BASIN BÜLTENİ Bakan Çolak, Cretu ve Brok ile görüştü - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Bakan Çolak, Cretu ve Brok ile görüştü
Tarih: 12.11.2015 > Kaç kez okundu? 1633

Paylaş


Temaslarda bulunmak üzere Brüksel'e giden Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu’nda üst düzey görüşmeler gerçekleştirdi.

Bakan Çolak, Brüksel temasları kapsamında Avrupa Parlamentosu'nda AFET (Avrupa Parlamentosu Dışilişkiler Komitesi) Komitesi Başkanı Alman Milletvekili Elmar Brok'la gerçekleştirdiği görüşmede, Kıbrıslı Türklerin AB yetkilileri tarafından ilk ağızdan dinlenmesinin gerekliliğinin sürece yapacağı olumlu katkıya işaret ederek, Cumhurbaşkanı Akıncı, Hükümet ve Kıbrıslı Türklerin adayı federal bir çatı altında birleştirme istek ve kararlılığının devam ettiğini vurguladı.

Brüksel temasları çerçevesinde Bakan Çolak ayrıca, Avrupa Komisyonu Bölgesel Politikalardan sorumlu Komiser Corina Cretu ile de bir araya geldi. Yaklaşık bir saat süren görüşmede, Bakan Çolak müzakere sürecinde gelinen son aşama hakkında bilgi vererek, Kıbrıslı Türklerin sorunu çözme iradesine sahip olduğunu belirterek, ilgili tüm tarafların da aynı siyasi iradeyi göstermesi durumunda Kıbrıs sorununun Mayıs ayına kadar çözülebileceğini ifade etti. Çolak, sorunu çözme bağlamında Avrupa Birliğinin de üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesinin önemine işaret etti.

Çolak görüşmede, Kıbrıslı Türklerin AB'den beklentileri ve AB'nin müzakere süreci kapsamında kurulan iki toplumlu AB hazırlığı geçici komitesi üzerinden desteğinin artmasının öneminin altını çizdi ve liderler seviyesinde karar verilen güven artırıcı önlemler konusunda gelinen son aşamayı aktardı. Çolak, bu tür güven artırıcı önlemlerin insanların gündelik yaşamlarına olumlu etkisi olacağını ve müzakere sürecine yapıcı katkı sağlayacağını ifade etti. Liderler seviyesinde müzakerelerin Kasım ayı içinde yoğunlaştırıldığına dikkat çeken Bakan Çolak, konunun her boyutuyla ele alınmakta olduğuna işaret ederek çözümün bir metinden ibaret olmadığını, çözümün ekonomik, sosyal ve mali boyutlarının da önemini vurguladı.

Dışişleri Bakanı Çolak, devam eden müzakere sürecinin korunması ve desteklenmesini teminen tüm tarafların azami hassasiyeti göstermesinin önemine de dikkat çekti. Bakan Çolak Cretu'ya Kıbrıslı Türklerin bulunacak çözümde eşit siyasi taraf olması hasebiyle süreç ile ilgili tüm konuların aktarılmasında Kıbrıslı Türklerin bizzat AB tarafından her seviyede birinci ağızdan dinlenmesinin öneminin altını çizdi. Bu bağlamda, Bakan Çolak Brüksel'de gerçekleştirdiği temasların çok yararlı olduğunu ifade ederek, Kıbrıs Türk tarafının resmi görüşlerini aktarma fırsatını bulmasından dolayı Cretu'ya teşekkür etti.

Brüksel temaslarına Sayın Çolak'a Müsteşar Erhan Erçin, Özel Kalem Müdürü Hüseyin Özel ve İkinci Sekreter Müjde İnançoğlu eşlik etti.



Denktaş müzakere sürecini değerlendirdi



DP UG Genel Başkanı Serdar Denktaş, Kıbrıs müzakere sürecini yürüten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’dan beklentilerinin; KKTC’ye en az Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’ne sahip çıktığı kadar sahip çıkarak, görüşmeleri yürütmesi olduğunu bildirdi.

Denktaş, müzakere sürecinin ardından yapılması muhtemel referandumda Kıbrıs Türk halkının vereceği karara tüm dünyanın saygı göstermesini beklediklerini de belirterek, “Referandum sonucu ne olursa olsun halkımızın tüm kesimleri ve bizimle birlikte dünya da, vereceğimiz kararın sonuçlarını kabullenerek bu kararın karşılığını Kıbrıs Türk Halkına teslim etmelidir” dedi.

DP UG Genel Başkanı Serdar Denktaş yazılı bir açıklama yaparak, müzakere sürecini değerlendirdi, görüşlerini paylaştı.

Denktaş, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın, bir antlaşma ile ortaya çıkacak oluşumda; “Kurucu devlet KKTC’nin dönüşmesiyle oluşacak olan bir kurucu devlet olacak” açıklamasının, Rum tarafının tavır ve yaklaşımları ile birlikte ele alındığında son derecede önemli olduğunu belirtti.

Güven Artırıcı Önlemler konusunda bile siyasi onay vermekten kaçınan Rum Lider Nikos Anastasiadis ve Rum Yönetimi “Kıbrıs Cumhuriyeti”ne ne kadar sahip çıkarak hareket ediyorsa, Cumhurbaşkanı Akıncı’dan da beklentilerinin KKTC’ye o oranda sahip çıkan bir yaklaşımla görüşmeleri sürdürmesi olduğunu belirten Denktaş, şöyle devam etti:

“Rum tarafı anlamalıdır ki,1960 yılında iki ortak olarak kurduğumuz ancak 1963'ten beridir işgal altında tuttukları Kıbrıs Cumhuriyeti yeni Federal Kıbrıs’ın kurucu devletlerinden biri haline dönüşecekse ancak o zaman KKTC'de bu yeni devletin Kurucu devletlerinden biri haline dönüşebilir.

Yapılan açıklamalardan anlaşılmaktadır ki; Kıbrıs Cumhuriyeti isim değişikliği yaparak yeni kurulacak devletin bir parçasını oluşturacaktır. Kıbrıs Cumhuriyetinin BM ve AB üyeliği ise yeni isim altında devam edecektir.

Açıklamalardan, yeni kurulacak devletin BM’ye üyeliğinin yeni bir giriş, yani ‘accession’ değil ama bir yerine geçme yani ‘succession’ olacağı anlaşılmaktadır. Halkımız için hayati önem taşıyan bu konuda Sayın Akıncı’nın açıklama yapmasını beklemekteyiz.”

Denktaş, 11 Şubat Ortak Açıklamasında; “Birleşik Kıbrıs, Birleşmiş Milletlerin ve Avrupa Birliğinin bir üyesi olarak tek uluslararası hukuk kişiliğine ve BM Şartı çerçevesinde tüm Birleşmiş Milletler üyelerince yararlanılan egemenlik şeklinde tanımlanmış tek egemenliğe sahip olacak ve (bu egemenlik) Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türklerden eşit olarak neşet edecektir” şeklindeki ifadede yer alan “egemenlik” ve “BM üyelik” durumunun da netleştirilmesi gerektiğini kaydetti.

“Yeni kurulacak federal devletin egemenliğinin iki toplumdan eşit olarak kaynaklanacaksa ortaklığın 1963’de olduğu gibi bozulması durumunda yeni federal devletin egemenliği ne olacaktır? Bu devletin BM’deki pozisyonu ne olacaktır?” diye soran Denktaş, 1963 olayları sonucunda Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Rumlar tarafından işgali sonucunda mağdur olan Kıbrıs Türk halkının bir kez daha benzeri bir tehlikeyle karşı karşıya bırakılmaması gerektiğini dile getirdi.

Denktaş, 11 Şubat Ortak Açıklamasında; “Federal Anayasa birleşik Kıbrıs federasyonunun eşit statüde iki kurucu devletten oluşacağını saptayacaktır” şeklindeki ifadeyi, yapılacak her açıklama ile güçlendirmeleri ve yeni kurulacak devlette hiçbir tarafın “diğeri üzerinde otorite ve hukuki salahiyeti iddiasında” bulunamayacağının sürekli vurgulanması gerektiğini kaydetti.

Tüm vatandaşların Annan Planında ve şimdiki planda da İngilizce olarak “Founding state” veya “Constitutional state” olarak yer bulan ifadelerin esas olarak “eyaletler” olduğunu bilmesini isteyen Denktaş, şunları kaydetti:

“Kıbrıs Cumhuriyeti Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’ne dönüşüp KKTC'de dönüştürülerek bu devletin bir eyaleti olarak bu anlaşma sonuçlanırsa kimse ne siyasi eşitlikten ne de eşit egemenlikten bahsedemez. Bu durumla karşı karşıya kalmamak için yıllardan beridir üstünde durulan tezimiz yeni yapıların kurulması, yeni bir devletin ortaya çıkması şeklinde olmuştur. Sayın Akıncı’nın bundan geri adım atmayacağını umuyoruz. Geçmişe hapsolarak çözümsüzlüğü savunanlardan değiliz. Tam aksine geçmişten ders çıkartarak güvenli bir geleceği oluşturmak arzusundayız. Siyasi eşitliğe ve eşit egemenliğe sıkı sıkıya sarılma ve yeni bir Kıbrıs’ın yaratılması istencimizin temel nedeni budur.

Bu nedenle, Cumhurbaşkanımız Sn. Akıncı ve ekibinden beklentimiz siyasi eşitliğimizin ve oluşacak yeni bir düzende eşit egemenliğimizin simgesi durumunda olan KKTC'ye, en az Kıbrıslı Rumların Kıbrıs Cumhuriyeti’ne sahip çıktığı kadar sahip çıkarak görüşmeleri yürütmesidir.”

Serdar Denktaş, Kıbrıs Türk halkının her kesiminin hassasiyetlerini dikkate alan bir sonuç yaratılmaması halinde çözüm ihtimalinin ortadan kalkabileceğini tüm tarafların görmesi gerektiğini de belirterek, “Son söz olarak görüşmeci heyetimiz hızlandırılan bu süreçte öncelikle BM temsilcilerinin ve AB temsilcilerin dikkatine önemli bir noktayı getirmek durumundadır” dedi.

Denktaş, 2004 Referandumunda Kıbrıs Türk halkının tek taraflı kararının dünya tarafından hak ettiği karşılığı tam anlamıyla görmediğini ancak “hayır” diyen tarafın ödüllendirildiğini ifade ederek, şimdi bir kez daha referandum ile karşı karşıya gelinecekse Kıbrıs Türk halkının vereceği karara tüm dünyanın saygı göstermesini beklemenin hakları olduğunu kaydetti.

Serdar Denktaş, açıklamasını şöyle tamamladı:

“Rum tarafından ortaya çıkacak sonuç ne olursa olsun, halkımızın demokratik iradesinin uluslararası toplumda olumlu karşılık bulacağı mutlaka kayıt altına alınmalıdır. Halkımız bir kez daha sandığa gidip bir kez daha eli boş dönmemelidir.

Referandum sonucu ne olursa olsun halkımızın tüm kesimleri ve bizimle birlikte dünya da vereceğimiz kararın sonuçlarını kabullenerek bu kararın karşılığını Kıbrıs Türk Halkına teslim etmelidir.”



Tsipras Türkiye'ye gidiyor



Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun daveti üzerine 18 Kasım'da Türkiye'ye çalışma ziyaretinde bulunacak.

Yunanistan Başbakanı Tsipras, Başbakan Davutoğlu'nun davetine icabetle 18 Kasım'da Ankara'ya gidecek.

Ziyarette, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası konuların da ele alınacağı belirtildi.



Kerry ve Hammond Kıbrıs sorununu görüştü



ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İngiliz muadili Philip Hammond’un Washington’da bir araya gelerek, aralarında Kıbrıs sorununun da bulunduğu bir dizi uluslararası konuda iki ülkenin eşgüdümünü görüştükleri bildirildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, Pazartesi günü gerçekleşen görüşme öncesinde yaptıkları ortak açıklamada Hammond’un Kıbrıs sorununu da ele alacaklarını söylediğine ancak Kerry’nin Kıbrıs sorunundan hiç söz etmediğine dikkat çekti.

Hammond “Bir dizi başka konuları da ele alacağız. Her ikimiz de önümüzdeki günlerde ve haftalarda Kıbrıs’a gideceğiz” ifadesini kullandı. Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşılması ve Ada’nın yeniden birleşmesi için ileriye doğru bir yöntem bulunmasının “artık cazip şekilde yakın olduğu” görüşünü ortaya koyan Hammond “Biliyorum ki hepimiz, bu prosedürü cesaretlendirmek için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi.

Kerry’nin açıklamasında Kıbrıs sorununa değinmediğine işaret eden gazete yayınlanan programına göre ABD Dışişleri Bakanı’nın Pazartesi günü, ABD Başkanı Barack Obama’yla birlikte Antalya’da olacağını kaydetti.

ABD Başkanı Obama ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Antalya’da ikili görüşme de yapacağını belirten gazete, Amerikan kaynaklarına işaret ederek, Obama-Erdoğan görüşmesinin gündeminde Kıbrıs sorununun da bulunacağına dikkat çekti.



ABD Dışişleri yetkilisinin “herkesle konuşuruz” açıklaması yetersiz bulundu



Rum Haber Ajansı muhabirinin sorularını yanıtlayan ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin, “ABD, iki bölgeli iki toplumlu federasyonu ileri götürme hedefli geniş çaplı temasları çerçevesinde Kıbrıs’taki herkesle konuşur” açıklamasının yetersiz bulunduğu bildirildi.

Güney Kıbrıs’taki ABD Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty’nin KKTC’de Merit Otel’de verdiği resepsiyonun Rum tarafında neden olduğu tepkiler, Amerikalılardan gelen yeni açıklamaya rağmen devam ediyor.

Rum Fileleftheros gazetesi, Büyükelçi Doherty’nin resepsiyonuna KTBK ve GKK komutanlarını davet etme nedenine ABD Dışişleri Bakanlığı’nın da yeterli izah getiremediğini savundu, yapılan açıklamanın “genel, müphem ve özden uzak olduğunu” iddia etti.

Gazete yapılan izahlara ve Rum Dışişleri Bakanlığı’nın tansiyonu düşürme kararına karşın konunun kapanmadığını vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisinin açıklamasında, ABD Büyükelçiliği’nin Kıbrıs’ın kuzey kesimiyle temas için yıllık resepsiyonlar düzenlediği ve bu etkinliğin Türk subayları da kapsadığını belirttiği kaydedildi.

Rum Fileleftheros gazetesine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Türk subaylar normalde sivil kıyafetlerle katılıyor. Bu yıl bazıları resepsiyona üniformalı katılmayı tercih etti. Subayların kıyafeti ABD’nin Kıbrıs politikasındaki bir değişikliği yansıtmıyor. Birleşik Devletler Ada’nın iki bölgeli iki toplumlu federasyonda birleşmesi için BM himayesinde yürütülen prosedürü desteklemeyi sürdürüyor.” ifadesini kullandı.

Söz konusu açıklama, şöyle devam etti:

“Türk ordusuyla görüşülen konulardan birinin de ABD için insani bir endişe olmaya devam eden Kıbrıslı ve Amerikalı kayıp kalıntılarının aranmasıydı. Türk ordusu, askeri bölgeler içerisindeki en az 30 muhtemel gömü yerine erişime izin verme kararı aldı. Bu, iki toplumlu Kayıp Şahıslar Komitesi’nin çalışmalarını önemli ölçüde hızlandıracak. ABD Büyükelçisine atfedilen açıklamalar yanlıştır. Ne Amerikan büyükelçi, ne de resepsiyonda hazır bulunan herhangi bir büyükelçilik yetkilisi Türk askeriyle ilgili açıklama yapmıştır. Büyükelçi Doherty’nin resepsiyonda yaptığı konuşma büyükelçiliğin resmi web sitesinde yayınlanmıştır.”

Gazete Anastasiadis yurtdışında olduğundan Rum Yönetimi Başkanlığı’nı vekâleten yürüten Meclis Başkanı Yannakis Omiru’nun, Amerikan tarafının izah açıklaması yeterli bulmayıp, özür dilenmesini istediğini bildirdi.

Habere göre, ABD Büyükelçiliği açıklamasının, “konunun özüne” cevap vermekten kaçtığı gerekçesiyle Rum yönetimini hiç tatmin etmediğini belirten Omiru “konunun özü” diye nitelediği şeyin “Doherty’nin Türk Silahlı Kuvvetleri komutanlarını resepsiyona davet etmesi ve onların da resmi üniformalarıyla katılması” olduğunu kaydetti.

Açıklamasında, BM Güvenlik Konseyi’nin 541 ve 550 sayılı kararlarına da atıf yapan Omiru, şunları ekledi:

“Kıbrıs’taki Amerikan diplomatik misyonu Türk askerini ‘onurla’ karşılarken, ABD’nin Kıbrıs politikasının değişmediği cevabı tatmin edici kabul edilebilir mi? Amerikan Büyükelçiliği ve Amerikan hükümeti çok ağır diplomatik hata nedeniyle teşhir olmaya devam ediyor. Lafı gevelemeden özür dilemeleri gerekir.”



KKTC’nin kuruluşunun 32. yıldönümü



Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 32’nci yıldönümü 15 Kasım Pazar günü törenler ve etkinliklerle kutlanacak.

Etkinlikler çerçevesinde, Türk Yıldızları ve Solotürk gösteri yapacak.

Türk Yıldızları Akrotim Ekibinden bir uçak ve Solotürk, Pazar günü Lefkoşa Dr. Fazıl Küçük Bulvarı üzerinde ve Gemikonağı-Lefke Cengiz Topel Anıtı üzerinde pasaj geçişi yapacak.

Türk Yıldızları Akrotim Ekibinden yedi uçak ve Solotürk saat 15.15’den itibaren Girne Atatürk Anıtı üzerinde hava gösterisi icra edecek.

Öte yandan, Türk Deniz Kuvvetleri’nin Tcg. Gökova Fırkateyni İle Tcg. Burakreis Denizaltısı, Girne Turizm Limanı’nda; Tcg Atak Hücumbotu ise, Gazimağusa Limanı’nda 15 Kasım Pazar günü 10.00-12.00 ile 14.00-17.00 saatleri arasında halkın ziyaretine açılacak.



Güney Kıbrıs’a gelen mülteci sayısında artış



Güney Kıbrıs’a gelen ve siyasi iltica talebinde bulunan mülteci sayısında son yıllarda artış olduğu belirtildi.

Rum Politis gazetesi Güney Kıbrıs mültecilerin gitmeyi arzuladıkları hedefler arasında yer almasa da, 2014 Eylül ayından itibaren Güney Kıbrıs’a -biri Ağrotur Üssü’ne olmak üzere- mülteci dolu beş teknenin ulaştığını yazdı.

2014 yılında toplamda bin 887 (2013 yılına göre yüzde 39 daha fazla) iltica talebinde bulunulduğunu belirten gazete, bu başvuruların yüzde 59’unun onaylandığını kaydetti.

Gazete 2015 yılının ilk yarısında ise özellikle Suriye, Ukrayna, Mısır, Hindistan, Vietnam, Bangladeş, Pakistan, Sri Lanka, İran ve Filipinler gibi ülkelerden gelen kişiler tarafından 821 iltica talebinde bulunulduğunu aktardı.

Bu veriler ışığında Eurostat’a göre 2014 yılında Güney Kıbrıs’ın, Bulgaristan ve İsveç’in ardından mülteci statüsü verilmesine yönelik başvuruları en çok onaylayan 3’üncü ülke olduğunu kaydeden gazete, öte yandan BM Mülteciler Yüksek Komiserliğine göre 2002 yılından 2015 yılına kadar Güney Kıbrıs’ın ilgili makamına 51 bin 994 siyasi iltica talebinde bulunulduğunu belirtti.

Gazete haberinde AB kararı temelinde Güney Kıbrıs’ın İtalya ve Yunanistan gibi ülkelere ulaşan 509 mülteciye ev sahipliği yapacağını da hatırlattı. Habere göre mülteciler Güney Kıbrıs’a gönderilirken din, köken gibi kriterlere bakılmayacak.

Rum Haravgi gazetesi ise İngiliz Üsleri’nin, 21 Ekim tarihinde Ağrotur Üssü’ne çıkan ve 27 Ekim tarihinde Dikelya Üssü’ne götürülen 115 mülteciye sınır dışı edilme uyarısında bulunduğunu yazdı.

Aslında bu uyarıyla, İngiliz Hükümeti’nin, Kıbrıs’taki İngiliz Üsleri’nden İngiltere’ye mülteci kabul etmeme kararının uygulanmakta olduğunu ifade eden gazete, mültecilere, gönüllü olarak Lübnan’a geri dönme, (Güney Kıbrıs’ta) siyasi iltica talebinde bulunma ya da sınır dışı edilme şeklinde üç seçenek sunulduğunu aktardı.

Habere göre siyasi iltica talebinde bulunanların sayısı 40’a yükselirken, geriye kalanlar sınır dışı edilmenin eşiğinde bulunuyor.



Güney Kıbrıs’taki Dans Festivalinde ilk kez Kıbrıslı Türkler de yer alacak



Güney Kıbrıs’ta “NO_BODY” dans festivalinde sahnede ilk kez Kıbrıslı Türklerin de yer alacağı haber verildi.

Rum Politis gazetesi 21-23 Kasım tarihleri arasında sekiz grup/sanatçının performans sergileyeceği festivale Kıbrıslı Türk dansçılar Sevim Akpınar ve Toya Akpınar’ın da katılacağını yazdı.

Haberde, Kıbrıslı Türklerin katılımını yorumlayan organizatörlerin, bu takdimin, memleketteki tüm sanatçılar arasında fikir ve deneyim alışverişi, işbirliği ve iletişimle ilgili olanakları güçlendirdiği ve ortak bir yaratıcı sanatsal gelecekte bir arada yaşamaya zemin sağladığı düşüncesinde oldukları kaydedildi.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 47
Dün Tekil 1787
Bugün Tekil 740
Toplam Tekil 4068661
IP 3.145.60.149






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























11 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Sevgim - Millete!
Vurgunlu um - Azadl a ve adalete!
itaatim - Hocalar ma!
Borcum - Dostlar ma ve meslekta lar ma!
Nefretim - Yalanc lara ve iki y zl lere!

(Eb lfez EL BEY)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.287 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu