BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Halkın gönül rahatlığıyla ‘evet’ diyeceği bir referandum hedefliyoruz” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Halkın gönül rahatlığıyla ‘evet’ diyeceği bir referandum hedefliyoruz”
Tarih: 18.09.2015 > Kaç kez okundu? 1538

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, tüm tarafları memnun edecek, halkın gönül rahatlığıyla “evet” diyeceği bir referandum hedeflediklerini söyleyerek, sürecin Meclis, hükümet, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile birlikte yürütüldüğünü kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın çağrısıyla toplanan Cumhuriyet Meclisi’nin Kıbrıs konusundaki özel birleşimin ardından yapılan açıklamada, Akıncı, bu tür toplantıların artarak tekrarlanacağını belirtti. Müzakere sürecinin tek başına değil Meclis, hükümet, siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri ile birlikte yürütüldüğünü belirten Akıncı, salı günü de sivil toplum örgütlerine süreçle ilgili bilgi vereceğini ifade etti.

Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber de bilgilendirmenin önemine işaret etti ve yeterli bilgi olmadığında kaosun ortaya çıktığını ifade etti.

Siber, hedefin Kıbrıs Türk halkının çözümle bugün olduğundan daha güzel bir geleceğe ulaşılması olduğunu belirtti.

Demokrat Parti Genel Başkanı Serdar Denktaş da, Kıbrıs sorununa ilişkin ayrıntılı bilgi aldıklarını belirtti. Toplantıda görüşlerini anlattığını, bunların tutanaklara geçtiğini söyleyen Denktaş, “DP-UG olarak çok da rahat değiliz” dedi.

Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Hüseyin Angolemli de, Halkın mülkiyet konusunda endişeleri olduğuna işaret etti ve taraflar arasında bu konuda henüz bir anlaşmaya varılmadığını belirtti.

Angolemli, tarafların kriterleri belirleme süreci içinde olduklarını söyleyerek, halkın endişe etmemesi gerektiğini kaydetti.

Yönetim ve güç paylaşımı konusunda çok ilerleme sağlandığına değinen Angolemli, “Bu konuda yüzde 80 anlaşmaya varıldı” dedi.

Angolemli, konjonktür değişmeden Kıbrıs’ta çözüme ulaşmak gerektiğini söyleyerek, gidişatın iyi olduğunu belirtti.

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Milletvekili Ferdi Sabit Soyer ise, Akıncı’nın Meclis’e önemli bilgiler verdiğini, yararlı bir toplantı olduğunu söyledi.

Soyer, “Ortak aklın oluşmasına katkı koyan bir toplantı oldu” diye konuştu.

Bölgede yaşanan olayların Doğu Akdeniz’de güç ilişkilerinin farklılaşacağını gösterdiğini söyleyen Soyer, bu durumda Kıbrıs sorununa karşılıklı kabul edilebilir anlaşma sağlanmasının öneminin arttığını kaydetti.

Soyer, verimli bir sonuç alınacağına inandığını vurguladı.



Türkeş pazartesi KKTC'ye gelecek



Türkiye Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, pazartesi günü KKTC'ye gelecek.

Başbakan Yardımcısı Türkeş'in basın müşavirliğinden yapılan açıklamada, Türkeş'in Lefkoşa'ya resmi bir ziyaret gerçekleştireceği belirtildi.

Açıklamada, Türkeş'in söz konusu ziyarete ilişkin Başbakan Ahmet Davutoğlu ile ikili görüşmede bulunduğu da ifade edildi.



Talat: “Kıbrıslı Türklerin ‘hayır’ı bizleri derin bir izolasyona iter”



CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat, partisinin Güzelyurt’da müzakereler ile ilgili halkı bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada Kıbrıs müzakerelerinde çözümün Kıbrıs Türk halkı için hayati önem taşıdığını belirterek, “Referandumda Kıbrıslı Türklerin ‘hayır’ demesi bizleri derin bir izolasyona iter” dedi.

Talat, Kıbrıslı Türklerin “hayır”ının Rumların “hayır”ıyla aynı olmadığını vurgulayarak, “Kıbrıslı Türkler uluslararası hukukun dışındadır ve Türkiye dışında kimse KKTC’yi tanımamaktadır. Uluslararası hukukun dışında bir yapı olarak Kıbrıs sorununun çözümüne karşı duran bir toplum, zaten izole edilmiş halden çok daha derin biz izolasyona maruz kalır. O yüzden Kıbrıs Türk halkının çözüm konusunda son derece doğru karar vermesi şarttır” diye konuştu.

Mehmet Ali Talat, KKTC ilan edildikten sonra BM Güvenlik Konseyi’nin KKTC’yi “yasadışı” ilan etmesiyle birlikte izolasyonların çok ağır hale getirildiğini, 2004’teki referandumda ise Kıbrıslı Türklerin “evet” demesiyle birlikte izolasyonların gevşemeye başladığını ifade ederek, buna örnek olarak AB’ye, ülkede üretilen bir kısım ürünleri Türkiye üzerinden satabilmesini, uluslararası alanda daha fazla temasları bulunmasını ve AİHM’in lehlerine kararları olmasını gösterdi.

Talat, güven artırıcı önlemler konusunda da; “En önemli güven yaratıcı önlem karşı halkın dilini öğrenmektir. Kapı açmak artık çok önemli değildir. En önemli güven yaratıcı önlem bana göre iki toplumun birbirinin dilini öğrenmesidir” dedi.

Mehmet Ali Talat, Kıbrıs sorununda Güneydeki seçimler nedeniyle doğal bir takvim ortaya çıktığını, bu tarihin Mayıs 2016 olduğunu söyledi.

Talat, sorunun çözülmesinin bütün taraflar için yararlı olacağı mantığının yerleştiğini ve mayısa kadar çözüm olmazsa işlerin zorlaşacağını kaydetti.

Şu ana kadar önemli konularda çok ciddi ilerlemeler sağlandığını vurgulayan Talat, gündemde en karmaşık başlığın “mülkiyet” konusu olduğunu belirterek, “Henüz mülkiyet düzenlemelerinin nasıl yapılacağı kararlaştırılmasa bile en azından en temel prensibi ortaya çıktı. Eşit sayıda Rum ve Türk’ten bağımsız bir mülkiyet komisyonu oluşacak. Bu komisyon, konuları değerlendirip kriterlere göre karar verecek. Bu kriterler de mülkiyetin kaderini belirlemiş olacak. Bunlar henüz yapılmadı bu yüzden ortada dolaşan iddialar sadece söylentidir. Bunun yaratıcısı da herkesin bildiği gibi masa başı haberler üreten Rum basındır” dedi.

Çözümün Kıbrıslı Türkler için hayati önem taşıdığına dikkat çeken Talat, şunları söyledi:

“İzolasyondan kaynaklanan nedenlerle ekonomimizde yaşanan sıkıntıları görüyoruz. Hepsinin de nedeni Kıbrıs sorunudur. Çözüm Kıbrıslı Türkler için tartışılmaz önemdedir. Kıbrıslı Rumlar 2004 referandumunda ‘yoksul Kıbrıslı Türkleri biz mi kalkındıracağız’ diye düşünerek zenginliklerini Kıbrıslı Türklerle paylaşmak istemediler ve çözüme ‘hayır’ dediler. Fakat gördüler ki çözümsüzlük onları da vurdu. Kıbrıs sorununun çözümü Kıbrıs Rum ekonomisini de ayağa kaldıracak bir gelişme olacaktır. Bugün sadece Maraş’ın restore edilmesi her iki ekonomiye de çok önemli katkılarda bulunacaktır. O yüzden Kıbrıs Rum tarafı açısından da sorunun çözümü son derece önemli hale gelmiştir. Kıbrıslı Rumlar da artık bunun bilincindedir.”

Son yapılan liderler görüşmesinin de oldukça olumlu geçtiğini ve liderlerin süreci hızlandırma kararı aldığını, böylelikle müzakerelerde yeni bir safhaya geçilmiş olduğunu ifade eden Talat, mülkiyet görüşülüp tamamlandıktan sonra geriye iki konu kalacağını; bunların “harita” ile “güvenlik ve garantiler” olduğunu belirtti.

Talat, “Şu an itibariyle 2 önemli husus var. Mülkiyet masadadır. O tamamlandıktan sonra harita masaya gelecek ve Türk ve Rum kurucu devletlerinin sınırları o haritayla belirlenmiş olacak. Güvenlik ve garantiler uluslararası bir boyuttur ve garantörlerin de katılacağı uluslararası bir konferansta tartışılacak. Durum olumlu bir zeminde devam ediyor” dedi.

“Yönetim ve Güç Paylaşımı” başlığında herhangi bir uzlaşıya varılıp varılmadığı yönündeki soruyu Talat şu şekilde yanıtladı:

“Herhangi bir karar alınırken merkezi hükümette, her iki toplumun temsilcilerinin belli oranda destek olması gerekiyor. Karar alındıktan sonra veto etmek yerine kararın alınma sürecinde olumlu hareket etmek katkıda bulunmak kararlaştırıldı.

Eğer Bakanlar Kurulu 7’ye 3’se bir karar alınması için en az bir Kıbrıslı Türk üyenin onayı şart olacak. 12’ye 5’se en az 2 Kıbrıslı Türk’ün kabul etmesi gerekecek. Bu son derece önemlidir. Bunun yanı sıra yasamada özellikle senatonun oluşumunda eşit sayıda olacağı için siyasi eşitlik de güvence altına alınacak.

Fonksiyonların paylaşılması sonucunda kurucu devletlere kalan yetkiler kurucu devletlere kalırken, federal devlete kalan yetkiler federal düzeyde iki toplumun kararlarıyla yürütülecek. Henüz netleşmemiş unsurlar var. Dönüşümlü başkanlık ve çapraz oy vs. Bunlarda büyük ölçüde yakınlaşma olmasına rağmen henüz kesinleştirilmedi.”

Özellikle çapraz oyun, kurulacak federal devletin yaşayabilmesi için önemli olduğunu düşündüğünü belirten Talat, bir Kıbrıslı Rum başkanın seçiminde Türklerin, Türk başkanın seçiminde de Rumların oy vermesinin çok önemli bir konu olduğunu kaydetti.

Talat, “Nüfusça Rum tarafı fazla olduğu için onların kullanacağı oylar Kıbrıslı Türklerin ağırlığı kadar olacak. Belirleyici olmamakla birlikte etkileyici olacak. Dolayısıyla Kıbrıslı Türkleri sevmeyen bir Rum zor seçilecek. Aynı şekilde Rumları kaile almayan bir Türk de zor seçilecek. Bu durumda da toplumlar diğer toplumun hassasiyetlerine önem vererek tercih yapacak. Bu şekilde de iki toplumun birlikte çalışması kolaylaşacak. Yargı, yasama gibi birçok konu da tamamlanmıştır” diye konuştu.

Federal yasalarla ilgili bir çalışma başlatılıp başlatılmadığını soran vatandaşın sorusunu ise Talat şöyle yanıtladı:

“Yeni bir Anayasa olacak ve bu da halkoyuna sunulacak. Mülkiyet rejimi de ona göre düzenlenmiş olacak. ‘KKTC’nin yönetim olarak verdiği koçanlar ne olacak’ sorusu sorulmakta. KKTC iç hukukuna göre verilmiş koçanlar elbette ki geçerlidir, vardır, yasal

olarak tescil edilmiştir ve varılacak bir anlaşmayla ortaya çıkacak yeni düzenlemede dikkate alınacaktır. Belki malın kullanıcısının devam etmesine değil ama devam etmediği takdirde onun yaratacağı kayıpların karşılanmasında bu evraklar geçerli olacak.”

Bir vatandaşın “Güzelyurt insanının geleceğe dönük karar alırken Güzelyurt-Lefke bölgesindeki bu insanlara yapacağınız tavsiyeler nelerdir” sorusunu yanıtlayan Talat, bu sorunun geçmişte son derece önemli olduğunu ama artık gelinen aşamada çok önemli olmaktan çıktığını kaydetti.

Talat sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bundan sonra Güzelyurt’un ne olacağı ortaya çıkacak. Artık harita hazırlanırken başka hususlar da var dikkate alınması gereken. Bunlar 2004’te yoktu. O dönemlerde Kıbrıslı Türklerle Rumların beraber yaşayıp yaşayamayacağı tartışma konusuydu. Şimdi öyle bir kaygımız yok. Bu olaylar bambaşka noktalara geldi. Harita konusu ele alınırken yerleşim oranları, kimlerin hangi oranda geleceği, vatandaşlık düzenlemeleri, harita düzenlemesini de etkileyecek. O günden bugüne başka gelişmeler yaşandı. Başka anlayışlar gelişti. Şimdi görüşülmemiş bir konu olarak bunu zamana bırakmak lazım. Yakın bir zamanda ne olacağı ortaya çıkacaktır. 2004’te referandumda onaylansaydı plan, o gün yaşanacak sıkıntılar bugün yaşanmayacak.”

Talat, CTP’nin güven yaratıcı önlemlerle ilgili ne düşündüğünü soran vatandaşı ise şöyle yanıtladı:

“En önemli güven yaratıcı önlemler çözümden sonra yaşanacak. İddia edilir ki güven yaratıcı önlemlerin çözüm öncesi yapılması lazım. Doğrudur ama bir kısmı ancak çözümden sonra gerçekleşebilecek. Mesela dil. Ben görevdeyken pilot bir uygulama yapmak istedim. 2-3 tane okulda Rumca dersler başlatalım. Güneyde de ‘aynısı yapılsın’ dedim. ‘Bizim okullarımıza Rum öğretmen gönderin, biz de size Türk öğretmen gönderelim’ dedik. ‘Olmaz’ dediler. ‘Çünkü yasadışı devletin öğretmenini kabul edemeyiz, yasadışı topraklara da öğretmen gönderemeyiz’ dediler. Halbuki sorun çözülse bunu aşmış olacağız.

En önemli güven yaratıcı önlem karşı halkın dilini öğrenmektir. Kapı açmak artık çok önemli değildir. En önemli güven yaratıcı önlem bana göre iki toplumun birbirinin dilini öğrenmesidir.”



ABD’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty



ABD’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty, geçtiğimiz pazartesi günü Washington’da düzenlenen bir törenle yeni görevi için yemin etti.

Doherty’nin Eylül ayı sonunda John Koenig'den görevi devralması bekleniyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı resmi internet sitesine göre, Doherty, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Avrupa ve Avrasya İşleri Bürosu, Avrupa ve AB İşleri Ofisi, ABD Londra Büyükelçiliği, ABD İtalya Büyükelçiliği, Uluslararası Finans ve Kalkınma Ofisi, ABD Brezilya Büyükelçiliği, ABD Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nin de aralarında bulunduğu bir çok yerde yönetici ve konsolos olarak görev yaptı.

Doherty, Dışişleri Bakanlığı öncesinde bir süre aralarında Washington Post’un da bulunduğu bir çok basın organında serbest gazeteci olarak çalıştı.

Siyasi Bilimler üzerine eğitim görmüş olan Doherty’nin, London School Of Economics’ten Karşılaştırmalı Siyasal Sistemler üzerine master derecesi bulunuyor. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan çeşitli defalar aldığı onur ödülleri de bulunan Doherty, ana dilinin yanı sıra, İtalyanca, Rusça ve Portekizce biliyor.



ABD’nin yeni Lefkoşa büyükelçisi Amerika’da Rum-Yunan örgüt temsilcileriyle görüştü



ABD’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi Kathleen Ann Doherty, Amerika’da Rum-Yunan örgütlerinin yetkilileriyle bir araya geldi.

Rum Fileleftheros gazetesi, ABD’nin yeni Lefkoşa Büyükelçisi ile Rum-Yunan örgütleri yetkilileri arasındaki görüşmenin, ABD Dışişleri Bakanlığı’nda gerçekleştirildiğini yazdı.

Habere göre görüşmede “Rum Örgütleri Federasyonu”, “Helen Amerikan Liderliği Konseyi” ( HALC), “Kıbrıs Mücadelesi Dünya Koordinasyon Komitesi” (PSEKA) gibi örgütlerin temsilcileri yer aldı.

Büyükelçi Kathleen Ann Doherty’nin ikili ilişkilere önem vereceğini dile getirdiğini yazan gazete uzmanlık alanı ekonomi olan Doherty’nin, Güney Kıbrıs-ABD ekonomik ilişkilerine de ivme kazandırmak istediğini belirtti.

Gazete Doherty’nin, geçtiğimiz Pazartesi günü düzenlenen bir törenle yeni görevi için yemin ettiğini de yazdı.

Habere göre yemin törenine, Güney Kıbrıs’ın Washington’daki Büyükelçisi Yorgos Siakkalli de davet edildi.

Doherty’nin Eylül ayı sonunda görevini devralması bekleniyor.



YKP “Mülkiyet tahrikleri akıl işi değil”



Yeni Kıbrıs Partisi (YKP), mülkiyet sorunu kullanılarak, basın aracılığıyla görüşmelerin çıkmaza sokulmaya çalışıldığını ileri sürerek, “Mülkiyet tahrikleri akıl işi değil” değerlendirmesinde bulundu.

YKP, mülkiyetle ilgili tartışmaları değerlendirdiği yazılı açıklamasında “Maksadı halkı çözüme karşı çıkmaya hazırlamak olanlar mülkiyet konusunda çözümle sizi kapı önüne koyacaklar diye inandırmak istiyorlar. Buna karşı da çözüm yanlıları halkı teskin etmek için öyle bir şey olmayacak diye güven vermeye çalışıyor” dedi.

AİHM kararlarına da değinilen açıklamada, “Aşırıcılar, kullanıcının hakkı vardır diyorlar. O zaman AİHM kararlarına atıfta bulunup çözümde Rum tarafının istediği gibi yargıya başvurma hakkını savunsunlar. Ancak yapmıyorlar çünkü AİHM kararını sade istismar etmek istiyorlar. Hakkı savunmuyorlar” ifadesini kullandı.

Açıklamada, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, “eleştirilere yanıt olarak güvence vermesi ve sonunda referanduma sokacağız demesi” de eleştirilerek, “popülist bir davranış” olarak değerlendirildi.



Türk ve Rum Ticaret Odaları Brüksel’de “Çözüm sürecinde iş dünyasının rolü” konulu etkinliğe katıldı



KTTO Başkanı Fikri Toros ile Kıbrıs (Rum) Ticaret ve Sanayi Odası (KEBE) Başkanı Phidias Pilides, Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekillerinden Knut Fleckenstein, Artis Pabriks ve Takis Hadjigeorgiou ev sahipliğinde Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirilen “Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesi süreci: Çözüm sürecinde iş dünyasının rolü " konulu etkinliğe katıldı.

Kıbrıs Türk Ticaret Odası(KTTO) Başkanı Fikri Toros, Brüksel temaslarında, Yeşil Hat ve Doğrudan Ticaret tüzükleriyle ilgili görüşlerini aktardı, Kıbrıs Türk ekonomisinin çözüme hazır hale getirilmesinin önemini dile getirdi.

Panelde yaptığı konuşmada Toros, hem kapsamlı çözüme giden yolda, hem de çözümün sürdürülebilirliği için iki taraf arasındaki ekonomik farkın azaltılması için adımlar atılmasının hayati olduğunu, AB’nin buna katkı sağlamak için tüm gerekli enstrümanlara sahip olduğunu ifade etti.

AB’nin atması gereken ilk adımlar arasında Kıbrıs Türk ekonomisini çözüme ve AB’ye entegrasyona hazırlama çabalarını hızlandırmak ve doğrudan ticareti mümkün kılmak olduğunu belirten Toros, ekonomik olarak daha güçlü bir Kıbrıs Türk toplumunun çözüm ve çözümün sürdürülebilirliğine olumlu katkı yapacağını belirtti.

Etkinlikte, SİM TV’nin “Bölünmüş Başkentin Hayalet Havalimanı” isimli belgeselin gösteriminin ardından Litvanyalı Hristiyan Demokrat AP milletvekili Artis Pabriks’in moderatörlüğünde bir panel gerçekleştirildi.

Açıklamaya göre, Türk ve Rum oda başkanları, Kıbrıs Türk Masası’nın bağlı bulunduğu Avrupa Komisyonu’nun Bölgesel Politikadan sorumlu Komiseri Corina Cretu ile bir araya geldiği; Oda Başkanı Toros’un ayrıca AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’taki İyi Niyet Misyonu nezdindeki özel temsilcisi Pieter Van Nuffel ile de görüştüğü kaydedildi.

Bölgesel Politika’dan Sorumlu Komiser Corina Cretu ile gerçekleştirilen görüşmede de Toros, Güney Kıbrıs ile KKTC arasındaki ticareti düzenleyen Yeşil Hat Tüzüğü’nün kapsamının genişletilmesi, ticari araçlar ve işlenmiş ürünler ile ilgili beklemede olan konuların zaman kaybetmeksizin çözümlenmesinin ekonomik işbirliğine katkı sağlayacağını belirtti.

Kıbrıs Türk toplumunun AB’ye uyum sürecinin hızlandırılmasının elzem olduğunu vurgulayan Toros, Oda altında kurulan Komite’nin Kıbrıs Türk ekonomisini çözüm ve AB’ye hazırlamaya yönelik çalışmalarına teknik destek ve mali katkı talep etti.

AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker’in Birleşmiş Milletlerin Kıbrıs’taki İyi Niyet Misyonu nezdindeki özel temsilcisi Pieter Van Nuffelile yapılan görüşmede, Nuffel'ın başkanlığında kurulacak uyum komitesinin yapı ve işleyişi ile ilgili istişarede bulunulduğu da kaydedildi.

Toros, Van Nuffel ile görüşmesinde, Kıbrıs Türk iş camiasının, çözüm ve AB’ye hazırlanma sürecini çok yakından takip ettiğini ve oluşturulacak komitenin etkin olması beklentisi içerisinde olduğunu kaydetti.



“Öngörülen Birleşik Kıbrıs’ta İşyerinde İşçi Sağlığı ve Güvenliği” konferansı bugün yapılıyor



İki toplumlu Tüm Kıbrıs Sendikalar Formu (TKSF), “Öngörülen Birleşik Kıbrıs’ta İşyerinde İşçi Sağlığı ve Güvenliği” konulu konferans düzenliyor.

KTAMS, PASYDY, SEK, TÜRK-SEN, PEO, DEV-İŞ’ten oluşan Tüm Kıbrıs Sendikal Forumu Daimi Komitesi’nin yazılı açıklamasına göre, “Tüm Kıbrıs Sendikal Forumu Ülkemizin Geleceği için Toplumla Diyalog İçerisinde” Programı çerçevesinde organize edilen konferans, bugün Merit Otel’de gerçekleştirilecek.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 30
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 991
Toplam Tekil 4075772
IP 3.144.124.232






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.096 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu