Cumhurbaşkanı Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide görüşmesi sonrasında basına yaptığı açıklamada, görüşme sürecinin yeniden başlayacağına işaret ederek, Eide ile bu süreci nasıl ileri götürebileceklerini ele aldıklarını belirtti.

“Sayın Eide ile bu süreci nasıl ileri götürebileceğimizin ilk temasını yaptık” diyen Akıncı, “1968’den beri süren bu süreci olumlu bir sonuca ulaştırmanın zamanı geldi. Artık noktayı koyalım, süreci bir çözümle taçlandıralım. Ben bu hedef için çalışacağım” dedi.

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile 11 Mayıs’ta akşam yemeğinde bir araya geleceklerini anımsatan Akıncı, “Orada da görüşmeyi yaptıktan sonra normal süreç başlayacak” diye konuştu.

Kıbrıs sorununun çözümü için ortada önemli bir fırsatın bulunduğunu, 10 yıl önce kaçırılan fırsatın yeniden doğduğunu kaydeden Akıncı, kendisinin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle olumlu bir havanın oluştuğunu da gözlemlediğini söyledi.

Geçmişte Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rum’ların çok acı çektiğini, yeni kuşakların ise adanın nimetlerini paylaşmasını görmek istediğini kaydeden Akıncı, “Bunu bir temenniden öteye çıkaralım, ete kemiğe büründürelim, bunu bir çözümle taçlandıralım, bu hedef yönünde çalışacağım. İnanıyorum ki Anastasiadis de ayni kararlılığı gösterir” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Eide ile 8 Mayıs’ta yeniden görüşeceğini de ifade etti.

ANKARA ZİYARETİ

Ankara ziyaretinin 11 Mayıs’ta başlayan hafta içerisinde gerçekleşebileceği açıklamasına da değinen Cumhurbaşkanı Akıncı, Dışişleri Bakanı ve Müzakereci Özdil Nami’nin programını değiştirmesiyle birlikte, Ankara’ya ziyaretini 6 Mayıs Çarşamba günübirlik yapacağını belirtti.

Akıncı, yeni süreçte yürütülecek çalışmalar anlamında Türkiye Cumhuriyeti yetkilileriyle görüşmenin yararlı olacağını söyledi.

“ANASTASİADİS ÇÖZÜMÜN GEREKLİ OLDUĞUNU GÖRMELİ”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in de çözüme ihtiyaç olduğu vizyonunu paylaştığını ümit ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Akıncı, sorunun çözülememesi halinde gelecek nesillerin sorunu çözmesinin daha da güçleşeceğini belirtti.

Kapalı Maraş’ın, Gazimağusa Limanı’nın uluslararası ticarete ve Ercan Havalimanı’nın uluslararası uçuşlara açılması konusuyla ilgili olarak Akıncı, Eide ile görüşmede bu konunun tartışılmadığını ancak Kıbrıs Türk halkı ile paylaştığı vizyonunun halen arkasında olduğunu söyledi.

Tüm uğraşlarını güven arttırıcı önlemlere adayıp kapsamlı çözümü geride bırakacak bir uğraş içerisine girmeyeceklerini kaydeden Akıncı, “Tüm güven arttırıcı önlemler, bu da dahil, kapsamlı bir çözüm yönünde tetikleyici bir element gibi görülmeli. Liderlerin her şeyden önce bir araya gelip tüm konuları görüşmesi gerekir. Her şeyden önce ayni vizyonu paylaşıp paylaşmadıklarının görülmesi lazım” dedi. Lefkoşa Türk Belediye Başkanlığı döneminde Lefkoşa Rum Belediyesi ile yaptığı ortak çalışmalara işaret eden Akıncı, “Temel başlangıç noktası ortak ihtiyaçlardır. Bu noktadan başlayabiliriz. Ayni prensip Kıbrıs sorunu için de geçerlidir. Ortak ihtiyaçları her iki taraf da hissetmeli” diye konuştu.

“ÇOK KOLAY DEĞİŞEMEM”

Kıbrıslı Rum bir gazetecinin “Cumhurbaşkanı seçilmeden önceki Akıncı, Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ayni Akıncı olacak mı?” sorusuna Cumhurbaşkanı Akıncı, “Karakterimle ilgili bir şey de, çok kolay değişemememdir” dedi.

EİDE

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide de görüşme sonrasında basına yaptığı açıklamada, “Karşımızda (çözüm için) son on yıl içerisinde en iyi fırsat bulunuyor” dedi.

Yeniden başlayacak olan sürecin bir çözümle sonuçlanacağı yönünde olumlu bir havanın bulunduğunu kaydeden Eide, Akıncı ile görüşmelerinin çok yapıcı geçtiğini kaydetti.

“TARİH 11 MAYIS’TA AÇIKLANABİLİR”

Yarın sabah Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile görüşeceğini ve bu görüşmede sürecin nasıl ileriye götürülebileceğini ele alacaklarını ifade eden Eide, Akıncı ile Anastaisadis arasında 11 Mayıs’ta yer alacak olan yemekte sürecin ne yön alacağını da açıklayacaklarını ifade etti.

Eide, “Sürecin (yeniden) başlayacağı çok net, çok yapıcı bir ortamda da başlayacağını düşünüyorum” dedi.

“Müzakerelerin başlayacağı tarihin 11 Mayıs’ta açıklanacağını söyleyebilir miyiz?” sorusuna karşılık Eide, bunun iki liderin kararı olacağını, konunun yemeğe kadar olan zamanda da görüşüleceğini, tarihin de iki liderin bir araya geldiğinde açıklanacağını söyledi.

Yeni prosedürün de görüşmede ele alındığını ifade eden Eide, Anastasiadis ile yapacağı görüşmenin ardından bu konunun netlik kazanacağını söyledi.

Yeni başlayacak süreçte yakın bir çalışma içerisine girmeye hazır olan iki lider bulunduğunu belirten Eide, liderlerin ne kadar sıklıkta görüşeceği konusunda ancak Anastasiadis ile görüşmesinden sonra yorum yapabileceğini ifade etti.

Yeni başlayacak sürecin Türkiye tarafından da değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu, sorunun çözümünün Türkiye’nin de çıkarına olduğunu Ankara’nın gördüğünü kaydeden Eide, “BM’nin Avrupa Birliği üyesi olmayan Türkiye ile oluşacak federal Kıbrıs arasında ayrıcalıklı bir ilişki düşünüp düşünmediği” sorusuna ise, BM’nin süreci her yönü ile değerlendirdiğini kaydetti, konunun sadece BM’yi ilgilendiren bir konu olmadığını, düşüncelerini ilgili taraflarla da görüşeceklerini kaydetti.



OLGUN, MÜZAKERECİLİK GÖREVİNİ NAMİ’YE DEVRETTİ



Ergün M. Olgun, müzakerecilik görevini dün, Özdil Nami’ye devretti.

Cumhurbaşkanı Akıncı devir teslim sırasında yaptığı konuşmada, Olgun’un bugüne kadar müzakerecilik görevini başarıyla yürüttüğünü ifade ederek, hizmetlerinden dolayı kendisine teşekkür etti.

Kıbrıs sorununun çok çetin süreçlerden geçip bugünlere kadar geldiğine dikkat çeken Akıncı sözlerini şöyle sürdürdü:

AKINCI: “BU BİR NÖBET DEĞİŞİMİDİR”

“Sayın Olgun, değişik dönemlerde, değişik sıfatlarla görevler aldı. Bu, rahmetlik Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Raif Denktaş’ın döneminden başlayarak bugüne kadar geldi. Bundan sonraki süreçlerde de Sayın Ergün Olgun’un deneyiminden, birikiminden yararlanacak ve Kıbrıs Türk halkının daha güzel, daha mutlu yarınlara ulaşması yönünde yürüteceğimiz çalışmalarda da verebileceği her türlü katkıdan yararlanmak istiyorum. Bu bir nöbet değişimidir, bayrak devridir. Toplumun içinde hangi konumda olursak olalım ülkenin, toplumun geleceği için her noktada yapabileceklerimiz vardır. Bu düşüncelerle Sayın Olgun’a bir kere daha teşekkür ederim. Kendisine sağlık içerisinde yaşam sürdürmesini diliyorum.”

OLGUN: “ÇÖZÜM KONUSUNDA DAHA FAZLA MOTİVE OLUNMUŞ BİR AŞAMA”

Ergün Olgun da yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’yı tebrik ederek, “İnanıyorum ki Kıbrıs’ta her iki tarafın haklarına ve endişelerine saygılı bir yaklaşım içerisinde çalışacaksınız” dedi.

Geçmiş dönemlerden farklı olarak Kıbrıs’ta bir uzlaşıya varılması için daha fazla motive olunduğu bir aşamaya gelindiğini ifade eden Olgun, “Umarım muhataplarımız bizi bir kez daha yanıltmaz. Daha önce benimle çalışan, güvendiğim bir arkadaşım olan Sayın Özdil Nami’ye bu görevi tebliğ edeceğiniz için mutluyum. Kendisini bu yeni görevinde kutluyor ve başarılar diliyorum” dedi.

NAMİ: “UYUM VE İŞBİRLİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM”

Özdil Nami de konuşmasında, bakanlığı döneminde Ergün M. Olgun’un gösterdiği uyum ve işbirliği için teşekkür etti.

Olgun’un bugüne kadar edindiği bilgi birikimini, Kıbrıs Türk halkının haklarına ve çıkarlarına saygılı bir şekilde sürdürdüğünü ifade eden Nami, kendisine bundan sonraki yaşamında başarılar diledi.



MECLİS’TE TARTIŞMA



Meclis Genel Kurulunun dünkü toplantısında tartışma yaşandı. Tartışma üzerine oturuma ara verildi.

Toplantıda ilk olarak Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber söz aldı ve üzücü bir olay yaşandığını belirterek Meclis İçtüzüğündeki Meclis Başkan Yardımcısı’nın görevleriyle ilgili bölümü okudu.

Siber, Meclis Başkan Yardımcısı Ünal Üstel’in Meclis’i toplama görevini UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ün verdiği talimat üzerine yapmadığını söyledi. Siber, Üstel’in daha önce kendisine sözlü olarak bu görevi yerine getirmesinin engellendiğini ilettiğini bildirdi.

Bunun UBP Grubu’nda alınan bir karar olduğunu söyleyen Siber, “Ben Özgürgün’le konuştum bunun olamayacağını, tüzükte görevin belli olduğunu söyledim” dedi.

Kendisinin bugün 23 Nisan törenlerine katıldığını ve bu sırada Üstel’in toplantıyı açmayacağına dair haber geldiğini, bunun üzerine töreni yarıda bırakıp Meclis’e geldiğini anlatan Siber, Üstel’le konuştuğunda da Özgürgün tarafından arandığını ve Meclis’i

açmamasının iletildiğini öğrendiğini bildirdi.

“Bu Meclisimiz adına üzücü bir durumdur” diyen Siber, “Meclis Başkanı’nın ve yardımcısının görevleri sabittir, nettir, tüzükte belirtilmiştir. Burada keyfi kararlarla karar alıp meclis başkan yardımcısının görevine müdahale etmeyi kınıyorum” dedi.

Siber’in ardından söz alan UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Meclis Başkanı’nın “talihsiz ve gereksiz” bir konuşma yaptığını iddia etti.

Bu sırada Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ile Özgürgün arasında tartışma çıktı.

Meclis Başkanı Siber de oturuma ara verdi.

ÜSTEL: “ŞİMDİYE KADARKİ TEAMÜLLERE GÖRE NİSABI SAĞLAMAK

Meclis’te çıkan tartışmayla verilen aranın ardından yeniden toplanan Genel Kurul’da Meclis Başkan Yardımcısı Ünal Üstel kısa bir açıklama yaptı.

Üstel, şimdiye kadarki teamüllere göre nisabı sağlamının iktidarın görevi olduğunu belirterek, partisinin kararının da bu yönde olduğunu ifade etti.

Ana muhalefet partisinin bir milletvekili olduğunu anımsatan Üstel, “Meclisi yöneteceğim bana 10’a çeyrek kala söylendi. ‘26 yeter sayısı olsun Meclisi açarım dedim’” şeklinde konuştu.

Bunun üzerine söz alan Meclis Başkanı Siber, bugün sabah 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı için düzenlenen devlet törenine gittiğini ancak Üstel’in Meclis’i açmayacağı yönünde aldığı bir telefon üzerine herkesin gözü önünde oradan ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti.

Meclisin herkesin olduğunu söyleyen Siber, Meclis Başkan Yardımcısına bu tür talimatlar verilemeyeceğini söyledi.

ÖZGÜRGÜN

Daha sonra söz alan UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Meclis Başkanı’ndan gelen tüm taleplere olumlu yanıt verdiklerini kaydederek Siber’in kendisiyle ilgili sözlerini eleştirdi.

23 Nisan töreninde olan Meclis Başkanı’nın bunu önceden söylese gereken yardımı yapacaklarını ifade eden Hüseyin Özgürgün, hükümetin en azından yasama günlerinde 26 yeter sayısını bulmasını istediklerini söyledi.

Özgürgün, tansiyon çıkarıp kavga çıkarma niyeti olmadığını belirterek, ancak muhalefetin sessiz kalmasının da beklenemeyeceğini ifade etti.

Hüseyin Özgürgün, yaşanan gerginlikten üzüntü duyduğunu belirterek, Meclis çalışmalarına bugüne dek olumlu katkıda bulunduklarını kaydetti.

Özgürgün hem iktidarın hem muhalefetin Meclis'in saygınlığını koruması gerektiğini vurguladı.

Özgürgün’den sonra yeniden söz alan Siber, Meclis Başkan Yardımcısı’nın nisap sağlanması durumunda Meclis’i açıp açmayacağın sorması üzerine Özgürgün, nisabın sağlanmasıyla burada olacaklarını belirtti.

YORGANCIOĞLU

Siber ve Özgürgün’den sonra söz alan Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, bir ana muhalefet başkanının Meclis Başkanı’na talimat veremeyeceğini kaydederek, Siber’in bu şekilde ötekileştirilmesine sessiz kalamayacaklarını söyledi.

Ana muhalefette oldukları dönemi anımsatan ve Mustafa Yektaoğlu’nun bu durumlarda Meclis Başkan Yardımcısı olarak oturumu açtığını söyleyen Yorgancıoğlu, Meclis gündemindeki görüşülecek yasa tasarılarının ülke için önemine de dikkat çekti.

ÇAVUŞOĞLU

UBP milletvekili Nazım Çavuşoğlu da Yorgancıoğlu’dan sonra söz alarak, “Sayın Başbakan komitelerde verdiğimiz desteğe rağmen bu yasaların Meclisten geçmemesinden ana muhalefet sorumluymuş gibi ağlamaklı bir konuşma yapıyor” diyerek Yorgancıoğlu’nu eleştirdi.

Çavuşoğlu, Yektaoğlu’nun geçmişte nisap sağlayıcı şekilde Meclisi açmadığını da savundu.

“Meclis Başkanına ana muhalefetin de desteği vardır” diyen Çavuşoğlu, tartışmaya neden olan bu konunun Meclis kürsüsünden dile getirilmesini eleştirdi.

Öte yandan Meclis’te Şehit Aileleri ve Malullere Yardım (Değişiklik) Yasa Tasarısı’na ilişkin ivedilik tezkeresi oylandı.



CUMHURBAŞKANLIĞI’NDA YENİ ATAMALAR



Mustafa Akıncı’nın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Cumhurbaşkanlığı Müsteşarlığı, Sözcüsü ve Özel Kalem Müdürlüğü görevlerinde yeni atamalar yapıldı. Üçlü Kararname ile gerçekleştirilen atamalar bugünden itibaren geçerli olacak. Buna göre, Gürdal Hüdaoğlu Cumhurbaşkanlığı Müsteşarı, Barış Burcu Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, Cenk Gürçağ ise Özel Kalem Müdürü olarak atandı.



YORGANCIOĞLU: “DEMOKRATİKLEŞMEDE VE İLERLEMEDE EN BÜYÜK GÖREV BASININ”



Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, ülkenin demokratikleşmesinde ve ilerlemesinde en büyük görevin basının olduğunu vurguladı.

Başbakan Yorgancıoğlu, Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, ülkenin gereksinim duyduğu her konuda; araştırma, bilgilendirme, aydınlatma, toplum ve ülke yararına kamuoyu oluşturma gibi önemli görevleri yerine getirmekte olan basının görevinin amacına ulaşmasında, basın özgürlüğünün büyük önemi bulunduğunu kaydetti.

Yorgancıoğlu, “Ülkede ve dünyada yaşanan olaylar ve gelişmelerle ilgili en hızlı, en doğru ve güvenilir bilgilerle kitleleri aydınlatan yazılı ve görsel yayın organlarının, ülkelerin demokratikleşmesinde ve ilerlemesinde en büyük görevi üstlendiğini düşünmekteyim” dedi.

Haber kaleme alınırken ve duyurulurken demokratik kurallara bağlı kalınması gerektiğini kaydeden Yorgancıoğlu, etik değerlere de önem verilmesi, haberde kişi haklarına yönelik ihlallerin yaşanmaması gerektiğini belirtti.

Başbakan Yorgancıoğlu mesajının sonunda, “Çeşitli zorluklarla, büyük bir özveriyle sorumluluklarını ve görevlerini yerine getiren Kıbrıs Türk medyasının ve tüm basın mensuplarımızın Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutlar, saygılar sunarım” dedi.



DENKTAŞ: “MAYINLARIN 40 YIL SONRA AÇIKLANMASI İNSANLIK SUÇUDUR”



Dün gerçekleşen meclis oturumunda söz alarak Rum Lider Nikos Anastasiadis’in mayın temizleme konusundaki açıklamasına işaret eden Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, “Beşparmak dağlarında, sivile açık bölgede, mayın tarlası olduğunun 40 yıl sonra açıklanması bu büyük bir insanlık suçudur” dedi.

Bunun güven yaratıcı değil güven yitirici bir yaklaşım olduğunu kaydeden Denktaş, bu konunun üstüne gidilmesini istedi.

Öte yandan Dışişleri Bakanı Nami’nin müzakereci olarak atanması konusuna değinen Serdar Denktaş, bunun usulüne uygun şekilde yapılmasını istedi.

Cumhurbaşkanın bu talebinin Meclis’te onaylanması gerektiğini belirten Denktaş, bu usulün bir yazışmayla yapılmasını talep etti.

Rum tarafının tutumunun kendilerini yeni bir umuda sevk etmediğini vurgulayan Denktaş, Nami’ye başarı diledi.



ULUDAĞ’A İNGİLTERE’DE ÖDÜL VERİLECEK



İngiltere’deki Kıbrıslı “kayıp” yakınları, araştırmacı gazeteci – yazar Sevgül Uludağ’a ödül verecek.

İngiltere’den Kıbrıslı Rum “Komi Kebir Örgütü” ile “Birleşik Krallık Kayıp Yakınları Derneği”, araştırmacı gazeteci - yazar Sevgül Uludağ’ı onore edeceği bir etkinlik düzenliyor.

Uludağ’ın verdiği bilgiye göre, Komi Kebir Örgütü tarafından yapılan açıklamada, etkinliğin 16 Mayıs tarihindede Kıbrıs Toplum Merkezi’nde yer alacak.

Etkinlikte Sevgül Uludağ’a, babası ve erkek kardeşi hala kayıp olan Hristina Pavlu-Patça da eşlik edecek ve konuşma yapacak. Etkinlik halka açık olacak.

Sevgül Uludağ’ın açıklamasına göre, örgüt, Sevgül Uludağ’ın, Kıbrıs’ta her iki toplumda da kayıplardan geride kalanların bulunmasında oynadığı aktif rolüyle ve Kıbrıs’ın “anlatılmamış öykülerini” anlatma çabalarıyla tanındığını belirterek, Uludağ’ın etkinlikte, Kıbrıs’ta her iki toplumu da etkilemiş olan Kıbrıs’ın yakın tarihinin en trajik yönüyle ilgili çalışmaları hakkında bir sunuş yapacağını kaydetti.



YENİBOĞAZİÇİ’NDE CITTASLOW OFİSİ AÇILDI



Kıbrıs’ın ilk cittaslow (sakin şehir) kenti Yeniboğaziçi Belediyesi’nin Cittaslow Ofisi, dün Cittaslow Örgütü Başkan Yardımcısı, İzmir-Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de katıldığı törenle hizmete girdi.

Mimarlar Odası Başkanı Azmi Öge, açılışta yaptığı konuşmada, Cittaslow yolculuğuna Tunç Soyer’le birlikte çıktıklarını, belediyelerin de buna destek verdiğini, gelinen noktadan çok mutlu olduklarını söyledi.

Atılan adıma destek vermekten mutluluk duyduğunu, fidanların yeşereceğini, çiçekleri de hep birlikte koklayacaklarını ve gelecek nesillere tohum oluşturacak şekilde besleneceğini ifade eden Öge, daha nice adımlarda buluşulmayı diledi.

Dünya Cittaslow Örgütü Başkan Yardımcısı, Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer de, çok heyecan verici bir gün yaşadığını belirterek, “Bu yolculuk iki sene önce Yeniboğaziçi’yle başlamıştı ve Hollanda’da 30 ülkenin arasında KKTC bayrağı dalgalanması bizi çok heyecanlandırmıştı” dedi.

“Tanınmayan bir ülkenin bir kentinin çok saygın uluslararası birliğe girmesinin çok gurur verici olduğunu” ifade eden Soyer, Cittaslow’un bir yerel kalkınma model olduğunu söyledi.

Soyer, yerelde üretilen çözümlerin insanların derdine derman olduğunu kaydederek, mutlaka insanlığın geleceğinde kentlerin ve kent yönetimlerinin çok daha fazla yer tutacağını belirtti.

“6 yıl önce Seferihisar’da salyangoz logolu, gavurca bir isimle başladıkları cittaslow yolculuğunda, Müslüman mahallesinde salyangoz satmak gibi bir duruma düştüklerini” anlatan Tunç Soyer, ama bugün Seferihisarlıların kriterlerle ilgili kendilerinden hesap sormasından gurur duyduklarını söyledi.

“Cittaslow yolculuğu yavaş bir yolculuk” diyen Soyer, “cittaslow olduk da ne oldu, hayatımızda ne değişecek” denildiğini belirtti ve “Emin olun cittaslow yaşam kalitesini yükselten ve aynı zamanda insanların cebine daha çok para koymasını da mümkün kılan bir kalkınma modelidir” dedi.

Tunç Soyer, Cittaslow kriterlerinin üç temelinin “Geçmişe sahip çıkmak, kentin gelişmesinde bilim ve sanatı rehber olarak koymak ve kentin doğasına sahip çıkmanın” yer aldığını vurguladı.

Bu üç sütun üzerine oturan yerel kalkınma modelinin Kıbrıs’ta da yayıldığını görmenin ümit ve heyecan verici olduğunu ifade eden Tunç Soyer, Cittaslow’a bugün 30 ülkede 193 kentin üye olduğunu ve Türkiye’nin en çok üyeye sahip 4. ülke olduğunu bildirdi.

Kıbrıs’tan da Yeniboğaziçi’nden sonra Lefke, Mehmetçik, Büyükkonuk ve Tatlısu’nun da üyelik için çalışmalar yaptığını ifade eden Tunç Soyer, Yeniboğaziçi Belediye Başkanı’na ve destek veren herkese ofisin hayırlı olmasını diledi.



RUMLAR DÜN VADİLİ’DE AYİN GERÇEKLEŞTİRDİ



Kıbrıslı Rumların dün Vadili’de bulunan “Ay.Yeorgiu” Kilisesi’nde, “Ay.Yeorgios” yortusu nedeniyle ayin gerçekleştirdiği belirtildi.

Rum Alithia gazetesi, Vadili’deki ayinin, Güney Kıbrıs’tan 11 otobüs ve 100 özel araçla gelen Kıbrıslı Rum’un katılımıyla gerçekleştirildiğini yazdı.