BASIN BÜLTENİ Bakan Çolak: “Müzakerelerin niteliği herkesi eşit şekilde etkiler” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Bakan Çolak: “Müzakerelerin niteliği herkesi eşit şekilde etkiler”
Tarih: 19.12.2015 > Kaç kez okundu? 1342

Paylaş


Dışişleri Bakanlığı’nın 41 milyon 140 bin 800 TL’lik bütçesi dün akşam oy çokluğuyla Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. Bütçe üzerine konuşmaların yapılmasın ardından Meclis kürsüsünden eleştirileri yanıtlayan ve değerlendirmelerde bulunan Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Kıbrıs sorunun çözümü için sürdürülen müzakerelerin niteliğinin herkesi eşit şekilde etkilediğini vurguladı.

Çolak, “Bu süreç Denktaş’ın torununu da Taçoy’un çocuğunu da, Sayın Akıncı’nın torununu da aynı şekilde etkileyecek. Bu sürecin hepimiz için önemli olduğunu farkındayız” dedi.

Genel Kurul’daki konuşmaları dikkatle dinlediğini, vekillerin birçok konuyu iyi niyetli bir üslupla aktardığını söyleyen Çolak şunu ekledi:

“Kıbrıs sorunu kolaylaşmadı. Zorluklar var. Ben, ‘zaman çözüm için uygundur’ dedim. Bunun için eleştirildim. Bu konuda halüsinasyon görmüyorum. Türkiye de olmak üzere birçoğumuzun çıkarı çözümde yana. Üstelik zamanın uygunluğu sadece benim tespitim değil. Bu, yoğun bir süreç. Değişik liderlerin elde ettiği yakınlaşmaları malzeme ederek bir sonuç elde etmek için çalışıyoruz.”

“Hepimizin çözüme ihtiyacı var” vurgusu yapan Çolak, “Bu yönde hepimiz azami gayret göstermezsek olmayacak” şeklinde konuştu.

Her görüşmede zıtlıklar, zig zaglar olabileceğini ifade eden Çolak, son günlerde ihtiyatlı iyimserlikten bahsedildiğini söyledi.

Vekillerin bilgilendirme talebi olduğunu söyleyen Çolak, her hafta görüşmecinin siyasi partilere bilgi verdiğini ifade ederek, yine de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve heyetine bu isteğin iletileceğini söyledi.

“Sürecin korunması benim için çok önemli” diyen Çolak şunu ekledi:

“Peki süreci korumak ne demektir? Art niyetin, spekülasyonun, olumsuzlukların baz alınmaması, sürecin baltalanmaması, raydan çıkacakmış gibi kurban edilmemesi için hem dışarıda hem de içerde çağrı yapıyorum, yapacağım da.”

Çolak, Kıbrıs’ın Avrupa Birliği için anomali olduğunu da sözlerine ekleyerek, “Bunu onlar da kabul ediyor” dedi.

Çolak şöyle devam etti:

“Türkiye için Kıbrıs sorunu önemli. Bu konuda ilerleme sağlanması Türkiye’nin mi bizim mi çıkarımız için daha önemli? Böyle bir tartışmaya ihtiyaç yok. Şu anda çözüm için uygun bir ortam var. Bunu söylemekten çekinmem.”

Güven Yaratıcı Önlem konusunda da çekinceleri olmadığını söyleyen Bakan Çolak, “Aplıç ve Derinya kapılarında mayın temizleme işlemi tamamlandı” şeklinde konuştu.

Derinya Kapısı’nın alt yapısı için ihalesinin açıldığını, ihaleye Kıbrıslı Türklerin ve Rumların başvurabileceğini dile getiren Çolak, “Benzer bir projelendirme Aplıç için de yapılacak” dedi.

Bakanlığın bütçesine de değinen Çolak, “Tüm vekiller bütçe az dedi, evet bu bütçe yetersizdir ama şöyle bir gerçek de var ki biz maksimim performans göstermek için elimizden geleni yapacağız” şeklinde konuştu.

Dışişleri Bakanlığı’nın bütçesinin üzerinde durulmasının kendisini mutlu ettiğini söyleyen Çolak, bir vekilin kendisini “Devlete sahip çıkma noktasında” sorguladığını ifade etti.

Çolak, “Bu diplomatik olarak haksızlık. Diplomasi dışında da insafsızlıktır” dedi.

Bakan Çolak şöyle devam etti:

“Otonom, federe ya da KKTC…. Adı ne olursa olsun… Biz devletimize sahip çıkıyoruz. Burada olmak devletimize sahip çıktığımızın göstergesidir.”

Yurtdışındakilerin Kıbrıslı Türkleri, Rumlardan dinlediğini de söyleyen Emine Çolak şunu söyledi:

“Bize, ‘Türkiye size ne derse onu yapıyorsunuz’ ya da ‘oradaki sorun işgal sorunudur’ diyorlar. Biz de ‘bizi bizden’ dinleyiz diyoruz. Biz Türkiye’den farklıyız. Devletimiz var, hukuk sistemiz var, mükemmel mi? Değil ama var…. Ülkemizi savunmak için, bunları anlatmak için bayrağa mı sarılmak gerekir?”



Liderler görüşmesi 3 saat sürdü



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde dün akşam yaklaşık 3 saat görüştü.

Ara bölgede müzakereler için tahsis edilen binada saat 18.00’de başlayan görüşme 21.00 sıralarında sona erdi.

Görüşme sonrasında basına herhangi bir açıklama yapılmadı.



Bilgiç: "Türkiye'nin garantiler konusundaki tutumu bellidir"



TC Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Kıbrıs'taki garantörlük sistemi konusunda Rum basınında yer alan ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile bazı Rum yetkililerin görüştüğü haberlerinin temelsiz olduğunu belirtti.

Bilgiç, Türkiye'nin garantiler konusundaki tutumunun belli olduğunu vurgulayarak "Türkiye, bu konunun müzakere sürecinin nihai aşamasında diğer garantör ülkelerin de katılımıyla beşli formatta yapılacak toplantıda ele alınmasına dair tutumunu muhafaza etmektedir" dedi.

Bilgiç, bir soruya verdiği cevapta şunları kaydetti:

"Rum basınında yer alan ve Sayın Müsteşarımızın bir Rum yetkiliyle yaptığı ileri sürülen görüşmeye atfen, garanti sistemi konusunda ileri sürülen iddialar temelsizdir. Sayın Müsteşarımıza atıfla ifade olunan hususlar gerçeği yansıtmadığı gibi, Rum yetkililerle herhangi bir görüşmede de bulunulmamıştır. Daha önce de müteaddit defalar vurgulandığı üzere, mevcut müzakere sürecinin bir an evvel adil, kapsamlı ve kalıcı bir çözümle sonuçlanabilmesine yönelik kararlı desteğini sürdüren Türkiye'nin garantiler konusundaki tutumu bellidir."



Eide: “Garantiler 5’li konferansta ele alınacak”



BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide mülkiyette çok yakında bir sonuca varılacağı umudunu dile getirirken, garantilerin, prosedürün bir noktasında 5’li konferans çerçevesinde ele alınacağını söyledi.

Rum radyosu, Eide’nin, dün sabah Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le görüşerek, Ankara temaslarını aktardığını duyurdu.

Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle temaslarını anlatırken “yapıcı, derin ve müzakerelerin final aşamasının hazırlığına dair ilgi çekici” diye niteleyen Eide “Son aşamanın ne gün olacağını bilmiyoruz ama bir gün olacak” ifadesini kullandı.

Eide garantiler konusuna değinirken “bu mesele prosedürün bir aşamasında, bir beşli konferans çerçevesinde ele alınacak. O zaman garantör güçler de müdahil olacak” vurgusunu yaptı.

Liderlerin dün akşamki görüşmesine de değinen Eide “Bu akşam garantileri değil başka konuları görüşecekler. Mülkiyette çok yakında bir çözüm olacağını umuyorum. Ancak bu, bütün konuların kapanacağı anlamına gelmiyor, her şey paralel görüşülüyor” ifadesini kullandı.



Nikos Anastasiadis: “Ada’daki gerçeklerden kaynaklanan sorunlar var”



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis “Kimse Kıbrıs Cumhuriyeti tasfiye etmeyi hedeflemiyor” dedi, müzakerelerde Ada’daki gerçeklerden kaynaklanan sorunlar olduğunu savundu.

Rum radyosu Anastasiadis’in “Hedef, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni, Doruk Anlaşmaları, Papadopulos-Talat ortak beyanı ve 11 Şubat 2014 Ortak Açıklaması temelinde iki bölgeli iki toplumlu federasyona dönüştürmektir” dediğini duyurdu.

Rum Belediyeler Birliği’nin yıllık toplantısında konuşan Anastasiadis müzakerelerde ilerleme ve önemli konularda karşılıklı anlayış sağlandığını ancak 41 yıl sonra Ada’da oluşan gerçeklerden kaynaklanan sorunlar da bulunduğunu söyledi.

Anastasiadis Avrupa müktesebatının tam uygulanması konusunda kimsenin kuşkusu olmadığını söyledi ve “Müktesebat, garantiler gibi modası geçmiş kurumlar ve anlaşmalara müsaade etmez” iddiasında bulundu.



DİSİ ile UBP ortak komite kurma kararı aldı



DİSİ ve UBP heyetleri, Türk ve Rum toplumlarını ilgilendiren ortak konularda fikir alış verişinde bulunmak ve ortak fikirler üretmem amacıyla bir komite oluşturulması ve Ocak ayında yeniden bir araya gelme kararı aldı.

Güney Kıbrıs’ta hükümetin büyük ortağı DİSİ Genel Başkanı Averof Neofitu başkanlığındaki bir heyet Ulusal Birlik Partisi (UBP) Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ü ziyaret etti.

Görüşme sonrasında DİSİ Genel Başkanı Averof Neofitu ile UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün basına açıklamalarda bulundu.

Kıbrıs konusu, bölge ve bölge ekonomisiyle ilgili konuşma fırsatı bulduklarını dile getiren Özgürgün, iki partinin görüşmelerini sürdürme, gerek Kıbrıs konusunda gerekse diğer konularda fikir alış verişinde bulunma ve ortak görüşler oluşturma amacıyla ortak bir komite kurma kararı aldığını söyledi.

Görüşmenin yararlı ve iyi bir başlangıç olduğunu belirten Özgürgün, ocak ayının başında DISI heyetiyle yeniden bir araya geleceklerini kaydetti.

DİSİ Genel Başkanı Averof Neofitu da açıklamasında, UBP heyetiyle yararlı bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi. Neofitu, bazı politik olaylarla ilgili farklı görüşlere sahip olduklarını ancak adanın yeniden birleştirilmesiyle ilgili vizyonlarını paylaştıklarını ifade etti. Neofitu, ekonomik konularla ilgili fikir alış verişinde de bulunduklarını dile getirdi.

Neofitu, hem Kıbrıslı Türk, hem de Kıbrıslı Rum toplumları ilgilendiren farklı konularla ilgili tartışmak ve görüş alış verişinde bulunmak amacıyla bir ortak komite kurulmasına karar verdiklerini söyledi.



Şimşek: "Türkiye AB'ye sıkı sıkıya bağlı”



Brüksel'de gerçekleştirilen Hükümetlerarası Katılım Konferansı'nın 11. toplantısında 17 numaralı Ekonomik ve Parasal Politika faslının müzakerelere açılması ile ilgili olarak konuşan TC Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek Türkiye'nin AB'ye sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve tam üyelik için gereken neyse yapmaya hazır olduğunu söyledi.

Konferans sonrası düzenlenen basın toplantısında konuşan AB Konseyi adına dönem başkanlığını yürüten Lüksemburg'un Dışişleri Bakanı Asselborn, ise ülkesinin Türkiye'nin yanında olacağını ifade ederek, "Bugün 2 yıldır AB katılım sürecinde ilk faslı açtık. Bu başlık içerisinde çok önemli konular var. Böylece 35 fasıldan 15'i açılmış oldu. Bu sayede katılım müzakerelerinin ilerlediğini gördük. Sürece yeni bir ivme kazandırdık. Katılım süreci canlanacak. 29 Kasım'da yapılan AB-Türkiye Zirvesi'nde de bunu belirtmiştik zaten. Bunu memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.

AB Komisyonu'nun Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu üyesi Johannes Hahn da bu faslın açılmasının Türkiye'nin adaylık sürecinde ilerleme kaydettiğinin net bir göstergesi olduğunu söyledi. 17. Faslın ekonomik ve para politikaları ile ilgili olduğuna dikkati çeken Hahn, "AB standartları ile uyumsallaşma her şeyden önce Türkiye'ye yarar sağlayacak. Türkiye ekonomik alanda çok önemli ilerlemeler kaydetti. Kamu borçları yüzde 70'den yüzde 30'lara geriledi. Bazı AB ülkeleri bunun hayalini kuruyor. Ancak Türkiye daha fazlasını yapabilir" diye konuştu.

Bu faslın açılması ile müzakereleri yeniden canlandırmayı hedeflediklerini vurgulayan Hahn, yeni Türk Hükümeti'nden yargının bağımsızlığı, ifade özgürlüğü alanlarında adımlar atmasını beklediklerini dile getirdi.

TC Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek ise Türkiye'nin AB'ye sıkı sıkıya bağlı olduğunu ve tam üyelik için gereken neyse yapmaya hazır olduğunu söyledi. 17. Faslın açılmasının net mesajlar verdiğini belirten Şimşek, "Türkiye AB'ye sıkı sıkıya bağlı. Türkiye, AB'ye tam üyelik için gereken neyse yapmaya hazır" dedi. Şimşek, 17. Fasılla fiyat istikrarı, mali disiplin, makro finansal istikrar, kalıcı refah artışı ve sürdürülebilir dengeli yüksek büyümenin sağlanacağını kaydetti.

Türkiye'nin borç ve bütçe açığı gibi unsurlarda Maastricht Kriterleri'ni karşıladığını vurgulayan Şimşek, "Mali disiplin ve bütçe dengesini korumada kararlıyız. Türkiye'de kamu borcunun milli gelire oranı da yüzde 34 civarında. Kamu borçları dinamiklerini muhafaza etmeye devam edeceğiz" dedi.

Şimşek, 17. Faslın para politikası alanında gereken değişikliklerin hızla yapılması ile kapatılabileceğine işaret ederek, "Türkiye'de 2001 yılında Merkez Bankası'nı bağımsız yaparak enflasyonu düşürdük ve büyümeyi arttırdık. O dönemlerde, satın alma gücü paritesiyle Türkiye'nin kişi başına milli geliri AB ortalamasının yüzde 30'u civarındaydı, bugün bunu yüzde 55'lere çıkardık" diye konuştu.

Uzun vadede kurumların kalitelerinin çok önemli olduğunu anlatan Şimşek, Türkiye'nin katılım müzakereleri sürecinde kurumlarının kalitelerini artırmakta kararlı olduğunu vurguladı. Şimşek, AB Türkiye arasında mart ayı ortasında üst düzey ekonomik diyalog oluşturulacağını ve özellikle Gümrük Birliği Anlaşması'nın geliştirilmesini istediklerini dile getirdi.

Şimşek, bazı gazetecilerin tutuklanmasıyla ilgili bir soru üzerine, "Bu yargının alanına giriyor. Türkiye, hukukun üstünlüğü olan bir devlet. Benim yargı süreci ile ilgili bir değerlendirme yapmam doğru olmaz" diyerek, hiçbir devletin, paralel yapılara izin vermesinin söz konusu olmadığını, son yıllarda yaşananların büyük bir kısmının, bu çerçevede değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da iki sene sonra bir faslın açılmasının sembolik değeri yüksek bir gelişme olduğunu belirterek, "Şu anda AB ve Türkiye arasında çok daha yakın ve olumlu bir ilişkinin esas olduğunu biliyoruz. Bu sadece Türkiye ve AB için değil, tüm bölge için çok önemli. Göç ve terörle mücadele gibi konularda ileriye dönük daha yapıcı bir ilişkiyi gerektiriyor. Bugün dışişleri bakanları ile öğle yemeğinde her konuyu masaya yatırdık. Müzakereleri ilerletmenin önünde olan karşı karşıya kaldığımız bazı suni engelleri aşmayı konuştuk. Diğer fasılları da hızlıca açılmasından konuştuk. Müzakere süreci doğal seyrine dönmeli, yeni faslın açılması için 2 yıl daha beklememeliyiz. Bu yeni bir ivmeden tüm bölge fayda sağlayacak" değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, sığınmacı krizi ve Suriyelilerin işgücü piyasasına girmesi ile ilgili bir soru üzerine, Türkiye'de yaşayan Suriyelilere çalışma izni verilmesi konusunda yasa tasarısı hazırlandığını kaydetti. Suriyelilerin sağlık hizmetlerine erişim hakkı olduğunu, Suriyeli çocuklardan yaklaşık 250 bininin okula gidebildiğini ifade eden Çavuşoğlu, AB ile beraber, bütün Suriyeli çocukların okullara gitmesi için çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı.

AB'nin sığınmacıları alırken seçici davranmasına karşı olduklarını ifade eden Çavuşoğlu, "Eğitimli olanları almaya çalışmaları, sadece Hristiyan olanları almak istemeleri veya bu konuda bazı kriterler getirmelerine karşıyız. Bu, Türkiye üzerinde çok büyük bir yük. Şu ana kadar 8 milyar dolar harcadık. Ancak sadece 430 milyonluk bir destek geldi. AB'nin vereceği 3 milyar avro, Türkiye'nin Merkez Bankası'na gitmeyecek. Bu para, Suriyeliler için yapılacak projelere harcanacak" ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin AB Bakanı Bozkır, Türkiye'nin AB'yle böylece toplam 15 faslı açtığına dikkati çekerek, "AB-Türkiye Zirvesi'nde bir paradigma değişimi oldu. Zirve sonunda ilişkileri yeniden canlandırma anahtar kelime olarak öne çıktı" dedi.

Bozkır, "Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerinde enerji (15. fasıl), yargı ve temel haklar (23. fasıl), adalet, özgürlük ve güvenlik (24. fasıl), eğitim ve kültür (26. fasıl) ve dış, güvenlik ve savunma politikaları (31. fasıl) fasıllarının hızla açılması bize göre bir zorunluluk" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin AB'ye eşit üye olarak katılmak istediğini vurgulayan Bozkır, "Özverili bir şekilde bu süreci yeniden canlandırmak istiyoruz. 17. faslın açılması katılım sürecini canlandıracaktır" dedi. Bozkır, Lüksemburg'un AB dönem başkanlığına, Konsey sekretaryasına, AB Komisyonuna ve Türkiye'nin katılım sürecine destek veren ülkelere teşekkür etti.



Bakan Özgür: “Dünya Bankası’na, IMF’ye nasıl bakıyorsak, TC ile ilişkilere de bu şekilde bakmamız gerek”



Maliye Bakanı Birikim Özgür, bugüne kadar TC ile imzalanan ve önümüzdeki günlerde de imzalanacak olan protokolleri “önemsizleştirme” sonucunda bütçe açığının 1,5 milyar TL olacağını anımsatarak, “Dünya Bankası’na IMF’ye nasıl bakıyorsak TC ile ilişkilere de bu şekilde bakmamız gerek” dedi. Maliye Bakanı Birikim Özgür, bugün, GİAD heyetini kabul etti.

GİAD Başkanı Ceyhun Tunalı, Maliye Bakanı Özgür’e bakanlık görevinde başarılar dileyerek, Bakan’ın, “ülkenin gerçeklerini dile getirdiğini belirttiği açıklamalarına” destek belirtti.

Maliye Bakanı Birikim Özgür, “TC ile müzakere eden değil, programlara bağlı sağlıklı ilişkiler temelinde siyasi bir yaklaşım yakalanmaması durumunda, ilişkilerin aksadığını ve halkın siyaseten Türkiye’yi muhatap aldığını ve bunun da demokrasiye ciddi zararlar verdiğini” vurguladı.

Özgür, ülkedeki zor koşulların herkes tarafından bilindiğini ve 2004 yılından beri Kıbrıs Türk halkının yapısal sorunları aşıp, kalıcı barışa katkı yapmak için mücadele verdiğini söyledi.

Yapısal dönüşümlerin sadece iç dinamiklerle değil iç ve dış dinamiklerin katkısıyla gerçekleşebilecek süreçler olduğunu vurgulayan Özgür, uzun yıllar boyunca AB’nin bu sürece katkı yapmasını beklediklerini, gelinen aşamada da imzalanan tüzükler ve anlaşmalarla yapılabilecek katkıları hayata geçirdiklerini kaydetti.

Özgür, müzakere sürecinin devam ettiğini ve hem yeni kurulacak devletin, hem de kurucu devletlerin yapısal dönüşüm süreçleriyle ilgili çalışmaların devam ettiğini söyledi.

Dün sabah IMF heyetiyle görüştüklerini ve bu sürece katkı yapmak adına gereken teknik çalışmaların başlatıldığını ifade eden Özgür, bu gelişmelerin heyecan verici olduğunu belirtti.

Özgür, GİAD ve benzeri örgütlerin, siyaset üzerinde baskı oluşturup sürdürülebilir hale getirilmesi konusunda baskı yapmasının kendi işlerini kolaylaştırdığını kaydetti. Özgür, sivil toplum örgütlerinin bu anlamda yaptığı toplumsal katkılardan dolayı teşekkür etti.

Özgür, 2016 bütçesini hazırlarken 373 milyon TL’lik bir açıkla karşı karşıya olunduğunu bir kez daha gördüklerini belirterek, “Biz bu devleti yönetip halkın kaynaklarını en doğru şekilde kullanmakla mükellefiz, çarçur etme lüksümüz yoktur. Yerel gelirlerimizi en iyi şekilde değerlendirme zorunluluğumuz vardır” dedi.

Bugüne kadar TC ile imzalanan ve önümüzdeki günlerde de imzalanacak olan protokolleri önemsizleştirmenin sonucunda bütçe açığının 1,5 milyar TL olacağını anımsatan Özgür, “dünya bankasına IMF’ye nasıl bakıyorsak TC ile ilişkilere de bu şekilde bakmamız gerek” dedi.



Daimi ikametgah izni için başvuru alınıyor



İçişleri ve Çalışma Bakanlığı, daimi ikamet izni için başvuru kabul etmeye başladı.

Bugün itibarıyla 10 bin kişinin başvuru hakkına sahip olduğu daimi ikamet izni için, yeni düzenlemeyle kesintisiz 6 yıl çalışma izni veya iş kurma izni olanlar başvuru yapabilecek.

Daimi ikamet izni alanlar, yıllık çalışma iznine ihtiyaç duymayacak. Daimi ikamet izni almaya hak kazananlara verilecek beyaz kimlik, ülkeye giriş çıkışlarda da kullanılabilecek.

Daimi İkamet İzni harcı 2 bin TL, her iki yılda bir yapılacak yoklama harcı ise 250 TL olarak belirlendi. İçişleri ve Çalışma Bakanlığı Müsteşarı Hasan Alicik, konu ile ilgili yasa ve tüzüklerin iki yıllık bir çalışma sonunda hazırlandığı kaydetti. Alicik, “Önemli olanın işgücü piyasasında serbest dolaşımın getirilmesi... Çalışma hayatında hem işverene hem de çalışana önemli bir rahatlama getirecek” dedi.

Hasan Alicik, ilk etapta hedef kitlenin, çalışma veya iş kurma izni veya her ikisinin toplamı ile kesintisiz 6 yıl KKTC’de bulunanlar olduğunu kaydetti ve daimi ikametgah izni alabilmek için izinler arasında en fazla kırk gün ara olması gerektiğine de dikkat çekti.

KKTC’de konut satın alan ve garantilenmiş geliri olan yabancılara da düzenleme yapıldığını kaydeden Alicik, en az altı yıl kesintisiz izinli KKTC’de yaşayıp da, ayda kendisi ve eşi için birer asgari ücret, bakmakla yükümlü olduğu çocuklarının her biri için aylık asgari ücret tutarının yarısından oluşacak düzenli bir geliri (maaş ve benzeri) veya bir yıllık karşılığına denk gelebilecek bankadaki mevduatı bulunanlar ve en az 125 bin Euro değerinde konut sahibi olanların da daimi ikametgah alabileceğine işaret etti.

KKTC’de doğan veya reşit olmadan önce KKTC’ye gelerek reşit olan yabancılara, yasanın yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak bir yıl içinde, Muhaceret Dairesine başvurmaları ve gerekli koşulları taşımaları halinde daimi ikamet izni verileceğini kaydeden Alicik, bu maddenin de bazı mağduriyetleri ortadan kaldıracağını söyledi.



Anastasiadis Hükümetindeki “iç savaşta” yeni boyut



2014 yılı raporunda, Güney’de kalan Kıbrıs Türk mallarından bazılarının satış işlemlerinde Rum İçişleri Bakanlığı’ndan iki görevlinin çıkar sağlamış olabileceğine işaret etmesi üzerine Rum Sayıştay Başkanı Odisseas Mihailidis ile İçişleri Bakanı Sokratis Hasikos arasında karşılıklı suçlamalarla yükselen sürtüşmeye Rum Bakanlar Kurulu da taraf oldu.

Rum Yönetimi Başkanlığı'nın, Başsavcılık ve Merkez Bankası Başkanlığı’ndan sonra şimdi de Sayıştay Başkanlığı’na saldırmaya başladığına dikkat çeken Rum basınında “hükümet içerisindeki iç savaş boyutlar kazanıyor” yorumu öne çıktı.



Total Larnaka Limanı’nı kullanmak istiyor



ENI ve Noble Energy şirketlerinin ardından Total’in de Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” içerisindeki araştırma çalışmalarında kullanacağı platforma karadan destek sağlamak ve yakıt ikmalleri yapmak üzere Larnaka Limanı’nı kullanmak için izin istediği haber verildi.

Rum Haravgi gazetesi, Total şirketinin geçen hafta Larnaka Belediye Başkanı Andreas Luruciatis ile görüşerek Medserv şirketiyle tesislerini kullanmak için anlaşmaya vardığı bilgisi verdiğini belirtti.

Total’in bu çerçevede Belediye’den bu tesisleri kullanmak için izin istediğini kaydeden gazete, Medserv şirketinin Larnaka Limanı’ndaki sözleşmesinin 2016 Ağustos ayında sona ereceğine işaret ederek, Total’in, Medserv’in tesislerinin limanda muhafaza süresinin altı ay uzatılmasını da istediğini aktardı.



Cesurer: “Hükümeti halkın malı KIB - TEK’e borcunu ödemesi konusunda uyarıyoruz”



El-Sen Genel Başkanı Çağlayan Cesurer, Maliye Bakanlığı’nın Kıb-Tek’e olan borcunun 95 Milyon TL’yi aştığını, belediyelerin de borcunun 246 milyon TL’nin üzerine çıktığını ifade ederek, borcun ödenmesi konusunda hükümeti uyardı.

Cesurer, Kıb-Tek Yönetim Kurulu’nu da, tüm tüketicilere karşı yasal mevzuat çerçevesinde eşit davranmaya çağırarak, aksi takdirde El-Sen’in alacakların tahsili için yasal mevzuatın uygulanması konusunda insiyatif almaktan kaçınmayacağını bildirdi.

El-Sen Başkanı Çağlayan Cesurer yazılı açıklamasında, Kıb-Tek’in üretip sattığı enerji bedellerini tahsil etmesinin; maliyetleri belirleyen, halka daha ucuz ve sattığı enerjiyi tahsil etmesi oranında gününde yapacağı yatırımlarla arz güvenliğini artırmasının en önemli unsur olduğuna işaret etti.

Cesurer, bu çerçevede sendika olarak geçmiş dönemlerde Kıb-Tek’in ürettiği enerji bedellerinin özellikle devletten olan alacak kısımları ile ilgili ins-+iyatif alarak tüm devlet kuruluşlarının borçlarından dolayı elektrik enerjilerini kestiklerini ve Kıb-Tek’in devletten olan alacakları ile ilgili dönemin hükümeti ile mahsuplaşmasının yolunu açtıklarını hatırlattı.

Cesurer, mahsuplaşma sonucunda yaklaşık 60 milyon TL alacaklı olduğu ilgili raporlarla ve dönemin Bakanlar Kurulu kararlarıyla belgelendiğini ve bir kısım ödeme yapılmasına rağmen halen mahsuplaşmadan olan Kıb-Tek’in alacaklarının 48 milyon TL’yi aştığını ifade etti.



LTB, yabancı elçi ve misyon şeflerine yönelik yeni yıl resepsiyonu düzenledi



Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) Kıbrıs’ta görev yapan yabancı elçilere ve misyon şeflerine yönelik yeni yıl resepsiyonu düzenledi.

Dün gece Lefkoşa’da Bedesten’de yer alan resepsiyona LTB Başkanı Mehmet Harmancı ev sahipliği yaptı. Resepsiyona birçok büyükelçi ile üst düzey diplomat katıldı.

LTB’nin geleneksel yeni yıl resepsiyonuna bu yıl ilk kez Türkiye Cumhuriyeti’nin Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay da katıldı.

Resepsiyona Türkiye Büyükelçisi’nin yanı sıra Almanya, İrlanda, Finlandiya, İtalya, İsveç, Avusturya, Hollanda Büyükelçileri, Fransa ve Birleşik Krallık 1.Sekreterleri, UNFIYCP, UNDP-ACT, UNDP-PFF, EUPSO, AHDR yetkilerinin yanı sıra bazı belediye meclis üyeleri ve LTB yöneticileri de katıldı.

Lefkoşa Belediye Orkestrası’nın dinletisi ve dans gösterisi ile başlayan resepsiyonda, LTB Başkanı Mehmet Harmancı konuşma yaptı, belediye projeleri, Kıbrıs sorunu ve 2015 yılında dünyada yaşanan sosyal, ekonomik, politik gelişmelere değindi.

Harmancı, 2015’in iki toplumlu görüşmelerin yoğun bir şekilde gerçekleştiği bir yıl olduğunu, 2016’nın ise “Kıbrıs Sorunu” yerine “Kıbrıs’ta Çözüm” başlığının konuşulduğu bir yıl olmasını dileyerek, “Kıbrıs’ta Çözüm ve Barış” umudunu bir kez daha yineledi.



25’inci Devlet Fotoğraf Yarışması’nın sonuçları açıklandı



Kültür Dairesi’nin 25’inci Devlet Fotoğraf Yarışması’nın sonuçları dün açıklandı.

Kültür Dairesi’nden verilen bilgiye göre, yarışmanın seçici kurul üyeleri Prof. Dr. Güler Ertan, İbrahim Zaman ve İsmail Gökçe ile dün Lefkoşa Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) söyleşi düzenlendi, ardından da yarışmanın sonuçları açıklandı.

Seçici kurulun değerlendirmesi sonucunda ödül almaya ve sergilemeye değer bulunan eserler 22 – 30 Aralık tarihleri arasında Atatürk Kültür Merkezi Sergi Salonu’nda sergilenecek.

Ödül alan fotoğrafçılara ödülleri de, serginin açılışının yapılacağı 22 Aralık akşamı takdim edilecek.



Akıncılar konulu sergi bugün açılacak



“Akıncılar (Luricina) Köyünün Mimari ve Kültürel Mirasının Korunması ve Yaşatılması Projesi” kapsamında yapılan çalışmalardan oluşan sergi, bugün Başbakan Ömer Kalyoncu tarafından Bedesten’de açılacak.

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi tarafından yürütülen proje sonucu hazırlanan sergi, Cumartesi gününe kadar gezilebilecek.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 38
Dün Tekil 1787
Bugün Tekil 1471
Toplam Tekil 4069392
IP 18.188.158.92






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























11 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Sevgim - Millete!
Vurgunlu um - Azadl a ve adalete!
itaatim - Hocalar ma!
Borcum - Dostlar ma ve meslekta lar ma!
Nefretim - Yalanc lara ve iki y zl lere!

(Eb lfez EL BEY)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.287 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu