Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı New York temasları çerçevesinde, Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu kabul etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, Davutoğlu’yla müzakere sürecinde gelinen son durumu değerlendirdiklerini ifade ederek, Davutoğlu'nun Türkiye’nin çözüm sürecine desteğini yinelediğini dile getirdi.

Davutoğlu’nun, KKTC Cumhurbaşkanı olarak New York’ta yaptığı temaslardan duyduğu memnuniyeti de ifade ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Akıncı, bu temasların devamını dilediğini de söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, dün, ayrıca İsveç Dışişleri Bakanı Margot Wallström ve Kıbrıs Türk Yardım Cemiyeti Temsilcileriyle de görüştü.

Cumhurbaşkanı Akıncı, bugün de Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Murray McCully ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşecek.

Akıncı, ayrıca bu akşam TC Dışişleri Bakanı Feridun Sinirlioğlu’nun onuruna vereceği yemeğe katılacak.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile görüşmesi ise yarın gerçekleşecek.



Akıncı, Mogherini ile bir araya geldi



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, New York temasları çerçevesinde AB Komisyonu Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ile bir araya geldi.

Akıncı, Kıbrıs'ta çözümün sağlayacağı barış ve refahın bölgeye olumlu örnek olacağını vurguladı. AB’nin New York’taki BM Daimi Temsilciliği’nde yer alan görüşmede, Akıncı’ya, Müzakereci Özdil Nami, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Erhan Erçin ile KKTC’nin New York Temsilcisi Mehmet Dana eşlik etti.

Görüşme sonrasında kısa bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Akıncı, iyi bir görüşme olduğunu söyledi ve Mogherini’ye müzakerelerin geldiği aşamayla ilgili bilgi verildiğini, Kıbrıs Türk tarafının görüşlerinin aktarıldığını kaydetti.

Bulunacak olan çözümde AB’nin oynayacağı rolü de değerlendirdiklerini ifade eden Akıncı, AB’nin yapabileceği katkıları ele aldıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, AB’nin çözümün gerekliliklerini yerine getirebilmesi için hazırlıkların zaman kaybedilmeden başlaması gerektiği konusunu da konuştuklarını vurguladı ve kapsamlı çözümün 2 toplumlu 2 kesimli karakterinin korunması için alınması gereken tedbirler konusunda Kıbrıs Türk tarafının görüşlerinin de aktarıldığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, çözümün bazı unsurlarının birincil hukuk olarak AB içinde korunması gerekliliğinin altının çizildiğini de ifade ederek, Kıbrıs sorununun çözümünün bölgeye sağlayacağı barış ve refahın, olumlu örnek oluşturacağını söyledi.

Çözümün maliyetiyle ilgili konuların da Mogherini ile gerçekleştirilen görüşmede konuşulduğunu kaydederek, AB’nin maliyetin karşılanması konusunda yapılabileceklerin de değerlendirildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının AB’ye uyumu için AB kurumlarının Kıbrıs Türk tarafı ile daha çok iş birliği yapılması gerektiğinin de ele alındığını ifade etti.

Akıncı , “Özetle müzakerelerde bulunduğumuz aşama hakkında bilgi verdik, bulunacak çözümün AB içinde yasal kesinliği olması gerektiğini, çözümün maliyetin karşılanması konusunda AB’nin oynayabileceği pozitif rolü konuştuk ve görüşmeden olumlu izlenimlerle ayrıldık” dedi.



Atalay ile Hadjıonnas barış mesajları verdi



KKTC’de yaşayan Türkiye kökenli vatandaşlardan oluşan bin kişilik bir grubun, dün gerçekleşen Hala Sultan Tekkesi ziyaretinde, Din İşleri Başkanı Prof. Dr. Talip Atalay ile Başpiskoposluk temsilcisi Papaz Savvas Hadjionnas, barış mesajları verdi.

Atalay konuşmasında, barış ve kardeşliğe vurgu yaparak, terör ve ayrımcılığın sona ermesi dileğinde bulundu. Atalay, Başpiskoposluğun, Türkiye kökenlilerin varlığını kabul ederek bugünkü (dünkü) ziyarete temsilci göndermesinin önemli olduğunu da söyledi.

Hala Sultan Tekkesi’nin Müslümanlar için çok önemli olduğunu söyleyen Atalay, Müslümanların yüzlerce yıl burada barış içinde yaşadığını, İslam kelimesinin barış anlamına geldiğini vurguladı.

Savvas Hadjionnas da Kurban Bayramı’nı kutlayarak, başpiskoposun iyi dileklerini iletti. Hadjionnas, Din İşleri Başkanlığı ile Başpiskoposluk arasındaki diyalogun başarılı bir şekilde devam ettiğini ve edeceğine inandıklarını belirtti. Hadjionnas da, Başpiskoposluğun ilk kez bir temsilci gönderdiğini kaydetti.



CTP-AKEL ortak komitesi toplandı



Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ile Güney Kıbrıs’taki AKEL partisinin Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için liderlerin sürdürdüğü müzakerelere destek olmak ve halkların yakınlaşmasına katkıda bulunmak amacıyla oluşturduğu komite dün toplandı.

Toplantıda müzakerelerde gelinen aşama ile ilgili görüş alış verişinde bulunulurken özelde mülkiyet konusu tartışıldı.

Tarafların periyodik ve yoğun bir çalışma programı ile çözüm sürecine katkı koyma konusunda görüş birliğine vardıkları belirtilen açıklamaya göre, ortak komitenin amaçları; referandumda her iki taraftan da “evet” çıkması, sonucun ortak başarı olarak “kazan-kazan”a dayalı olması, toplumların ortak ve farklı hassasiyetlerinin gözetilmesi olarak belirlendi.



Kıbrıslı Türk ve Rum Siyasi Partiler ara bölgede bir araya geldi



Bazı Kıbrıslı Türk ve Rum siyasi partilerin başkan ve temsilcileri Lefkoşa’da ara bölgede yeniden bir araya geldi.

“Kıbrıs’ta demokratik bir çözümün temel parametreleri”nin ele alındığı toplantının ardından yapılan ortak açıklamada, Kıbrıs’ta bulunacak bir çözümün federal, demokratik, adil ve kalıcı olması gerektiği belirtildi ve iki liderin bu yönde yapacağı çalışmalara destek verildi.

Toplantı, Slovakya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçiliği’nin himayelerinde rutin olarak gerçekleşen toplantılar çerçevesinde Ledra Palace Otel’de yer aldı.

Güney Kıbrıs’taki EDEK partisinin ev sahipliğindeki toplantıya KKTC’deki siyasi partilerden Demokrat Parti Ulusal Güçler (DPUG) heyeti katılmazken, CTP, UBP, TDP, BKP ve YKP temsilcileri katıldı.

Toplantıda Kıbrıs Rum kesimindeki siyasi partilerden EDEK’in yanı sıra, AKEL, EDİ, DİKO, EPALXI ve Yeşiller’in parti başkan ve temsilcileri yer aldı.

Slovakya’nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi Oksana Tomova toplantı sonrası hazırlanan ortak metni basına okudu.

Ortak açıklamada, bugünkü toplantıda ev sahipliği yapan EDEK’in önerisi üzerine “Kıbrıs’ta demokratik bir çözüm için temel parametreler nedir” konusunun ele alındığı ifade edildi.

Açıklamada “Kıbrıs’ta bulunacak bir çözümün federal, demokratik, adil ve kalıcı olması gerektiği ve iki liderin bu yönde yapacağı çalışmalara destek verildiği” belirtildi.

Partilerin bir sonraki toplantısı 21 Ekim Çarşamba saat 10.30’da Ledra Palace Otel’de yer alacak.



Biden: “Çözüme ilişkin fırsat penceresi değerlendirilmeli”



ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile gerçekleştirdiği görüşme sırasında “ABD’nin, Kıbrıs sorunundaki müzakere sürecinin her şekilde ilerlemesi ve çözüme ilişkin fırsat penceresinin değerlendirilmesi sözünü yinelediğini” belirtildi. Rum Fileleftheros gazetesi, bir diplomatik kaynağa dayanarak verdiği haberinde, görüşmenin “çok dostane ve samimi” bir ortamda gerçekleştirildiğini belirtti.

Habere göre, 2016 Başkanlık seçimlerinde partisinden aday gösterilmesi ihtimali bulunan ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Kıbrıs sorununun yetki dahilinde olduğunu ve “Kıbrıs”ın, bölgede merkezi bir role sahip olup, ABD’nin stratejik ortağı olduğunu ifade etti.

Gazete, Biden’in, Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında Türkiye’nin oynaması gereken rol konusunda da hem fikir görüldüğünü yazdı.

Habere göre, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ise görüşme sırasında, Biden’a, müzakerelerde bugüne kadar ne yapıldığı ve ne yapılacağının yansıra, Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi konusunda Akıncı ile sahip olduğu ortak vizyon hakkında bilgi verdi.

Kıbrıs Rum tarafının, garantilerin kaldırılması ve dört temel özgürlüğün hayata geçirilmesi konusunda ABD’nin yardımını istediğini yazan gazete, çözüm fonu konusunun da gündeme geldiğini belirtti.

Görüşmede, Kıbrıs sorununun dışında, enerji ve bölgedeki gelişmeler konularının da ele alındığını belirten gazete, ABD Dışişleri Bakanlığı'nın enerji konuları koordinatörü Amos Hochstein’in da görüşmede yer aldığını yazdı.

Habere göre, ABD Başkan Yardımcısı Biden, Anastasiadis’e “ABD’de bulunacağınız bir sonraki defa, zamanınız olur ve yemek için evime gelirsiniz” dedi; Anastasiadis de “memnuniyetle, Beyaz Saray’a geleceğim” yanıtı verdi.

Öte yandan, Güney Kıbrıs’ta yayımlanan gazeteler, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras arasında dün gerçekleştirilen görüşmeye de yer verdi.

Uluslararası toplumun, çözüm perspektifi yaratması için Türkiye’ye yönelmesi gerektiğine ilişkin Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın ortak inancının dile getirildiğini yazan gazete, görüşmenin BM binasında yapıldığını belirtti.

Gazete, diplomatik kaynaklara dayanarak, Anastasiadis’in, Yunanistan Başbakanı Çipras ve Çipras’ın yakın çalışma arkadaşlarını müzakerelerin mevcut aşaması, belirli konularda kaydedilen ilerleme, Kıbrıs sorunun boyutlarında var olmaya devam eden özlü ayrılıklar ve sorunlar hakkında bilgilendirdiğini yazdı.

Habere göre, Anastasiadis ve Çipras ayrıca, 70’inci BM Genel Kurulu çalışmaları kapsamında yaptıkları temaslar konusunda da birbirlerine bilgi aktarırken, sadece Kıbrıs sorununda değil, bölgeyle alakalı başka konularda da mutlak koordinasyon ve sıkı işbirliğinde olunması kararlılıklarını da yinelediler.



Eide’ye Rumlardan eleştiri



BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, çözüm için fon arayışları çerçevesinde Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yaptığı temaslar nedeniyle Rum tarafında eleştirilmeye devam ediliyor.

Rum Fileleftheros gazetesi, Eide’yi eleştirenlerin Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anstasaidis’ten de cevap istediklerini belirtti.

Habere göre Anastasiadis’in, Rum “göçmenlerin” Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) erişime sahip olacaklarını ve mülkiyet meselesinin AİHM kararları temelinde çözüleceği söylemini hatırlatan DİKO “AİHM kararları mülkiyet tazminatlarını Türkiye’nin ödemesi gerektiğini söylüyor. O zaman Sayın Eide ne için finansman arıyor?” diye sordu, şu iddiayı ortaya attı:

“Sayın Akıcı da göçmenlerin tazminatlarını kendilerinin ödemesini öneriyor. Diğer bir deyişle istilanın etkilerini Türkiye’nin değil bizim ödememiz için kendi kendimizi vergilendirmemizi öneriyor.”

Vatandaşlar İttifakı da Eide’nin ne için finansman aradığını sorduğu açıklamasında “Kıbrıs sorunu, ekonomik bedelin çözümü olarak algılanmamalı” vurgusunu yaptı ve “Kıbrıs’a büyük miktarda para dökülecek hikayesine dayanan ve kendini süratle feshedecek bir çözüme destek veremeyiz” dedi.



Kammenos Güney Kıbrıs’a gidiyor



Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos’un, “Kıbrıs Cumhuriyeti bağımsızlık yıldönümü” etkinliklerinde Yunanistan’ı temsil etmek üzere bugün Güney Kıbrıs’a gitmesi bekleniyor.

Rum Politis gazetesine göre Kammenos ziyareti vesilesiyle Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Savunma Bakanı Hristoforos Fokaidis ve Başpiskopos İkinci Hrisostomos’la görüşecek.

Kammenos, Rum Milli Muhafız Ordusu (RMMO) liderliğiyle de bir araya gelecek.



Pavlopulos Güney Kıbrıs’a gidecek



Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’un Rum Yüksek Mahkemesi’nin daveti üzerine Kasım ayında Güney Kıbrıs’a gideceği haber verildi.

Rum Fileleftheros gazetesine göre, seçkin bir hukuk profesörü olan Pavlopulos, Rum Yüksek Mahkemesi’nin 13 Kasım tarihinde gerçekleştireceği etkinlikte konuşma yapacak.



Anastasiadis: “ Kerry ve Lavrov adayı ziyaret edecek”



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, New York’taki temasları çerçevesinde bir araya geldiği ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve Rusya Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov’un Kıbrıs’ı ziyaret edeceklerini açıkladı.

Rum Politis gazetesi, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in basın toplantısı düzenlediğini ve New York’taki temaslarına ilişkin değerlendirmede bulunduğunu yazdılar.

Habere göre Anastasiadis açıklamasında, New York’taki temaslarından duyduğu memnuniyeti dile getirerek Rum hükümetinin amacının, enerji alanında bölge ülkeleriyle ilişkilerin güçlendirilmesi ve elde edilecek faydanın ortaklaşa çoğaltılması için Güney Kıbrıs’ın enerji alanında düzeyini yükseltmek olduğunu söyledi.

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı John Kerry’yle gerçekleştirdiği temaslara değinen Anastasiadis, ABD’nin “Kıbrıs’ın gerek terörizm gerekse bölgede güvenlik koşullarının oluşturulması konusunda bölgedeki istikrarlı rolünü bildiğini ve ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yönünde ortak niyetlerinin bulunduğunu” ifade etti.

Anastasiadis, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin yıl sonundan önce Kıbrıs’ı ziyaret etme niyetinde olduğunu belirtirken kesin ziyaret tarihinin diplomatik temaslar yoluyla belirleneceğini vurguladı.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un da, sonra belirlenecek bir tarihte Güney Kıbrıs’ı ziyaret edeceğini ifade eden Anastasiadis, bu ziyaret sırasında imzalanması planlanan beş anlaşmanın hazırlıklarının da yapıldığını belirtti.

Açıklamasında, Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah Eli Sisi’yle gerçekleştirdiği görüşmeye de değinen Anastasiadis, Güney Kıbrıs’ın Mısır’a doğal gaz satması konusundaki diyalogun en kısa sürede tamamlanması ve yeni bir Yunanistan-Güney Kıbrıs-Mısır üçlü zirvesinin yapılması konusunda hemfikir olduklarını ifade etti.

Anastasiadis, Noble Energy şirketi CEO’suyla gerçekleştirdiği görüşmede ise doğal gazın ticareti konusunu ele aldıklarını belirtti ancak ayrıntıya girmekten kaçındı.

Anastasiadis ayrıca, 10-12 Kasım tarihleri arasında Ürdün ve 13 Kasım tarihinde de Filistin’i ziyaret edeceğini de açıkladı.

Rum Fileleftheros gazetesi ise Anastasiadis’in açıklamasında, Lavrov’un Güney Kıbrıs’ı ziyareti sırasında imzalanacak anlaşmaların sayısının 45 olduğunu, bunlardan kırkının hazır durumda bulunduğunu söylediğini yazdılar.

Gazetenin haberine göre Anastasiadis, temasları sırasında Kıbrıs sorununa ilişkin olarak, Kıbrıs Rum tarafının bir anlaşma için gerekli gördüğü “garantilerin kaldırılması, dört özgürlüğün uygulanması, yabancı askerlerin gitmesi ve çözümün AB normları ile insan hakları anlaşmalarıyla uyumlu olması” şeklindeki temel tezlerini ilettiğini söyledi.

Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümü sürecinde henüz ilk aşamalarda bulunulduğunu ve hem kendisinin hem de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın hedefinin halkın endişelerini giderecek ve beklentilerine yanıt verecek bir çözüme ulaşılması olduğunu ifade etti.

Takvimleri ve hakemliği kabul etmediklerini temaslarında açıkça belirttiğini de söyleyen Anastasiadis, mülkiyet başlığının çözümlerinden biri olarak gündemde bulunan tazminatlar konusunda fon oluşturulmasının büyük önem taşıdığını vurguladı.

Anastasiadis ayrıca, ekonomi konusunda araştırmaların yapılması gerektiğini de ifade etti.



“Mısır yatağının jeolojik yapısı Rum parsellerine uzanıyor”



İtalyan ENI şirketi tarafından Mısır Münhasır Ekonomik Bölgesinde (MEB) tespit edilen “Zohr” isimli “süper dev” yatağın yapısının, Rumların tek yanlı ilan ettiği MEB’deki parsellere kadar uzanmakta olduğu belirtildi.

Rum Simerini gazetesi, Zohr yatağının jeolojik yapısıyla ilgili olarak, buradaki doğal gaz yatağının, Rumların tek yanlı ilan ettiği MEB içerisine girmemesine rağmen, petrol yatağının MEB’in içerisinde yer alabileceğini belirtti.

Gazete, “Nikos Ligeros” ve “İlia Konofago” isimli uzmanlar tarafından yayımlanan, ENI şirketine ait üç resmi haritadan da ortaya çıktığı üzere, Zohr yatağının neredeyse tamamen Mısır MEB’i içerisinde bulunmasına rağmen, jeolojik yapısının 6’da birinin Rumların ilan ettiği MEB içerisine de uzandığını izah etti.

Bahse konu haritaların, doğal gaz yatağının çok aşağısında olmak üzere, bir petrol yatağı var olduğunu gösterdiğini ve bunun yarısının Rumların ilan ettiği MEB içerisinde bulunduğunu yazan gazete, bundan ötürü, gelecekte petrol çıkarılması halinde, Rum Yönetiminin bunun yüzde 50’sinden faydalanacağını belirtti.

Gazete “MEB’de Petrol İkramiyesi (Jackpot)” başlığıyla iç sayfadan geniş bir şekilde yer verdiği haberinde ise, bahse konu iki uzmanın, ENI şirketinin hali hazırda, Zohr yatağıyla ilgili ikinci sondajı seneye yapmayı öngördüğünü belirtti.

Öte yandan haberde, Yunanistan ile Güney Kıbrıs’ın, Mısır ile olan üçlü işbirliği aracılığıyla, hem Doğu Akdeniz bölgesi, hem de AB’de dinamik bir rol oynayabileceklerini ekledi.



Lapta’da antik mezar bulundu



Lapta’da, Millattan Önce 325 ile 58 yıllarını kapsayan Hellenistik devre ait olduğuna inanılan antik bir mezar keşfedildi.

Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli, yapılan kazılarda Helenistik döneme ait parçaların bulunduğunu, kazı çalışmalarının tamamlanmasıyla daha detaylı bilgi verebileceklerini kaydetti.



Yunan şirketi Güney’de hellim üretmeye başlayacak



Yunanistan’ın tanınmış şirketlerinden olan ve dünyada 35 ülkede faaliyet gösteren “Dodoni” şirketinin Güney Kıbrıs’ta başta Hellim ve Nor olmak üzere üretim gerçekleştireceği bildirildi.

Rum Fileleftheros gazetesinin haberine göre, söz konusu şirket tarafından dün düzenlenen basın toplantısında yapılan açıklamada, şirketin Limasol’un “İpsona Sanayi Bölgesinde” fabrika kurmayı ve 2016 yılında üretime başlamayı planladığı duyuruldu.

Toplantıda hazır bulunan Rum Tarım Bakanı Nikos Kuyalis ise, Dodoni şirketinin Güney Kıbrıs’ta üretim yapacak olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.









Enformasyon Dairesi