendiğini ve Asgari Garantili Gelir uygulamasının, Güney Kıbrıs tarafından bir an önce yerine getirilmesi gerektiğini belirtti.

Raporda, ekonomik kriz yüzünden yaşlıların aldığı tıbbi hizmetlerde ve bazı sosyal yardım ödeneklerinde kesintilere gidildiğine, ayrıca maaşlarda yapılan kesintilerin, ideal hayat seviyesini sekteye uğrattığına değinildi.

Öte yandan Rum Haravgi gazetesi de, Avrupa İstikrar Mekanizması’nın, Güney Kıbrıs’taki en büyük sorunun, kırmızı krediler olduğunu açıkladığını yazdı.

Habere göre Avrupa İstikrar Mekanizması, Güney Kıbrıs’ın memorandumdan çıkışını “büyük başarı” olarak nitelendirirken, ekonomideki, özellikle kırmızı kredilerle ilgili tahriklerin devam ettiğine vurgu yaptı.



Güney Kıbrıs’a uçak kaçıran hava korsanının Mısır’a iadesi konusunda belirsizlik



Mısır makamlarının, Salı günü Mısır’da iç hat seferi yaptığı sırada kaçıran ve Larnaka’ya inmeye zorlayan hava korsanı Saif El Din Mustafa-Eman’ın, Mısır’a iade edilmesini talep ettiği, ancak bu talebin daha sonra yalanlandığı bildirildi.

Rum Simerini gazetesi, Mısır Devlet Televizyonu’na dayandırdığı haberinde, Mısır Başsavcısı Nabil Ahmed Sadek’in, Mısır ile Güney Kıbrıs arasında 1996 yılında imzalanan anlaşma gereği, hava korsanının Mısır’a iade edilmesi gerektiğini açıkladığını yazdı.

Gazete, Mısır’ın vatana ihanetle ilgili meselelerde çok katı olduğunu ve Saif El Din Mustafa-Eman’ın, böyle bir suçtan hüküm giymesi durumunda, idam edilebileceğini kaydetti.

Habere göre, Guardian gazetesinin web sayfasında dün akşam yer alan bir başka haberde ise, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in, Güney Kıbrıs’a böyle bir talep gelmediğini söylediği belirtildi.

Konuyla ilgili polis soruşturmasının sürdüğü bir dönemde, doğal olarak böyle bir talep gelemeyeceğini açıklayan Hristodulidis, hava korsanıyla ilgili bazı bilgiler de verdi.

Habere göre Hristodulidis, hava korsanının Güney Kıbrıs’tan, karısını taciz ettiği gerekçesiyle 3 kez sınır dışı edildiğini ve her seferinde, sahte pasaportlarla döndüğünü söyledi.

Öte yandan Rum Polisi Basın Sözcüsü Andreas Angelidis de, konuya ilişkin tüm sorulara, henüz konuşmak için çok erken olduğu ve soruşturmanın seyrine göre alınacak kararlar doğrultusunda bilgilendirme yapılacağı yanıtını verdi.

Gazete devamla, hava korsanının dün, Larnaka Kaza Mahkemesi’ne çıkarıldığını ve aleyhinde, 8 günlük tutukluluk emri verildiğini yazdı.

Habere göre hava korsanı, uçak havalandıktan bir süre sonra uçağın arka bölümüne geçerek, kabin ekibine vücuduna giydiği beyaz bir kuşak/kemer ve bunun etrafında kablolarla birbirine bağlı silindir şeklinde çubukları göstererek, uçaktaki herkesin pasaportlarını almak istedi. Akabinde, kabin ekibine iki not vererek, bu notları pilota ulaştırmalarını ve uçağın ya Türkiye’ye, ya Yunanistan’a, ya da Kıbrıs’a, tercihen de Kıbrıs’a indirilmesini istedi.

Hava korsanı notta ayrıca, şayet uçağı Mısır’a indirdiğini anlarsa, uçağı havaya uçuracağını da vurguladı.

Haberde, hava korsanının üzerinde bulunan nesnelerin şişe ve içerisinde de bilinmeyen bir sıvıdan ibaret olduğu, söz konusu sıvının da bilimsel incelemeye gönderileceği belirtildi.

Gazete, hava korsanının mahkemedeki savunmasında, “ailesini 24 yıldır göremeyen ve karısıyla çocuklarını görmek isteyen, ancak Mısır makamlarının buna izin vermediği birisi ne yapabilirdi” dediğini yazdı. Haberde, hava korsanının gönüllü ifade verdiği ve suçunu kabul ettiği, bununla birlikte başka iddialar da ortaya attığı ve bunların araştırılacağı belirtildi. İddiaların ne olduğuna dair detay verilmedi.

Olayla ilgili şu ana kadar 23 kişiden ifade alındığı ve uçakta bulunan diğer 40 kişiden daha ifade alınacağı belirtiliyor.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 41
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1319
Toplam Tekil 4076100
IP 18.221.208.183






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.287 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu