Bakanlar Kurulu dün Başbakan Ömer Kalyoncu başkanlığında toplandı. Başbakan Kalyoncu toplantı öncesinde basına, yeni asgari ücret, döviz ve üçlü kararname konularıyla ilgili açıklama yaptı. Ömer Kalyoncu, dövizdeki artışa karşı ellerinde çok fazla bir şey olmasa da, yapılabileceklerin görüşüleceğini söyledi.

Kalyoncu, yeni müşavir yaratmama kararlarının arkasında olduklarını ifade etti.

Asgari ücrete konu olan hayat pahalılığının 1.90 olarak belirlendiğini kaydeden Kalyoncu, hayat pahalılığının belirlenmesinde yasal yöntemler olduğunu, asgari ücretin de bu kapsamda belirlendiğini söyledi.

Dövizdeki artışın dünya konjonktüründeki değişiklik ve Türkiye’deki siyasi istikrarsızlıkla ilgili olduğunu kaydeden Kalyoncu, “Bunu değiştirecek konumda değiliz” dedi.

Kamuoyunda, “döviz bu kadar artarken, nasıl olur da hayat pahalılığı düşük çıkar” tartışması yapıldığını belirten Ömer Kalyoncu, “Dövizin yükselmesi bize bağlı değil, asgari ücretin belirlenmesi, dövizin yükselmesiyle aynı döneme geldi. Elimizde çok fazla bir şey olmasa da, bu konuyla ilgili neler yapabileceğimizi görüşeceğiz. Esas sorun, vatandaşın dövizle ev ve araba almasıyla, borçlanmasıyla ilgili…” diye konuştu.

Üçlü kararname konusuna da değinen Kalyoncu, hükümet programında yer alan yeni müşavir yaratılmayacağı sözünün arkasında olduklarını vurguladı.

Başbakan Ömer Kalyoncu, hayat pahalılığı ödeneğinin asgari ücrete yansımasıyla ilgili kuralların yasalarla belirlendiğine işaret ederek, değiştirilmesinin de Meclis’te çoğunluğun sağlanmasıyla mümkün olduğunu söyledi.

Devlet Planlama Örgütü’nün ‘Hanehalkı Tüketim Anketi’ çalışmasının devam ettiğini, bu kapsamda yeni bir sepet belirleneceğini dile getiren Kalyoncu, “Hayat pahalılığı buna göre hesaplanmaya başlanacak” dedi.

Bir basın mensubunun, “Siz, ‘Başbakan olarak asgari ücretteki 55 TL’lik artışı sindirebildiniz mi?” sorusu üzerine Kalyoncu, “Hiçbir ücret insanlar için yeterli değildir. Benim anlayışıma göre önemli olan, insanların rahat yaşayabileceği ortamların yaratılmasıdır. Hepimiz bunun için uğraşıyoruz” dedi.

Asgari ücretin hesap kitap neticesinde ortaya çıktığını vurgulayan Kalyoncu, “Yasalar ve kurallar bizi bağlıyor. Ben solcu bir insan olarak başbakanım. Bana, ‘55 TL’yi içinize sindirdiniz mi?’ diye soru sorulduğunda zoruma gider. Çünkü tabii ki yeterli değil” şeklinde konuştu.

Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde açıklamalarda bulunan Başbakan Ömer Kalyoncu’nun değindiği ilk konu, önceki gün belirlenen asgari ücret oldu.

Önceki asgari ücretin tartışmalı şekilde belirlendiğini anımsatan Kalyoncu, “Geçen yıl tarafların üçü de farklı pozisyonlardaydı. Zorlayarak bir noktaya gelindi ve geç çıkan bir karar oldu” dedi.

2014 Kasım-Aralık Hayat Pahalılığı’nın eksi çıktığını da belirten Ömer Kalyoncu, şöyle devam etti:

“Yeni asgari ücret hesaplanırken bu dikkate alınmadı. Bu yıl asgari ücrete konu olan hayat pahalılığı 1.90 olarak belirlendi. Hayat pahalılığını hesaplamak için bir takım yasal yöntemler var. Hükümet, bu yöntemlere bağlı kalmak zorunda. Ortada 1.90’lık bir hayat pahalılığı var. Buna rağmen hükümet asgari ücrete 3.28’lik bir artış getirdi. Son ay hayat pahalılığı eksi çıktı, bu da dikkate alınmadı.”

Ülkede pek çok şeyin asgari ücrete endeksli olduğunu, Sosyal Sigorta emekli maaşlarının da buna dahil olduğunu kaydeden Kalyoncu, şunları söyledi:

“Yargı sistemindeki pek çok ceza, mahkeme kararları olmadan kesilen pek çok ceza buna endeksli. Tabii ki bunlar asgari ücretin düşük belirlenmesi için bir mazeret değil. Asgari ücrette esas sorun hayat pahalılığı ve bunun yansıtılması meselesi.”

Kamuoyunda, “Döviz bu kadar artarken nasıl olur da hayat pahlılığı bu kadar düşük çıkar” konusunun tartışma konusu yapılmaya çalışıldığını kaydeden Başbakan Kalyoncu, şöyle devam etti:

“Bu yıl Hanehalkı Tüketim Endeksi’nin süresi doldu. Devlet Planlama Örgütü tarafından yapılan ve devam eden ‘Hanehalkı Tüketim’ anketi çalışması vardır. Yeni bir sepet belirlenecek ve hayat pahalılığı bundan sonra buna göre hesaplanmaya başlanacak. Bütün bunlar yasal süreleri içinde yapılması gereken işlerdir. Herkes kendine göre bu işleri yapamaz.”

Ülkede “Serbest Kambiyo” rejimi olduğunu da vurgulayan Başbakan Ömer Kalyoncu, bu kapsamda insanların ceplerinde döviz bulundurduğunu, yurtdışına dövizle giriş-çıkışların, ithalat ve ihracatın serbest olduğunu kaydetti

“Bunun yarattığı nimetler de külfetler de var. Şu anda külfetini yaşıyoruz” diyen Kalyoncu şöyle devam etti:

“Bir yangın var. İnsanlar şikayet ediyor. Haklılar var, haksız olanlar var… Hükümet olarak dövizle ilgili elimizde olan şeyler var, olmayan şeyler var. Dövizin yükselmesi bize bağlı değil. Asgari ücretle dövizin durumu denk geldi. Yurttaş, bu durumu tartışma konusu haline getiriyor. Haklı olarak. Bunlar farklı mecralarda yürüyen işler.

Basında eski Maliye Bakanlarının ‘alınabilecek tedbirler konusunda” açıklamaları da var. Çok somut şeyler söylemiyorlar. Çünkü tedbirlerle ilgili çok somut bir şey yok. Yapılabilecek şeyleri Bakanlar Kurulu’nda tekrardan konuşacağız. Uzmanlarla ilgili toplantı yapacağız. Yurttaşa ne gibi rahatlama getirebileceğimizi görüşeceğiz. “

“Esas önemli sorunlar dövizle kira ödeme, dövizle araba, ev alma”

Ekonominin rahat yürüyebilmesi için zaten bir takım tedbirler olduğunu dile getiren ve bunları anlatan Başbakan Ömer Kalyoncu, “Esas önemli sorunlar dövizle kira ödeme, dövizle araba, ev almadır. Bunlarla ilgili ne yapabileceğimize bakacağız. Elimizde çok fazla bir şey olmadığını da söylemek isterim” dedi.

Dövizdeki yükseliş konusu gündeme geldiğinde hükümetin Merkez Bankası ile görüştüğünü bu konuda açıklama yapmasını istediklerini anlatan Kalyoncu, ‘dövizle borçlanmayın’, ‘gelirinize göre borçlanın’, ‘şu sıralar mümkünse borçlanmayın’, ‘borçlarını ödemeyecek durumda olanlara taksitleri düşürün, süreyi uzatın’ yönündeki açıklamalardan söz etti.

Dövizin 2 nedenle yükseldiğini, dünyadaki ekonomik konjonktürün değişmesinin ve Türkiye’de meydana gelen istikrarsız ortam bunda etkili olduğunu vurgulayan Başbakan Kalyoncu, “Biz bunun ikisini de değiştirebilecek durumda değiliz. Serbest kambiyo rejimi ülkede devam ediyor. Buna rağmen hükümet bu konuyu masaya koyup görüşecek” diye konuştu.

Açıklamasında 3’lü kararname konusunda da değinen ve “yeni müşavir yaratmayacağız” dediklerini ve bu yönde devam ettiklerini belirten Başbakan Ömer Kalyoncu şunları ekledi:

“Basında tartışma konusu yapılmaya çalışılan bir şey var. ‘Siz yine de üçlü kararname hazırlarsınız’ gibi… Demek isteniyor ki; yeni insanları görevden alıyorsunuz ve müşavir yapıyorsunuz. Kamu Reformu Yasası geçse, herhangi bir yasal değişiklik yapılsa bile, bu hukuk içinden kazanılmış bir haktır. Bu insanlar görevden alındığı andan itibaren müşavir olurlar. Hukuk açısından onların yasal statüsünde bir değişiklik yapamazsınız. ‘Kazanılmış haklar geriye gitmez’ prensibiyle hükümet maalesef bunlarla ilgili bir şey yapamaz. Ben, bu konuları yazan-çizen arkadaşların dikkatli davranması gerektiğine inanıyorum. Konu, üçlü kararnamenin imzalanmasından ziyade, yeni müşavir yaratılıp yaratılmadığıdır. Bu hükümet, müşavirliğe yeni hak kazanacak atamalar yapmayacak. Bunda kararlıyız, zaten hükümet programına da yazdık.”

‘55’lik artışı sindirebildiniz mi?’ sorusu

Bir basın mensubunun “Siz Başbakan olarak asgari ücretteki 55 TL’lik artışı sindirebildiniz mi?” sorusu üzerine Başbakan Ömer Kalyoncu, şunları kaydetti:

“Ben aslında bu sorulara başka türlü cevap veririm. Bu sorular, bence ne bizim basına yakışır ne de doğru bir şeydir diye düşünürüm. Niçin bilir misiniz? Bu hesap kitap neticesinde ortaya çıkan bir durumdur. Ben size izah ettim, bunu yok sayarsanız, bu soruyu sorarsınız. O artış olduğu dönemlerde hiç böyle bir soruyu sordunuz mu? Burada reel bir artış var. Hiçbir ücret insanlar için yeterli değildir. Benim anlayışıma göre insanların rahat yaşayabileceği ortamların yaratılmasıdır önemli olan… Hepimiz bunun için uğraşıyoruz. ‘Biri yer, biri bakarken oradan ancak kıyamet kopar’ diye düşünürüm. Bunun değişmesi benim idealimdir. Gelin görün ki yasalar ve kurallar bizi bağlar. Şimdi hayat pahalılığı ödeneğinin asgari ücrete yansıması meselesi bizim yasalarımızla çerçevelenmiş bir durumdur. Bunu değiştirebilmek için Meclis’e gitmemiz lazım. Meclis’te bir çoğunluğun olması lazım bunu değiştirebilmek için. Ben solcu bir insan olarak başbakanım. Bana, ‘55 TL’yi içinize sindirdiniz mi’ diye bir soru sorulduğunda zoruma gider. Çünkü tabii ki yeterli değil.”

Eğitimdeki ödemelerin dövizle olması konusundaki soruyu da yanıtlayan Kalyoncu, “Üniversiteler, kendi hesaplarını kitaplarını yapacaklardır. Dövizle ilgili bu kadar tartışma var. Eminim bunu dikkate alacaklar. Almaları da lazım” dedi.



Taner Yıldız: "Kıbrıs'a özel sektör eliyle elektrik gitmesini istiyoruz"



Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Taner Yıldız, "Kıbrıs'a özel sektör eliyle elektrik gitmesini istiyoruz" dedi. Yıldız, 3-4 yıldır Kıbrıs'ın tamamına uygun bir master plan hazırlandığını belirtti.

Diplomasi Muhabirleri Derneği'nin (DMD) konuğu olan Yıldız, çeşitli konularda değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin Kıbrıs’ta elektrik fiyatlarıyla ilgili sorularını da yanıtladı.

Bu planların uygulanması halinde Kıbrıs'taki elektrik fiyatlarının üçte bire kadar düşeceğini söyleyen Taner Yıldız, kamu olarak Kıbrıs'a elektrik kablosunun çekilmesini doğru bulmadıklarını, Kıbrıs'ın elektriği için 30 veya 50 yıllığına sürdürülebilir bir projenin hayata geçirilmesi gerektiğini anlattı.

Yıldız, Türkiye’de 7 Haziran seçimleri sonrası siyasi gelişmelerin enerji sektörüne etkileri ve bölgedeki gelişmelerin enine boyuna değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti

Enerji ve Tabii Kaynaklar Taner Yıldız, döviz fiyatlarının artışından memnun olmadıklarını belirterek, "Yalnızca ihracatçının işine yarıyor olması Türkiye'nin tüm meselelerini çözüyor anlamına gelmiyor. Maliyetleri dövizle olan ana kalemlerin bizi zorladığını söylemem lazım. Buna rağmen sanayicimize ve vatandaşımıza şu anda yansıtma niyetinde değiliz" dedi.



“Anastasiadis ve Akıncı New York’a gidecek”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in BM Genel Kurulu dolayısıyla Eylül ayı sonlarında New York’ta olacakları ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon ile ayrı ayrı görüşecekleri haber verildi.

Rum Politis gazetesi Rum Sözcü Vekili Viktoras Papadopulos’u kaynak göstererek, Anastasiadis’in 18 Eylül’de gideceği New York’ta ayın 30’una kadar kalacağını yazdı.

Habere göre, Anastasiadis, Washington’da ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Dışişleri Bakanı John Kerry ve New York’ta da Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerin lider ve temsilcileriyle görüşmeler yapacak. Anastasiadis’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le görüşmesi için çaba harcandığı da iddia edildi.

Birkaç ay önce, New York’ta çoklu konferans ihtimalinden söz edilmesine karşın müzakerelerde bunu haklı çıkaracak ilerleme olmadığı, buna rağmen, New York temaslarında uluslararası garantiler ve güvenliği de gündemine alan Anastasiadis’in ayrıca uluslararası garantiler ve güvenlik konularını da gündeme getirmesi bekleniyor.

Müzakereciler işe başlıyor

Öte yandan Rum Fileleftheros, “Müzakereciler İşe Başlıyor... Nami ve Mavroyannis Toprak ve Mülkiyet İçin Hazırlık Yapıyor” başlıklı haberinde Kıbrıslı Türk Müzakereci Özdil Nami ve Rum dengi Andreas Mavroyannis’in, 1 Eylül’deki liderler görüşmesinin hazırlıklarını yapmak üzere 26 Ağustos’ta bir araya gelmesinin beklendiğini yazdı.



UBP Milletvekili Üstel UBP Kurultayı’nda aday olacağını açıkladı



Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili Ünal Üstel, 31 Elim tarihinde yapılacak UBP Kurultayı’nda Genel Başkanlığa aday olduğunu açıkladı.

Ünal Üstel adaylığını dün Golden Tulip Hotel’de düzenlediği basın toplantısıyla duyurdu. Üstel basın toplantısındaki konuşmasında, amacının, UBP’nin halkın yeniden ilk tercihi olmasını sağlamak, partililerle yeni bir vizyon oluşturarak geçmişin birikimleri sayesinde toplumun kronikleşmiş sorunlarına çözüm üretmek, Parti yetkili kurallarıyla sektör temsilciliklerini bir araya getirip çalışma grupları oluşturarak radikal kararlar almak olduğunu belirtti.



Kayıp Şahıslar Komitesi’nin amacı kazılardaki başarısızlık oranlarının azaltılması



Kayıp Şahıslar Komitesi’nin, kazılardaki başarısızlık oranlarının azaltılması için yeni faaliyetlerde bulunacağı iddia edildi.

Rum Simerini gazetesi elde ettiği bilgilere göre Komite’nin, sahip olduğu bilgileri değerlendirme şeklini ciddi bir şekilde yeniden düzenleyeceği ve kazılar için askıda bekleyen bölgeleri sınıflandıracağını savundu.

Gazete Kızılbaş bölgesinde yaklaşık 45 Kıbrıslı Rum’un gömülü olduğu toplu mezarın bulunması amacıyla birkaç gün önce başlayan 12’inci kazı nedeniyle, Komite’nin, zaman ve para kaybına neden olan başarısız çabaların azaltılması için bilgileri değerlendirme şeklini değiştirmek istediğini yazdı.

Öte yandan Kayıp Şahıslar Komitesi’nin, gözlerinin, Kızılay-Kızılbaş bölgesindeki 11 başarısız kazının ardından yeninden başlayan kazılara çevrilmiş olduğunu kaydeden gazete, bilgilere göre bu kez iyimserlik seviyesinin artmasının sebebinin, diğer kazıların aksine bu kez bunun askeri bölgede gerçekleştirilmesi ve hem Kıbrıslı Rum tanık hem de Kıbrıs Türk kaynakların kesişmesi olduğunu aktardı.



Rum Bakanlar Kurulu Rum Enerji Bakanlığı'na ENI/KOGAS'la görüşme yetkisi verdi



Rum Bakanlar Kurulu dün Nicos Anastasiades başkanlığında toplanarak Rum Enerji Bakanlığı'na, ENI/KOGAS konsorsiyumunun, Kıbrıs'ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi'ndeki blok 2,3 ve 9'da keşif araştırmalarıyla ilgili iki yıllık uzatma talebi konusundaki hükümler üzerinde şirketle görüşme yetkisi verdi.

Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklamalarda bulunan Rum Enerji Bakanı Lakkotrypis, talebin birkaç ay önce geldiğini hatırlattı, Bakanlığın Hukuk Dairesi'yle işbirliği yaparak bu talebin yerine gelmesi için yasal çerçeve bulunması üzerinde çalıştığını bildirdi.

Yasal çerçevenin bulunduğunu, sonunda konsorsiyumun araştırma programına devam etmesi için değişiklikler ve koşullar üzerinde değerlendirme yapılmasına yönelik görüşmelerin başlayacağını duyurdu.

Şirketin Akdeniz'deki Doğu Levanten havzasındaki enerjiyi dinamiğini yeniden değerlendirmek için iki yıllık, Şubat 2018'e kadar bir uzatma istediğini kaydeden Lakkotrypis, şirketin Onasagoras'ta daha sonra da Amathousa bloklarındaki iki başarılı sondajından sonra ENI/KOGAS'ın jeolojik verileri ve olası yeni sondaj hedeflerini değerlendirmek için daha fazla zaman istediğini anlattı.

Rum Enerji Bakanı Lakkotrypis, bütün verilerin şirketin siyasi değil, sadece jeolojik kriter için çalıştığını gösterdiğini, hükümetin enerji konularındaki uluslararası danışmanlarının, şirketin talebinin haklı olduğunu düşündüklerini ifade etti.

İtalyan-Güney Kore konsorsiyumu, Kıbrıs'ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi'ndeki blok 2,3 ve 9'da araştırma ihalesini kazanmıştı.

Noble Energy ve Delek'in 'Aphrodite'teki, Blok 12'deki araştırma ve sondaj tahminleri, 3.6tcf'den 6 tcf'ye kadar, 5 tcf tahmini kaynak olduğunu gösteriyor. (Rum Haber Ajansı)



Rum Ulusal Konseyi mülkiyet gündemiyle toplanıyor



Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis, müzakere masasındaki gelişmeleri bildirmek üzere Rum Ulusal Konseyi’ni 8 Eylül Salı günü toplantıya çağırdı.

Anastasiadis’in bu toplantıda iç cepheden gelen tepkileri aşmayı umduğu ancak toplantı tarihi açıklanmış olmasına karşın “ateşkes belirtisi” olmadığını çünkü partilerin, tarafların müzakere masasına koyduğu belgelerin kendilerine verilmesini talep ettikleri bildirildi.

Rum Simerini gazetesi, mülkiyet konusunun gündemdeki yerini koruduğunu ve bazı partilerin bu konuda Anastasiadis’i eleştirmeye devam ettiğini yazdı.

Konsey toplantısının elektrikli bir havada geçmesinin beklendiğine vurgu yapan gazete, buna gerekçe olarak Vatandaşlar İttifakı’nın, masaya konulan bütün belgelerin konsey katılımcılarına verilmesini şimdiden talep etmesini gösterdi.

Gazete Ekologlar ve Çevreciler Hareketi’nin ilk tepkisinin Vatandaşlar İttifakı’yla aynı frekansta olduğuna vurgu yaptı.

Habere göre, hareket, Anastasiadis’ten, müzakere masasına konulan bütün belge ve önerileri kendilerine vermesini talep ederek “Türk tarafının da elinde olduğuna göre gizli değil. Ancak bu şekilde gerçeği öğrenebilir ve milli davamızda görünen trajik tehlikeleri önleyeceğimiz teklif ve önerilerimizi bu şekilde yapabiliriz” görüşünü ortaya koydu.

Anastasiadis’in, 8 Eylül’deki toplantıyı çok kısa tutmayı planladığına işaret eden hareketin, Anastasiadis’in bilgilendirmeyi Ağustos bitmeden yapma sözü vermesine karşın bu sözünü tutmadığına ve geç kaldığına işaret etti.

Habere göre, AKEL Polit Büro üyesi ve eski Rum Yönetimi Sözcüsü Stefanos Stefanu, “Biz mal sahibinin öncelikli olduğu, uzlaşılan çerçevede olanların uygulanması, yani uzlaşılan tedavilerle ilgili kriterlerin belirlenmesi, mülklerin kategorilere ayrılması gerektiği teziyle gitmeli ve müzakere masasında nasıl gelişeceğine bakmamız gerekir. Ancak tekrar ediyorum, yasal mal sahiplerinin önceliğe sahip olmalarının güvence altına alınması bizim açımızdan hayati öneme sahiptir.”



Kasulidis Mısır’ın Güney Kıbrıs Büyükelçisi’ne nişan takdim etti



Mısır’ın, görev süresi dolan Güney Kıbrıs Büyükelçisi Heba Salah Eldin El Marassi’nin, önceki gün Rum Dışişleri Bakanı İoannis Kasulidis tarafından “Kıbrıs Cumhuriyeti” devlet nişanıyla onurlandırıldığı haber verildi.

Mısırlı Büyükelçi’nin, Güney Kıbrıs ile Mısır’ın, ikili ilişkilerindeki en iyi dönemlerinden birini yaşadığını ve iki ülke arasındaki işbirliğinin bütün alanlarda ilerlemekte olduğunu söylediğini yazan Alithia gazetesi, Kasulidis’in ise nişan takdim töreninde yaptığı konuşmada, Mısır Büyükelçisi’nin, görevi süresi boyunca, iki ülke arasındaki ilişkilerin ileriye götürülmesi için yorulmadan çalıştığını söylediğini aktardı.



Kıbrıs açıklarında hafif şiddette deprem meydana geldi



KKTC’nin Kuzeybatısında, denizde, dün 00:58’te hafif şiddette deprem meydana geldi.

Meteoroloji Dairesi Sismoloji Servisi’ne göre, deprem, Lefke Deprem İstasyonundan yaklaşık 149 kilometre uzaklıkta ve aletsel büyüklüğü Richter Ölçeğine göre 4.0 olarak kaydedildi.







Enformasyon Dairesi