BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Kategorilerde hemen hemen bir mutabakat vardır, ancak kriterlerin müzakeresine geçilmedi” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Kategorilerde hemen hemen bir mutabakat vardır, ancak kriterlerin müzakeresine geçilmedi”
Tarih: 07.09.2015 > Kaç kez okundu? 1465

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Etkilenmiş olan mülkler konusundaki kategorilerde hemen hemen mutabakat vardır. Ama kriterler, yani kurulacak eşit sayıda Kıbrıslı Rum ve Türk’ten oluşacak olan mülkiyet komitesi hangi kriterlere bakarak çalışacaktır konusunda, henüz ne kriterler taraflar arasında teati edilmiştir, ne de o kriterlerin müzakeresine geçilmiştir” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, ara bölgede yaklaşık 3.5 saat süren görüşme sonrasında basına yaptığı açıklamada, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle adada ve tüm dünyada barış içinde bir geleceğe ulaşılması temennisinde bulundu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, dün Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades ile 8. görüşmeyi gerçekleştirdiklerine dikkat çekerek, son görüşmeden bu yana geçen sürede müzakerecilerin ağustos ayında da çalışmalarını yürüttüklerini kaydetti.

Bir sonraki görüşmenin 14 Eylül’de gerçekleştirileceğini ifade eden Akıncı, bu süre içerisinde müzakerecilerin aradaki dönemi değerlendirerek, çalışmalarını sürdüreceklerini kaydetti.

Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin açıklamasından da görüleceği gibi, bugünkü görüşmede gelinen aşamada içinde bulunulan durumun kapsamlı bir değerlendirmesinin yapıldığını belirten Akıncı, bugüne kadar liderler ve müzakerecilerin yaptığı çalışmalar sonrasında varılan noktaların geniş kapsamlı bir değerlendirilmesinin yapıldığını kaydetti.

Görüşmede ayrıca, gerek mülkiyet, gerek yönetim başlıkları konusunda çalışmaların sürdürüldüğünü vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, öncelikle baş başa, daha sonra müzakerecilerin ve son olarak da tüm müzakere heyetinin bir arada olduğu bir görüşme gerçekleştirdiklerini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, açıklamaları arından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, gazetecilerin mülkiyet konusundaki soruları üzerine, mülkiyet konusunda Rum basınına yansıyan haberlerin yanıltıcı yanları bulunduğunu ifade ederek, Rum basınında “kategoriler yerine, kriterler konuşulup değiş tokuş yapıldığının” yazıldığını, ancak bunun bu şekilde olmadığını kaydetti.

Dolayısıyla bugünkü müzakerelerde kendilerinin kriterleri tartışmadıklarını vurgulayan Akıncı, müzakerecilerin bu konuda daha çalışma yapmadıklarını, bu konuda iki tarafın hazırlıklarının sürdüğüne işaret etti.

Rum basınına konunun yanlış aktarıldığını, hatta Rum hükümet sözcüsünün de konuyu yanlış aktardığını söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum basınında çıkan her şeyin doğru kabul edilmemesinde büyük yayar olduğunu vurguladı.

Derinya kapısının açılmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, siyasi liderlik olarak Derinya ve Lefke-Aplıç kapılarının açılması kararını ürettiklerini, bundan sonraki süreçte ise teknik komitelerin bulunduğuna dikkat çekti.

İki tarafın bir araya geldiği ortak teknik komitede bu konuların ele alındığını, tıpkı Derinya kapısında olduğu gibi Lefke-Alıç kapısında da mevcut olan yola ek alternatif bir yol yapılması önerisi yapıldığını anlatan Cumhurbaşkanı Akıncı, “Derinya’da bizim teknik komitemizin çeşitli makamlarla yürüttüğü çalışmalar sonrasında orda da bir alternatif yol önerisi geldi. Daha sonra aldığım bilgilere göre, Lefke-Aplıç’la ilgili yol önerisi geri çekildi ve şu anda mevcut yoldaki mayınların temizlenmesi gerekiyor” dedi.

Birleşmiş Milletler yetkililerinden aldığı bilgilere göre, yılsonuna kadar bu mayınları temizlemekle görevli BM uzmanlarının adada kalacağını ve Lefke-Aplıç bölgesindeki mayınların yılsonuna kadar temizlenme şansı olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, mayınlar temizlendikten sonra yolun açılmasının gündeme geleceğini kaydetti.

Derinya kapısıyla ilgili iki taraf arasında bir uzlaşma olmadığını da söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, yaz dönemi nedeniyle teknik komitenin de bir araya gelemediğini, teknik komitenin Eylül ayı içerinde bir araya gelerek bir çıkış yolu bulmaya çalışacaklarını belirtti.

Hedeflerinin en kısa sürede iki tarafın da mutabık kalabileceği bir çerçevede bu yolun açılması olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, halkın bunu beklediğinin bilinci içinde, her iki yolun da güzergah konusundaki sıkıntıların aşılarak bir an önce açılmasını arzuladıklarını kaydetti.

Konunun takipçisi olacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, geçmişte bazı kapılarda yaşanan sıkıntıların buralarda yaşanmamasını istediklerini belirtti.

Mülkiyet konusundaki başka bir soruyu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Akıncı, bireyin mülkiyet hakkının, zaten söylenmeden var olan bir hak olduğunu ve bunun bütün dünyada geçerli olduğunu anımsattı.

Burada önemli olanın ise bu hakkın nasıl kullanılacağı konusu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti:

“Kuzeydeki ve güneydeki emlak için konuşacak olursak, aradan 41 yıl geçmiştir. Bu 41 yıl yeni durumlar yaratmıştır. Bazı durumlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne kadar gitmiş, ancak orada bir önemli davada aradan geçen yılların, o mülkü kullanan insanlara da bir takım haklar getirdiği vurgulanmıştır. Dolayısıyla mülkiyet hakkı demek, yıllardır o topraklarda ya da o konutlarda yaşayan insanların bir kararla yerlerinden sökülüp atılması anlamına gelmeyeceği, o mahkemede gerçeklik kazanmıştır. Dolayısıyla bunlar orantılarla izah edilecek konular değildir. Kriterlerle çözüme bağlanacak konulardır ki, o kriterler henüz tartışma aşamasına bile gelmiş değildir. Taraflar bu hazırlıklarını yapacaklar ve günün sonunda kriterler ortaya çıkacak.”

Akıncı, 1977-1979, onun ötesinde yerleşmiş Birleşmiş Milletler parametreleri ve 11 Şubat 2014 ve her iki tarafın da teyit ettiği ilkelerin Kıbrıs’ta iki kesimli, iki toplumlu bir federasyonu öngördüğünü vurgulayarak, “İki kesimli, iki toplumlu federasyon demek, bizim anlayışımıza göre, Kıbrıs Türk halkının kendi bölgesinde, gerek nüfus olarak, gerek mülkiyet olarak rahat bir çoğunlukta olacağı bir düzen demektir. Dolayısıyla bizim anlayışımıza göre bu çerçevede sonuçlanması gerekecektir yapacağımız müzakerelerin” dedi.

Sonuca AB prensipleri gözetilerek, insan haklarına saygılı olunarak varılacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Ancak, Avrupa ilkeleri ve prensipleri iki kesimliği, iki toplumluluğu bertaraf etmemelidir. Biz böyle bir anlayışa sahibiz. 11 Şubat 2014 tarihli uzlaşmada da bunlardan bahsediliyor” şeklinde devam etti.

Bütün bunlara, ortak bir anlayışla, her iki tarafın kabul edebileceği bir yapıda ulaşmanın mümkün olduğunu, bunun arayışı içinde olunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, en kısa zamanda sorunun çözümlenmesi temennisinde bulundu.

Geçtiğimiz hafta Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamından yanayız” açıklamalarının sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Akıncı, Anastasiades’in o açıklamalarını okuduğunu, bu açıklamalar yanında diğer Rum liderlerden farklı olumlu açıklamalar da olduğunu anımsattı.

Anastasiades’in “Kıbrıs Cumhuriyeti sadece Rumların değil, eskiden var olan bu anlayışın değişmesi gerekir” şeklinde önemli bir açılım yaptığını da anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, iki toplumun ve iki kurucu devletin siyasal eşitlik içinde oluşturacakları bir yeni yapıdan söz edildiğini kaydetti.

Her iki toplumda da bazı hassasiyetlerin olduğuna dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı şöyle devam etti:

“Rum tarafındaki hassasiyet şudur: Acaba Kıbrıs Cumhuriyeti’ni lağvediyoruz, acaba hemen çözümün olduğu gün lağvedersek devletsiz mi kalacağız. Hayır, onlara göre Kıbrıs Cumhuriyeti şekil değiştiriyor, bize göre yeni bir yapı doğuyor. Çünkü iki taraf referandumlarda yeni bir durumu onaylayacaklar. Her iki referandumdan da evet oyu çıktığı an yeni bir yapı doğacak. Bu yeni yapının adını ne koyacaksak, o federal yapı olacak.

Bunun adını da henüz koymadık. Günü gelince onun da adını koyacağız. Biz yeni bir yapının doğacağının bilincindeyiz, ancak şöyle de bir durum vardır; bu yeni oluşacak yapı -ki ismiyle, bayrağıyla her şeyiyle yeni bir yapı olacak- federatif bir yapı olacak. Ama bu yeni yapı gidip de yeniden BM’ye üyelik ve tekrardan AB’ye üyelik için başvurmayacak. Oralarda da eskisi yerine bu yeni yapı yerini alacak. Olay budur. KKTC kendi, her şeyiyle bir yapıdır. Ben de bu yapının cumhurbaşkanıyım. Bu yapı da kendini yeni bir yapılanma içinde bulacak. Buranın kurucu devleti haline dönüşecek. Tıpkı şu anda sadece Rumların yönetiminde olan yapının da, gene Rumların yönetiminde bir kurucu devlet yapılanmasına dönüşeceği gibi ve bu iki yapılanmanın yaratacağı federal bir ortaklıkta bizim yerimizi alacağımız gibi. Kıbrıs’ta gerekli olan budur.”

Mülkiyet konusunda başka bir soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mülkiyet konusunda daha başlangıç aşamalarında olunduğunu vurgulayarak, “Mülkiyet konusunda kriterler değil, kategorilerdir konuşulan. Hiç bir şey saklamıyoruz, kimsenin kuşkusu olmasın” dedi.

Adada hiçbir şey saklamanın mümkün olmadığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, bütün tutanakların en ufak ayrıntısına kadar meclise gittiğini ve partilerin her hafta bilgi aldığını, basının her görüşme sonrasında bilgilendirildiğini kaydetti.

Kriterler konusuna henüz girilmediğini yineleyen Akıncı, bu konuya tabi ki girileceğini, çünkü sürecin bu konuya girilmesiyle ilerleyeceğini kaydetti.

Son günlerde bazı Rumların koçanlarıyla bazı evlere gidip ziyaret ettikleriyle ilgili haberlerin sorulması üzerine ise Cumhurbaşkanı Akıncı, "Polis Genel Müdürü'nden bilgi istedim. Abartılı haberler olmakla birlikte bazı evlerin koçanlarla ziyaret edildiği, münferit olayların olduğu doğrudur” dedi.

Mülkiyet sorununun bu tarz yaklaşımlarla çözümünün mümkün olmadığı konusunda Anastasiadis ve kendisinin hemfikir olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, bu olayların gereğinden fazla abartılmaması çağırısında bulundu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bireyin mülkiyet hakkı meselesi, çözümü de bireysel anlamda bulacağız şeklinde değildir. Bu ancak saptanacak olan ve uzlaşılacak olan kriterler çerçevesinde mülkiyet komisyonuna havale edilecek bir konudur. Bireyler kendi aralarında anlaşsalar bile, yine gidecek yer mülkiyet komisyonu olacaktır” şeklinde konuştu.



Eide: “Liderler bütünlüklü çözüme ulaşma çabalarını yinelediler”



Kıbrıs müzakerelerinde yaz tatilinin ardından Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in yeniden bir araya geldiği görüşme sonrası basın açıklaması yapan BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, liderlerin bugünkü görüşmede ortak hedefleri olan en kısa zamanda bütünlüklü bir çözüme ulaşma konusunda çabalarını yinelediklerini söyledi.

Yaklaşık üç buçuk saat süren görüşmede BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Lisa Buttenheim ve Özel Danışman Espen Barth Eide de hazır bulundu.

Eide, 27 Temmuz’daki görüşme sonrası 11 kez bir araya gelen müzakereciler ve heyetlerinin ele aldığı konuları gözden geçirdiklerini, müzakerecilerin görüşme sıklıklarını artırarak özlü konularda liderlerin görmek istediği ileriye gidişi sağlamaya çalıştıklarını anlattı.

Müzakerecilerin mülkiyet, ekonomi ve AB konularında ihtiyaç duyduklarında uzmanlardan oluşan çalışma grubu üyelerine de başvurduklarını kaydeden Eide, çalışma gruplarının da ayrıca liderlerin yönlendirmesiyle ayrı olarak bir araya geldiklerini ifade etti.

Liderler arasındaki yapıcı ve olumlu diyaloğun ileriye doğru ivme yaratmaya devam ettiğini belirten Eide, bugünkü görüşmede daha çok, mülkiyet ve yönetimle ilgili konulara odaklandıklarını ve bugünden itibaren bir sonraki görüşmenin tarihi olan 14 Eylül’e kadar daha da ilerleme kararlılığında olduklarını söyledi.

Eide, bu nedenle müzakerecilerin önümüzdeki iki hafta neredeyse her gün olmak üzere yoğun bir şekilde görüşmeye devam edeceklerini de söyledi.



Eide: “Her geçen hafta daha da umutlanıyorum”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile görüşen Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, bir çözüme ulaşılması yönünde her geçen hafta daha da umutlandığını belirtti.

Liderler arasında sabah saatlerinde yapılan görüşmenin ardından Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yaklaşık bir saatlik görüşme yapan Eide, ardından RumYönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile bir araya geldi.

Eide, Cumhurbaşkanlığı’nda Akıncı ile görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada, liderlerin bugünkü görüşmesinde müzakerecilerin son 11 toplantısına ilişkin değerlendirme yapıldığını yineledi ve müzakere heyetlerini sistematik çalışmalarından dolayı takdir ettiğini belirtti.

Liderlerle görüşmelerinde önümüzdeki sürecin gündemini ve 14 Eylül’de yapılacak yeni görüşmede ele alınacak konuları belirlemeye çalıştıklarını kaydeden Eide, “Süreç net ve açık bir istikamette ilerliyor” dedi.

Üzerinde uzlaşıya varılan ve halen çözülmesi gereken konuların bulunduğunu, bu aşamada kendine düşen görevin “iyi bir hoca” olarak yardımcı olmak olduğunu kaydeden Eide, çözüme varmak için zorlu bir sürecin kendilerini beklediğini ifade etti.

Müzakerelerin özü ile ilgili pek fazla bir şey söyleyemeyeceğini, müzakerelerdeki başlıkların artık birbirleri ile ilişkili bir şekilde ele alındığını kaydeden Eide, “Liderler, müzakereciler ve ekiplerinden ortaya koydukları çalışma, işe bağlılık ve gösterdikleri karşılıklı güvenden dolayı memnunum. Uzun süredir devam eden Kıbrıs sorununu çözme konusunda ortak kararlılıkları var. Olacağını söylemiyorum ama her hafta daha da umutlanıyorum” dedi.



Anastasiadis ihtiyatlı iyimser



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yürütülen görüşmelerin gidişatına ilişkin ihtiyatlı iyimserliğini dile getirdi.

Rum haber kaynaklarına göre Anastasiadis, yaz tatili nedeniyle verilen aranın ardından dün yeniden başlayan Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde gerçekleştirilen görüşmenin ardından yaptığı açıklamada görüşmelerin gidişatına ilişkin ihtiyatlı iyimser olduğunu ifade eden Anastasiadis, konuyla ilgili başka bir yorumda bulunmaktan kaçınarak, BM’den yapılan açıklamaya atıfta bulundu.



“Avrupa Birliği’nin getireceği değişiklikleri konuşmak, bunun ön hazırlığını yapmak gerekir”



Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Kıbrıs’ta çözüme yönelik ilerleme yolunda ekonomi, ticaret, sanayi alanlarında ve üretimde Avrupa Birliği’nin getireceği değişiklikleri konuşmak, bunun ön hazırlığını yapmak gerektiğini vurguladı.

Sanayi Odası’ndan bir heyeti kabulünde konuşan bakan Çolak sanayi, üretim ve ihracat alanlarının büyük bir işbirliği ile güçlü bağlar gerektiren, devamı getirilen ilişkiler kurma meselesi olduğunu söyledi.

Çolak, KKTC’nin birçok ülkede temsilciliği bulunduğunu, onların da KKTC’nin ve Kıbrıslı Türkler’in ticari anlamda ihtiyaçlarının öneminin bilinci içerisinde ekipler olduğunu kaydetti.

Dışişleri Bakanlığı’nın Bakanlar Kurulu’nun kararı ile diğer bakanlıkları da içinde barındıran özel bir grup oluşturduğunu, bu grubun Avrupa Birliği ile ilişkileri harmonize ettiğini dile getiren Çolak, “Bizim alanlarımız ilk bakışta öyle görünmese de örtüşüyor, olanaklarımızı size nasıl en iyi şekilde nasıl kullandırabiliriz, bunu değerlendirmemiz lazım” diye konuştu.

Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı ise her zaman iş birliği içerisinde olmak istediklerini kaydeden Çıralı, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin geliştirilmesi, ihracatın artırılması için neler yapılabileceği konusunda fikir alış verişinde bulunmak istediklerini kaydetti.

KKTC’nin bazı ülkelerde temsilcilikleri olduğunu ifade eden Çıralı, temsilciliklerin siyasi olarak çalışmalar yürütürken, ekonomiyle, ihracatla ilgili bir takım çalışmalar yapmalarını arzuladıklarını da kaydetti.

Çıralı hellimle ilgili olarak yapılan coğrafi tescilin kendilerini memnun ettiğini de ifade etti ve KKTC’de hellim üretimiyle ilgili bazı kriterlere uymak için yapmaları gereken çok şey olduğunu ileride bu konuları görüşmek istediklerini de söyledi.



CTP ile AKEL "müzakere sürecinin takip edilmesi ve liderlere destek olunması için ortak komite kurulmasına" karar verdi



CTP Genel Merkezi’nde bir araya gelen CTP ile AKEL heyetleri görüşme sonrası basına yaptıkları ortak açıklamada Kıbrıs'ta yıllardır Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumların barış ve dayanışma içerisinde yaşaması için mücadele verdiklerini belirten CTP ile AKEL, "müzakere sürecinin takip edilmesi ve liderlere destek olunması için ortak komite kurulmasına" karar verdi.

Yakın bir sürede kurulacak ortak komite; müzakereleri yakinen takip edecek ve bir yandan sorunların çözümü konusunda öneriler geliştirerek, liderlere yardımcı olmaya çalışacak, diğer yandan da kamuoyunu doğru yönde bilgilendirme görevini üstlenecek.

CTP ile AKEL, kayıp şahısların bulunması için her iki topluma da çağrıda bulunarak, kayıplarla ilgili bilgi sahibi olanların, kayıp şahısların bulunabilmesi için bildiklerini Kayıp Şahıslar Komitesi ile paylaşmasını istedi.

Ortak açıklamada, Kıbrıs sorunu ile ilgili müzakerelerde çok önemli bir dönemden geçildiğine işaret edilerek, bu ortak toplantının hem böyle bir önemli dönemde hem de 1 Eylül Dünya Barış Gününde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle anlamlı olduğuna dikkat çekildi.

Açıklamada, CTP ile AKEL'in tarihleri boyunca Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların barış ve dayanışma içerisinde yaşaması için mücadele veren iki parti olduğu ifade edilerek, bugün bu mücadelenin federal bir çözümle taçlanması için son derece uygun bir ortam ve fırsat bulunduğuna vurgu yapıldı.

Her iki partinin de bu fırsatın doğru değerlendirilmesi konusunda kendilerine son derece önemli bir görev düştüğünün bilincinde olduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Bu bilinçten hareketle bugünkü toplantıda müzakere sürecinin takip edilmesi ve liderlere destek olunması için bir ortak komite kurulmasına karar verilmiştir. Bu komite müzakereleri yakinen takip edecek ve bir yandan sorunların çözümü konusunda öneriler geliştirerek liderlere yardımcı olmaya çalışırken, diğer yandan da kamuoyunu doğru yönde bilgilendirme görevini üstlenecektir.

Ülkemizde yaşanan süreç açısından son derece anlamlı olan bu günde iki parti tarihsel misyonlarının bilinciyle bir kez daha bütün güçleriyle bir an önce adamızda barışın ve federal çözümün gerçekleşmesi için ülkedeki tüm barış güçleriyle birlikte elden gelen her türlü katkıyı koyma kararı vermiştir.

Adamızda yaşayan herkesi en içten barışçı duyularımızla selamlarız."



Cezaevi arkasındaki bölgede kayıp kalıntılarına ulaşıldı



Kıbrıs’ta 1963-64 ve 1974 yıllarında yaşanan olaylarda kayıp olanların bulunması amacıyla farklı bölgelerde kazılar sürüyor.

Son olarak 40-50 Rum askerin gömülü olduğu tahmin edilen Lefkoşa Merkezi Cezaevi arkasındaki bölgede yapılan kazılarda, bazı kalıntılara ulaşıldığı öğrenildi.

Kayıp Şahıslar Listesi’ne göre kayıp Kıbrıslı Türklerin, tümünün sivil ve yüzde 25-28’i kadın ile çocuklardan oluşuyor. Kıbrıslı Rum kayıpların ise yüzde 12 ‘si kadın ve çocuk, yüzde 55’i de Yunan ve Kıbrıslı Rum askerlerden oluşuyor.



13. Kıbrıs Tiyatro Festivali dün akşam başladı



13. Kıbrıs Tiyatro Festivali dün akşam başladı. Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) tarafından bu yıl “Yaşamak İçin Uyanmak Gerek, Uyanmak İçin Tiyatro” sloganıyla düzenlenen festival, 29 Eylül’e kadar sürecek.

Festival programına göre, 13’üncü Kıbrıs Tiyatro Festivali, perdelerini “Selamün Kavlen Karakolu” oyunuyla açacak.



1 Eylül Dünya Barış Günü ara bölge’ de ortak etkinlikle kutlandı



Dünya Sendikalar Federasyonu’na üye Dev-İş, KTAMS, KTOEÖS, KTÖS, BES, Koop-Sen, PEO ile İki Toplumlu Barış İnisiyatifi, 1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle ara bölgede ortak etkinlik düzenledi.

Kıbrıslı Türk örgütler Kuğulu Park önünde toplanarak ara bölgeye kadar yürüdü. Dayanışma Evi önüne gelindiğinde Dünya Sendikalar Federasyonu’na üye Kıbrıslı Türk sendikalar adına Mehmetali Güroz, PEO adına Pambis Kyritsis ve İki Toplumlu Barış İnisiyatifi adına Takis Hadjidemetriou konuşma yaptı.

Mehmetali Güroz konuşmasında, savaşın sadece insanların ölmesi ya da sakat kalması anlamına gelmediğini dile getirerek, şöyle devam etti:

“Savaş insanların ailelerini, yakınlarını, dostlarını kaybetmesi demektir. Korku, acı, şiddet ve gözyaşı demektir savaş. Savaş yalnızca bugün için mağdurlar yaratmamaktadır. Süreğen etkisiyle sonraki kuşakları da yıpratan bir travmadır savaş. Günün adı barış günü, ama ne yazık ki dünyamızda iç savaşlar, medeniyetler çatışması hala devam etmektedir. Egemenler hala daha birbirlerine diş bilemekte, savaş çıkarmaya mazeretler aramaktadır.”

Pambis Kyritsis de, “Ortak sınıfsal kimliğimiz ve ortak vatan için vizyonumuz bizi birleştirdiği için buradayız” dedi.

Ülkeyi birleştirecek iki kesimli iki toplumlu bir çözüme ulaşmak istediklerini dile getiren Kyritsis, müzakere sürecine destek belirtti.

Etkinlikteki konuşmasında, “Bu akşam gerçekleştirdiğimiz etkinlikten alınabilecek tek bir mesaj vardır: Bizler barış içinde yaşayabiliriz” diyen Takis Hadjidemetriou, etkinliğe ortak bir dil paylaşmak için katıldıklarını ifade etti.

Hadjidemetriou, “Gelecek yıl yine burada toplanacağız fakat farklı bir amaç için. Adamıza gelmiş olan barışın kutlamasını yapmak için burada olacağız” diye konuştu.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 33
Dün Tekil 1238
Bugün Tekil 1045
Toplam Tekil 4065252
IP 3.145.59.187






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























9 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Saraylarda s remem da larda s rd m , Bin cihana de i mem u ks z T rkl m .
(H seyin Nihal ATSIZ)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu