BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı, 100 gününü değerlendirdi - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Cumhurbaşkanı Akıncı, 100 gününü değerlendirdi
Tarih: 16.08.2015 > Kaç kez okundu? 1556

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhurbaşkanlığı görevini devraldıktan sonra geçen sürede gerçekleştirdiği icraatları bugün düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın “Cumhurbaşkanlığı’nda 100 Gün” isimli toplantısı, Lefkoşa Merit Otel Konferans Salonu’nda yer aldı.

Konuşmasında Kıbrıs sorununa geniş yer veren Cumhurbaşkanı Akıncı, göreve geldikten sonra Rum lider Anastasiadis ile 7 kez liderler seviyesinde görüşme yaptığını kaydetti. Akıncı, mülkiyet ve AB konularıyla ilgili teknik komitelerle müzakerecilerin de görüşmeler yürüttüğünü söyledi.

Akıncı, görüşmelerde “Yönetim ve Güç paylaşımı konusunda ilerleme olduğunu söyleyebileceğini, ancak köy, harita ve yüzdelik gibi konuların müzakerelerde ele alınmadığını belirtti. Akıncı buna rağmen Rum basınında yer isimlerinin telaffuz edildiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Harita, toprağın yüzdeliği ve köy isimleri şu anda müzakere edilmedi. Bunlar zamanı gelmeden, müzakere edildiği takdirde ne türden sıkıntılara yol açabileceğini hepimiz biliyoruz” dedi.

Müzakerelerde altı başlıktan biri olan garantilerin de konuşulacağını kaydeden Akıncı, garanti antlaşmalarının uluslararası bir niteliği olan, beş taraflı bir mesele olduğunu; meselenin yeri ve zamanı gelince elbette değerlendirilecek bir mesele olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, çözüme ulaşma takvimi konusunda elinde bir sihirli değnek olmadığını ancak istek ve kararlılığın bulunduğunu söyledi. Rum tarafında da bir farklılık gözlemlendiğini kaydeden Akıncı, kararlılık devam ettiği takdirde çözüme aylar içerisinde ulaşılabileceği düşüncesini halen koruduğunu belirtti.

Güney Kıbrıs’ta Mayıs 2016’da milletvekili seçimleri yapılacağına işaret eden Akıncı, “Mayıs’a kadar herhangi bir ciddi gelişme, bir sonuç noktasına vardıracak kadar ciddi gelişme sağlayamazsak, bu iş uzar” dedi

“Ekim, Kasım ve Aralık ayları son derece önemli olabilir”

Müzakere sürecindeki bundan sonraki gelişmelere de değinen Akıncı, iki liderin 1 Eylül ve 14 Eylül tarihlerinde yeniden bir araya gelmesinin kararlaştırıldığını söyledi. Müzakereciler, müzakere heyetleri ve teknik komitelerin Ağustos ayı içinde de toplantılarını yoğun biçimde sürdüreceğine işaret eden Akıncı, Eylül’de BM Genel Kurulu’nun yer alacağı New York’ta BM Genel Sekreteri ile bir araya geleceklerini belirtti.

Akıncı, “Ekim, Kasım ve Aralık aylarının son derece önemli olabileceğini öngörebiliyorum. Dolayısıyla nereye gitmekte olduğumuz konusunda çok daha açık, net bir resim ortaya çıkacaktır” dedi.

Kıbrıs açıklarındaki doğal gaz rezervlerine de değinen Akıncı, bulunan doğal gaz rezervlerinin ihracat için yeterli olmadığına işaret etti. Akıncı, daha fazla rezerv keşfedilmesi halinde bunun Türkiye üzerinden ihraç edilmesinin en akılcı yol olacağını belirtti.

Türkiye’den gelecek suyun da çözüm için bir teşvik oluşturduğunu kaydeden Akıncı, bölgede ülkeler parçalanırken, adada federatif bir çözüm bulunmasının bölge için de güzel bir örnek teşkil edeceğini ifade etti.

Mayın alanları

Mayın tarlalarıyla ilgili çalışmalara da değinen Akıncı, mayın tarlası olabilecek 28 parselin 25’inde risk unsuruna rastlanmadığını; risk taşıyan 3 parselin bir tanesinin askeri bölgede olduğunu, diğer ikisinin de tellendiğini kaydetti.

Akıncı, iki taraf arasında elektrik bağlantısının teknik olarak gerçekleştirilerek, deneme çalışmaları yapıldığını ve ihtiyaç halinde taraflar birbirlerine elektrik verebilecek duruma getirildiğini kaydetti.

Cep telefonları konusunda da sona gelindiğini söyleyen Akıncı, cep telefonlardaki mevcut durumun kabul edilebilir olmadığını söyledi.

Lefke Aplıç ve Derinya Sınır Kapılarının açılması için siyasi kararların üretildiğini kaydeden Akıncı, kapı açılmasının çeşitli çalışmalar gerektirdiğinden uzun bir süre alabileceğini belirtti.

“Hellimin tescili 6 aya kadar biter”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, hellim konusuna da değinerek, ürünün “Hallumi” ve “Hellim” olarak tescil edilmesine karar verildiğini kaydetti.

Tescil ile birlikte ihracatın artma olasılığının da doğduğunu çünkü ürünün başka ülkelerde üretiminin yasaklanacağını kaydeden Akıncı, “Tescil işlemi muhtemelen altı ay sonra tamamlanacak” dedi.

“Türkiye’de hızlı bir çözüm isteği ile karşılandık”

Cumhurbaşkanı Akıncı, yurt dışı ziyaretlerine de değinerek, ziyaretlerinde beklediği ilgiliyi gördüğünü söyledi. Akınıcı, Türkiye’de hızlı bir çözüm isteğiyle karşılandığını belirtti.

Akıncı, Yunansitan krizine rağmen Haziran ayındaki Brüksel ziyaretinde AB’nin en üst düzeyde yetkilileriyle görüşme fırsatı bulduğunu ifade etti.

İlk 100 günün dolu dolu geçtiğini ancak bunun değerlendirmesinin halk tarafından yapılması gerektiğini söyleyen Akıncı, “Yıllarca yapılmayan bu 100 gün içerisinde sığdırıldı” dedi.

Akıncı: “Mülkiyet konusunda vatandaşlarımızı mağdur etmek değil, mutlu etmek gayesindeyiz”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, mülkiyet konusunda vatandaşların tedirgin olmasına gerek olmadığını, vatandaşları mağdur etmek değil, mutlu etmek gayesinde olduklarını dile getirerek, yatırımların sürmesi gerektiğini, KKTC devletinin verdiği tapuların arkasında olduğunu belirtti ve “Mal mülk konusunda kriterlerin belirlenmesinin ardından sorun büyük ölçüde tazminatlarla çözülecek ve kimse mağdur edilmeyecek” dedi.

Akıncı, mülkiyet konusunda tartışmaların çok erken başladığını, ancak tedirgin olacak bir durumun olmadığını ifade ederek, bu durumun sonunda yeni yapılanma gerekirse de bunların vatandaşın boynuna bırakılamayacağını söyledi. Akıncı, mülkiyet konusuyla ilgili çok insanın bulunduğuna işaret etti ve “Bunu vatandaşın boynuna asarsak bu anlaşma olmaz” diye konuştu.

Türkiye’nin müzakere masasına köstek değil destek olduğunu vurgulayan Akıncı, masada kendilerinin de tatmin olmayacağı bir anlaşmayı halkın önüne koymayacaklarını ifade ederek, “Temennim; Annan Planı dönemindeki gibi kamplaşma olmasın ve uzlaşma yaratılsın, halkımızın çoğunluğu onaylasın. Kimsenin sorgulayamayacağı, gençlerin ambargosuz spor yapabileceği, uluslararası hukuku kapsayan bir anlaşmayı halkımıza sunmaktır. Halkımıza yeterli sürenin verilmesini ve bilgisiz olarak sandığa gitmemesini istiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Cumhurbaşkanlığı’nda 100 Gün” isimli basın toplantısında basın mensuplarından gelen birçok soruyu da yanıtladı.

Akıncı, “Garanti ve güvenlik konusunda olmazsa olmazımız nedir, AB güvencesine ne kadar güvenebiliriz” sorusu üzerine, garantilerle ilgili bir uluslararası anlaşma olduğunu ve bunun tarafları bulunduğunu ifade ederek, müzakerelerde bu konunun ele alınmadığını, garantilerin sürdüğünü, Türkiye’nin garantisinin sürdüğünü, zamanı geldiğinde Türkiye ile müzakerelerin yapılacağını belirtti.

Kıbrıs Türk tarafı açısından halkın güvenliği ve özgürlüğünün en öncelikli konu olduğunu belirten Akıncı, bulunacak çözümün iki kesimli olacağını, mevcudun değiştirileceği anlamında bunu söylemediğini, ancak ne şekilde olursa olsun Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve güvencesi garanti olmadan bulunacak bir anlaşmayı halka önermeyeceklerini vurguladı.

Akıncı, güvenlik içinde yaşayan bir ada kurmak zorunda olduklarını, hem Kıbrıs Türk halkının hem de tüm insanların bu adada günün koşullarına göre güvenlik içinde barış içinde yaşamasını arzuladıklarını kaydetti.

Bir tarafın istemesi, istememesi, vazgeçmesi ile bu işin olamayacağını, garantilerin ve toprak konularının müzakerelerde en son görüşüleceğini belirten Akıncı, “asker çıksın, bu evler köyler boşaltılsın” gibi görüşmelerin müzakere masasında yapılmadığını belirtti.

“Erdoğan süreçten memnun”

Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile garantileri konuşmadıklarını, Erdoğan’a sadece müzakerelerle ilgili bilgi verdiğini, bu sürecin Türkiye ile istişare içerisinde yürütüldüğünü, Türkiye’nin Yunanistan’ın kendi iç konuları olduğunu ancak Erdoğan’ın süreçten memnun olduğunu kaydetti.

Erdoğan ile Rum Lider Anastasiadis’in görüşmesiyle ilgili bir talep olmadığını bildiğini, ancak kendisinin Yunanistan Cumhurbaşkanı ile görüşmesi durumunda Rum Liderin de Erdoğan ile görüşmesine itirazı olmayacağını ifade eden Akıncı, ayrıca çapraz ziyaretlerin de yeniden başlamasını uygun gördüğünü belirtti.

Akıncı, masada Kıbrıs Türk halkının seçtiği lider olduğunu belirterek, “Ben ne Türkiye’yi ne de Yunanistan’ı küçük görürüm, masada Türkiye’nin desteği anlamında başka müdahalesini görmedim, olursa paylaşırım. Kararı verecek olan halktır, başkası değildir” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, ülkede yaşayan yabancıların da mülkiyetle ilgili endişe duyduğu ve “KKTC tapusunun hala daha geçerli olup olmadığını” merak ettiğinin belirtilmesi üzerine, kimsenin tedirgin olmasına gerek olmadığını vurguladı.

İnsanların koçan sahibi olduğunu ve evlerinde oturduğunu ve oturmaya devam edeceğini belirten Akıncı, ancak Türkiye’nin mal sahiplerine tazminatlar ödediğini, davaların AİHM’e taşındığını, bunun üzerine KKTC’de mal tazmin komisyonunun kurulduğunu anlatarak, bireylerin mülkiyet hakkı olduğunu ancak mülkiyette hem eski mal sahibinin hem de 41 yıldır kullananın hakkı olduğunu kaydetti.

Mal tazmin komisyonunun kabul edildiğini, bu yüzden illa mala dönülecek diye bir durum olmadığını, tazminat hakkının olduğunu, kriterlere göre bağımsız bir komisyona bu konunun aktarılacağını ifade eden Akıncı, bu kriterlerin henüz tamamlanmadığını, gereksiz yere telaşa gerek olmadığını, bu telaşın da şeffaflıktan ortaya çıktığını, ancak bu tartışmaların yaşanması gerektiğini kaydetti.

Akıncı, şeffaflığın süreceğini ifade ederek, basın ile de gerekli görüşmelerin paylaşımların her zaman yapılacağını vurguladı.

“Referanduma bile gidilmeyecek” sözleri duyduğunu ancak bunun tamamen yanlış olduğunu, ilk önce bunu kendisinin kabul etmediğini ifade eden Akıncı, hayatın sürdüğünü, kimseyi mağdur etmeden bir anlaşmaya ulaşmanın önemli olduğunu, insanları çözüm sonrası yaşanacak günün daha iyi olacağını sağlamaması durumunda bu anlaşmanın da geçerliliği ve yaşamasının sıkıntılı olacağını kaydetti.

Akıncı, her türlü önleme rağmen bazı sıkıntıların yaşanabileceğini ifade ederek, bu çözümün maliyetli olacağını herkesin bildiğini ve AB’den de bu konuda destek beklediklerini söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, yer altı kaynakları ve sondajlar konusunda yeni gelişmeler yaşanmayacağına inandığını da ifade ederek, bu konuda yeni gelişmelerin masaya zarar vereceğini en iyi bilen kişilerden birinin de Anastasiasdis olacağını dile getirdi.

Akıncı, bu anlaşmada iki kesimlilikten vazgeçemeyeceklerini ifade ederek, AB normlarını istediklerini, ancak AB’den kendileri istediği zaman destek aldıklarını, sürecin BM süreci olduğunu anlattı.

Çözüm olmadan ülkedeki spor ve diğer ambargoların önüne geçemeyeceklerini gördüklerini ifade eden Akıncı, bunun “acı ve gerçek” olduğunu ifade ederek, bu yüzden çözümün özellikle gençler için önemli olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, basın mensuplarının sorularını yanıtlarken, “spor komitesinin” kurulabileceğini, ancak KOP sürecinde de bir yavaşlama yaşandığını, geçiş dönemleri için formüller üretilebileceğini söyledi, ancak spor konusunun çözümle birlikte çözüleceğine inanç belirtti.

Akıncı, bu konuda belki kültür olayındaki gibi bir çözüm bulunabileceğini ifade ederek, ayrıca çarpıtma haberlerle ile ilgili iki tarafın sözcülerinin birlikte aynı yönde açıklama yapması konusunda çalıştıklarını, böylece bunların önüne geçilebileceğini söyledi.

İki tarafın gerçekleri bilmesinin önemli olduğunu, kendisinin masadaki gerçekleri doğru aktardığını ve yalan söylemediğini, ancak Rum tarafında Ulusal Konsey olduğunu ve konuların yanlış çıkabildiğini ifade edip buna örnek olarak “verilecek köyler”iddiasını gösteren Akıncı, Maraş konusunda da bazı haberler yapıldığını ancak gerçeği yansıtmadığını anlattı.

Basın yayın ile ilgili bir komite düşünülebileceğini ve en azından müzakerelerle ilgili aynı açıklamaların yapılabileceğini ifade eden Akıncı, Kıbrıs Türk halkının iki kesimliliğinin şart olduğunu, bu konuda yüzde yüz anlaşılmadığını, ancak bunun mümkün olduğunu dile getirdi.

Akıncı, AB’de Kıbrıs Türk halkının tek örnek olduğunu, referanduma “evet” dediğini anca AB dışında kaldığını anlattı.

Akıncı, UNESCO’nun Gazimağusa suriçini korunacak bölgeler içinde göstermesinin önemli olduğunu, buna karşı çıkılamayacağını ifade ederek, Otello Kalesi tamiratının tamamlandığını ve iki tarafa ait kültürel kaynakların korunduğunu kaydetti.

Akıncı, alternatif geçiş kapıları konusunda da çalışmaların olduğunu, gerekli çalışmaların sürdüğünü anlattı.

Örtülü ödenek konusuyla ilgili bir soru üzerine Akıncı, yılsonunda bunu halk ile paylaşacağını söyledi.

Meclis tutanakları ile ilgili son dağıtımın 10 Ağustos’ta yapıldığını ifade eden Akıncı, görüşme tutanaklarının en geç 10 gün içinde yayıldığını, ancak 47 yıllık süreçte en yoğun müzakere döneminin yaşandığını ifade etti.

“Keşke bu tutanaklar didik didik edilse” diyen Akıncı, basın ile daha çok bir araya geleceklerini ve yakın diyaloğu sürdüreceklerini söyledi.

Maraş konusuna da değinen Akıncı, temaslarında kapsamlı bir çözüm için irade ve istek gördüğünü, bunun BM ve Türkiye tarafından da böyle olduğunu, kapsamlı çözüme odaklanıldığını, Maraş konusunda da bir talep gelmediğini, telefon, hellim gibi konuların öncelik aldığını, Maraş’ın gündeme geleceğini ancak şimdi tartışma konusu olmadığını kaydetti.

Akıncı, YÖDAK konusunda huzursuzluk yaşadığını, burada siyasetin olmaması ve eğitim ile halka güven vermesi gerektiğini vurguladı.

Akıncı, mülkiyet konusunda kriterlerin belirlenmesinin ardından bir komisyon oluşturulacağını ve kişilerin muhatap edilmeyeceğini vurguladı.

Yürütülecek görevlerde rotasyonu siyasi eşitliğin temeli olarak gördüklerini ve bu konuda ilkelerin bağlanmasının önemli olduğunu ifade eden Akıncı, mal mülk konusuyla şu anda hiçbir kriter olmadığını, ancak çözüm bulacaklar diye hayatı alt üst etmeyeceklerini, çözümlerin ana unsurunun tazminat olacağını vurguladı.

Yatırımların sürmesi gerektiğini, yatırımcıların yatırımını yapacağını ifade eden Akıncı, bu konuda müzakerecilerin çalıştığını ve bunun ardından tüm bu konuların tartışılabileceğini kaydetti.

Akıncı, KKTC devletinin verdiği tapuların arkasında durup duramayacağı ile ilgili bir soru üzerine, devletin tapularının arkasında durması gerektiğini, halkına tazminat ödettirmeyeceğini ancak bu sorunun büyük bir çerçevede tazminatlarla çözüleceğini dile getirdi.

Bu durumun sonunda yeni yapılanma gerekirse de bunların vatandaşın boynuna bırakılamayacağını ifade eden Akıncı, “Amacımız vatandaşı mağdur etmek değil mutlu etmektir. Bunun gelişimini bekleyelim, bu durumda çok insanımız var, bunu vatandaşın boynuna asarsak bu anlaşma olmaz” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, bağımlılık ve uyuşturucunun ülkede kanayan yara haline geldiğini ifade ederek, Cumhurbaşkanlığı olarak bu konuya daha fazla eğileceklerini ve iki taraflı bir el uzatılmasının gerekli olduğunu gördüklerini kaydetti.

Akıncı, halkın Kıbrıs konusunda bilgilendirilmesi, Meclis, hükümet ve sivil toplumun bilgilendirilmesi için çalışmalar yaptığını ve bu dönemde Annan Planı döneminden daha fazla bir şekilde halka yeterli zaman diliminin verilmesi ve ne olup bittiğini anladıktan sonra oyunu kullanması gerektiğini söyledi.

Kendilerinin de tatmin olacağı bir anlaşmayı halkın önüne koyacaklarını ifade eden Akıncı, “Temennim; Annan Planı dönemindeki kamplaşma olmasın ve uzlaşma yaratılsın, halkımızın çoğunluğu onaylasın. Kimsenin sorgulayamayacağı, gençlerin ambargosuz spor yapabileceği, uluslararası hukuku kapsayan bir anlaşmayı sunmaktır. Bu çerçevede sonuca ulaşmak için çalışmaya devam edeceğiz. Halkın bilgisiz olarak sandığa gitmesini istemiyoruz, bu kez halkımızın her şeyi bilerek sandığa gitmesini istiyoruz” dedi.

Mayınlar konusuna değinen Akıncı, bu konuda bilgiler verdi, bölgelerin tellendiğini ifade etti.

Rum tarafından bazı kesimlerden mülkiyet konusunda bazı tehditlerin gelebileceğini, ancak bunların geçerli olmadığını ifade eden Akıncı, yer altı kaynakları konusunda ise yeni gelişmelerin olmayacağına inandığını çünkü bu durumda masanın “torpilleneceğini” kaydetti.

“Mayıs ayına kadar sonuç almazsak işimiz zora girer” sözlerinin anımsatılması üzerine Akıncı, şu anda Rum tarafında çözümü destekleyen bir irade olduğunu, partilerin bulunduğunu ve güç dengelerinin çözüme daha fazla ağırlık verdiğini anlatarak, seçimlerde nasıl bir gelişme olacağını bilemediğini ancak seçim atmosferlerinin masaya olumlu yansımadığını bildiğini anlattı.

Müzakere sürecinin seçimlerden etkileneceğine inanç belirten Akıncı, belki söylediklerinin yanlış anlama gittiğine, ancak masanın “bertaraf” olacağı gibi bir anlamda söylemediğine işaret etti.

Akıncı, Erdoğan’ın KKTC’ye gelmesinin Rum tarafında her zaman yanlış anlama çekildiğini ve “süreci bozmak için geliyor” diye düşünüldüğünü ancak Erdoğan’ın barış dilinin şaşırttığını ifade ederek, Türkiye’nin sürece olumlu baktığını vurguladı ve Erdoğan’ın çözüme inandığını kaydetti.

Türkiye’nin 11 yıl önce Annan Planına destek verdiğine dikkat çeken Akıncı, şimdi yürüttüğü müzakerelerde Türkiye’den köstek değil destek gördüğünü, bugün fotoğrafını çektiğini ve bunu söylediğini, ancak Yunanistan’ın da bu sürece desteğinin olumlu yansıyacağına inandığını vurguladı.



Dışişleri Bakanı Çolak, “Uluslararası İşbirliği ve Yatırım Zirvesi” için KKTC’de bulunan konukları kabul etti



Dışişleri Bakanı Emine Çolak, Girne Amerikan Üniversitesi ve “Uluslararası İşbirliği ve Yatırım Zirvesi” çalışmaları için KKTC’de bulunan konukları kabul etti.

Kabulde konuşan Dışişleri Bakanı Emine Çolak diplomasi, ekonomi ve dış ilişkilerin adada imzalanacak bir barış anlaşmasıyla yeni dünyalar yaratacağını belirterek, Kıbrıslı Türklerin bugüne kadar dünyadan izole olarak yaşadığını ifade etti.

Kıbrıs Türklerinin Adada atılacak imzalarla gelecek bir anlaşmayı beklemek zorunda olduklarını belirten Çolak, söz konusu zirveyi dünyayla kucaklaşma anlamında bir başlangıç olarak kabul ettiğini bildirdi.

Çolak, bakanlığının da çeşitli sorunları bulunmasına rağmen, çok deneyimli bir ekiple gerek diplomasi ve ekonomi, gerekse AB uzmanlığı ekibiyle yardımcı olmaya hazır olduğunu söyledi.

Kabulde konuşan heyet üyesi Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Kurucu Rektörü ve Yöneticiler Kurulu Başkanı Serhat Akpınar, Uluslararası Diplomatlar Birliği, GAÜ ve Avrupa İşad Kulübü ile bir ekonomi zirvesi planladıklarını, ekim ayından itibaren sürecin başlayacağını kaydetti.

Akpınar, Kıbrıs’ın ivme kazanan barış sürecinde AB ve dış ülkelerden yatırımların ekonomiye katkı olarak yansıyacağını ifade etti.

Uluslararası Diplomatlar Birliği Başkan Yardımcısı ve Türkiye Başkanı Ferhat Bozçelik de, İstanbul’da yapılan daha önceki zirvenin başarılı geçtiğini, Kıbrıs barış sürecinde ekonomi, yatırım ve enerji konularını zirveye taşımak istediklerini kaydetti.

Bozçelik, Tüm Avrupa’daki yatırımcıların yanı sıra Yunan yatırımcıları da zirveye katmak istediklerini, Dışişleri Bakanlığı’nın da desteğiyle yapılacak zirveyi daha iyi yerlere getirebileceklerini söyledi.

Konuk heyette Uluslararası Diplomatlar Birliği Türkiye Yönetim Kurulu Üyesi Uğuz Özgöker, Yönetim Kurulu Üyesi ve AB Danışmanı Musa Karademir ve Avrupa İşad Kulübü Avrupa Başkanı Zbingniew Roch da yer aldı.



Nami Ankara’da Çavuşoğlu ile görüştü



Ankara’da temaslarda bulunan Müzakereci Özdil Nami’nin TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile görüştüğü bildirildi.

AA’nın diplomatik kaynaklara dayandırdığı haberine göre, “çalışma ziyareti” için Ankara’da bulunan Nami, Türkiye Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ile görüştükten sonra Bakan Çavuşoğlu tarafından kabul edildi.

Görüşmede, Kıbrıs'ta sürdürülen kapsamlı müzakere sürecinin içinde bulunduğu aşama hakkında görüş alışverişi yapıldığı belirtildi.

Çavuşoğlu'nun, Kıbrıs müzakere sürecine Türkiye’nin tam desteğini yinelediği de belirtildi



Turizm Bakanı Sucuoğlu, Türkiye Turizm Yatırımcılar Derneği yetkilileriyle bir araya geldi



Turizm Bakanı Faiz Sucuoğlu, Türkiye’de yaptığı temaslar çerçevesinde Türkiye Turizm Yatırımcılar Derneği (TYD) Başkanı Murat Ersoy ve yönetim kurulu üyeleriyle İstanbul’da bir araya geldi.

TYD yetkilileriyle Kuzey Kıbrıs’taki yatırım iklimi konusunda toplantı gerçekleştiren Sucuoğlu, yatırımcılarla fikir alış verişinde bulundu.

Toplantıda KKTC ekonomisinin en önemli ve öncelikli sektörlerin eğitim ve turizm sektörleri olduğu, özellikle turizm sektörünün geliştirilmesinde sürekliliğin sağlanması için mevcut politikaları ve uygulamaları değerlendirmek için uzun dönemli bir Turizm Master Planı ve Uygulama Programı yapılması gerektiği görüşüldü.

KKTC’nin uluslararası anlamda “tanıtılması ve “markalaşması” bu amaçla “Yeşil Ada Kuzey Kıbrıs” vizyon ve misyonunun gelişmesi, sektörel master plan ve yöresel kalkınma projeleri hazırlanması gibi konulan ele alındığı toplantıda yerel yönetimler ve üniversitelerle işbirliğinin önemine de vurgu yapıldı.

Görüşmede Türkiye’den getirilecek suyun önemli ekonomik gelişme sağlayacağı da konuşuldu.

Bakan Sucuoğlu ile toplantı yapan TYD yetkilileri en yakın zamanda Kuzey Kıbrıs’a yatırım yapmak ve önümüzdeki haftalarda KKTC’yi ziyaret ederek yatırım imkanları hakkında devlet yetkilileri ile görüşmek istediklerini de ifade ettiler.

Toplantıda görüşülen diğer konular şöyle;

“Turizm sektörünün gelişmesi için gerekli teşvik tedbirlerinin yanında politikaların geliştirilmesine, turizmde çeşitlendirmeye gidilmesine, yeni alanların ve konuların hayata geçirilmesine yönelik çalışma yapılması.

KKTC’nin teşvik sisteminin sektörel tercihler ve önceliklere göre yeniden düzenlenmesi. Teşvik uygulamalarında enerji, vergi, personel giderleri, arazi kiraları gibi istisna uygulamaları yapılması. Bu amaçla, çeşitli mevzuatlardaki yatırımı engelleyici ve yatırımcıyı caydırıcı anomalilerin yeniden düzenlenmesi.

KKTC’nin fiziki planları ile tüm kademelerdeki imar uygulama planlarının hazırlanması. Bu çerçevede şehir planlama tarafından hazırlanan ve onaylanan imar planlarının yasal dayanaklarının sadeleştirilmesi ve bütünlüklü bir karar oluşturulması.

Kuzey Kıbrıs’ın daha fazla turist çekebilmesi için öngörülen; bisiklet turları, motosiklet turları, antika araba turları, safariler (at, eşek), müzik, halk oyunları, yöresel yemekler ve oyunlara yönelik festivaller, alış-veriş / eğlence fuarları, dağcılık ve tüplü dalış gibi aktiviteler, golf ve çim hokeyi gibi oyunlar, deniz sporları, yamaç paraşütü, paraşütçülük ve planör uçuş eğitimi, din (kültür) turizmi gibi fikir ve projeler.

Hazırlanacak projelerin, YAGA’nın koordinasyonunda projelendirilmesi; yatırımcılar, meslek odaları, yerel yöneticiler ve sivil toplum kuruluşlarının yetkilerinin ortak katılım ve katkıları ile toplumsal mutabakat sağlanarak hayata geçirilmesi.”



Evren ve Ertuğruloğlu Ankara’da temaslarda bulunuyor



Bayındırlık, Çevre ve Kültür Bakanı Kutlu Evren ile Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu Ankara’da temaslar yapıyor.

Bayındırlık Çevre ve Kültür Bakanı Kutlu Evren Ankara’daki temasları çerçevesinde Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce ile görüştü.

Görüşmede, çeşitli temaslar için Ankara’da bulunan Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, da hazır bulundu.

Güllüce ile görüşmesinde, KKTC' de kurulan yeni kabinenin geniş tabanlı yapısı olduğunu anımsatarak, "Halkımıza en iyi hizmeti ulaştırmak için yola çıktık" diyen Kutlu Evren, bakan olarak ilk temasını mevkidaşı Güllüce'ye yapmanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Evren, ziyaret vesilesiyle iki bakanlık arasında var olan anlaşmalar, mutabakatlar ve çalışmaları daha yukarılara taşımak amacında olduklarını kaydetti.

Evren, şöyle devam etti:

"Mevkidaş Bakanlığımızın Türkiye’de özellikle çevre alanında yapmış olduğu çalışmaları yakından ve büyük bir gururla takip ediyoruz. Her alanda kalkınan ve gelişen Anavatanımızın çevresel konularda da vatandaşına sunduğu hizmet ve çalışmaları çok değerli bulmaktayız.Bu anlamda, sizlerin çalışmaları bizim için yol haritamızda her zaman bir rehber teşkil edecektir."

Evren, Türkiye Çevre Bakanlığı’nın tecrübelerinden yararlanmanın kendileri için büyük bir onur olacağını ifade etti.

Anavatan ve Kıbrıs Türk halkının birbirlerine tarihsel bağlarla sımsıkı bağlı olduğunu vurgulayan Evren, bu birlikteliğin her geçen gün artması ve Türkiye'nin yeni projelerle Kıbrıs Türk insanına yapmış olduğu katkıların büyük bir gurur kaynağı olduğunu belirtti.

Ertuğruloğlu: “Başarıdan başka şansımız yoktur”

Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu da konuşmasında, 1974 sonrası yeni bir dönem ve mücadele başladığını, bu mücadele kapsamında Kıbrıs Türk halkının ambargolar ile karşı karşıya kaldığını belirtti.

Bu sıkıntı ve mücadelenin hala devam ettiğini ifade eden Ertuğruloğlu, bugün Kıbrıs Türk halkının hâlâ varlığını sürdürebiliyorsa bunun Anavatanı sayesinde olduğunu ifade etti.

Ertuğruloğlu, “Bu yeni mücadelede başarıdan başka şansımız yoktur” diyerek, geçmişte KKTC’de birçok hatalar yapıldığını, birçok eksiklik olabildiğini, önemli olanın ise bu eksiklikleri giderme kararlılığı olması gerektiğini söyledi.

Ülkede geniş tabanlı bir hükümet kurulduğunu anımsatan Ertuğruloğlu, amacın anlaşma olsa da olmasa da kendi evini düzene sokup dünyaya ayak uydurmak ve işleyen bir sistem kurulabilmesi olduğunu belirtti.

Çevre bilincinin önemli olduğunu söyleyen Ertuğruloğlu, bakanlığının birçok çalışmasının da çevre ile ilgili olduğunu vurguladı.

Ertuğruloğlu, KKTC’nin siyasi varlığı inkâr edilen bir devlet olduğunu belirterek, Kıbrıs Türk halkının hak ettiği yere ulaşmasında Anavatanına her zaman büyük ihtiyacı olduğunu söyledi.

Güllüce: “Kendi güvenliğimiz ve istikrarımızdan ayrı görmüyoruz”

Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce de, ziyaretten dolayı teşekkür ederek, iki bakana da görevinde başarı diledi.

Türkiye ile KKTC’nin kültürel ve tarihi bağlarla siyasi bir ilişkiye sahip olduğunu ifade eden Güllüce, ilişkileri her alanda sürdürmek istediklerini söyledi.

KKTC’nin güvenlik ve istikrarını kendi güvenlik ve istikrarları olarak gördüklerini ifade eden Güllüce, bu anlamda ilişkilere büyük önem verdiklerini kaydetti.

Daha önce bakanlığı bünyesinde Bayındırlık ve Çevre konularında KKTC Bakanlıkları ile mutabakatlar ve işbirliği anlaşmaları olduğunu anlatan Güllüce, bu çalışmaları atık yönetimi, deniz ve kıyı kirliliği ile mücadele, hava kirliliği yönetimi ve iklim değişikliği ile mücadele gibi konularda da güçlendireceklerini söyledi.

Güllüce, iskân ve kentsel dönüşüm, yapı denetimi, enerji verimliliği ve tapu-kadastro gibi konularda da işbirliği yapmaya hazır olduklarını vurguladı.



Eide, istişare için Ankara’ya gidiyor



BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili istişarelerde bulunmak üzere Ankara’ya gideceği bildirildi.

Rum Alithia’nın haberine göre, Eide’nin Ankara gündeminde “müzakerelerin Türkiye’yi ilgilendiren ve BM’nin Türkiye’nin görüşünü merak ettiği –garanti formülü olup olmayacağı gibi- çeşitli yönleri” bulunuyor.

Gazeteye göre, BM’den bir kaynak, Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasındaki olumlu ortam ve yapıcılığın sonuç vermeye devam ettiğine işaret ederek, müzakerelerin yeniden başlamasıyla önemli ilerleme olacağını ve müzakereciler düzeyindeki çalışmalarda iki heyetin iyi ilerlediğini söyledi.



ENİ, Güney Kıbrıs’ın sözde münhasır ekonomik bölgesi dışında sondaj yapacak



ENI-KOGAS şirketine ait “Saipem 10000” platformunun, uzun aylardır süren bakım sürecinin ardından Güney Kıbrıs açıklarına geri döndüğü belirtildi. Platformun, Rum tarafının sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi yakınlarında, Mısır için sondaj yapacağı iddia edildi.

Fileleftheros gazetesi, “ENI’den Kıbrıs MEB’i Dışında Sondaj” başlıklı haberinde, Güney Kıbrıs’ın sözde Münhasır Ekonomik Bölgesi içerisinde gerçekleştirdiği iki sondaj çalışması ve bakım sürecinin ardından geri dönen ENI-KOGAS şirketine ait “Saipem 10000” platformunun sondaj çalışmalarını bu kez Mısır için yapacağını yazdı.



Toparlanıyoruz Hareketi, “koordinasyon ofisi anlaşması” konusunda hükümeti tavır koymaya çağırdı



Toparlanıyoruz Hareketi, geçmiş hükümet döneminde Türkiye ile imzalanan anlaşma çerçevesinde gündeme gelen, ancak Anayasa’ya aykırı olması nedeniyle uygulamaya konmayan “Koordinasyon Ofisi” konusunda yeni hükümeti açıklama yapmaya çağırdı.

Hareket Başkanı Serkan Mesutoğlu tarafından yapılan açıklamada, “CTP BG – DP UG hükümeti ‘Koordinasyon Ofisi Anlaşması’ olarak bilinen uluslararası anlaşmayı anayasayı çiğneyerek, meclisin iradesine sunmaksızın, bakanlar kurulu kararı ile yürürlüğe koymaya çalışmış; ancak 70 civarında sivil toplum örgütünün ses getiren muhalefeti ile karşı karşıya kalmıştı. Bunun üzerine CTP BG – DP UG hükümeti söz konusu anlaşmayı uygulamamış fakat hukuka aykırı kararını ortadan kaldıracak bir adım atmamıştı.” ifadelerine yer verildi.

Mesutoğlu, “Madem ki mevcut hükümet kendisini ‘reform hükümeti’ olarak ilan etmektedir o halde anayasayı çiğneyerek alınan bir bakanlar kurulu kararını iptal etmesi gerekmektedir” dedi.



Çeler: “Koordinasyon Ofisi’ne karşı mücadele kararlılıkla sürecektir”



Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili Zeki Çeler, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile Türkiye Cumhuriyeti (TC) arasında geçen yıl imzalanan ve Türkiye Cumhuriyeti hükümetine Kuzey Kıbrıs’ta Koordinasyon Ofisi açma yetkisi veren anlaşmaya karşı olduklarını yineleyerek, bu anlaşmanın hayata geçmemesi için verilen mücadelenin süreceğini kaydetti.

Yazılı açıklamasında, 12 Mart 2014 tarihinde imzalanan anlaşmanın TBMM’de kabul edildiğini, TC Resmi Gazetesi’nde de yayımlandığını, protokolün en az 5 yıllık süreyi kapsaması nedeniyle KKTC Meclisi tarafından da onaylanması gerekmesine rağmen geçmiş CTP-DP hükümeti tarafından Meclis’e getirilmediğini kaydeden Çeler, hukuki boyutu yanı sıra anlaşmanın içeriğine de karşı olduklarını yineledi.



Moody’s: “Kırmızı Krediler kırmızıya vurdu”



Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Rum para-finans sisteminde hareketsiz (kırmızıya düşen) kredilerin en üst seviyeyi gördüğü ve artık düşüşe geçtiği değerlendirmesinde bulundu.

Rum Fileleftheros’un haberine göre, Moody’s analizcileri, Nisan’da 27,7 milyon Euro olan hareketsiz kredilerin Mayıs’ta 26,9 milyon Euro’ya düştüğünü, sorunlu kredilerde gözlemlenen 800 milyon Euro’luk düşüşün son iki yıldan sonra aylık bazda kaydedilen en yüksek düşüş rakamı olduğunu saptadı.

Moody’s analizcilerinin raporunda, “Kıbrıs Bankası”nın kredi notu Caa3 ve Hellenic Bank’ın notu da Caa2 olarak gösterildi.

Moody’s, Yunanistan’ın Euro Bölgesi’nden çıkmasını ana senaryo olarak görmemesine karşın böyle bir durumda, kredileri yeniden yapılandırma çabalarının rayından çıkacağını ve Rum bankalarına olumsuz etki edeceğini değerlendirdi.



AB Bilgi Merkezi etkinlikler düzenleyecek



AB Bilgi Merkezi, Avrupa Komisyonu Kıbrıs Temsilciliği ile iş birliği içerisinde 12 Ağustos Uluslararası Gençlik Günü kutlamaları çerçevesinde etkinlikler düzenleyecek.

AB Bilgi Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre, ağustos ayında gerçekleştirilecek olan etkinlikler Kıbrıs Türk toplumundaki gençlere yönelik AB finansmanlı fırsatlar ve gençlik konularını gündeme getirme amacı taşıyor.







Enformasyon Dairesi







Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 30
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1615
Toplam Tekil 4067749
IP 3.17.154.171






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu