Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’i kabulünde yaptığı konuşmada Türkiye’nin güçlenmesi, huzur ve demokrasi içinde kalkınmasının Kıbrıslı Türkler için ayrıca önemli olduğuna dikkat çekti.

Kıbrıs kökenli bir kişinin, Kıbrıs işlerinden sorumlu olacağı bir makamda görev almasının kendisini mutlu ettiğini ifade etti.

Görev döneminin kısa ya da uzun olmasının önemli olmadığını, önemli olanın bu süre içinde bırakılacak izler olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, bu vesileyle Türkeş’in adaylığının da hayırlı olması temennisinde bulundu.

Sonrasının halkın takdirine kaldığını belirten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye’nin geleceği için huzur ve istikrarın önemine değindi.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş de, kendisini kabul ettiği için Cumhurbaşkanı Akıncı’ya teşekkür ederek, görev aldıktan sonra ilk yurt dışı ziyaretini KKTC’ye yaptığını kaydetti.

Kıbrıs’tan sorumlu bakan olarak görev almasının kendisi için ayrıca önemli olduğunu vurgulayan Türkeş, Kıbrıs kökenli olmaktan onur ve memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Türkeş, Türkiye’de kurulan kısa süreli hükümette Kıbrıs’tan sorumlu bakan olmanın ve Kıbrıs’ta olup biteni takip etmenin kendisine mutluluk vereceğini kaydetti.



Siber: “Her iki ülke halkının mutluluğu ve refahı da ortak”



Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'i kabul etti.

Her iki ülkenin halkının mutluluğu ve refahının da ortak olduğunu belirten Siber, Kıbrıs'ın geçmişini çok iyi bilen bir kişi olan Türkeş'in Kıbrıs'tan da sorumlu bir bakan olmasının önemine işaret etti.

Siber, karşılıklı ziyaretlerin önemli olduğunu ancak Türkiye'den yapılan ziyaretlerin, yerinde görmek ve bilgi almak açısından olumlu ve anlamlı olduğunu kaydetti.

Geçici hükümetlerin çalışmalarının önemine de işaret eden Siber, devlette görev süresinin değil arkada bırakılan işlerin önemli olduğunu belirtti ve Türkeş'e başarılı bir dönem diledi.

Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş de ilk yurtdışı ziyaretini KKTC'ye yapmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu ziyaretin kendisi açısından çok onurlu bir görev olduğunu, Kıbrıs'ın babasının, dolayısıyla kendisinin de memleketi olduğunu kaydetti.

O bakımdan resmi ziyaret yanında memleketini ziyaret ettiğini vurgulayan Türkeş, "Kıbrıs Türkünün meselesi Türkiye olarak önceliğimizdir. Bu öncelik ve ilgi; müdahale için değil Kıbrıs Türk halkının refahı ve özgür yaşaması niyeti taşır" diye konuştu.

Türkiye Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş Başbakan Ömer Kalyoncu tarafından da kabul edildi ve onuruna verilen yemeğe katıldı.



Talat ve Eroğlu Türkeş’i kabul etti



Kıbrıs İşlerinden de Sorumlu Türkiye Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş'i 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve 3. Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından ayrı ayrı kabul edildi.

Talat, kabulde, Kıbrıs’ın, Kıbrıs sorunu ve bütün diğer ekonomik, sosyal ve siyasi faaliyetler bakımından Türkiye için önemli bir yer olduğuna işaret ederek, “Bu anlamda Kıbrıs işlerinden sorumlu bakan ve bir Kıbrıslı olarak aramızda olmanız bizi çok mutlu etti” diye konuştu.

Eroğlu ise konuşmasında, KKTC’nin Türkiye ile ilişkilerinde bu güne kadar sorun yaşamadığını kaydederek, “İnşallah yeni dönemde de arkadaşlar, Türkiyesiz bazı şeylerin olamayacağı bilinci içerisinde hareket eder. Müzakere masasında herkes bir çözüm ister de nasıl olursa bir çözüm veya ben çözeyim de dünya beni alkışlasın düşüncesi içerisinde hareket etmez” dedi.



Akıncı New York’a gidecek



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon ile görüşmek ve BM 70’inci Genel Kurulu çalışmaları çerçevesinde çeşitli temaslarda bulunmak amacıyla New York’a gidecek.

28 Eylül Pazartesi sabahı adadan ayrılacak olan Cumhurbaşkanı Akıncı, New York'taki temaslarını 4 Ekim Pazar günü tamamlayacak.

Cumhurbaşkanı Akıncı, BM Genel Sekreteri Ban’la görüşmesinin yanında ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile de bir araya gelecek. Akıncı’nın başka temas ve görüşmeleri de olacak.

New York’a eşi Meral Akıncı’yla birlikte gidecek olan Cumhurbaşkanı Akıncı’ya, temaslarında, Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Özel Kalem Müdürü Cenk Gürçağ, Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Erhan Erçin, ile Müzakere Heyetinden Sertaç Güven eşlik edecek.



Çolak: “AB süreci iyi ve pozitif devam ediyor”



Avrupa Komisyonu’nun “Avrupa Hareketlilik Haftası” etkinlikleri çerçevesinde “Avrupa Birliği’nde ve Kıbrıs Türk Toplumunda Sürdürülebilir Ulaşım ve Hareketlilik” konulu panelde konuşan Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Kıbrıs’ın bütününün AB’nin tam olarak parçası olması için başlatılan sürecin iyi ve pozitif devam ettiğini, bu sürecin herkes için büyük ümitler vaat ettiğini söyledi.

Bakan Çolak, AB’nin gereklerini ödev olarak üstlenmekle AB’nin sağlayacaklarından faydalanmanın da bu işin bir parçası olduğunu belirtti.

Çolak, AB’ye uyum sağlamanın sadece yasa değiştirmek değil, AB kurallarını içselleştirmek, ruhu kavramak olduğunu belirtti.

Dışişleri Bakanı Emine Çolak ulaşımın birçok alanda önem arz ettiğini ifade etti ve ulaşım verimliliğinin ticari hayatı, çevreyi, günlük yaşam kalitesini, şehircilik anlayışını ve şehircilik estetiğini etkilediğini söyledi.

“Her şeyin başı hayat” diyen Çolak, bu konuda duyarsız ve verimsiz bir yaklaşımla insan hayatına mal olacak neticeler ortaya çıkabileceğini dile getirdi.

Duyarlılık artırılmasını amaçlayan bu gibi etkinlikleri ülkeyi AB’ye uyumlaştırma hedefinin bir parçası olarak gördükleri anlatan Çolak, AB’ye uyum sağlamanın sadece yasa değiştirmek değil, aynı zamanda AB’nin kurallarını içselleştirmek, ruhunu kavramak, AB’nin standartları ve anlayışının iklimini kendi bölgelerinde yaratmak, felsefesini algılamak olduğunu ifade etti.

AB felsefesi ve anlayışını daha çok sahiplenmeye acilen ihtiyaçları olduğunu belirten Emine Çolak, “AB’ye uyumlandırma grubu” kurulduğunu ve bu doğrultuda çalışmaların sürdüğünü anlattı.

AB Destek Ofisi Başkanı Michaele Foresty konuşmasında her yıl düzenlenen “Avrupa Hareketlilik Haftası” etkinliklerine birçok ülkenin katıldığını anlattı ve yürüme, bisiklet kullanma gibi hareketlerin yararlarıyla ilgili farkındalık yaratmaya çalıştıklarını söyledi.

İnsanların çeşitli ulaşım yöntemlerini görüp bunlardan kendileri için sürdürülebilir olanını tercih etmesini hedeflediklerini dile getiren Foresty, Avrupa’nın bundan gürültünün ve hava kirliliğinin azalması gibi yararlar elde edeceğini vurguladı.

Foresty, bu etkinliğin ilk kez Kıbrıs Türk toplumunca da kabul gördüğünü kaydetti.

Ulaştırma Bakanlığı Müsteşarı Suat Yeldener de, kalkınmanın çevresel etkilerinin göz ardı edilerek yalnızca ekonomi düzleminde ele alınması sonucu doğal kaynakların tükenmesi, çevre kirliliği ve iklim değişikliği gibi küresel sorunlar ortaya çıktığını kaydetti.

Yeldener, kalkınmanın çevresel etkenlerin göz ardı edilerek sadece ekonomik boyutunun algılanmasının birçok sorun yarattığını da işaret etti ve kalkınmada çevresel faktörlerin önemini vurguladı.

Erişebilirliği yüksek güvenli, çevre dostu ve ekonomik bir ulaşım sisteminin sürdürülebilir bir ulaşım olduğunu söyleyen Yeldener, KKTC’de ulaşımla ilgili bazı detayları da aktardı ve ulaşımda trafik güvenliğinin artırılması için yapılması gerekenleri sıraladı.



Erhürman: “Birincil Hukuk olmazsa olmaz”



CTP Genel Sekreteri Tufan Erhürman, çözümün AB’nin Birincil hukuk olması gerektiğinin altını çizdi.

Tufan Erhürman “Bu konu halledilmeden önce ‘Avrupa Birliği Başlığı halledildi’ diyemeyiz. Şayet birincil hukuk olmazsa çözümden sonra birçok dava için Avrupa Mahkemesi’ne koşabilirler “ şeklinde konuştu.

Kıbrıs Türkü’nün 2004’teki konumda olmadığını ifade eden Tufan Erhürman “Sürecin başlangıç noktası o kadar cazip değil. Ekonomik açıdan bakarsak Güney’in ekonomisi öyle matah değil. AB’ye girmek de o kadar önemli değil, çünkü AB’nin haklarından yararlanıyorlar. Ayrıca Dimopulos kararı var. O yüzden tablo ters döndü.” dedi.

Erhürman müzakerelerde yönetim ve güç paylaşımı başlığı altında bazı gelişmeler yaşandığını, ancak kritik noktanın yürütme başlığı olduğunu söyledi. Dönüşümlü başkanlıkta eşitlikten yana olduklarını vurgu yapan Erhürman, vatandaşlık konusunda belli uzlaşıya varılma noktasında olunduğunu belirtti. Türkiye’den gelenlerin pozisyonu konusunda Rum tarafında bir yumuşama görüldüğünü vurgulayan Erhürman “ O konuda belli bir ilerleme kaydedildiği anlaşılıyor. Rumlar eski söylemlerinden vazgeçtiler. Zaten insan haklarına ve akla uygun bir düşünce değildi” dedi ve ekonomi başlığında da ilerleme olduğunu söyledi. (Haberal Kıbrıslı)



“Eide’nin iki görevi var”



Rum Fileleftheros Gazetesinin haberine göre, Eide’nin New York’ta iki önemli görevi var. Bunlardan birincisi Genel Sekreterin ofisine Kıbrıs’ta atılacak kararlı adımların ne olacağını danışmak ve uluslararası güçlü aktörler ile durumu istişare etmek.

Gazeteye göre ikinci görevi ise devletler ve organizasyonlarla görüşüp çözümün getireceği maliyete maddi kaynak yaratacak bir fon oluşturmak.

Eide’nin ilk görevinin rutin bazı görüşmeleri barındırmasına rağmen, uluslararası toplumu Kıbrıs Müzakere sürecinde Kasım-Aralık aylarının hayati olacağına inandırmak olması açısından önemli görülüyor. Eide yapacağı görüşmelerde, söz konusu aylarda, liderlerin görüşmeleri sıklaştıracağı ve süreç üzerinde daha çok inisiyatif alınacağının altını çizeceği öngörülüyor.

Eide’nin ikinci görevi ise, olası bir çözüm ve birleşmeden sonra ortaya çıkacak maliyeti karşılayacak bir fon oluşturma çabaları. Bulunması arzulanan kaynağın taşınmazların yeniden yapılandırılması ve tazminat maliyetlerine çözüm olacağı öngörülüyor.

Ancak habere göre Eide’nin bu görevi birincisine göre daha zor unsurlar içeriyor. Bunun sebebi ise, uluslararası çevrelerin ellerini şu an yerine çözümden bir gün sonra atmak niyetinde olmaları gösteriliyor.

Eide’nin New York’da BM Genel Kurul çalışmaları sırasında yapılacak olan Dünya Ekonomik Formunda da boy göstereceğini yazan gazete, Norveç Eski Dışişleri Bakanının forumda aktif bir şekilde maddi kaynak arayışında olacağını da vurguladı.

Buna göre, Eide’nin en büyük hedefi, çözüm sonrası mal mülk işlerini çözecek olan Mülkiyet Komisyonu’na uluslararası bir fon oluşturmak.

Söz konusu komisyonun fonlarının yerel kaynaklardan da sağlanacağının vurgulandığı haberde, fonun maddi kaynağın çok büyük kısmının IMF gibi uluslararası kreditörlerden karşılanması noktasında çalışmalar olduğuna da dikkat çekti. (Kıbrıs Postası)



Şefik yeni görevine resmen başladı



Yüksek Mahkeme Başkanlığı’na atanan Narin Ferdi Şefik, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın huzurunda düzenlenen yemin töreninin ardından yeni görevine resmen başladı.

Cumhurbaşkanlığı’nda Yüksek Adliye Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu yemin töreninde, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı kısa bir konuşma yaptı.

Yüksek yargıda bugün (dün) yeni bir dönem başlayacağını dile getiren Cumhurbaşkanı Akıncı, Şafak Öneri’nin bir yıllık görev süresinin dolmasının ardından görevini bugün (dün) resmen devredeceğini kaydetti.

Narin Ferdi Şefik’in bugünden (dün) itibaren Yüksek Yargının başına geçeceğini ifade eden Akıncı sözlerini şöyle tamamladı:

“Hayırlı uğurlu olsun dileklerimi ifade etmek isterim. Geçen gün adli yılın açılış töreninde sanırım söylenmedik bir şey kalmadı her şey söylendi. Ben bir tek temennide bulunabilirim. Biraz sonra resmen yeminle devralacağınız görevde bütün eksikliklerin giderildiği, yanlışların düzeltildiği ve ülkemizde daha adil bir dönemin yaşandığı yıllar olsun. Bu konuda sadece yargıya değil herkese, toplumun tüm kesimlerine ödev düşüyor”.

Şefik’in özgeçmişi

Narin Ferdi Şefik, 1959 yılında Lefkoşa’da doğdu. İlk ve Orta öğrenimini Kıbrıs’ta, lise öğrenimini İngiltere’de tamamladı. 1980 yılında King’s College Londra Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun oldu. 1981 yılında Inns of Court, Gray’s Inn’den barrister-at-Law payesini aldı. 26 Kasım 1981’den itibaren Kıbrıs’ta avukat olarak çalıştı. 1987 yılında Kaza Mahkemesi Yargıcı olarak atandı. 1995’de Kıdemli Yargıç, 2002’de Kaza Mahkemesi Başkanı görevine getirildi.

Bu süre içerisinde muhtelif Kaza ve Ağır Ceza Mahkemelerinde Üye Yargıç ve Başkan olarak görev yaptı.

2008 yılında Yüksek Mahkeme Yargıcı olarak atandı. Yüksek Mahkeme Yargıcı olarak Yargıtay ve Yüksek İdare Mahkemesinde Üye ve oturum Başkanı olarak görevde bulundu.

Şefik, Yüksek Adliye Kurulu tarafından, 21 Eylül 2015 tarihinde göreve başlamak üzere Yüksek Mahkeme Başkanlığı’na seçildi.



Özyiğit: “Ülkede ciddi bir güvenlik sorunu var”



Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, ülkede güvenlikle ilgili ciddi sıkıntıların yaşandığını belirterek, acil tedbir alınmasını istedi.

Mağusa’da iki grup arasında mahkeme avlusunda yaşanan olayın yanı sıra, Güzelyurt Terminal bölgesinde gruplar arasında silahlı çatışma yaşandığını, alacağını tahsil edemeyen bazı kişilerin borçlu kişileri kaçırıp tehditle alacağını tahsil etmeye çalıştıklarını, Lefkoşa’da çöp bidonu içinde dinamit lokumları bulunduğunu, son olarak da hafta sonu Girne’de bir otele otomatik silahla ateş edildiğini anımsatan Özyiğit, “Ülke nereye gidiyor. Gidişat hiç de iyi değil” ifadelerini kullandı.

Özyiğit yaptığı yazılı açıklamada, özellikle Lefkoşa’daki dinamit olayıyla ilgili halen net bir açıklama yapılmadığını belirterek, “Bu olay da tıpkı diğerleri gibi zamana havale edilerek unutturulmaya mı çalışıyor” diye sordu.

Hükümet ile emniyet birimlerinin acil tedbir almalarının gerekliliği üzerinde duran Özyiğit, “Birileri Lefkoşa’nın göbeğine dinamit koyarken, birileri de Girne’nin göbeğinde kalaşnikofla 55 el ateş ediyor. Bu silahlar ve patlayıcılar ülkeye nasıl ve nereden giriyor. Bugüne kadar olduğu gibi, olaylar faili meçhul olarak kalır ve suçlular yakalanıp gerekli cezaları almazlarsa, bu tür istenmeyen olaylar maalesef yaşanmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

Özyiğit, “Umarız bu kez failler en kısa sürede bulunarak gerekli cezalar verilir” dedi.



TÜRKSOY Opera günleri tamamlandı



Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı (TÜRKSOY) Opera Günleri’nin Bellapais Manastırı’nda düzenlenen KKTC ayağı tamamlandı.

Bayındırlık Çevre ve Kültür Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile TÜRKSOY işbirliğinde düzenlenen 18’nci TÜRKSOY Opera Günleri’nin KKTC ayağı 17 ve 18 Eylül’de gerçekleştirildi.

Opera Günleri’nin Türkiye bacağı, 23 ve 24 Eylül’de, Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali kapsamında yer alacak.



Pile’de 70 yaşındaki Kıbrıslı Türk’ün evinde soygun girişimi



Pile’de 22 yaşındaki bir Rum’un, 70 yaşındaki bir Kıbrıslı Türk’ün evine girerek, soygun girişiminde bulunduğu bildirildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, önceki gün saat 19.00 sularında meydana gelen olayda, 22 yaşındaki Pile sakini Rum’un, mutfak kapısından eve girerek, bıçak tehdidiyle para istediğini ve kadının bağırmaya başlaması üzerine kaçtığını yazdı.

Haberde, polisin olaydan kısa süre sonra şahsı yakaladığı ve şahsın dün Larnaka Kaza Mahkemesi’ne çıkarılarak, aleyhinde 2 günlük tutuklama emri verildiği kaydedildi.







Enformasyon Dairesi