Dışişleri Bakanı Emine Çolak, 70. BM Genel Kurulu toplantıları çerçevesinde bir dizi temaslarda bulunmak üzere yarın New York’a gidiyor.

Bakan Çolak’a New York’taki temasları sırasında Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Dr. Erhan Erçin ve Dışişleri Dairesi Genel Müdürü Kemal Köprülü eşlik edecek.



Akıncı, Ban ve Kerry ile görüşecek



Birleşmiş Milletler (BM) 70. Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde temaslarda bulunmak üzere New York’a giden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 1 Ekim Perşembe günü Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı John Kerry, 2 Ekim Cuma günü de BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile görüşecek.

Cumhurbaşkanı Akıncı’ya, eşi Meral Akıncı, Müzakereci Özdil Nami, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı ve Müzakere Heyeti üyesi Erhan Erçin, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Özel Kalem Müdürü Cenk Gürçağ ve Müzakere Heyetinden Sertaç Güven eşlik ediyor.



New York’ta EOKA kutlaması



ABD’de yaşayan Rumlar EOKA’nın silahlı tedhişe başlayışının (1955-59) 60’ıncı yıldönümünü, BM Genel Kurulu nedeniyle New York’ta olan Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de katıldığı bir etkinlikle kutladı.

Rum Simerini gazetesine göre Rum tarafından bir grup EOKA’cının da katıldığı etkinliğin kapanış konuşmasını yapan Anastasiadis “Gençliğin güzelliğini umursamadan canlarını verenleri, vatanımıza özgürlük vermek için kendilerini feda edenleri onurlandırmak için savaş vereceğiz” ifadesini kullandı.



Çağlar Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi toplantısına katılacak



CTP-BG Güzelyurt Milletvekili Mehmet Çağlar, Fransa’nın Strasbourg kentinde yapılacak Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Genel Kurulu Sonbahar Dönemi Toplantısına katılacak.

Cumhuriyet Meclisi Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, bugün başlayıp 2 Ekim’e kadar sürecek toplantıya katılacak olan Çağlar, 3 Ekim’de KKTC’ye dönecek.



Cezaevi arkasındaki kazıların ilk etabı tamamlandı



Kayıp Şahıslar Komitesi’nin Lefkoşa’da Merkezi Cezaevi arkasındaki bölgede sürdürdüğü kazıların ilk aşamasında toplam 20 Kıbrıslı Rum’a ait kemik kalıntılarına ulaşıldı.

17 Ağustos’ta başlayıp, Kurban Bayramı öncesinde tamamlanan birinci etap kazı çalışmalarının hemen yakınlarda yapılacak ikinci etap kazı çalışmalarına en geç önümüzdeki hafta geçilmesi hedefleniyor.

Kayıp Şahıslar Komitesi Kıbrıslı Türk Üye Yardımcısı Murat Soysal’ın verdiği bilgiye göre, Kurban Bayramı’ndan önce tamamlanan ve 20 kayba ait kalıntıların çıkarıldığı ilk bölgedeki kazıların ardından arazinin eski haline getirilme çalışmaları devam ediyor.

Bu çalışmaların tamamlanmasının ardından en geç önümüzdeki hafta başında, ilk kazı bölgesinin yaklaşık 70-80 metre kuzeybatısındaki ikinci etaba geçilecek.

Komiteye bağlı Antropoloji Laboratuvarı’na gönderilen kalıntıların kimlik tespit çalışmalarının gelecek yıl içinde tamamlanması bekleniyor.

1974’te çatışmalarda ölen toplam 40-50 civarında Kıbrıslı Rum’un cenazesi, kamyonlarla BM aracılığıyla Ledra Palace’tan Güney Kıbrıs makamlarına verilmek istenmiş ancak reddedilince bir gece bekletildikten sonra Cezaevi bölgesine gömülmüştü.

Kayıp Şahıslar Listesi’ne göre kayıp Kıbrıslı Türklerin, tümünün sivil ve yüzde 25-28’i kadın ile çocuklardan oluşuyor. Kıbrıslı Rum kayıpların ise yüzde 12 ‘si kadın ve çocuk, yüzde 55’i de Yunan ve Kıbrıslı Rum askerlerden oluşuyor.



Beşparmak Düşünce Grubu: “Türk Askerinin varlığı yeni yapıda da sürdürülmeli”



Beşparmak Düşünce Grubu, Kıbrıs müzakere sürecinde; “etkin ve fiili garanti ve ittifak sisteminin özüne dokunmadan, Türk askerinin varlığını tümden kaldırılmadan, olası yeni federal yapıda da sürdürülmesi gerektiğini” bildirdi.

Beşparmak Düşünce Grubu, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin Kıbrıs Türk halkı açısından “vazgeçilmez” olduğunu belirterek, garantilerin fiili niteliği ve etkinliğinin korunabilmesi için “Garanti Antlaşması” yanında adada Türk askerinin konuşlandırılmasına cevaz veren İttifak Antlaşması'nın da devam etmesinin elzem olduğunu kaydetti.

Beşparmak Düşünce Grubu, devam eden Kıbrıs müzakerelerinde ele alınan “Güvenlik” ve “Garantiler” konusuna ilişkin yazılı bir değerlendirme yaptı.

Açıklamada, 1960 güvenlik ve garanti sisteminin, varılacak yeni bir anlaşmanın ve yaratılacak yeni statünün ihlalini önleme amacı yanında Lozan’ın yarattığı dengelere yeni unsurlar katarak, Doğu Akdeniz’de Kıbrıs üzerinden yeni bir Türk-Yunan dengesi oluşturduğu kaydedildi.

Türkiye ve Kıbrıs Türk halkı bakımından bu dengenin en önemli unsurunun İttifak ve Garanti Antlaşmaları ile Garanti Antlaşması'nın verdiği müdahale hakkı olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Garanti ve İttifak Antlaşmalarının iptali ancak ilgili 5 tarafın mutabakatı ile mümkündür ve her hal ve karda bir garantörün reddi halinde bu antlaşmaların son bulması veya değiştirilmesi olası değildir” denildi.

Devam eden görüşmelerin prosedürü açısından 5 tarafı ilgilendiren “garantiler” başlığının, garantörlerin de katılımıyla çok taraflı toplantıda ele alınabileceği üzerinde de mutabakat bulunduğu belirtilen açıklamada, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs adasında varoluşunu Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü sayesinde sürdürdüğüne vurgu yapıldı.

Açıklamada, Kıbrıs Türk halkına yönelik geçmişte yapılan saldırılar ve Kıbrıs Türk halkının direnişinden de tarihi bilgiler verilerek, şunlar kaydedildi:

“AB üyesi olacak olan olası yeni federal ortaklığın garantilere ihtiyacı olmadığı, başka bir garanti sistemi gerektiği, garantilerin sürmesi ama İttifak Antlaşması’nın kalkması ya da 2004 Annan Planı’nda olduğu gibi 650 kişilik Türk askeri varlığının üç yılda bir gözden geçirilmesi yönünde girişimler olduğu bilgisi kaygı verici olup bunların tümü de kabul edilemez olarak değerlendirilmektedir.

Kıbrıs’ta taraflar arasında oluşturulacak yeni federal ortaklığın devamını isteyen gerek Kıbrıslı Türk gerekse Kıbrıslı Rumların, temelde varılacak anlaşmanın devamını hedefleyen mevcut garanti sisteminin devamından yana olması gerekmektedir.

Aksi takdirde, etkinliğini kanıtlamış ve yeni bir ortaklık ilişkisinin kurulmasına fırsat vermiş mevcut garanti sisteminin devamını istemeyenlerin yeni düzenlemeleri yeniden bozma niyetinde olabilecekleri sonucu çıkaracaktır. Rum-Yunan tarafının yeni kurulacak ortaklığa ve/veya onun Kıbrıs Türk ortağına karşı kötü bir niyeti yoksa, mevcut garanti sisteminin devamına itiraz etmemesi gerekir.

Beşparmak Düşünce Grubu, etkin ve fiili garanti ve ittifak sisteminin özüne dokunmadan, Türk askeri varlığını tümden kaldırmadan, özellikle de belirli sürelerde tartışma konusu yapılıp sürekli gerginlik konusu olmasına fırsat ve olanak vermeyecek biçimde, olası yeni federal yapı itibariyle de sürdürülmesi gereğini, KKTC Meclisi'nde oybirliğiyle alınmış kararda da ifade edildiği gibi, Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin Kıbrıs Türk halkı açısından vazgeçilmez olduğunu, mevcut garanti sisteminden vazgeçilmesi veya bunun etkisizleştirilmesinin, on yıllardır bir varoluş, hak ve eşit statü mücadelesi vermekte olan halkımızın morali ve toplumsal psikolojisi açısından yeni bir travma geçirmesine neden olacağını; garantilerin fiili niteliği ve etkinliğinin korunabilmesi için, Garanti Antlaşması yanında Ada'da Türk askerinin konuşlandırılmasına cevaz veren İttifak Antlaşması'nın da devam etmesinin elzem olduğunu değerlendirmektedir.”



Rumlar Büyükkonuk’ta ayin yaptı



Rumlar, 41 yıl aradan sonra ilk kez, geçtiğimiz Cumartesi günü, Büyükkonuk’taki (Komi Kebir) “Ayios Afksendios Kilisesi”nde ayin yaptılar. Ayine yaklaşık 500 kişi katıldı.

Kilise, Kültürel Miras Teknik Komitesi tarafından restore edilerek Temmuz ayında ibadete açılmıştı.







Enformasyon Dairesi