BASIN BÜLTENİ Kalyoncu Ankara’ya gidiyor - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Kalyoncu Ankara’ya gidiyor
Tarih: 06.03.2016 > Kaç kez okundu? 1260

Paylaş


Başbakan Ömer Kalyoncu, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun davetlisi olarak Türkiye’den borularla gelen suyun yönetimi konusundaki anlaşmayı imzalamak üzere bu gece Ankara’ya gidiyor.

Başbakan Kalyoncu’ya Ankara temaslarında Dışişleri Bakanı Emine Çolak; Tarım, Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkut Şahali; Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanı Kutlu Evren ile bazı bürokratlar eşlik edecek.

Başbakan Kalyoncu, yarın Türkiye Başbakanı Davutoğlu’yla bir araya gelecek. Suyla ilgili anlaşmanın ise öğleden sonra imzalanması bekleniyor.

Kalyoncu ve heyetinin yarın akşam yurda döneceği belirtildi.



Taçoy: “Niyetleri Kıbrıs Türkü’nü ve Türkiye’yi tuzağa düşürmek”



Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP UG) Genel Sekreteri Hasan Taçoy, Kıbrıslı Rumların kalıcı ve yaşayabilir bir anlaşmadan yana olmadıklarını söyleyerek, “Niyetleri Kıbrıs Türkü’nü ve Türkiye’yi tuzağa düşürmek” dedi.

Taçoy, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in federal çözümü ve çözüm için kabul edeceklerini “acı bir taviz” olarak gördüğünü ifade etti.

DP UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy, Nikos Anastasiadis’in “EOKA kahramanı” olarak anılan Gregori Afxentiou için düzenlenen törende bir konuşma yaptığını söyleyerek, buradaki konuşmayı “çizmeyi aşmak” olarak nitelendirildi.

Taçoy, Rum liderin açıklamalarının seçimlerden kaynaklanmadığını kaydederek, “Bu açıklamalar hoş görülemez, sineye çekilemez” ifadesine yer verdi.

“Rum liderinin muhatabı Türkiye değil, KKTC Cumhurbaşkanıdır” diyen Taçoy, “Türkiye ve KKTC değil uzlaşmaz olan kendileridir” ifadesine yer verdi.

Hasan Taçoy, “Kıbrıs konusu 1963’ten bu yana bir çözüme bağlanmamışsa bu Rum-Yunan ikilisinin Enosis hayalinden dolayıdır” şeklinde konuştu.

DP UG Genel Sekreteri Taçoy, açıklamasında şunlara da yer verdi:

“Rum Yönetimi eski dışişleri bakanlarından Nikos Rolandis, 1964’ta Achesson Planı’ndan 2004’deki Annan Planı’na kadar uzanan 50 yıllık süreçte ortaya çıkan 10 anlaşma fırsatının tümünün Rum kesimi tarafından reddedildiğini itiraf etmişti. Bunu bir kez daha anımsatmakta fayda görüyorum.”

Rum liderin Türkiye’yi garantiler konusunda sıkıştırmaya çalıştığını söyleyen ve “Bu suçlama çabaları da boşunadır” diyen Hasan Taçoy, şöyle devam etti:

“Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin sulandırılmadan devam etmesi gerektiği, yani Türkiye’nin Kıbrıs’taki Türk varlığı ve sosyo-ekonomik durumu tehlikeye düşerse askeri operasyon yapma hakkının devam etmesi Kıbrıs Türkü’nün en az yüzde 90 oranında desteklediği bir gerçektir ve bunu dikkate almamak, anlaşma istememekle eşdeğerdir.”

Anastasiadis’in Kıbrıs’ı Yunan yapmak isteyen EOKA’cılara bağlılığı olduğunu ve bunu sürdürdüğünü söyleyen Hasan Taçoy şunu ekledi:

“Rum Lider, bu törende yaptığı konuşmada hedeflerinin Türk askerinden kurtulma olduğunu ortaya koydu. ‘Bu özgürleşme, acı verici tavizlerle iki toplumlu, iki bölgeli federal bir Kıbrıs çatısı altında olacak’ dedi. Bu konuşma son derece manidardır. Demek ki Rum lider federal bir çözümü ve bu çözüm için kabul etmek durumunda kalacaklarını hala ‘acı bir taviz’ olarak görüyor.”

Genel Sekreter Taçoy, yazılı açıklamasında şu ifadelere de yer verdi:

“Bu da bizlere, Rum lider Başpiskopos Makarios’un 1960’taki anlaşma sonrasındaki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin içine sindirmediğini açıkça itiraf etmesini, kurulan düzeni Enosis için bir sıçrama tahtası olarak görmesini, Anastasiadis’in ustası Klerides’in de içinde bulunduğu EOKA’cılara Kıbrıs Türkü’nü yok etmek için Akritas Planı’nı hazırlatmasını anımsatıyor.”

Açıklamasında, Cumhurbaşkanlığı’na da çağrıda bulunan Taçoy, “KKTC Cumhurbaşkanlığı’nın birinci görevi Kıbrıs Türk halkının hak ve hukukunu korumaktır. Bunu layıkıyla yapmayanlar halkımıza büyük zarar verecek” dedi.



Eroğlu: “Türkiye’nin etkin ve filli garantisinden, taviz verilemez”



Milliyet gazetesinin Kıbrıs görüşmeleri ve KKTC’nin iç konuları ile ilgili sorularını yanıtlayan 3’üncü Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Türkiye’nin etkin ve filli garantisinden, gerektiğinde Kıbrıs’a müdahale hakkından taviz verilemeyeceğini” vurguladı.

Eroğlu, yapılacak her hatanın önemli olduğunu ancak Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinden geri adım atmanın Kıbrıs Türkü için intihar girişimi anlamına geleceğini vurguladı.

3’üncü Cumhurbaşkanı, Rum lider Anastasiadis’in açıklamaları ile ilgili soruyu ise şöyle yanıtladı:

“Anastasiadis’in açıklamaları bana iyi niyetli ve Kıbrıs’ta var olan gerçeklere dayalı barış, huzur, güvenlik ve refah dolu bir geleceğe doğru gidilmekte olduğunu göstermiyor. Anastasiadis, hidrokarbon yatakları konusunda bildiğini okuyor, yeni bağlantılar kuruyor, bağlantılarını geliştiriyor, anlaşmalar yapıyor ama cevap veren yok.

Dönüşümlü başkanlığı kabul etmiyor ama yeterli yanıt yok. Mülkiyet ve toprak konusunda bizim tarafın iyi bir ekip kuramamasından da yararlanarak istediğini sinsice alma yolunda ilerliyor ama hala bizim taraf pembe rüyalar görüyor. İki kesimliliği bozmaya çalışıyor ama dur diyen yok. Anastasiadis, bana göre kendi halkının haklarını bizi hiç düşünmeden korumakta gayet başarılı gidiyor.”

3’üncü Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rum tarafında yapılan açıklamalar karşısında Türk tarafından yeterince cevap verilip verilmediğinin sorulması üzerine ise “güya atmosferi bozmamak için, karşılıklı suçlama oyununa girmemek ve Rum tarafında seçimler olduğu için anlayışlı olmak gerektiğinden dolayı Rum açıklamaları karşısında sessiz kalıyorlar ama bana göre doğru yapmıyorlar” diye konuştu.

Eroğlu sözlerine şöyle devam etti:

“Rumların seçim zamanı geldiği için farklı konuştukları doğru değildir. Dün ne söylüyorlarsa bugün de onu söylüyorlar. Dünden daha iştahlı bir şekilde bizden ölümcül tavizler koparmak için canla başla çalışıyorlar. Rum bizim yaşamsal, sosyo-ekonomik yaşantımız, güvenliğimiz, siyasi eşitliğimizle ilgili neyi kabul etti? Hiç bir şeyi kabul etmediler. Halkı aldatmak ya da sorunları halının altına süpürmek yapılabilecek en büyük hatadır. Artık yeter. Herkes süreçte ne olup bittiğini günü gününe bilmeli, gelişmeler ne Rumlardan ne de halkımızdan gizlenmemeli. Onların da nabzı tutularak değişiklikler yapılmalı, ilerlenmeli ya da gerilenmeli. Aksi takdirde oldu-bitti ile bir noktaya gelinmeye çalışılır ve öyle bir anlaşma, herkes içeriğini kendine göre yontmaya ve yorumlamaya çalışacağından barış değil çatışma getirir.”



Beşparmak Düşünce Grubu: “İki kesimlilik ilkesinin gerekleri göz ardı ediliyor”



Beşparmak Düşünce Grubu, Kıbrıs müzakerelerinde güvenlik ve garantilerin pazarlık konusu yapılmasının hatalı olduğunu belirterek, Rum tarafını mülkiyet sorununu iki kesimlilik ilkesinden uzaklaştırmakla suçladı.

“Rumlar bunu bireysel hak alanına çekiyor, mahkeme yoluyla çözmek arayışına gidiyor” ifadesine yer veren grup, “Bu yaklaşım iki kesimlilik ilkesinin gereklerini ve 1974 sonrasında her iki tarafta oluşan sosyoekonomik dokuyu göz ardı ediyor. Kabul edilemez” dedi.

Beşparmak Düşünce Grubu, Kıbrıs müzakerelerinde mülkiyet, iki kesimlilik, güvenlik, garantiler, yönetim, güç paylaşımı, ekonomi, AB'a uyum ve vatandaşlık başlıklarına ilişkin görüşlerini Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya ilettiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanına güvenlik ve garantiler konusunda da görüş bildiren Beşparmak Düşünce Grubu, “İçinde bulunduğumuz koşullarda güvenliğin ve garantilerin pazarlık konusu yapılması hatalı. Kıbrıs’ta 1960 düzenlemelerini ısrarla ve şiddet yoluyla bozmaya çalışan saldırganla defaten saldırıya uğrayanın haklarının eşitlenmesi hatalı” ifadesine yer verdi.

“Yeni federal ortaklığın münhasıran işgalleri altındaki sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin devamı olacağı dayatmasının kabul edilmesi mümkün değil” denilen metinde; “Rum tarafının Dönüşümlü Başkanlık hususunu şimdi reddetmesi kötü niyet göstergesi. Bu hassas konuda Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşunu destekliyoruz” ifadesine de yer verildi.

Rumların ekonomi, AB'ye uyum ve vatandaşlık-nüfus hususlarında öne sürmekte olduğu koşulların olası bir ortaklıkta Kıbrıs Türk ekonomisine sorun getireceğini, bunun uyum ve rekabet edebilirlik alanlarında yaşanacağını kaydeden grup, “Bunu aşmak için kapsamlı geçiş dönemleri gerekecek” dedi.

Öngörülen vatandaşlık ve nüfus düzenlemeleri konusunda da bir değerlendirmede bulunan Beşparmak Düşünce Grubu, “Bu düzenlemeler, Kıbrıs Türk tarafı için yaşamsal ekonomik ve siyasi olumsuzluklar içermekte” ifadesine yer verdi.



Atun: “TC ile yapılan müzakere değil işbirliğidir”



Ekonomi, Ticaret ve Sanayi Bakanı Sunat Atun, “TC ile yapılan müzakere değil işbirliğidir. Müzakere hak paylaşımının söz konusu olduğu durumlarda yapılır. Biz, Türkiye Cumhuriyeti ile eşdeğer devletiz, orası bizim anavatanımız” dedi.

Bakan Atun, TC Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile yapılan protokolle kendilerine önemli ve güçlü bir katkı sağlandığını kaydetti ve bundan sonra benzer işbirliklerinin artarak devam edeceğini vurguladı.

Atun, Mersin Kapısı’na da değinerek, “Mersin Kapısı aşılmaz” denilerek, ticarette arabesk bir kültür yaratıldığını, bunun değiştirilmesi için önümüzdeki günlerde Ekonomi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’na bağlı Ticaret Dairesi’nden bir uzmanlar heyetinin Mersin’e gönderileceğini açıkladı.

Gönderilecek uzmanlar heyetinde Kıbrıs Türk Ticaret Odası ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın da birer temsilcisini bulundurabileceğini kaydeden Atun, sorunları yerinde görüp tespitte bulunacak uzman ekibin temasları sonucu elde ettiği bulgular ışığında bir eylem planı oluşturulacağını bildirdi.

Türkiye Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci de KKTC’deki temaslarıyla ilgili olarak yaptığı değerlendirmede, tüm dünyada standart olarak bir ülkeye yatırım yapabilmek için belirli şartlar olduğunu belirterek, “KKTC'nin uluslararası saygınlığını arttırmak ve izolasyonunu izale etmek için Ada'nın akademik beyin gücünü mobilize etmemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Türkiye’de 64. Hükümeti reform hükümeti olarak ilan ettiklerini söyleyen Tüfenkci, “Bu yapısal reformların içerisinde yargı reformu var. Yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik adımlar var. Tüm bakanlıklar bu noktada kendilerini yeniden kontrol etmiş olacak. Bunun yanında biz zaten Avrupa Birliği’nin normlarına kendimizi hazırlıyoruz" ifadelerini kullandı. Tüfenkci şunları kaydetti: “Umuyoruz ki bu Ada'da da bir barış olduğunda KKTC bizden önce AB’ye girsin.

Burada Gıda Tarım Bakanlığı’nı ilgilendiren gıda ürünlerindeki belgelerin bizim tarafta da kabulü noktasında özellikle hayvansal ürünlerde Gıda Tarım Bakanlığı ile görüşmemiz gerekiyor. Çözülemeyecek şeyler değil, çözebiliriz. Gümrükleri tam otomasyona geçirirsek bunların çoğu halledilmiş olur. Bütün belgeleri tek belgeleme sistemi adına tek yerde topluyoruz.”



Anastasiadis: “Konjonktür, çözüm için ümitli olmamızı sağlıyor”



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, konjonktürün, çözüm için ümitli olmalarını sağladığını belirtti.

Rum Alithia gazetesinin haberine göre, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis katıldığı bir etkinlikte yaptığı konuşmada, hiçbir şeyin kendilerini hayal kırıklığına uğratmayacağını, ayrıca hiçbir şeyin de kendilerini, Kıbrıs sorununun barışçıl çözümü çabalarından uzaklaştırmayacağını söyledi.

Kıbrıs sorununun çözümüne ilişkin diyaloğun, onlarca yılın yaralarını kapatma çabası ortaya koyduğunu belirten Anastasiadis, bunun kolay olmadığını ancak bugün, çözüm için ümitli olmalarını sağlayan bir konjonktür bulunduğunu ifade etti.



Anastasiadis, Türkçe konusunda AB’ye mektup gönderdi



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Türkçe’nin AB’nin resmi dili olması talebiyle AB yetkili kurumlarına mektup gönderdi.

Rum Fileleftheros gazetesi, “EUobserver” gazetesine dayandırdığı haberinde, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in AB Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu başkanlarına gönderdiği 17 Şubat tarihli mektubunda “hükümetimin Türkçe dilinin AB’nin resmi dilleri arasına girmesini aktif şekilde talep etme kararı konusunda bilgilendirmek için yazıyorum” ifadelerini kullandığını yazdı.

Habere göre Anastasiadis mektubunda, “Kıbrıs sorununun çözümü olasılığı çerçevesinde, AB’nin yeniden birleşme sonrasında Türkçe dilini resmi dil olarak kullanabilmesi için hazırlıkların başlaması zamanının geldiğini” vurguladı.

Anastasiadis mektubunda, Güney Kıbrıs’ın 2002 yılında AB’ye üyeliği müzakereleri çerçevesinde bu talebi gündeme getirmiş olduğunu ancak AB kurumsal organlarının, bu hareketin uygulamadaki önemi ve maliyetini göz önüne alarak kendilerine bu konuda ısrarcı olmamalarını öğütlediğini de hatırlattı.

Gazete, Anastasiadis’in mektubunu, AB Dönem Başkanı Hollanda’ya da gönderdiğini belirterek, Hollanda Dönem Başkanlığından bir yetkilinin ise “mektubun içeriğini inceleyeceklerini ve atılacak adımları belirleyeceklerini” söylediğini yazdı.

Habere göre, konuya ilişkin bir Türk yetkili de “EUobserver” gazetesine “bu kararın çok önemli ve olumlu bir jest olduğu” açıklamasında bulundu.

Gazete, AB’nin şu anda 24 resmi dili olduğu, 6 bin tam ve yarı zamanlı tercümanın AB’de çalıştığı ve bunların maliyetinin yıllık 450 milyon Euro olduğunu belirterek, 25’inci bir dilin eklenmesinin yıllık maliyetinin 37 milyon Euro olacağını vurguladı.



Turizm Bakanlığı ile Turizmciler Danimarka’da turizm fuarına katıldı



Turizm Bakanlığı ile bazı turizmciler, yurt dışı turizm tanıtma ve pazarlama çalışmaları kapsamında Danimarka’nın Herning kentinde düzenlenen “Ferie For Alle 2016” Turizm Fuarı’na katıldı.

26-28 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen fuarda bakanlık yetkilileriyle turizmciler, özelde Danimarka ve genelde İskandinavya turist pazarına yönelik turizm tanıtım ve pazarlama çalışmaları kapsamında Danimarkalı ve İskandinavyalı tur operatörleriyle görüşmeler yaptı. Görüşmeler neticesinde karşılıklı iş imkanları oluşturuldu.



KTTO: “Kuzey Kıbrıs yüzde 16 daha ucuz”



Kıbrıs Türk Ticaret Odası, Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs arasındaki fiyat farklılıklarını tespit etmek amacıyla şubat ayı sonunda alınan fiyatlara dayanarak Karşılaştırmalı Fiyat Düzeyleri çalışmasının sonuçlarını açıkladı.

Çalışma sonuçlarına göre, 24 Şubat 2016 tarihinde alınan fiyatlara göre, Güney Kıbrıs’tan 649,55 TL’ye alınan mallar Kuzey Kıbrıs’ta 559,70 TL ödenek alınıyor.

Açıklamada, “Şubat ayı sonu itibariyle alınan fiyatlara göre halkımızın günlük ihtiyaçlarını karşılamak için aldıkları ürünlerin sepet ortalamasında Kuzey Kıbrıs’ın yüzde 16 daha ucuz olduğu gözlemlendi” denildi.

Çalışma kapsamında 44 ürün için yapılan fiyat karşılaştırması, birebir eşdeğer ürün bazında gerçekleştirildi. Fiyatların, Kuzey Kıbrıs ve Güney Kıbrıs’taki 2 süpermarketten alınan fiyat ortalamalarını yansıttığı kaydedildi.



IMF ve Dünya Bankası “birleşik ekonomi” mesajı verdi



Rum Fileleftheros gazetesi haberinde, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası yetkililerinin geçtiğimiz hafta düzenlenen bir seminerde Kıbrıslı Türk ve Rum katılımcılara çözüm sonrası ekonominin nasıl olması gerektiğine dair görüşlerini aktardıklarını yazdı.

Gazete, çözüm sonrası ekonomi konusunda çalışmalar yapan IMF ve Dünya Bankası yetkililerinin söz konusu toplantıda, Kıbrıs sorununun çözümü anlaşmasının “boşluklar ve ihmaller içermemesi ve birleşik olması gerektiğini” vurguladıklarını yazdı.

Habere göre her iki kuruluşun yetkilileri, “çözümden sonra ekonominin bölünmüşlük unsurları barındırmaması ve iki oluşturucu devletçik arasında rekabetçi olmaması gerektiğini” vurguladılar.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 54
Dün Tekil 1947
Bugün Tekil 444
Toplam Tekil 4077173
IP 3.145.44.174






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























17 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Tanr nasip eder, mr m vefa ederse; Musul, Kerk k ve Adalar geri alaca m. Selanik de dahil Bat Trakya'y T rkiye hudutlar i ine kataca m.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu