Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının güven arttırıcı önlemler konusunda tek taraflı attığı adımlara karşılık, cep telefonları konusunda Rum tarafının adım atmamasının üzücü olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir kabulünde yaptığı konuşmada, Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarının toplumun tüm kesimleriyle birlikte sürdürülmesi gereken bir süreç olduğunu belirtti. Cumhurbaşkanı Akıncı, her camianın kendi toplumuna doğru bilgi vermesinin önemini de vurgulayarak, adanın her iki tarafından da “çarpıtılmış haber bombardımanı” altında olduklarını ifade etti.

Kıbrıs sorununa kapsamlı çözüm bulma çalışmalarına paralel olarak, çözüm sürecine yardımcı olacak güven arttırıcı önlemlerin hayata geçirilmesinin öneminin altını çizen Akıncı, geçiş noktalarında vize formu doldurulması uygulamasının kaldırıldığını, radyo frekanslarında yaşanan sıkıntının çözümü, elektrik şebekelerinin enterkonnekte olması ve Aplıç ile Derinya kapılarının açılması yönünde olumlu adımlar atıldığını ancak tıkanan tek noktanın cep telefonlarındaki iş birliğinde yaşandığını kaydetti.

KKTC’deki mobil telefon operatörleri abonelerinin hatlarını Güney Kıbrıs’ta kullanabilmesi, Güney Kıbrıs’taki operatörlerin abonelerinin de cihazlarıyla KKTC’de arama yapmasının yolunu açacak iş birliğinde hiçbir “teknik” sorun kalmadığını ifade eden Akıncı, tek sorunun KKTC’deki operatörlerle iş birliği yapılmasını engelleyen Güney Kıbrıs’taki yasalar olduğunu kaydetti.

Akıncı, KKTC’deki yasalardan kaynaklanan bir sorun olmuş olsaydı, yapacağı ilk işin, yasanın değişmesi için siyasi partilerle konuşma olacağını söyledi.

Elektrik şebekelerinin kalıcı olarak birbirine bağlanmasını istediklerini ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, şebekelerin bağlandığını, iki noktada denemelerin yapıldığını ancak hedefin, sadece bir tarafın elektrik enerjisine ihtiyacı olduğunda ihtiyacı sağlamak değil, şebekelerin bağlı kalması olduğunu söyledi.

Sistemin büyük olmasının başta ekonomik olmak üzere pek çok yararı olduğunu söyleyen Akıncı, “Son bir denemeden sonra o da gerçekleşecek” dedi.

Kapılar konusunda ise Akıncı, güzergah tespitlerinde de uzlaşıya varıldığını ve projelendirme safhasına geçildiğini söyledi.

KKTC’deki askeri bölgelerde de kayıp arama çalışması yapılmasına izin verilmesinin ciddi bir adım olduğunu kaydeden Akıncı, bunun çok istenen bir şey ve en önemli güven arttırıcı önlemlerden biri olduğunu belirtti.

Güven arttırıcı önlemlerde amacın, “toplumlar arası hayatı kolaylaştırmak” ve iki toplum arasında “güveni iyileştirmek” olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının söz verdiğinin ötesinde adım attığını söyledi.

Mustafa Akıncı, “Üzüntü vericidir ki, gerek Derinya kapısı, gerekse askeri alanlardaki gömü yerleri için attığımız adımlara en azından cep telefonları bağlamında bir karşılık beklerdim” dedi.

Askeri bölgelerde kazı yapılmasının yanında Maronitlerin hayatını kolaylaştıracak çalışmalar da başlattıklarını belirten Akıncı, Maronitlerin ibadet ettiği bir kilisenin restorasyonu ve ulaşımlarının kolaylaştırılması için adımlar da attıklarına işaret etti.

Kapsamlı bir çözüm bulmak için devam eden müzakerelere de değinen Akıncı, tarafların, yıllarca yapılan “görüşmeye katılıp kendi pozisyonunu ortaya koyduktan sonra ofisine dönüp karşı tarafı suçlama” uygulamasının dışına çıkmaya çalıştığını, her iki tarafın onay verebileceği bir antlaşma ortaya çıkarmak için çalıştıklarını, bunun empati gerektirdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Kolay değil, çünkü hem kendi halkınızı düşünmek zorundasınız; halkınızın çıkarlarını, güvenliğini, eşitliğini, özgürlüğünü, halkın 10 yıl önceki evet ’ini muhafaza etmek zorundasınız, bir de öteki toplumu da düşünerek, onların da haklı olabileceği bakış açılarını değerlendirerek, onların da hayır oylarını evet’e dönüştürmek için çaba harcamak zorundasınız. Böyle bir egzersiz bu güne kadar denenmedi” diye konuştu.

Çözümün aylar içerisinde mümkün olacağına inandığını kaydeden Akıncı, Güney Kıbrıs’ta parlamenterlerin seçiminin yapılacağı Mayıs 2016’ya kadar sürecin tamamlanmasının herkesin yararına olacağına inandığını belirtti.

Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yapısının değiştirilmesiyle ilgili olarak Akıncı, Komisyon’un daha çoğulcu ve demokratik olabilmesi için gerekli önerilerin hükümete iletildiğini de bildirdi.

Yükseköğretim Planlama Değerlendirme Akreditasyon Koordinasyon Kurulu'nun (YÖDAK ) da özerk olması gerektiğini kaydeden Akıncı, Cumhurbaşkanlığı’nın sadece YÖDAK Başkanı’nı atadığını hatırlattı.

Akıncı, eğitim ve sağlık alanında ciddi sorunların devam ettiğini, sağlık sistemini iyileştirecek genel sağlık sigortası, özel hastaneler ve sağlık personeliyle ilgili yasaların yıllardır Meclis’te konuşulan konular olduğunu kaydeden Akıncı, bu konularda esas sorumluluğun hükümette olduğunu belirtti.



Akıncı Meclis'te temsil edilen siyasi partileri bilgilendirdi



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi'nde temsil edilen CTP, UBP, DP UG ve TDP yetkililerini Kıbrıs müzakere sürecindeki son gelişmeler hakkında bilgilendirdi.

Görüşme sonrası basına açıklama yapan siyasi parti yetkilileri Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Ocak ayında da Meclis'te milletvekillerini bilgilendireceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı ise basına açıklamada bulunmadı.

CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, Cumhurbaşkanlığı’ndaki toplantının ardından yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı’nın müzakere süreciyle ilgili kendilerini bilgilendirdiğini, kendilerini de görüşlerini sunduğunu belirterek, Kıbrıs'ta çözümün uzak olmadığını, müzakerelerde iyi ilerleme olduğunu düşündüğünü söyledi.

Talat, Kıbrıs sorununu bitirmek için çok çalıştıklarını, beklentilerinin Güney’deki seçimlerden önce çözüme ulaşmak ve birkaç ay içinde referanduma hazır bir anlaşma metninin ortaya çıkması olduğunu ifade etti. Talat, toplantıyı "çok yararlı" olarak niteledi.

UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, Cumhurbaşkanı’ndan müzakere süreciyle ilgili bilgiler aldıklarını, görüş sunduklarını belirterek, bilgilendirmelerin süreceğini söyledi.

Cumhurbaşkanı’nın yeni yılda da hem siyasi parti başkanlarını, hem de Meclisi Ocak ayında bilgilendireceğini ifade eden Oğuz, görüşmede UBP'nin hassas olduğu noktaları aktardığını, aldıkları bilgileri de parti yetkili organlarına sunup gelinen noktayı değerlendireceklerini kaydetti.

Oğuz, görüşmede müzakerelerle ilgili basında çıkan spekülasyonları da değerlendirdiklerini söyledi.

DP UG Genel Sekreteri Hasan Taçoy da, Kıbrıs meselesinin hangi aşamada olduğu konusunda bilgilendirildiklerini ifade ederek, müzakere sürecinde tüm konular kapatılmadan hiçbir konunun bitmeyeceğini, tüm konuların şu anda açık olduğunu, en zor konunun da mülkiyet olduğunu kaydetti.

Taçoy, Akıncı'nın bu konular hakkında ocak ayında Meclis’te bilgilendirme yapacağını belirterek, toplantıda siyasilerle daha sıkı iş birliği yapılmasını ve burada yapılan değerlendirmelerle müzakerelerin sürdürülmesini istediklerini belirtti.

Taçoy, 2016 yılında müzakerelerin herhangi bir şekilde sonuçlanması ve halkın önünün açılması, geleceğini tayin edebilmesini temenni etti.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise, Cumhurbaşkanı ile yoğun müzakere temposunun değerlendirildiğini belirterek, Cumhurbaşkanı’nın kendilerine ayrıntılı bilgilendirme yaptığını, somut veriler aktardığını yapıldığını anlattı.

Özyiğit, süreçte olumlu gelişmeler bulunduğunu ifade ederek, sürecin yeni yılda da aynı tempoda sürmesi durumunda baharda referandum olabileceğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Akıncı’ya ve sürece destek belirten Özyiğit, Kıbrıs’ta kalıcı barış için desteklerinin süreceğini söyledi.



İki lider yeni yılın barış getirmesini diledi



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Lider Nikos Anastasiadis, birlikte kamera karşısına geçerek Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların yeni yılını kutladı.

Akıncı ile Anastasiadis, 20 Aralık’ta gerçekleştirilen son liderler görüşmesi sonrası kameralar karşısına geçerek, Türkçe ve Rumca yeni yıl mesajını okudu.

Liderler mesajlarında, “yeni yılın tüm Kıbrıslılara barış, huzur ve refah getirmesini” diledi.



Özgürgün: “Anavatan’la el ele gönül gönüle yola devam edilmeli”



Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Rum lider Anastasiadis’in ve Güney Kıbrıs’taki bazı çevrelerin tavrına tepki göstererek partisine göre bundan böyle Kıbrıs Türk halkının bunlara zaman harcamaması, “Anavatan Türkiye ile el ele gönül gönüle yoluna devam etmesi” gerektiğini belirtti.

Özgürgün, yaptığı yazılı açıklamada, “Rum Yunan ikilisinin dün olduğu gibi bugün de değişmeyen temel hedefinin, Kıbrıs Türkü’nün egemen varlığının simgesi devletini ortadan kaldırmak, Rum egemenliğini kuzeye de yaymak, “Birleşik Kıbrıs” adı altında Kıbrıs Türkü’nü azınlık durumuna düşürmek ve Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü sonlandırıp Türk askerini adadan çıkarmak” olduğu görüşünü kaydetti.

Rum liderliğinin, zaman kazanmaya ya da şirin görünmeye yönelik müzakere masasında çözüm yanlısı mesajlar verse de Kıbrıs Türkleriyle siyasal eşitliğe dayalı, iki toplumlu bir federasyon onayını Ulusal Konsey’den ve siyasiler üstündeki gerçek lider Başpiskopos’tan asla alamayacağını belirten Özgürgün, Kıbrıs Türk halkının ezici çoğunluğunun Türkiye’nin garantörlüğünden, devletinden vazgeçmediğini ve vazgeçmeyeceğini bilmelerine karşın çözüm için taviz ve boyun eğme beklentilerinin hız kesmeden sürdüğünü belirtti.

Özgürgün, Rum siyasilerin garantörlüklerin ortadan kaldırılması, toprak talepleri, nüfusu kontrolü gayretlerinin “iki halkın eşitliği temelinde adil ve yaşayabilir bir anlaşmanın değil, sadece 1974 öncesinin acılı yılların habercisinin olduğunu, çözüm hayali içinde olanların da görmesinin kaçınılmaz olduğunu” ifade etti.

UBP Genel Başkanı Özgürgün açıklamasında şu ifadelere de yer verdi: “Ulusal Birlik Partisi’ne göre bundan böyle halkımız, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin, Davos’da beşli buluşma teklifini ‘işgal lideri ile eşitlenmek’ kaygısı ile reddeden Anastasiadis’in, Rum Ulusal Konseyi üyelerinin ve haddini aşarak KKTC vatandaşları konusunda ahkam kesen, sorgulamaya kalkan, Türk düşmanlığının maddi ve manevi kaynağı Hrisostomos’un palavralarına zaman harcamamalı, Anavatan Türkiye ile el ele gönül gönüle yoluna devam etmelidir.”



Hristodulidis: “Beşli konferans yok”



Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Davos’ta garantiler konusunda beşli konferans daveti almadığını yineledi.

Rum Alithia ve diğer gazeteler, Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis’in önceki gün yaptığı açıklamada, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kıbrıs sorununun çözümü müzakerelerini Davos’a taşıma ya da garantiler konulu çoklu konferansa katılma önerisi almadığını yinelediğini yazdılar.

Gazete, Davos Ekonomik Formu çerçevesinde garantiler konusunda beşli ya da çoklu konferans yapılması konusunda resmi bir karar alınmamış veya uzlaşıya varılmamış olabileceğini ancak müdahil ülkelerin birebir görüşmelerinde Kıbrıs sorununun gündeme gelmesinin ihtimal dahilinde bulunduğunu yazdı.

Gazete, Davos Ekonomik Formu gibi etkinliklerde liderlerin görüştükleri zaman Kıbrıs sorunu gibi bir konuda görüş alış verişinde bulunmalarının doğal olduğunu belirtirken Rum Hükümet Sözcüsü Hristodulidis ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın konuya ilişkin açıklamalarına da yer verdi.

Hristodulidis ayrıca, Anastasiadis’in “devam etmekte olan diyalogun şu anki aşamasında bu tür bir şey için erken olduğu ve faydasının bulunmayacağını vurguladığını” hatırlattı.

Hristodulidis ayrıca, Kıbrıs Rum tarafının müzakerelerde olumlu sonuç alınabilmesi için elinden geleni yaptığını da iddia etti.

Öte yandan Rum Politis gazetesi, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da Davos’a davet edilmesine Güney Kıbrıs’tan bazı siyasilerin ve partilerin tepki gösterdiklerini yazdı.

Habere göre, DİKO Başkanı Nikolas Papadopulos, Anastasiadis’in müsadesiyle “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin rezil edilmesi ve sahte devletin düzeyinin yükseltilmesinin sürdüğünü” iddia ederek “iki eş başkan Davos’a gidiyor” yorumunda bulundu.

EDEK Başkanı Marinos Sizopulos ise açıklamasında, BM Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’ye yönelik eleştiride bulundu ve Eide’nin yetkilerinin dışına çıktığını savunarak Rum hükümetine, Eide’nin görevden alınması için BM’ye talepte bulunması çağrısı yaptı.

Rum Meclisi Başkanı Yannalis Omiru da açıklamasında, beşli konferans olasılığını şiddetle reddettiğini belirterek uluslararası faktörlerin ve özellikle AB ile İngiltere’nin iyimserlik mesajları vermek yerine Türkiye’ye baskı yapmaları gerektiğini savundu.



BRTK 52 yaşında



Bayrak Radyo Televizyon Kurumu (BRTK) 52’nci yaşını kutluyor.

Başbakan Ömer Kalyoncu, BRTK’nın 52’nci yıldönümü nedeniyle ziyaretler yapan BRTK Müdürü Mustafa Tosun ve Yönetim Kurulu üyeleri kabul etti.

Başbakan Ömer Kalyoncu, “Bayrak ve Kıbrıs Türk Mücahidinin Sesi” anonsuyla 52 yıl önce radyo ile yayına başlayan BRT’nin o günden bugüne Kıbrıs Türk halkının sesi haline geldiğini kaydetti.

Başbakan Kalyoncu, BRT üzerinde zaman zaman hükümetlerin etkisi ve baskısının oluştuğunu belirterek, son zamanlarda BRT üzerinde hükümetin etkisi ve baskısı bulunmadığını, BRT’nin yayınlarını normal bir şekilde yaptığını, bunun da bu şekilde devam etmesini tercih ettiklerini söyledi.

Başbakan Kalyoncu, BRT’nin objektif ve tarafsız yayın yaptığını, vatandaşların da tarafsız ve objektif habere ulaşma hakları bulunduğunu belirterek, BRTK’nın diğer basın ve yayın organların alt yapı ve teknolojik destek vermesinin önemine işaret etti.

Kalyoncu, ülkede farklı seslerin duyulmasının da önemli olduğunun altını çizerek, BRT’nin tarafsız olması yanında basın alanına verdiği destekle bu anlamda büyük katkı yaptığını vurguladı ve bu desteğin devam etmesi dileğinde bulundu.

Tosun, BRTK’nın KKTC halkını en iyi şekilde temsil eden kurumlardan biri olduğunu vurgulayarak, kurumun gelinen noktada en son teknolojiyle yayınlarını kesintisiz 24 saat sürdürdüğünü, toplumun her kesimine eriştiğini, diğer basın yayın organlarına da teknolojik destek sağladığını söyledi.

Tosun, BRTK’nın gelişiminin başarı öyküsü olduğunu ifade ederek, Kurum’un bugünlere gelmesinde emeği olan herkese teşekkür etti.



Kumsal Baskını’nda şehit düşenler düzenlenen törenle anıldı



Rum ve Yunanlılar tarafından 24 Aralık 1963’te gerçekleştirilen Kumsal Baskını’nda şehit düşenler dün Barbarlık Müzesi’ndeki Şehitler Anıtı’nda düzenlenen törenle anıldı.

Kıbrıs tarihine Kanlı Noel olarak geçen ve 21 Aralık 1963 günü patlak veren saldırıların en acımasızı olan, Lefkoşa’nın Kumsal bölgesinde Binbaşı Nihat İlhan’ın evine yapılan saldırıda evde bulunan 9 kişiden 2 kadın ve 3 küçük çocuk hayatını kaybetmişti.







Enformasyon Dairesi