Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bir kabulünde yaptığı konuşmada “İşin başı bizleriz, Kıbrıslı Türklerle Rumlar. Hiçbir zaman dışarıdan birilerinin bize paraşütle çözüm indirmeyeceğini bilmemiz lazım” dedi.

Akıncı, “Biz yaratacağız, yarattığımızı da biz yaşayacağız Geçmişteki acı tecrübeler gibi yapıp bozmayacağız. Bunun için de iyi, güvenceli bir çözüm bulmamız lazım. Parametreler belli, iki kesimli, iki toplumlu federatif sistem. Bunun altını doldura doldura ilerliyoruz. Ben bir çıkış yolu bulabileceğimize dair umutluyum. Ne kadar zor meseleler kalmış olsa da.”

Akıncı, ülkenin sivil toplumunun, meslek odalarının çözüme sahip çıkmasının şart oluğunu da vurgulayarak, “Bu destek hem referandum aşamasında hem de bunu yaşar hale getirmek anlamında şart” dedi.

Mustafa Akıncı, kadınların da gençlerin de bu sürecin içinde olmasının ve sürece sahip çıkmasının önemli olduğuna işaret etti.

Kıbrıs sorununu çözme zamanı geldiğini vurgulayan Akıncı, müzakerelerin 1968’ten beri sürdüğünü anımsattı, “Her şeyin bir doyum noktası vardır. Kıbrıs konusunda bu doyum noktasına çoktan ulaşıldı” ifadesine yer verdi.

“İki tarafın da kabul edebileceği parametreler 3 aşağıya 5 yukarıya bellidir” diyen Mustafa Akıncı, “Siyasi irade tam da bu iş için gereklidir. Tüm ilgili paydaşlar kararlılık ve siyasi irade göstermeli, Kıbrıs sorunu artık çözülmelidir. Biz bu doğrultuda kararlılıkla devam ediyoruz” şeklinde konuştu.



Kerry, bugün Kıbrıs’a geliyor



ABD’nin Dışişleri Bakanı John Kerry, bugün Kıbrıs’a geliyor.

Günübirlik Kıbrıs ziyaretine öğleden sonra başlayacak olan Kerry, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı tarafından kabul edilecek, daha sonra Ledra Palace’daki “Barış Oyuncuları”nın basketbol maçını izleyecek. Ara bölgedeki Fulbright’ta basına açıklamalarda bulunacak olan Kerry, daha sonra Akıncı ve Anastasiades ile BM Misyon Şefi ve BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim’in ikametgahındaki yemekte bir araya gelecek.

Kerry, Akıncı ile görüşmesi öncesinde Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’le de ayrı ayrı görüşecek.

ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin bu akşam ilerleyen saatlerde adadan ayrılması bekleniyor.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden da geçen yıl 22 Mayıs’ta adayı ziyaret etmişti.



Lavrov: “Çözüm iki toplum arasındaki anlaşmayla ortaya çıkmalı”



Güney Kıbrıs’ta temaslarda bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Rusya’nın Kıbrıs sorununun BM Güvenlik Konseyi kararları temelindeki çözüm çabalarına desteğini ifade eden Lavrov, “Çözümün iki toplum arasındaki karşılıklı anlaşmayla ortaya çıkması gerektiğini” söyledi.

Lavrov, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile dün sabahki görüşmesinin ardından Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ile bir araya geldi ve görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Ortak basın toplantısında konuşan Lavrov, “Kıbrıs sorununa yapay zaman takvimleri empoze edilmesine ilişkin çabaların, çözüm çabaları açısından verimli olmayacağını” söyledi.

Lavrov, BM Güvenlik Konseyi’nin, Kıbrıs sorunundaki gerçek anlamda yaşayabilir bir çözüm için çabalarını sürdüreceğini de dile getirdi.

Ülkesinin garantiler meselesiyle ilgili görüşlerinin sorulması üzerine Lavrov, bu konuda kararlar almanın Kıbrıs’a kalmış bir şey olduğunu dile getirerek, çözümün ülkenin güvenliğini yeni bir temelde güvenceye alması gerektiğini ifade etti.

Bir Kıbrıslı Türk gazetecinin, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile neden görüşmediğinin sorulması üzerine ise Lavrov, “Mevcut duruma yakışır bir şekilde Kıbrıslı Türk lideri görmeye hazır olduğunu, ancak görüşmenin ayarlanmasının mümkün olmadığını” ifade etti.



İngiltere, Suriye'yi bombalamaya başladı



İngiltere, Suriye'deki DAEŞ hedeflerinin bombalanmasına izin veren tezkerenin parlamentoda kabul edilmesinin hemen ardından ilk hava saldırısını gerçekleştirdi.

İngiltere Savunma Bakanlığından yapılan açıklamada, Suriye üzerindeki ilk saldırının yapıldığı belirtildi. Güney Kıbrıs'taki hava üssünü kullanan İngiltere Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne (RAF) ait 4 Tornado jetinin havalandığı ve ikisinin Suriye'deki DAEŞ hedeflerini bombaladıktan sonra yerel saatle 03.00'te (TSİ 05.00) üsse döndüğü kaydedildi.

Savunma Bakanlığının bombalanan hedeflere ilişkin bugün açıklama yapması bekleniyor. Geçen yıldan bu yana uluslararası koalisyonun Irak'taki DAEŞ hedeflerine yönelik hava saldırılarına destek veren İngiltere'nin Güney Kıbrıs'taki üssünde 8 Tornado jeti bulunuyor. İngiltere'nin operasyonunu Suriye'ye genişletmesiyle üsteki filosunu artırması bekleniyor.

İngiliz Parlamentosu dün akşam, uluslararası koalisyonun Suriye'de DAEŞ'e yönelik yürüttüğü hava operasyonlarına Birleşik Krallık'ın katılmasına izin veren tezkereyi kabul etmişti.

Parlamentonun alt kanadı Avam Kamarası'nda yaklaşık 11 saat süren oturumun ardından yapılan oylamada, 397 milletvekili tezkereye onay verirken, 223 milletvekili karşı oy kullanmıştı.



TDP resmen Sosyalist Enternasyonal üyesi



Toplumcu Demokrasi Partisi’nin (TDP) resmen Sosyalist Enternasyonal üyesi oldu.

TDP’nin üyeliği, geçtiğimiz hafta sonu Angola’da gerçekleştirilen Sosyalist Enternasyonal toplantısında oy birliğiyle kabul edildi.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, TDP’nin Sosyalist Enternasyonal üyeliğinin onaylanmasını TDP açısından çok önemli tarihi bir gelişme olarak nitelendirdi.

TDP’nin üyeliğinin “observer (gözlemci)” değil, “consultative (Söz hakkına sahip üye)” aşamasından başladığına dikkat çeken Özyiğit, bunun da ayrı bir öneme sahip olduğunu vurguladı.



EDEK ve Çevreciler Rus Ordusu istiyor



EDEK ile Ekologlar ve Çevreciler Hareketi’nin Rum hükümetine Rusya’ya askeri kolaylık sağlaması çağrısında bulundu.

Rum Politis gazetesi, EDEK’in kendi internet sayfasından bu konuda bir anket başlattığını belirtirken, Çevrecilerin ise, Rus uçak, gemi ve özel kuvvetlerine Güney Kıbrıs’taki havaalanları ve limanları kullanma kolaylığı sağlanması, “bunun karşılığında ise savunma koruması ve koşullar elverirse vatanın kurtarılması” önerisini gündeme getirdiğini yazdı.

Rum Politis Gazetesi, Çevreciler Genel Sekreteri Yorgos Perdikis’in “Rusların katılımıyla savaşılması önerisinde bulunduğunu, bunun da çevreci bir parti için çelişki olduğu” yorumunda bulundu.



Total, 11’inci parselle ilgili sözleşmeyi yenileme talebinde bulundu



Fransız Total şirketi, tek yanlı olarak ilan edilen Rum MEB’indeki 11 numaralı parsele ilişkin sözleşmesini yenilemek için, Rum Yönetimi’ne resmen başvuruda bulundu.

Rum Politis gazetesi, haberinde, sözleşmenin yenilenmesiyle birlikte şirketin 11’inci parselinin yüzde 25’ini kaybedeceğini ancak en azından iki yıl daha Rum MEB’inde kalacağını duyurdu.

Şirketin, sondaj yapacak bir hedef bulduğunu ve 2016’nın sonbaharında sondaj yapılmasının planlandığını yazan gazete, şirketin, 11’inci parselle ilgili sözleşmenin yenilenmesi başvurusunda bulunduğu konusunda, Enerji Bakanlığı’nı geçtiğimiz Pazartesi günü gönderdiği bir mektupla bilgilendirdiğini kaydetti.



Eide aleyhinde yazı dizisi



Rum Simerini gazetesi, taraf tutmakla suçladığı BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide aleyhine yazı dizisi başlattı.

Gazete, yazı dizisinin “Eide ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Güvenliği, Norveçli Diplomatın Bağlantıları ve Bunların Kıbrıs Sorununa Etkileri” başlıklı dünkü bölümünde, Eide’nin Genel Sekreter’in Kıbrıs Özel Danışmanlığı görevinde tarafsızlık ilkesiyle hareket etmesi gerekirken, yetki sınırlarını aştığını iddia etti.



Denktaş, Beşparmak Düşünce Grubu’nu kabul etti



Demokrat Parti Ulusal Güçler (DP-UG) Genel Başkanı Serdar Denktaş, Beşparmak Düşünce Grubu’nu kabul etti.

DP-UG Genel Başkanı Serdar Denktaş kabulde yaptığı kaonuşmasında, Kıbrıs sorunu ile ilgili devam eden müzakere sürecine ilişkin olumsuz olarak değerlendirdikleri birkaç konu bulunduğunu belirterek, bu konularla ilgili görüşlerini dile getirdi.

“Kıbrıs Türk tarafının yaptığı önerileri kendi içimizde tartışmıyoruz” diyen Denktaş, geçmişte yapıldığı şekilde siyasi partilerden öneriler alınmadığını ve tartışılmadığını belirtti.

Meclis’e gönderilen tutanaklar aracılığıyla müzakerelere ilişkin bilgilendirme yapıldığını söyleyen Denktaş, “Bu şekilde görüşmeci ile görüşme ve fikir alış verişinde bulunma olanağımız yok. Gizli tutanakları okuyoruz, ancak onları da kamuoyu ile paylaşma imkanımız yok” diye konuştu.

İki liderin müzakere sürecini ya her halkın istediği şekilde yansıttığını veya süreçten ikisinin farklı şeyler anladığını söyleyen Denktaş, liderlerin birbirinden farklı yorumlar ve değerlendirmeler yaptığını kaydetti.

Denktaş, 2004 yılında yaşanan referandumu anımsatarak, Türk tarafının bir kez daha sandığa gidip eli boş dönmemesi gerektiğini söyledi ve tüm dünyanın buna saygı göstermesini istedi.

Annan Planı’nın değiştirilerek beşinci versiyonunun referanduma sunulduğunu hatırlatan Denktaş, “Bu kez durum öyle değil. Değiştirme imkanı olmayacak. İki liderin üzerinde anlaştığı, el sıkıştığı metin referanduma sunulacak” dedi.

Müzakereleri yakından izlediklerini söyleyen Denktaş, halka da süreci yakından izlemesi ve geleceği düşünerek karar vermesi çağrısında bulundu.

Beşparmak Düşünce Grubu adına Rafet Akgünay ise, Kıbrıs konusunda devam eden müzakere sürecinde içinde bulunulan aşamayla ilgili görüş alışverişinde bulunmak amacıyla Denktaş’ı ziyaret ettiklerini belirtti.

Kıbrıs sorununa kalıcı çözümü desteklediklerini kaydeden Akgünay, ancak müzakerelerle ilgili kamuoyunun yeterince aydınlatılmadığını söyledi.

Mülkiyet, garantiler, yerleşikler, toprak gibi konularda çekince ve düşünceleri bulunduğuna işaret eden Akgünay, bu konularda tartışma ortamı yaratılamadığını, sessizliğin hüküm sürdüğünü savundu.



Hristofidis: “Bulunacak çözüm, yeni bir eğitim sistem yaratmalı”



Güney Kıbrıs’taki “Kıbrıs Üniversitesi”nin Rektörü Konstandinos Hristofidis, Kıbrıs sorununa bulunacak çözümün, Kıbrıs’ın gençlerini yakınlaştıracak yeni bir eğitim sistem yaratması gerektiğini söyledi.

Rum Alithia gazetesinin haberine göre Hristofidis, 1960 yılındaki en önemli sorunlardan birinin, özellikle gençleri ayıran bir Anayasa’nın bulunması olduğunu; eğitimle ilgili her toplumun kendi perspektifi ve kendi yönetimi olduğunu; yeni bir çözümle birlikte ise, gençleri ve çocukları yakınlaştıracak yeni bir eğitim sistemi yaratılması gerektiğini söyledi.

Bu sistemin, ilkokul ve ortaokul seviyesi için daha zor olduğuna dikkat çeken Hristofidis, yüksek öğrenim içinse, bunun büyük bir fırsat olacağını ifade etti.

Hristofidis, KKTC’den diploma alan öğrencilerin “Kıbrıs Üniversitesi”nde araştırma yapmalarıyla ilgili bir problem bulunmadığını; problemin, yüksek öğrenimde olduğunu, çünkü KKTC’den alınan diplomanın tanınmadığını kaydetti.