Güney Kıbrıs’taki “Lefkoşa Üniversitesi/IMR” tarafından, Rum Simerini gazetesi hesabına gerçekleştirilen ankete göre, Rumların, 2016 yılında Kıbrıs sorununa çözüm bulunacağına inanmadıkları belirtildi. Rumların yalnızca yüzde 6’sı bu yıl çözüm olacağına inanıyor. Ankete katılanlar, kendilerine yöneltilen “2016’da Kıbrıs sorununa çözüm bulunacağına inanıyor musunuz” sorusuna yüzde 25 oranında “kesinlikle hayır”, yüzde 40 oranında “muhtemelen hayır”, yüzde 25 oranında ise “muhtemelen evet” yanıtını verdi.

Ankete göre Rumların büyük bir çoğunluğu, iki toplumun liderlerinin, kurumların ve siyasilerin icraatları konusunda hiç memnun olmadığı gibi, gelecek yıl için de düşük beklentiler içinde olduklarını belirttiler. Katılımcıların yüzde 35’i, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın 2015’teki icraatlarından “çok hoşnutsuz” olduklarını belirtti. Yüzde 26’sı, bu seçeneğe “oldukça hoşnutsuz”, yüzde 22’si “ne hoşnutsuz, ne memnun”, yüzde 4’ü “oldukça memnun”, yüzde 6’sı da “çok memnun” yanıtını verdi. Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in icraatlarından memnuniyet oranı, Akıncı’da olduğu gibi yüzde 6 ile sınırlı kaldı. Ankete katılanların yüzde 15’i, Anastasiadis’in icraatlarından “oldukça memnun”, yüzde 30’u “ne hoşnutsuz ne memnun”, yüzde 27’si “oldukça hoşnutsuz”, yüzde 21’i de “çok hoşnutsuz” yanıtını verdi.

Anastasiadis ile Akıncı’nın 2016 yılındaki icraatlar konusundaki beklentilerle ilgili olarak ise, Rumların Akıncı’nın icraatları konusunda daha iyimser oldukları gözlemlendi. Katılımcıların yüzde 25’i Akıncı’nın icraatları konusunda, yüzde 21’i de Anastasiadis’in icraatları konusunda iyimserlik belirtti. Eide’nin icraatlarıyla ilgili olarak ise yüzde 28 oranında iyimserlik belirtildi.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide de, icraatları bakımından Rumların gözünde “sınıfta kaldı”. Katılımcıların yüzde 37’si, Eide’den hiç memnun değilken, Eide’den memnun olanların oranı yalnızca yüzde 9.

Rum Hükümeti ile Meclis’in icraatlarından da memnun olmayan Rumlar, 2016 için yüzde 36 oranında sağlık, yüzde 18 oranında Kıbrıs sorununa çözüm bulunması, yüzde 11 oranında işsizliğin azalması, yüzde 9 oranında iş hedeflerinin yerine gelmesi, yüzde 8 oranında dünyada barışın sağlanması, yüzde 7 oranında ekonominin iyileşmesi, yüzde 6 oranında ailevi hedeflerin yerine getirilmesi, yüzde 5 oranında da bireysel konularda başarı diledi.

Ekonomi konusunda ise katılımcıların yüzde 16’sı, 2016 yılında herhangi bir düzelme beklemediklerini belirtti. Yüzde 10’luk kesim ekonominin düzeleceğine inandığını belirtirken, yüzde 74’lük kesim bu konuda kararsız olduğu görüşünü beyan ediyor.



Hristodulidis: “Çözüm için yol hala uzun”



Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Kıbrıs sorununun çözümü için önlerinde hala daha uzun bir yol bulunduğunu söyledi.

Rum Simerini gazetesinin, haberine göre Hristodulidis, “Kıbrıs sorununda anlaşma sağlanması için tam bir zaman ufkunun belirlenmesinin şu anda çok güç olduğunu” belirtti.

Hristodulidis, müzakere masasındaki son gelişmelerin gösterdiği gibi ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın son dönemdeki açıklamalarının, önemli konularda yeteri kadar anlaşmazlık noktasının var olduğunu ortaya koyduğunu, buna bağlı olarak müzakere masasında yapılacak daha çok çalışma bulunduğunu ifade etti.

Bir soru üzerine Hristodulidis, müzakereler masasında sarf edilen çabaların; insan haklarına ve temel özgürlüklere mutlak şekilde saygı gösterdiği ve AB üyesi bir devletin bugünkü koşullarına yanıt veren bir çözüm söz konusu olduğu sürece, olumlu sonuç verebileceğini söyledi.

Hristodulidis sözlerinin devamında, çözümün yaşayabilir ve işlevsel olması gerekliliğinin de garanti altına alınmaması durumunda arzu edilen sonuca ulaşılamayacağını da belirtti.

Bir soru üzerine beşli konferans konusuna da değinen Hristodulidis, böylesi birçoklu konferansın gerçekleştirilebilmesi için, mevcut garantörlük sisteminin kaldırılmasına neden olacak gerekli olguların var olması gerektiğini, ayrıca buna eş zamanlı olarak müzakerelerin, Kıbrıs sorununun çözüm huzmesinde olmaları noktasına varması gerektiğini öne sürdü.

Hristodulidis, çok taraflı konferans için, BM Güvenlik Konseyi’nin Aralık 2011 tarihli 2026 sayılı kararına da atıfta bulundu.

Nüfus oranına ilişkin bir soru üzerine ise Hristodulidis, Kıbrıs Rum tarafının bu konudaki görüşünün net olduğunu, dönüşecek olan devletin işlev gösterdiği ilk gün, 1960’da var olan olgulara yanıt vermesi ve yakın olması gerektiğini belirtti.

İngiltere’nin garantörlüğe ilişkin tutumuna yönelik soruya karşılık olarak da Hritodulidis, İngiltere Dışişleri Bakanı Hammond’un, Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ile düzenlediği ortak basın toplantısında söylediği “Birleşik Krallığın özel bir rol istemediği, kendilerinden herhangi bir rolü üstlenmelerinin istenmesi durumunda ise, bunu çözümü destekleme ve yardım etme şeklinde yapacakları” şeklindeki açıklamasını anımsattı.

Hammond’un, “Fileleftheros” gazetesine verdiği söyleşide, garantilere ilişkin soruya verdiği yanıta da atıfta bulunan Hristodulidis, Hammond’un orada vermiş olduğu yanıtı da anımsattı. Hristodulidis, İngiltere’nin, garantörlük istemediğini her iki tarafın da kendisinden talep etmesi durumunda da bunu incelemeye ve yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Hristodulidis, iki taraftan biri olarak kendilerinin, garantörlük sisteminin devam etmesini arzu etmediklerini kaydetti.

BM Güvenlik Konseyi’nin daimi dört üyesinin dışişleri bakanlarının Ada’ya ziyaret gerçekleştirmesine yönelik soru üzerine ise Hristodulidis, ziyaretlerin bile tek başına sembolik açıdan önemli olduğunu, bunun ötesinde kendilerinin yapılan görüşmelerin özlü olduğuna inandıklarını ifade etti. Hristodulidis, yapılan görüşmelerde, müzakerelerdeki gerçek durum, sürecin nasıl geliştiği, var olan zorluklar ve sorunlar gibi konuların ele alındığını söyledi.



Stefanu: “Zaman bizi Kıbrıs sorununda haklı çıkardı”



AKEL Politbüro Üyesi Stefanos Stefanu, zamanın, Kıbrıs sorunundaki tezlerini haklı çıkardığını savundu.

Haftalık olarak yayımlanan Rum Kathimerini gazetesine konuşan Stefanu, “2016 yılının ilk çeyreğinde çözüm olacağına dair senaryonun uzaklaştığının” belirtilmesi üzerine Stefanu, müzakereler masasında zorluklar olduğunun görüldüğünü belirtti.

Zorlukların olacağını kendilerinin de söylediklerin ifade eden Strefanu, 2016 yılının ilk çeyreğinde çözüm olacağı tezini hiç benimsemediklerini belirtti.

Gelinen noktadan dolayı ne iftihar ettiklerini, ne sürecin gül yapraklarıyla döşenmiş olduğunu söylediklerini, ne de zaman çerçevesi belirlediklerini ifade eden Stefanu, en yakın zamanda çözüm istediklerini, ancak eğer bir çözüm olacaksa, bunun Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumların karşılıklı uzlaşısından ortaya çıkacağını vurguladı.

Stefanu, bu nedenle ne zaman çözüm olacağı ya da çözüm olup olmayacağının müzakereler masasında belli olacağını söyledi.

Zamanın, tezlerini haklı çıkardığını savunan Stefanu, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e başkan seçildiğinde, Hristofyas ile Talat arasında varılan görüş birliklerini bir kenara atmamasını söylediklerini hatırlatarak, Anastasiadis’in kademeli olarak bu görüş birliklerine döndüğünü memnuniyetle izlediklerini belirtti.



Hollanda Kıbrıs sorununun çözümü için yardım etmeye hazır



Hollanda’nın Güney Kıbrıs’taki Büyükelçisi Brechje Schwachöfer, 1 Ocak 2016 itibarıyla AB Dönem Başkanlığı görevini devralan ülkesinin, Kıbrıs sorununun çözümüne yardımcı olmaya hazır olduğunu söyledi.

Rum Haravgi gazetesinin haberine göre Schwachöfer, Rum Haber Ajansı’na (KİPE) verdiği röportajda, Kıbrıs sorununun çözümünün yalnızca Kıbrıslıların değil, AB’nin ve uluslararası toplumun tümünün menfaatine olacağını vurguladı.

Habere göre Schwachöfer, Türkiye’nin AB üyeliği için uyması gereken yükümlülükleri olduğunu da anımsatırken, Hollanda’nın AB Dönem Başkanlığı’ndaki öncelikleriyle ilgili bilgi verdi.



Kiprianu: “Kıbrıs sorununun çözümüne yakın değiliz”



Rum Dışişleri eski Bakanı ve DİKO’lu yetkili Markos Kiprianu, Kıbrıs sorununun çözümüne yakın olunmadığını söyledi.

Rum Fileleftheros gazetesine söyleşi veren Kiprianu, 2016 yılında Kıbrıs sorununun çözümü için bazı perspektifler bulunduğunu, ancak bunun için uzun bir süre ve çok çalışmak gerektiğini vurguladı.

Habere göre Kiprianu, referandum ve Güney Kıbrıs’taki genel seçimin ertelenmesi tartışmalarının da gereksiz ve erken olduğunu kaydetti.

Kiprianu, DİKO’nun, Kıbrıs sorununun çözüm çerçevesiyle ilgili tez ve önerilerinin detaylı raporunu hazırlaması ve bu raporda yalnızca genel ilkelere değil, temel tezlere ve çözümün içeriğine dair belli hedeflerle önerilere yer vermesi gerektiğini belirtti.



“Türkiye’nin 5 AB başlığının açılması kesin”



Avrupa Komisyonu’nun, Güney Kıbrıs’ın tek taraflı dondurduğu Türkiye’nin, 5 AB müzakere başlığının yeniden açılması kararının kesin olduğu belirtildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, Avrupa Komisyonu’nun, 2016 yılının ilk üç ayı içerisinde, Güney Kıbrıs tarafından tek taraflı olarak dondurulan, Türkiye’nin 5 müzakere başlığını yeniden açma kararının değişmeyen ve nihai olduğunu yazdı.

Gazete, Güney Kıbrıs’ın, ilan ettiği niyetini gerçekleştirmemesi yönünde Brüksel’e müdahalede bulunduğunu ancak özlü bir sonuç elde edemediğinin de bilindiğini belirtti.

Aynı bilgilere dayanarak Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis’in, birkaç hafta önce AB Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn ile bir araya(Avrupa Konseyi zirvesi çerçevesinde) geldiğini belirten gazete Kasulidis’in, Hahn’a, Rum tarafının görüşlerini aktardığını ve başlıkların muhtemelen yeniden açılmasının Kıbrıs sorununda olumsuz gelişmelere ve Kıbrıs sorununun çözüm çabalarının ortasında Rum tarafının yoğun tepkilerine neden olacağını anlattığını yazdı.

Gazete yine bilgilere atıfta bulunarak, AB Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn’ın, Rum tarafının görüşlerini anlayışla karşıladığının görüldüğünü ancak Avrupa Komisyonu’nun 5 müzakere başlığının açılması stratejisini değiştirmediğini belirtti.

Avrupa Komisyonu’nun, Türkiye’nin 5 başlığının açılması konusunun ele alındığı Avrupa Konseyi’nde Güney Kıbrıs’a karşı baskı ortamı oluşturmak istediğini belirten gazete, Brüksel’in, önerisini 28’lerin önüne getireceğini ve üye ülkelerin ezici bir çoğunluğunun Güney Kıbrıs’ı, 5 başlığın açılmasına rıza göstermeye ve tutumunu yeniden gözden geçirmeye zorlamasını arzuladığını yazdı.

Gazete aynı haberinde ayrıca Güney Kıbrıs’ın, uyguladığı vetoyu kaldırmasının ve başlıkların açılmasına rıza göstermesinin söz konusu olmadığını belirtti.

Gazete Güney Kıbrıs ile Brüksel’i karşı karşıya getiren bu tutumun, son dönemlerde birçok kez tekrarlandığını da yazdı.



GKK’dan Tatlısu açıklarında bulunan insansız hava aracı konusunda açıklama



Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı (GKK), 26 Aralık 2015 tarihinde Tatlısu açıklarında çok önceden denize düştüğü ve akıntı nedeniyle KKTC kıyılarına sürüklendiği değerlendirilen, hangi ülkeye ait olduğu belirlenemeyen kullanılmaz durumda küçük bir insansız hava aracı bulunduğunu, uzmanlar tarafından yapılan incelemede halkın güvenliğini tehdit edecek herhangi bir bulguya rastlanmadığını bildirdi.

GKK Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklama şöyle:

“26 Aralık 2015 tarihinde Tatlısu açıklarında çok önceden denize düştüğü ve akıntı nedeniyle kıyılarımıza sürüklendiği değerlendirilen, hangi ülkeye ait olduğu belirlenemeyen kullanılmaz durumda küçük bir insansız hava aracı bulunmuştur. Uzmanlarımız tarafından yapılan incelemede halkımızın güvenliğini tehdit edecek herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Kamuoyuna saygı ile duyurulur.”



Güney Kıbrıs eğitimde diğer AB ülkelerinin gerisinde



Güney Kıbrıs’ın devlet okullarında verilen eğitim konusunda diğer AB üye ülkelerinin oldukça gerisinde kaldığı belirtildi.

Rum Fileleftheros gazetesi PISA (Programme for International Student Assessment) adlı uluslararası öğrenci değerlendirme programının, 2009-2012 yılları arasında “öğrenciler ne biliyorlar ve ne yapabiliyorlar – okuma, matematik ve fende öğrenci performansı” konulu araştırmasına ve Avrupa ülkeleri arasında yaptığı karşılaştırmalara yer verdi.

Okuma (reading) alanında Güney Kıbrıs’ın, AB içerisinde değerlendirilen ve son 3 sırada yer alan ülkeler arasında bulunduğunu kaydeden gazete, buna göre AB genelinde okuma kategorisindeki “gecikmişlik” oranı yüzde 17,8 iken Güney Kıbrıs’ta yüzde 33 (yani 3 öğrenciden 1’i) olduğunu aktardı.

Matematik (maths) alanında öğrencilerin performansının daha da kötü olduğuna dikkat çeken gazete, AB’de matematikte “gecikmişlik” oranı yüzde 22,1 iken, Güney Kıbrıs’ta yüzde 42 olduğunu belirtti.

Gazete Güney Kıbrıs’ın matematik alanında Bulgaristan’dan sonra sondan ikinci olduğunu da yazdı.

En büyük hayal kırıklığınınsa fen (science) alanında yaşandığını belirten gazete, Güney Kıbrıs’ın fen alanında yüzde 38’lik “gecikmişlikle” AB ülkeleri arasında en son sırada yer aldığını aktarırken, AB genelinde “gecikmişlik” oranının yüzde 16,6 olduğunu kaydetti.

Gazete öğrencilerin seviyelerine ilişkin neticelerin devlet okullarında verilen eğitim sistemine bir “tokat” niteliği taşıdığını ve kendilerini düşündürmesi gerektiği yorumunda da bulundu.