BASIN BÜLTENİ Dışişleri Bakanlığı, terör saldırılarını kınadı - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Dışişleri Bakanlığı, terör saldırılarını kınadı
Tarih: 23.03.2016 > Kaç kez okundu? 1290

Paylaş


Dışişleri Bakanlığı, son dönemde dünyanın değişik yerlerinde yaşanan ve çok sayıda can kaybına neden olan terör olaylarıyla ilgili açıklama yaptı.

Yakın tarihte Ankara, Paris ve birkaç gün önce de İstanbul’da masum sivilleri hedef alan hain terör saldırılarına bugün (dün) Brüksel’de bir yenisinin eklendiği belirtilerek, söz konusu saldırılar şiddetle kınanırken neden olduğu derin acıların paylaşıldığı kaydedildi.

Dışişleri Bakanlığı açıklaması şöyle:

“Son dönemlerde dünyanın değişik yerlerinde yaşanan ve çok sayıda can kaybına neden olan terör olaylarının artarak sürdüğüne şahit olmaktayız. Yakın tarihte Ankara, Paris ve birkaç gün önce İstanbul’da masum sivilleri hedef alan hain terör saldırılarına bugün Brüksel’de yenisi eklenmiştir. Söz konusu saldırıları şiddetle kınarken, neden olduğu derin acıları paylaşmaktayız.

Birçok masum cana kasteden terör saldırılarının kimler tarafından, hangi amaçla gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin başarıya ulaşamayacağı açıktır. Tüm dünya ile teröre karşı birlik ve dayanışma içinde olduğumuzu ifade ederken, terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin önemine vurgu yapmak isteriz. Bu menfur eylemlerinin gerçek faillerinin bir an evvel bulunup, cezalandırılmalarını ve terör eylemlerinin son bulmasını diliyoruz. Bu vesileyle, bugüne kadar terör saldırıları nedeniyle hayatını kaybedenlere taziyelerimizi sunar, olaylardan etkilenenlere acil şifalar dileriz.”



Akıncı Liebaut’u kabul etti



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün Belçika Büyükelçisi Loc Liebaut’u kabul etti.

Kabulde herhangi bir açıklama yapılmadı.



Kalyoncu: "Denetimler vazgeçilmez"



Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı'yı kabulünde konuşan Başbakan Ömer Kalyoncu, Başbakan Ömer Kalyoncu da, Anayasal bir kurum olan Ombudsman'ın denetim yapmasının kendileri açısından vazgeçilmez olduğunu belirtti.

"Açık söylemek gerekirse bizim devletimiz kurulduğu günden bu yana aslında denetim özürlü doğmuş gibi bir durumu vardır" diyen Kalyoncu, bu konuda şimdi Başbakan olarak kendisinin de, geçmişte de milletvekili olarak sürekli söylediğinin bu olduğunu kaydetti.

Her adımda devlette yer alan herkesin denetim ve kontrol edilmesi gerektiğini ifade eden Kalyoncu, siyasilerin de seçimler vasıtasıyla kontrol edilebileceğine işaret etti.

Kalyoncu, ancak “vatandaşın yaptığı kontrolün bile eksik olduğunu” ifade ederek, çünkü geçmişte kaç defa parti değiştiren insanların günün sonunda yine bir şekilde seçildiğine dikkat çekti.

Bunun da; vatandaşın da, denetim görevini eksik yaptığını gösterdiğini ifade eden Kalyoncu, onun için herkesin çok daha titiz olması gerektiğini, hem kurumların hem vatandaşların bu kontrol mekanizmasını işletmesi gerektiğini kaydetti.

Soruları da yanıtlayan Başbakan Ömer Kalyoncu, Türkiye ile Ekonomik Protokolün bir şekilde imzalanacağını belirterek, şu anda Elektrik ve yargı ile ilgili bir konuda tartışmaları olduğunu, bunlarla ilgili tarafların çalışmalarını tamamladığını ve ilgili yerlere görüşlerini sunacağını kaydetti.

Kalyoncu, Türkiye'den görüş beklediklerini de ifade ederek, kendilerinin görüşlerini verdiklerini ve yakında bu görüşmelerin sonuca bağlanacağını söyledi.

Başbakan Kalyoncu, Türkiye ile KKTC arasında elektrik kablosunun getirilmesi konusunda ise, dünyanın, arz güvenliğini sağlamak amacıyla enterkonnekte sisteme geçmek için bir çaba içerisinde olduğunu, ülkede de bu konuda makul olduğu sürece bu sürecin gelişebileceğine işaret etti.

Önemli olanın bu faaliyetin kime kaça mal olacağının olduğunu ifade eden Kalyoncu, "İsrail'den bize bizden Türkiye’ye rahat gidebilir öyle bir de gelişme var ortada" dedi.

Ombudsman Emine Dizdarlı da yaptığı konuşmada, Başbakanlığın idari alanda genel karar organının başı olduğunu, Ombudsmanlığın da görevi kapsamında 1 Temmuz - 31 Aralık tarihleri arasını kapsayan 6 aylık bir rapor hazırladığını belirtti.

Dizdarlı, idarenin düzenli çalışması, Başbakanın sıkıntılarını da az da olsa azaltabileceğine işaret ederek, bu nedenle raporun yararlı olacağına inanç belirtti.

Kurumların devletin temel taşları olduğuna işaret eden Dizdarlı, yasalara uygun çalışmasının idarenin işini de rahatlatacağına inandığını söyledi ve raporu Başbakan'a sundu.



Sizopulos:“Hükümet halkın arkasından anlaştı”



EDEK Başkanı Marinos Sizopulos’un, Rum Ulusal Konseyi’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili bilgilendirme tutanaklarından, 10 ana başlıkta Annan planın öngördükleriyle birebir örtüştüğünü belirttiği bölümleri “hükümet, halkın arkasından anlaştı” diyerek sızdırması Rum basınında geniş yer buldu.

Rum Fileleftheros gazetesi, Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’i, seçilmeden önce Rum halkına verdiği en büyük söz olan “halkın Annan planını reddetme iradesine saygı gösterme” taahhüdüne uymamakla suçlayan Sizopulos'un “Anastasiadis’in müzakere ettiği çözüm planı Kıbrıs halkının 2004’te reddettiğiyle tamamen aynıdır. DİSİ ve AKEL de Anastaiadis’in Kıbrıs sorunundaki icraatlarına destek vererek halkı bugüne kadar sistemli olarak yanıltmıştır” dediğini yazdı.

Gazete Sizopulos’un, Anastasiadis’in Annan planını müzakere ettiğinin göstergesi olarak ortaya koyduğu 10 maddeyi özetle şöyle aktardı:

“1-Ortaklık: Annan planında, ortaklığın yenilenmesine ve bir ‘yeni iki bölgeli ortaklık’ olacağına karar verildiği belirtiliyor. Talat-Hristofyas ortak açıklamasında ‘iki bölgeli iki toplumlu, Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararlarında belirtildiği şekliyle siyasi eşitliği olan bir federasyona taahhütlerini yinelediler. Bu ortaklık Federal Hükümet olacak’ deniliyor.

2-Artık Yetkiler: Annan planında ‘oluşturucu eyaletler, Anayasa’nın federal hükümete vermediği bütün yetkileri egemence kullanır’ deniyor, Eroğlu-Anastasiadis ortak açıklamasında da ‘oluşturucu eyaletler bütün yetkilerini, federal hükümetin müdahalesi olmadan tam olarak kullanacaklar’ ifadesi kullanılıyor.

3-Oluşturucu Eyaletlerin Yetkileri: Annan planında eyaletlerin dış dünya ile ticari ve kültürel ilişki kurabilecekleri belirtiliyor. Ulusal Konsey tutanaklarına göre iki oluşturucu devletçik eğitim, kültürel, dini ve ticari anlaşma yapabilecekler.

4-Vatandaşlık: Annan planı ‘bütün vatandaşlar oluşturucu eyaletin iç vatandaş sıfatından da yararlanacaklar’ derken 2014 tarihli ortak açıklama ‘Birleşik Kıbrıs’ın bütün vatandaşları aynı zamanda ya Kıbrıs Rum oluşturucu eyaletinin veya Kıbrıs Türk oluşturucu eyaletinin vatandaşı olacak’ deniliyor.

5-Temel Haklar ve Özgürlükler: Annan planında ‘Kıbrıs’ın tamamında serbest dolaşım ve serbest ikamet olacak’ deniliyor. Sizopulos ise ‘sadece dolaşım ve ikamet hakları tesis ediliyor’ vurgusunu yapıyor.

6-Yasama Organı: Annan planında her yasama organının 48 üyesi olacağını, Senato’da Kıbrıslı Türklerle Rumların eşit sayıda temsil edileceğini söylerken Ulusal Konsey tutanaklarından, 40 senatör (20-20) olacağı, meclisin de 48 üyeden (36-12) oluşacağı anlaşılıyor.

7-Yüksek Mahkeme: taraflardan her birinden eşit sayıda yargıç olacak, 3 de Kıbrıslı olmayan yargıç öngören Annan planından farklı olarak şimdi, başkanlık yapacak ve altın oya (eşitliği bozacak) sahip olacak bir yabancı yargıç var.

8-Mülkiyet: her iki durumda da, gerek mal sahiplerinin gerek bugünkü kullanıcıların başvuruları tanınıyor.

9-Mülkiyet Komisyonu: Gerek Annan planında gerek bugün ‘mülkiyet komisyonu her iki taraftan eşit sayıda üyeden oluşacak’ deniliyor.

10-Kamu Hizmeti Komisyonu: Her iki eyaletten eşit temsiliyet.”

Gazete Sizopulos’un yeni açıklamaları üzerine Rum Yönetimi Sözcü Vekili Viktoras Papadopulos’un “Kıbrıs sorununun çözüm planına vardığımız zaman, halk tam ve detaylı bilgilendirilecek. Hükümetin, EDEK Başkanı’nın güya açıkladıklarını yorumlaması söz konusu değildir. Başkan Anastasiadis Kıbrıs halkının 2004’te Annan planında yüzde 75 hayır kararına mutlak saygılı olduğunu bir kez daha ve en kesin şekilde vurguluyor” dediğini yazdı.

Habere göre AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu Sizopulos’un “bu davranışı ile sadece Kıbrıs sorununun çözüm çabalarına zarar verdiği” görüşünü ortaya koydu ve “Ulusal Konsey tutanaklarını sızdırmak, kurumun işleyiş temellerini dinamitlemektir” dedi. “Hiçbir ülke milli konularını kamuoyu önünde müzakere etmez” vurgusunu yaptı.



Kasulidis: “Kıbrıs sorununun mülteci kriziyle ilişkilendirilmesi yanlış”



Atina Haber Ajansı’na açıklamada bulunan Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis, mülteci krizinin Kıbrıs sorunu ve Türkiye’nin AB müzakere başlıklarının açılmasının ilişkilendirilmesinin “yanlış olduğunu” iddia etti.

Kasulidis, AB-Türkiye zirvesi öncesinde gerçekleştirilen AB Genel İşler Konseyi toplantısına değinerek, İngiltere Dışişleri Bakanı David Lidington’un toplantıda, “müzakere başlıkları için Kıbrıs sorununun çözümü sürecinin öldürülmemesi gerektiğini” söylediğini öne sürdü.

Müzakere başlıklarının bir sonraki Avrupa Konseyi toplantısında yeniden gündeme gelip gelmeyeceği konusunda ise Kasulidis, bu unsurun Kıbrıs sorununun ne kadar zamanda çözülüp çözülmeyeceğine bağlı olduğunu, ancak Kıbrıs sorununun çözümüyle bu konuların tamamen ortadan kalkabileceğini vurguladı.

Kasulidis, “yaz ayında müzakerelerde ne çıkmaz, ne de başarısızlık beklediğini” belirterek “Kıbrıs sorununda yavaş bir ilerlemenin olduğu” değerlendirmesinde bulundu.

Rum Simerini gazetesi ise Kasulidis’in Rum Radyosu’nda sabah programına katılarak 33’üncü başlığın açılmasına yönelik eleştirilere yanıt verdiğini yazdı.

Habere göre Kasulidis, iki yıl önceki Ulusal Konsey toplantısında, kimsenin Türkiye’nin tüm müzakere başlıklarının dondurulması gerektiğini savunmadığını belirterek, AB ortaklarının, Kıbrıs sorununun çözümü müzakereleri gerçekleştirilirken, Türkiye’nin müzakere başlıklarının açılmasını istemesinin, kabul edilebilir olmadığı görüşünü benimsediklerini iddia etti.

Kıbrıs sorununun çözümüyle AB başlıklarının otomatik olarak açılacağını vurgulayan Kasulidis, AB Genel İşler Konseyi toplantısında özellikle İtalya, Slovenya, İrlanda ve Fransa’nın Rum tarafının endişelerine destek verdiklerini belirtti.



Hristodulidis birlik çağrısı yaptı



Rum Hükümeti Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Londra’da katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “işgalin sona ermesi ve Kıbrıs’ın yeniden birleşmesinden başka bir şey olmayan ortak hedefin başarılması için, birlik ve bütünlüğe ihtiyaç duyulduğunu” ileri sürdü.

Rum Fileleftheros gazetesinde yer alan habere göre, 25 Mart ve 1 Nisan yıldönümleri için Londra’da gerçekleştirilen etkinlikte konuşan Rum sözcü, “ulusal kurtuluş mücadelelerinin, birliğe duyulan ihtiyaç ve önemin mesajını vermekte olduğunu” savundu.

Hristodulidis, 25 Mart 1821 tarihinde Yunanistan’da gerçekleştirilen devrimin ve EOKA’nın ulusal kurtuluş mücadelesinin başarılı olduğunu, çünkü hedeflenen şeyin, bütün Yunanlılar için ortak olduğunu öne sürdü. Hristodulidis bu ortak hedefin “yönetenin gitmesi, kölelikten kurtulma ve vatanın kurtarılması olduğunu” söyledi.

“Aşırı heyecana kapılmadan, haklı mücadelelerini ortaya koymaya ve haklı çıkana kadar mücadele etmeye devam edeceklerini” savunan Rum sözcü, bu çerçevede tüm Rum siyasi partilerine ve Rum halkına, bir çözümün herkes için başarıdan ibaret olacağı, olası bir başarısızlığın ise herkes için bir olumsuzluktan ibaret olacağı mesajını vermek istediğini ifade etti.

Hristodulidis, bundan dolayı herkese yönelik çağrısının “vatanın işgalini en nihayetinde sona erdirecek olan olumlu bir sonuca varmaları için, herkesin kollektif bir şekilde çalışması olduğunu” ileri sürdü.

Öte yandan Hristodulidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in hiçbir şekilde Rum halkının önüne, kendisinin hem fikir olmadığı ve buna ek olarak halkın da beklentilerine yanıt vermeyen bir çözüm koymayacağını da söyledi.

Hristodulidis, bu çerçevede “şu an önlerinde olmayan bir plan için evet veya hayır şeklinde görüş belirtmelerinin yanlış olduğunu da” kaydetti.

Kıbrıs sorununun çözüm perspektiflerine de atıfta bulunan Rum sözcü, şu an, olumlu bir sonuca ilişkin koşullar meydana getirebilecek bazı veriler olduğunu sözlerine ekledi.



Kiprianu Papadopulos’tan özür bekliyor



AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu’nun, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos’un kendisi hakkında yalan söylediğini savunarak onu özür dilemeye çağırdı.

Rum Politis gazetesine göre Papadopulos, önceki gün yaptığı bir konuşmada Kiprianu’nun, “Türkiye çözüm istiyor, sorun olan, her şekilde müzakereleri öldürmeye çalışan Kıbrıslı Rumlardır” dediğini savundu.

Bu tür açıklamaların Türkiye’yi suçlarından arındırdığını iddia eden Papadopulos, ayrıca Kıbrıs Rum tarafına karşı haksız baskılara neden olduğunu öne sürdü.

Bu açıklamalardan rahatsız olan Kirpianu ise Papadopulos’un, AKEL’i değersizleştirmeye çalışarak kendisinin hiç yapmadığı açıklamaları yapmış gibi gösterdiğini ve yalan söylediğini belirtti.

Papadopulos’u söylediğini iddia ettiği sözleri konuşmasının hangi kısımda dile getirdiğini kanıtlamaya çağıran Kiprianu, “Lütfen konuşmamı dikkatli okusun ve yaptığı gaftan ötürü özür dilesin” dedi.



Muiznieks’ten kayıplar konusunda rapor



Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muznieks’in, internette başlattığı “kayıplar için adalet” isimli kampanyanın tamamlanması nedeniyle hazırladığı rapor içerisinde Kıbrıs’taki kayıplardan da bahsettiği belirtildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, rapor çerçevesinde Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muznieks’in, diğer ülkelerin aksine Kıbrıs’ta, kayıpların akıbetinin araştırılması konularında ilerleme kaydedildiğini dile getirdiğini belirtti.

Habere göre Muznieks, toplumlararası işbirliği ve güven eksikliğinden bahsederken, aralarında arşivlere ulaşılması ve gerçeğin araştırılmasının da bulunduğu Avrupa hükümetlerine tavsiyelerde bulundu.

Rum Simerini gazetesine göre ise Kıbrıs’taki duruma da değinilen raporda, kayıp sayısının, Eylül 2015 itibarıyla, bin 50 Kıbrıslı Rum, 348 Kıbrıslı Türk olduğu belirtilirken, gelişmelerin, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından yakından izlendiği de vurgulandı.

Gazete Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Muznieks’in Avrupa ülkelerine yönelik tavsiyeleri arasında, kurbanlara ve ailelerine, psikolojik, hukuki ve sosyal destekle birlikte tazminat verilmesinin de bulunduğunu yazdı.



Bakan Çolak, “TÜMBİAD” heyetini kabul etti



Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Tüm Bürokratlar ve İş İnsanları Sosyal Dayanışma Derneği’ni (TÜMBİAD) kabul etti.

Kabulde konuşan Tüm Bürokratlar ve İş İnsanları Sosyal Dayanışma Derneği Başkanı Ufuk Bilgetekin, KKTC’de ilk ziyaretlerini Dışişleri Bakanlığı’na yaptıklarını belirterek, yatırım amaçlı neler yapılabileceğini değerlendirmek için geldiklerini söyledi.

Bilgetekin, derneklerinin farklı sektörlerde faaliyet gösteren 500 civarında bürokrat ve iş insanlarını biraraya getiren bir oluşum olduğunu belirterek, KKTC’de çeşitli temaslarda bulunarak neler yapılabileceğini araştırıp değerlendireceklerini kaydetti.

Ardından da Tüm Bürokratlar ve İş İnsanları Sosyal Dayanışma Derneği heyetindeki üyeler tanıtıldı.

Dışişleri Bakanı Emine Çolak ise, 8 aydır bakanlık görevini yürüttüğünü ancak tüm hayatının sivil toplum örgütleriyle geçtiğini anlatarak, tek meslek grubunun değil farklı dallardan platform modeliyle biraraya gelen oluşumların daha faydalı olduğuna inandığını söyledi.

Çolak, derneğin adaya gelişinin isabetli bir zamanda olduğunu belirterek, devam eden barış sürecinin getireceği potansiyelden yararlanmak gerektiğini ifade etti.

Çözümün sağlanmasının ardından ortaya çıkacak açılım için hazırlıklı olmak gerektiğini dile getiren Çolak, “Geleceğin taşlarını yerleştirmede sizin gibi örgütler çok faydalı olacak” dedi.

Hükümetin reform hükümeti olarak kurulduğunu ve vizyonlarının AB standartlarını hazırlamak olduğunu kaydeden Çolak, KKTC’de turizmin ve üniversitelerin büyük bir potansiyel yarattığını vurguladı.



ABD Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 250 bin dolar bağışta bulundu



Amerika Birleşik Devletleri Kayıp Şahıslar Komitesi’ne 250 bin Dolarlık bağışta bulundu.

Kayıp Şahıslar Komitesi dün yaptığı bağıştan dolayı ABD’ye teşekkür etti.

Kayıp Şahıslar Komitesi tarafından yapılan açıklamaya göre, bağış BM Kalkınma Programı Güven ve İşbirliği İçin Hareket Programı (UNDP-ACT) vasıtasıyla yapıldı.

Bu bağışla ABD’nin Kayıp Şahıslar Komitesi’ne geçtiğimiz 10 yıl içerisinde yaptığı yardım 724 bin 800 Dolar’a ulaştı.

Açıklamada, bu tutarın Komitenin yürüttüğü kazı, kimlik tespiti ve kayıp kalıntılarının ailelere teslimi çalışmalarına katkı sağlayacağı ve yıllardır bir çok aileyi etkileyen belirsizliğe son vermek amacıyla mümkün olduğunca çok kayıp şahsın kalıntılarının kimliklendirilip ailelere teslimi hedefine katkı yapacağı vurgulandı.

Açıklamada, bugüne kadar her iki toplumdan toplam 632 kayıp şahsın kimlik tespitinin yapıldığı ve gömülmek üzere ailelerine teslim edildiği de kaydedildi.



Kıbrıslı Türk ve Rum Gazeteciler sorunlarını tartışacak



Güney Kıbrıs’tan “Kıbrıs Gazeteciler Sendikası” (UCJ) ile Kuzey Kıbrıs’tan Basın Emekçileri Sendikası (Basın Sen) ve Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği (KTGB), Kıbrıslı Türk ve Rum gazetecilerin mücadele ettiği sorunları konu alan bir tartışma düzenliyor.

Üç örgüt yaptığı ortak yazılı açıklamada, tartışmanın 28 Mart Pazartesi günü Dayanışma Evi’nde yer alacağını duyurdu.

Açıklamada, gazetecilerin ilk kez böyle bir organizasyonla bir araya geleceği tartışma kapsamında, gazetecilerin mesleki sorunları, çalışma koşulları, düşünce ifade özgürlüğü, bilginin kaynağına erişim, basın yayın organlarının sahiplik yapısı konularının ele alınacağı kaydedildi.

Açıklamaya göre, etkinlikte, Sendika ve Birlik Başkanları birer açılış konuşması yapacak ve ardından tartışmaya geçilecek.

Kıbrıslı Türk Gazeteci Sami Özuslu ve Kıbrıslı Rum Gazeteci Kostis Diogenous’un tartışma konularında sunum gerçekleştireceği etkinlikte tartışmayı, Yurdakul Cafer ve George Theodoulou yönetecek. Sunumların ardından tartışma katılımcıların soruları ile devam edecek.

İki dilli, Türkçe ve Rumca yapılacak tartışmaya, tüm gazeteciler davet edildi.



Osman Örek 17. ölüm yıldönümünde anılacak



Kıbrıs Türk halkının milli mücadele liderlerinden, Başbakan ve Meclis Başkanı görevlerinde bulunan merhum Osman Örek, 24 Mart Perşembe günü ölümünün 17. yıldönümünde Lefkoşa Devlet Mezarlığı’ndaki kabri başında, törenle anılacak.



GAÜ’nün Sri Lanka Kampus’üne Rum Dışişleri Bakanlığı’ndan engel



Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, GAÜ’nün Sri Lanka’da kurulum aşamasını tamamladığı kampus oluşumunun, Güney Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanlığı tarafından engellenmeye çalışıldığını belirtti.

Akpınar açıklamasında, GAÜ’nün Küresel Kampüs oluşum programına devam ettiği Sri Lanka Metropolitan College ile devam eden sürecin tamamlanmış olduğunu, “Güney Kıbrıs Rum Dışişleri Bakanlığı’nın talimatı ile Sri Lanka Bölge Konsolosluğu tarafından GAÜ’nün ciddi bir saldırı altına alındığını” kaydetti.

Akpınar, GAÜ’nün yatırım ortağının süratle, GAÜ Sri Lanka Kampüs kuruluş sürecinden ayrılmasının istendiğini ifade etti.

GAÜ, Sri Lanka Kampüs oluşumu karşısında Güney Kıbrıs yetkililerinin karşı duruş ve engellemelerini ve göndermiş oldukları yazılı metni, iletilmesi gereken tüm KKTC ve TC makamlarına ilettiğini belirten Akpınar, KKTC devleti ve Türkiye’ye KKTC üniversitelerine destek ve sahip çıkma çağrısı yaptı.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 47
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1386
Toplam Tekil 4076167
IP 3.133.108.241






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu