BASIN BÜLTENİ Rumlar ABD Elçisine kızgın - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Rumlar ABD Elçisine kızgın
Tarih: 12.11.2015 > Kaç kez okundu? 1433

Paylaş


ABD’nin Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty’nin Merit Otel’de verdiği resepsiyona Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ada’da görev yapan üst rütbeli subaylarını da davet etmesinden dolayı Rum’ların ABD elçisine kızgın olduğu belirtildi.

ABD’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Dohert’nin Merit Lefkoşa Otel’de verdiği resepsiyona Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanı Korgeneral İlyas Bozkurt’un yanı sıra Güvenlik Kuvvetleri Komutanı Tümgeneral Erhan Uzun ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Ada’da görev yapan üst rütbeli subaylarını da davet etmesi ve komutanların bu davete üniformalarıyla katılması Rumları çılgına çevirdi. Doherty’nin bu hareketle, Birleşmiş Milletler’in (BM) 541/83 ve 550/83 sayılı kararlarını ihlal ettiğini savunan Rum basını, Büyükelçi’nin Rum Dışişleri Bakanlığı’na çağırıp izahat isteyebileceği haber verdi.

Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis ise, Dışişleri Bakanı Yuannis Kasulidis’in konuyla ilgili girişimler yaptığına dikkat çekti.

Öte yandan, ABD Elçiliği, kuzey Lefkoşa’da verilen resepsiyonda, ne ABD Büyükelçisi Kathleen A. Doherty, ne de orada bulunan herhangi bir Amerikalı diplomatın, Türk askeriyle ilgili herhangi bir açıklama yapmadığını açıkladı.



Akıncı Avustralya Yüksek Komiseri Sweetman’ı kabul etti



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı göreve yeni atanan Avustralya Yüksek Komiseri Alan Sweetman’ı kabul etti.

Cumhurbaşkanlığı’nda gerçekleşen kabulle ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.



Cumhuriyet Meclisi Heyeti Brüksel'e gitti



Cumhuriyet Meclisi'ni temsilen bir heyet Avrupa Parlamentosu'nda temaslarda bulunmak ve Avrupa Birliği üyesi ülke temsilcileri ile görüşmeler yapmak üzere dün Brüksel'e gitti.

Heyette CTP Milletvekili Armağan Candan, UBP Milletvekili Ergün Serdaroğlu ve DP UG Milletvekili Hasan Taçoy yer alıyor.



“BM'den Aralığa kadar ilerleme baskısı”



Birleşmiş Milletler’in (BM) Kıbrıs müzakere sürecini ileri doğru itelemeyi arzu ettiği, bunun için Kıbrıslı Türk ve Rum müzakerecilere Aralık ayına kadar olabildiğince çok yakınlaşma sağlanması için baskı yapmakta olduğu öne sürüldü. Rum Fileleftheros gazetesi , Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami ve Rum dengi Andreas Mavroyannis’in, liderlerin yeniden bir araya geleceği 18 Kasım’a kadar mülkiyetteki anlaşmazlıkların aşılması için çözüm arama görevini üstlendiklerini hatırlattı.

Mülkiyetin en önemli dikenli konu olduğunu bütün müdahillerin teslim ettiğine işaret eden gazete, bu konudaki anlaşmazlıkların üzerine köprü kurulması için de şu iki ihtimal görüldüğüne dikkat çekti:

“1- Türk tarafının önceki tezine, yani mülkleriyle ilgili karar vermede ilk söz hakkını mal sahibine tanıma tezine geri dönmesi,

2- Bugünkü tezler arasında uzlaşı olması, yani tarafların tezlerini ‘sulandırmaları’ ve mülkiyet hakkı ilkesinin ihlal edilmesi.

Bilgi sahibi kaynaklar, temel ilkedeki (mülkte kimin hakkı olduğu) anlaşmazlık aşılmadıkça meselenin ilerlemesinin söz konusu olmadığına işaret ediyor. Bu da, Kıbrıs sorununun, toprak ve vatandaşlıklar gibi diğer başlıklarının da etkileneceği anlamına geliyor.”

Gazete Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in 18 Kasım’daki yeni görüşmesine kadar mülkiyetteki görüşmelerin ilerleyip ilerleyemeyeceğinin netleşeceğine dikkat çekti, şunları yazdı:

“Anlaşmazlıklar aşılamazsa –ki hakim senaryo da budur- BM mülkiyeti geçici olarak rafa kaldıracak ve diğer başlıkların görüşülmesine geçilecek. Bilgi sahibi kaynaklar bunun halen, yavaş yavaş başka konuların da gündeme girmesiyle başlamadığını söylüyor.”

Müzakereciler Nami ve Mavroyannis’in yaz döneminden önce üstlendikleri, yakınlaşmalar ve anlaşmazlıklar belgesini, iki tarafın tezlerinin sunulmuş ve kayıtlı olmasına rağmen halen tamamlayamadığını belirten gazete şunları ekledi:

“Prosedürü ileri doğru itelemeyi arzu eden BM iki müzakereciden, yakınlaşmalar sepetinin dolması için anlaşmazlık olan bütün konularla ilgilenmelerini istedi. BM’den bir kaynağın gazetemize söylediğine göre, Mustafa Akıncı’nın uzlaşılanlardan geri adım atması nedeniyle yaz dönemi sonrasında zorluklar görülmekte olan prosedüre yardımcı olmak için Aralık ayına kadar olabildiğince çok yakınlaşma sağlanması hedefleniyor.”



Dizdarlı: “Yasa ve Anayasa kurallarının açıkça göz ardı edilmesi kabul edilemez”



Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsperson) Emine S. Dizdarlı, devlet yönetiminde yasa ve Anayasa kurallarının açıkça göz ardı edilmesinin hiçbir şekilde kabul edilemez olduğunu belirtti.

Dizdarlı yaptığı açıklamada, son günlerde yerel basında ve televizyon yayınlarında devlet organlarını yöneten üst düzey yöneticilerin, “yasaları ve anayasa hükümlerini göz ardı ederek” açıklamalarda bulunduğunu kaydetti. Dizdarlı, “talihsiz beyanlar” olarak nitelendirdiği açıklamaların hukuk ilkesine ters, devlet düzenine aykırı ve yönetilenlere hukuk güvenliği sağlamayan beyanlar olup, suç teşkil edebileceğini dikkat çekti.

Devletin görevlerini belli hukuk kuralları içerisinde yürütmesi ve yönetimin yaptığı tüm işlemlerinde yasalara uygun olarak hareket etmesi ve keyfi hareketlerden kaçınması gerektiğini belirtti.

Dizdarlı, KKTC Anayasası’nın 1. Maddesinde, devletin, “demokrasi, sosyal adalet ve hukukun üstünlüğü ilkelerine dayanan laik bir Cumhuriyet” olarak tanımlandığına işaret etti. Dizdarlı, “Özellikle hukukun üstünlüğü ilkesi, Anayasa’nın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ile birlikte değerlendirilmelidir” dedi.

Bu ilkelere göre devlet organlarının, Anayasa ve yasalar çerçevesinde hareket etmek, yasalarda Anayasa’ya uygunluğu sağlamak ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına almakla yükümlü olduğuna işaret eden Dizdarlı, hukuk devletinde, devletin tüm kurum, kuruluş ve organları üzerinde, yasa koyucu dahil, hukukun egemen olması gerektiğini kaydetti.

Dizdarlı, “Dolayısıyla, hukuk devletinin bir gereği olarak hiç bir organ, makam veya mercii Anayasa’dan almadığı bir yetkiyi kullanamaz. Bu devlet düzeni sayesinde yönetilenlere hukuk güvenliği sağlanmaktadır. Başka bir deyişle, Devlet görevlerini belli hukuk kuralları içerisinde yürütmelidir” ifadesini kullandı.

Yüksek Yönetim Denetçisi Dizdarlı, açıklamasına şöyle devam etti: “Şeref Gözübüyük, Yönetim Hukuku (1983) adlı eserinde Hukuk devletinde devletin yalnız hukuk koyan bir varlık değil, koyduğu hukuka da bağlı olan bir varlık olduğunu söylemektedir. Hukuk devleti insan haklarına saygı duyan bu hakları koruyan adil bir hukuk sistemini devam ettirmeyi amaçlayan ve bütün faaliyetlerinde hukuka ve Anayasa'ya uyan bir devlettir. Bazı yasalar Anayasaya aykırı olabilir. Bu durumda yönetimin görevi bu aykırılığı düzeltmek için yeni yasal düzenlemeler yapmaktadır. Yönetimin görevi yasaları veya Anayasa kararlarını veya hukukun üstünlüğü ilkesini göz ardı etmek değildir”

Dizdaralı, devlet yönetiminin her hal ve şartta kurum, kuruluş ve organları ile yasalara ve Anayasaya uymaları ve hukuka bağlı görev yapmaları gerektiğini ve bu durum kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Yönetimin görevinin, yasaları veya Anayasa kararlarını veya hukukun üstünlüğü ilkesini göz ardı etmek olmadığını vurgulayan Dizdarlı, “Yönetim, kamu kurum ve kuruluşlarının faaliyetlerini yasal zemine oturtmalı, yasal mevzuat uygulanmalı ve ilgili organların sevk ve idaresi bu şekilde sağlanmalıdır” ifadesini kullandı.

Dizdarlı, Yüksek Yönetim Denetçisi olarak görevinin, yukarıda belirtilen ilkelerin dışına çıkılması durumunda yetkilileri uyarmak, yasal mevzuat uyarınca gereğini yapmak ve kamuoyuna bu konuda bilgi aktarmak olduğunu belirtti.



AKEL: “Bugün, federasyon mu taksim mi ikilemi var”



AKEL, “Bugün federasyon mu başka bir şey mi ikilemi yok, federasyon mu taksim mi ikilemi var” diyerek, “tamamen askersizleştirilmiş bir devlette Kıbrıslıların kendi kendilerinin efendisi olacağı bir çözüm” ve “yeniden birleşmiş Kıbrıs’ın garantilere ihtiyacı yok” tezlerini yineledi.

Rum Haravgi gazetesinin haberine göre, AKEL Milletvekili Aristos Damianu, Kayış Şahıslar Komitesi yönetimindeki kazılarda bulunan ve kimlik tespiti yapılan bir Rumun dünkü cenaze göreninde yaptığı konuşmada “Bugün, federasyon mu başka bir şey mi ikilemi yok, federasyon mu taksim mi ikilemi var” dedi.

Kıbrıs sorununun çözülmemesinin “binlerce Türk askeri ve TC kökenliyle tehlikeli komşuluk” ve “aynı vatan içerisinde Türkiye tarafından kontrol edilen bir oluşumla yan yana var olmak” anlamına geleceğini savunan Damianu, müzakerelerde nihayet bazı önceki yakınlaşmaların değerlendirilmeye başlandığını ancak daha alınacak çok yol ve “ancak Türkiye’nin kaldırabileceği dikenler bulunduğunu” iddia etti.

Damianu “Yeniden birleşmiş Kıbrıs’ın ne yabancı devletlerin ne de NATO’nun garantisine ihtiyacı vardır. Uluslararası toplumda Kıbrıs sorununun çözümünü isteyenler, böyle bir şeyi desteklememizi beklemesin” de dedi.



Karavelioğlu Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na atandı



Merkez Bankası Başkan Yardımcılığı’na Dr. Ahmet Melih Karavelioğlu’nun atanması Resmi Gazete’de yayımlandı.

Resmi Gazete’nin 4 Kasım tarihli sayısında, Bakanlar Kurulu’nun Karavelioğlu’nun üç yıl görev yapmak üzere Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olarak atanmasını onay kararı yer aldı.



Akıncı: “Küçük piyanist Suna Alsancak’a plaket verdi”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, İspanya’daki uluslararası müzik yarışmasında birincilik kazanan küçük piyanist Suna Alsancak’a plaket verdi.

8 yaşındaki Alsancak ve öğretmenleri dün Cumhurbaşkanı Akıncı’yı ziyaret etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı kabuldeki konuşmasında, küçük yaşlarda uluslararası alanda başarılar elde eden Suna Alsancak’ı kutlayarak, başarısının devamını diledi.

Ziyarette, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın eşi Meral Akıncı da hazır bulundu.

Alsancak ziyarette, kazandığı başarıları anlatıp, aldığı ödülü gösterdi.

Alsancak, Cumhurbaşkanlığı makamına, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Cumhurbaşkanı Akıncı’nın eşi Meral Akıncı’ya desteklerinden ötürü teşekkür etti.



Kayıp Şahıslar Komitesi, Akıncı’ya teşekkür etti



Kayıp Şahıslar Komitesi, Kıbrıs Türk toplumu adına komiteye 75 bin Euro bağışta bulunan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya teşekkür etti.

Komiteden yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs Türk tarafının, bu bağışla birlikte, son 10 yılda komite çalışmalarına yönelik yaptığı bağış 308 bin Euro’ya ulaşmış oldu.

Açıklamada, bu anlamlı bağışın, kazı çalışmaları, kayıp şahısların aranması, bulunması ve kimliklerinin belirlenip ailelerine teslim edilmesi amacıyla kullanılacağını belirtildi.

Komitenin yürüttüğü çalışmalarda bugüne kadar 2 toplumdan 614 kayıp şahsın bulunduğu ve ailelerine teslim edildiği kaydedildi.



Tüm Kıbrıs Sendikal Forumu çalışma hayatını şekillendirecek süreçte yer almak istiyor



Tüm Kıbrıs Sendikal Forumu, bir antlaşma sonrasında kurucu devletlerdeki çalışma hayatını şekillendirecek olan süreçte yer almak istediğini belirtti.

Bazı Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum sendikaların oluşturduğu Forum, federal bir Kıbrıs’ta çalışma hayatının nasıl olması gerektiği konusunda öneri ve talepler hazırladı.

7 başlık altındaki öneri ve talepler şöyle:

“Bir çözüm durumunda, adanın genelinde, örgütlenme ve iş seçme hakkı; tek tip istihdam kuralları; sosyal güvenliğin tek olması; ücret ve maaşların belirlenmesinde bir sistemin uygulanması; etnik köken, din, ırk, cinsiyet veya cinsel yönelim temelinde ayrımcılıkların yasaklanması; sağlık ve eğitim hizmetleri; iş sağlığı ve güvenliği.”

Forum’da yer alan sendikaların yetkilileri, Güney Kıbrıs’ta Tüm Kıbrıs İşçi Federasyonu (PEO) merkezinde düzenlenen basın toplantısında, öneri ve taleplerini Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum liderlerine ulaştırmayı planladıklarını, tercihlerinin liderlerle yapılacak bir görüşmede önerilerini liderlere sunmak olduğunu belirtti.

Tüm Kıbrıs İşçi Federasyonu (PEO) Genel Sekreteri Pambis Kyritsis, Tüm Kıbrıs Sendikal Forumu adına yaptığı açılış konuşmasında, Avrupa ekonomik bölgesindeki ülkelerin katkılarıyla başlatılan “Ülkemizin geleceği için toplumla diyalog” programının tamamlandığını ve bu çalışmada, birleşik bir Kıbrıs’ta çalışma hayatının nasıl olması gerektiği konusunda somut sonuçlar çıkardıklarını söyledi ve söz konusu yedi öneriye atıfta bulundu.

Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) Başkan Vekili Hasan Felek de, toplantıda bir soruya karşılık verirken, Forum’un en geniş tabana sahip bir oluşum olduğunu dolayısıyla görüşlerinin müzakerelerde dikkate alınması gerektiğini ifade etti.

Forum’un 26 Ekim tarihli toplantısında sendikaların üzerinde mutabakata vardığı ortak deklarasyon, toplantıda PEO Başkanı Kyritsis ile Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ) Başkan Vekili Hasan Felek tarafından okundu.

Deklarasyonda, Kıbrıs sorununa, Doruk Anlaşmaları ve Birleşmiş Milletlerin ilgili kararlarında tanımlandığı çerçevede, siyasi eşitliğe sahip iki bölgeli, iki toplumlu, Avrupa Birliği prensip ve değerlerine sahip bir Federasyon temelinde adil bir çözüm talep edildi.

Bugünkü statükonun kabul edilmesinin mümkün olmadığı kaydedilen deklarasyonda, Kıbrıs sorununun çözümü ve “adanın askerden arındırılmasının”, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu ülkeleri için barış ve anlayış köprüsü oluşturabileceği savunuldu.

Deklarasyonda Kıbrıs sorununun adil ve yaşayabilir bir antlaşma ile çözümünün, iki topluma da “dıştan ekonomik politika dayatılmasını” sonlandıracağı kaydedildi.

Deklarasyonda ayrıca Avrupa devletlerine mülteci krizine kollektif bir yanıt bulunması için çağrı yapıldı.

Deklarasyonda, bir çözümden sonra, kurucu devletlerde, çalışma ilişkileri ve istihdam kurallarının birleşik uygulanması, sosyal güvenliğin birleşik olması, ücret ve maaşların belirlenmesinde bir sistemin uygulanması, ada genelinde örgütlenme ve iş seçme hakkının olması, etnik köken, din, ırk, cinsiyet veya cinsel yönelim temelinde ayrımcılıkların yasaklanması, karşılıklı saygı ortamının yaratılmasında önemli sol oynayacak bir eğitim sisteminin uygulanması gerektiği kaydedildi.

Deklarasyonda, “Emek, ekonomi, sosyal güvenlik, sosyal koruma ve sağlık sigortası ile ilgili konularda çözüm bulma amacıyla hem de tüm topluma fayda sağlayacak gerçekçi çözümlerin detaylandırılması ve benimsenmesi sürecine, Forum’un etkili katılımını talep ederiz” denildi.

Forum’da KKTC’den Türk-Sen, Dev-İş, KTAMS, KTÖS, KTOEÖS, Koop-Sen, BES, Basın-Sen, Güney Kıbrıs’tan SEK, PEO, PASDY, ETYK, POED, OELMEK, DEOK, POAS, OLTEK ve ESK’nin yer aldığı belirtildi.

Forum’un yeni dönemde, barışı teşvik etmek amacıyla Türkiye ve Yunanistan da dahil diğer ulusal işçi hareketleri ile işbirliğini güçlendirmek için toplantı da dahil çalışmalar yapılması; Forum’da yer alan sendikalar arasında, alternatif enerji ve çevre konularında işbirliği yapılması; Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum çalışanlarını bir araya getirmeye yönelik, sportif veya kültürel etkinlikler düzenlemenin öngörüldüğü de kaydedildi.



Ticaret Odası, orta vadeli program’la ilgili görüşlerini açıkladı



Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO), 2016-2018 Dönemi Orta Vadeli Program hazırlanması girişiminin olumlu olduğunu ancak 3 yıllık hedeflerin ortaya konmadığı ve bir siyasi partinin seçim bildirgesi formatında yazıldığı eleştirisinde bulundu.

KTTO, programla ilgili görüşlerini yansıttığı değerlendirmesinde, kamu politikaları ve uygulamalarını şekillendirecek ve belirlenen hedefler çerçevesinde kaynak tahsisini sağlayacak programın kamu ve özel kesim için öngörülebilirliği artıracak bir yol haritası niteliğinde değerlendirildiği ve büyük önem verildiği ifade edildi.

Program taslağında KKTC ekonomisi için tahminler yer aldığı ancak üç yıllık hedeflerin ne olduğunun ortaya konmadığı ileri sürülerek, taslak çalışmanın bir hedef vermek ve o hedefe hangi politikalarla ve araçlarla ulaşılacağını söylemekten çok, niyet ortaya koyan, bir siyasi partinin seçim bildirgesi formatında yazıldığı belirtildi.

KKTC ekonomisinin arzu edilen refah düzeyine ulaşması için yüzde 5’in üzerinde bir büyüme hızına sahip olması gerektiği vurgulanarak, gelişmekte olan ülkelerin aynı dönemde yıllık yüzde 4.3 - 4.7 büyüyeceği söylenirken, KKTC’nin yüzde 3.5 büyüyeceğinin söylenmesinin anlaşılır olmadığı kaydedildi.

Değerlendirmede, “Program dönemi için yüzde 5’in üzerinde bir büyüme hızı hedef konularak, bu büyüme hızına ulaşmak için uygulanacak politikalar ve kullanılacak araçlar somut bir şekilde ortaya konulmalıdır” ifadeleri yer aldı.

Bir ekonomide yatırım olmazsa hızlı ekonomik büyüme sağlanabilmesinin mümkün olmadığı ifade edilerek, program dönemi boyunca KKTC ekonomisinin kamu yatırım bütçesinin GSYİH’nın en az yüzde 5’i olmasının hedeflenmesi; ayrıca özel sektör yatırımlarının önünün açılması için alınması gereken önlemlerin net bir şekilde ifade edilmesi gerektiği vurgulandı.

Program dönemi boyunca özelleştirme öngörüldüğü kaydedilen değerlendirmede, “Program döneminde kamu idare ve teşekküllerin esaslı bir çalışma çerçevesinde özelleştirilmesi hedeflenmelidir. Bu uygulamayla bir taraftan yapılacak transferlerin ekonomik esaslara göre yapılması sağlanırken, diğer taraftan da kamu maliyesinde rahatlama sağlanacak ve kamunun gerçek anlamdaki mali sorumluluğu tanımlanabilecektir” denildi.

Taslak programda, kamu çalışma saatlerinin düzenlenmesine yer verilmediğine işaret edilerek, kamu çalışma saatlerinin gerçekçi, uygulanabilir ve özel sektörü destekleyici şekilde program kapsamına alınması gerektiği kaydedildi.

Rekabet gücünün artırılmasına yönelik iş ortamının iyileştirilmesi konusunda vergilendirmeden, finansal erişime, ürün ve girdi piyasalarında etkinlikten gelişmiş fiziki altyapı ve kamu hizmet sunumuna yönelik vaatler yer almakla birlikte, fiziki altyapının, ürün ve girdi piyasalarında etkinliğin nasıl sağlanacağına yönelik somut unsurlar, politikalar ve düzenlemeler ortaya konulmadığı belirtildi.

Programda, kamu gelirleri için özellikle kayıt dışı ekonominin kayıt altına alınması ve vergilendirme politikaları üzerinde durulmakta olduğuna dikkat çekilerek, program döneminde kamu gelir politikaları belirlenirken istihdam ve yatırımların teşvik edilerek, yurtiçi tasarrufları artırılması, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve ekonomiye rekabet gücü kazandırması unsurlarının gözetilmesi gerektiği vurgulandı.

Taslak çalışmada kamu harcamalarında özellikle cari giderlerin nasıl disipline edileceğinin net olmadığı belirtilerek, “Kamu maliyesindeki disiplin sağlanırken, ekonomik büyüme de gözetilmelidir. Personel giderleri ve transferler mevcut bütçenin yaklaşık yüzde 85’ini oluşturmasına rağmen, üç yıllık program çerçevesinde neler yapılarak bu harcamaların denetim altına alınmak suretiyle daha fazla kamu yatırımı yapılacağı ve borç geri ödemesi sağlanacağı söylenmiyor. Bu önemli bir eksiliktir” denildi.

Sosyal güvenlik sistemine ilişkin olarak yedi yıl önce yapılan kısmi reform çalışmalarının bugünü ve geleceği taşımaktan çok uzak olduğu Orta Vadeli Program’da sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği için emeklilik yaşından, aktüeryal dengenin oluşturulmasına kadar gerekli düzenlemelerin neler olduğunun somut bir şekilde ortaya konması gerektiği belirtildi.

Değerlendirmenin son bölümünde; “Orta Vadeli Program’dan beklenen yararın sağlanabilmesi için hedef belirleme ve bu hedeflere ulaşmada kullanılacak araçları saptama konusundaki yetersizliklerin giderilmesi gerektiğini belirtir, Kıbrıs Türk Ticaret Odası olarak, bu anlamda her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu vurgularız” ifadelerine yer verildi.



Yeşilköy tarihi Türk Okulu binası restore edildi



Kıbrıs Vakıflar İdaresi, İskele’de 40 yıldan fazladır kullanılmayan ve yıkılmak üzere olan Yeşilköy tarihi Türk Okulu binasını restore ederek yeniden toplumun hizmetine sundu.

İskele’ye bağlı Yeşilköy’de Yeşilköy Cami avlusunda bulunan tarihi Türk Okulu, Vakıflar İdaresi tarafından hazırlanan proje ve çıkılan ihaleyle restore edilerek, harabe halden kurtarılıp, yeniden topluma kazandırıldı.

40 yıldan fazladır terk edilmiş halde, harabeyi andıran okul binasının, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçiliği Yardım Heyeti’nin de mali yardımlarıyla aslına uygun olarak restore edilerek, bölge halkının hizmetine sunulduğu belirtilen açıklamada, yeniden elden geçirilen binaya elektrik tesisatı kurulduğu, avizeler takıldığı, çevre düzenlemesi yapıldığı kaydedildi. Tarihi Türk Okulu’nun restorasyonunun bölgede yaşayan vatandaşlar tarafından da memnuniyetle karşılandığı ifade edildi.

Kıbrıs Vakıflar İdaresi Genel Müdürü İbrahim Benter, restorasyonu tamamlanan tarihi Türk Okulu’nu yerinde inceleyerek, görevlilerden bilgi aldı.

Benter’e ziyaretinde, Vakıflar İdaresi görevlileri eşlik etti.



Lefke Belediyesi, Cittaslow ağına üyelik belgesini aldı



Lefke Belediyesi cumartesi günü İsveç’te düzenlenen törenle cittaslow (sakin şehir) ağına resmen üye oldu.

İsveç’in Falköping kasabasında gerçekleştirilen törende Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya’ya, cittaslow bayrağı ve katılım belgesi verildi.

Törende Kaya'ya belgeyi Cittaslow Genel Başkanı Stefano Pisani, Genel Sekreteri Pier Giorgio Oliveti ve Cittaslow Asbaşkanı Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer tarafından takdim edildi.

Lefke Belediye Başkanı Aziz Kaya’ya İsveç temaslarında, Lefke Turizm Derneği Başkanı Hasan Karlıtaş da eşlik etti.

Aziz Kaya, konuyla ilgili açıklamasında, Lefke yanında, 6 yeni belediyenin daha dahil olduğu “cittaslow’un üye sayısının 210’a yükseldiğini kaydetti. Kaya, Yeni Boğaziçi’nden sonra, Lefke’nin de cittaslow ağının içerisinde yer alması önemli bir başarı olduğunu belirtti.

Turizm Bakanlığı’nın girişimiyle üç yıl önce başlayan Lefke’nin cittaslow olma yolculuğunun, Lefke Belediyesi, Lefke Avrupa Üniversitesi ve sivil toplum örgütü gönüllülerinin katılımıyla başarıya ulaştığını ifade eden Kaya, bu sürece destek veren herkese teşekkür etti. Kaya “Bu başarı hepimizindir” dedi.

Kaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi:“Lefke artık, uluslararası bir ağın içerisinde yer alıyor. Yaşam kalitesi, çevre, altyapı, turizm, eğitim, üretim ve gerekli tüm alanlarda çalışma yürütüp, bölgemizi sakin şehir kriterlerinin uygulandığı çok özel ve huzurlu bir kasabaya dönüştürmek için çalışacağız”



CTP ve AKEL Örgütleri ortak etkinlik düzenledi



Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve AKEL, Kıbrıs sorunuyla ilgili görüş alışverişinde bulunabilmek için ortak etkinlik düzenledi.

Güney Kıbrıs’ta yer alan Pelendri’de gerçekleştirilen etkinlik, iki gün sürdü.

CTP İskele örgütü ve AKEL Larnaka örgütünün düzenlediği etkinliğin açılış konuşmasını CTP İskele Başkanvekili Hüseyin Mülazim ile AKEL Larnaka İlçe Başkanı Christella Andoniou yaptı.

Etkinlikte, AKEL Politbüro Üyesi Hristos Hristofidis ile CTP MYK Üyesi ve Dışilişkiler Sekreteri Muhittin Tolga Özsağlam da bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmaların da tamamlanmasının ardından CTP ve AKEL üyeleri konuşmacılara Kıbrıs sorununa yönelik sorular yöneltti.



Noratlas’taki 4 komandonun kalıntısı kayıp



Temmuz 1974’te Ada’ya gizlice komando getirmek üzere Girit’ten havalanan ancak Lefkoşa Havaalanı mevkiinde “dost ateşiyle” (RMMO), düşürülen Noratlas tipi uçaktaki 4 komandonun kalıntılarına ulaşılamadı. Şu anda 4 kayıp komando kalıntısı aranıyor.

Rum Fileleftheros’un haberine göre, Yunan Askeri Mezarlığı’nda gömülü olan uçakta 28’i komando, 32 kişi vardı. Düşürülen uçaktan tek bir kişi sağ kurtulmuştu. Kısa süre önce yapılan kazıda Noratlas’ın taşıdığı 15 komandonun kalıntısına ulaşıldı; kimlik tespitleri bir buçuk ay içerisinde tamamlanacak. 12 kişinin kalıntısı ise Lakadamya’daki mezarlıkta bulundu.

Geriye kalan 4 kişinin nerede gömülü olduğu bilinmiyor. Bu kişileri tespit için Lakadamya mezarlığının çeşitli yerlerinde yapılan kazılar sonuç vermediğinden şu anda, Yunanistan’daki yanlış ailelere gönderilmiş olabilecekleri ihtimali üzerinde duruluyor. Rum Yönetimi başkanlığı İnsani Konular Komiseri Fotis Fotiu’nun, yıllar önce Yunanistan’a gönderilmiş kalıntıların DNA testi için yeniden Güney’e götürülmesini sağlamak üzere, Yunanistan’a gitmesi bekleniyor.

Gazete 4 kişiyle ilgili diğer bir ihtimalin de “bozulmasın” diye üzerine kimyasal sıkılan, bu nedenle kimlik tespiti çok zorlaşan kalıntılar arasında olmaları olduğunu yazdı.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 44
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1925
Toplam Tekil 4076706
IP 3.19.211.134






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu