BASIN BÜLTENİ CUMHURBAŞKANI AKINCI BUGÜN EIDE’Yİ KABUL EDECEK - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ CUMHURBAŞKANI AKINCI BUGÜN EIDE’Yİ KABUL EDECEK
Tarih: 04.05.2015 > Kaç kez okundu? 1625

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bugün, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’yi ilk kez kabul edecek.

Eide, Kıbrıs müzakerelerini yeniden başlatma çabaları çerçevesinde Kıbrıs’ta temaslarda bulunacak.

BM’deki Kıbrıs Barış Gücü tarafından yapılan açıklamada, Espen Barth Eide’nin, müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin hazırlık çalışmalarını sürdürmeyi amaçladığı kaydedildi.



AKINCI İLK YURTDIŞI RESMİ ZİYARETİNİ ANKARA’YA YAPACAK



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetlisi olarak ilk yurt dışı resmi ziyaretini 6 Mayıs Çarşamba günü Ankara'ya gerçekleştirecek.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya Ankara ziyaretinde, Kıbrıslı Türk Müzakereci görevini üstlenen Dışişleri Bakanı Özdil Nami, daha önceden öngörülmüş diğer yurt dışı ziyaretinde değişiklik yaparak eşlik edecek.

Cumhurbaşkanı Akıncı ve beraberindeki heyetin bir günlük resmi temaslar ve çalışma ziyareti sonrasında aynı gün adaya dönmesi bekleniyor.



TALAT CTP-BG GENEL BAŞKANLIĞI’NA ADAY



Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) eski başkanlarından, II. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, 14 Haziran’da olağanüstü kurultaya gidecek Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler’de genel başkanlığa aday olacağını açıkladı.

Talat, konuyla ilgili açıklamasında, “Kıbrıs Türk halkının güçlü bir şekilde talep ettiği değişimin öncüsü olma arzu ve niyetini, tarihsel misyonuna uygun olarak, genel başkanından üyelerine ve sempatizanlarına kadar tam bir gönül ve fikir birliği içinde ortaya koyan partimizin bu yöndeki çabalarına, en aktif biçimde katkıda bulunmak amacıyla genel başkanlığa aday olmaya karar verdim” dedi.

“CTP’de Yeni Bir Sayfa” başlığıyla temel ilkelerini de aktaran Talat, CTP’nin açacağı yeni sayfada, aşağıdan yukarıya demokrasi ve disiplin var olacağını; parti içinde kavga, bölünme, klikler olmayacağını vurguladı.

Talat, değişimin öncü partisi olma tarihsel misyonunu taşıyan CTP’nin bu kavgadan zaferle çıkacağından hiçbir CTP’linin kuşkusu olmadığını belirtti.

Talat, şöyle devam etti:

“Kavga, CTP’lilerle Kıbrıs Türk halkının onuruyla oynayan, onun özne olma kapasitesini tanımayan, ona güvenmeyen, gayri adil, hukuk tanımaz, insan haklarına saygısız, sosyal devlet ilkesini ayaklar altına alan, üretimi değil tüketimi teşvik eden, farklılıklara saygı göstermeyen, Kıbrıs Türk halkının her gün biraz daha umutsuzluğa ve yok olma endişesine kapılmasına yol açan düzen ve zihniyet arasındadır.”

TALAT’IN 25 TEMEL İLKESİ

Mehmet Ali Talat, açıklamasında 25 maddelik temel ilkelerini de şu şekilde sıraladı:

“Demokratik, özgürlükçü, çağdaş bir sosyalist parti olan CTP, dünyada, bölgemizde ve ülkemizde yaşanan gelişmeler ışığında, Kıbrıs Türk halkının ihtiyaçları, talepleri ve partinin temel ilkeleri doğrultusunda, tüzüğünü, örgütsel yapısını, programını ve hükümetteki konumunu yeniden gözden geçirmek ve tarihsel misyonuna bağlı olarak bir kez daha ülkedeki değişimin öncüsü olmak kararlılığındadır.

Yeni dönemde önceliğimiz, yakın zamanda Kıbrıs’ta yeniden hareketleneceği herkesin malumu olan müzakere sürecinde, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayanan federasyon temelinde gösterilecek çabalara ve bütünlüklü çözüm hedefinden şaşmaksızın güven yaratıcı önlemler konusunda yapılacak girişimlere en aktif biçimde destek vermektir. CTP, bu ilkeler doğrultusunda yürütülecek müzakerelerde tüm tarafların üzerlerine düşeni samimi bir biçimde yerine getirmesinin takipçisi ve bu yönde çaba gösterenlerin en büyük destekçisi olacaktır.

CTP, çözümün bulunabilmesinin ve yaşatılabilmesinin yalnız ve ancak barışçıların ve federalistlerin aktif çabasıyla mümkün olabileceğinin bilinciyle, bu yönde katkı verebilecek en geniş halk kesimlerinin sürece katılımını sağlayacak ortamların hazırlanmasında öncülük yapacaktır.

CTP, kuruluşundan bu yana Kıbrıs Türk halkının özne olmasını, kendi kararlarını kendisinin vermesini ve kendi kurumlarını kendisinin yönetmesini savunmuştur. Parti, bu dönemde, bu yöndeki iddialarının hayata geçirilmesinin ve CTP-BG - DP-UG hükümet programında olduğu şekliyle polisin ve itfaiyenin sivile bağlanmasının takipçisi olacak, bir koalisyon hükümetinde yer alması halinde, koalisyon protokolünde bu konuların kesin bir biçimde takvime bağlanmasını sağlayacak, belirlenen takvime uygun sonuçların alınamaması halinde koalisyona devam edip etmemeyi gözden geçirecektir.

CTP, Türkiye ile ilişkilerin iki dost ve kardeş ülke arasında karşılıklı saygı temelinde yürütülmesi konusundaki hassasiyetini sürdürecektir.

CTP, ülkemizde hukuk devleti, demokrasi ve sosyal devlet ilkelerinin hayata geçmesini yaşamsal önemde görmektedir. Parti, yasama organının bu ilkelerin hayata geçmesini sağlayacak yasal düzenlemeleri yapmasını, hükümetin de bu ilkeler doğrultusunda faaliyet göstermesini sağlamak için her türlü çabayı harcayacaktır. CTP, çağdaş ve demokratik bir anayasaya olan ihtiyacın bilinciyle gerekli çalışmayı ortaya koyacaktır.

Siyasal partiler yasasının ve seçim ve halkoylaması yasasının, demokrasi, siyasi etik ve feodal ilişkilerin ülke siyasetini belirlemesinin engellenmesi amacıyla değiştirilmesi CTP’nin öncelikleri arasındadır. Bir koalisyon hükümetinde yer alınması halinde, koalisyon protokolünde bu konuların kesin bir biçimde takvime bağlanması sağlanacak, belirlenen takvime uygun sonuçların alınamaması halinde koalisyona devam edip etmemek gözden geçirilecektir.

CTP, stratejik kuruluşların özelleştirilmesine açıkça karşıdır ve Türkiye’den adaya gelecek olan suyun Kıbrıslı Türkler tarafından yönetilmesi konusunda nettir.

CTP, ülkemizde gelir dağılımındaki adaletsizliğin her gün biraz daha arttığını, varsıllar her gün biraz daha varsıllaşırken, orta sınıfın yoksullaştığını, eğitimdeki ve özellikle de yükseköğrenimdeki plansız uygulamaların da etkisiyle son derece kalabalık bir üniversite mezunu açık veya gizli işsiz kitlesi yaratıldığını, bu arada en alt gelir gruplarının da hızla açlık sınırına itildiğini tespit etmektedir. Gelir dağılımındaki adaletsizliğin giderilmesi yönünde çalışma başlatmak ve sınıflar ve katmanlar arasındaki uçurumların sosyal devlet ilkesi çerçevesinde kapatılmasını sağlayacak program ve projeler geliştirmek için çaba göstermek, eşitliği ilke edinmiş çağdaş bir sosyalist parti olarak CTP’nin öncelikleri arasındadır.

Ülkemizde özel sektörde sendikalaşma oranının son derece düşük olmasının, iş güvenliği, iş güvencesi, iş kazaları ve insanca çalışma koşulları açısından yarattığı olumsuz sonuçların bilincinde olan CTP, CTP-BG – DP-UG hükümet programında yer aldığı şekliyle özel sektörde sendikalaşmanın teşvik edilmesi konusundaki yasal düzenlemelerin bir an önce yapılması gerektiği kanaatindedir. Bir koalisyon hükümetinde yer alınması halinde, koalisyon protokolünde bu konuların kesin bir biçimde takvime bağlanması sağlanacak, belirlenen takvime uygun sonuçların alınamaması halinde koalisyona devam edip etmemek gözden geçirilecektir.

CTP, ülkemizin ekonomik sorunlarıyla ilgili olarak, sosyal devlet ilkesini göz ardı etmeyen, üretim odaklı, sürdürülebilir ve kendi kendine yeten bir ekonomik yapı yaratma hedefine bağlı çözümleri hayata geçirmek için projeler geliştirecek ve bu projelerin hayata geçirilmesi için uğraş verecektir.

CTP, Kıbrıs Türk ekonomisine yön verecek ekonomik programları ülkemizdeki ilgili kurum ve kuruluşlarla birlikte geliştirecektir.

CTP, istihdamın özel sektöre yönelmesi amacıyla çıkarılan 47/2010 sayılı Yasa’nın amacına ulaşmadığının ve yarattığı ciddi sıkıntıların bilincindedir. Hedef, bu Yasa’nın yarattığı sosyal ve ekonomik anomalilerin, ekonominin büyütülmesi ve bütçe olanaklarının geliştirilmesi gözetilerek belirlenecek bir programa uygun olarak giderilmesidir.

CTP, her gün daha da büyüyen çevre sorunlarının çözümü ve artmasının önlenmesi konusunda kararlı bir tutum izleyecek, bu konularda var olan yasal eksikliklerin hızla giderilmesi için çalışma yürütecek ve yürürlükteki mevzuatın uygulanması konusunda ödün vermeyecektir.

CTP, ülkemizde yürürlükte bulunan mevzuatın insan haklarına ve toplumsal cinsiyet eşitliğine uygun hale getirilmesi konusundaki çabalarını yoğun biçimde sürdürecektir. Parti içerisinden başlayarak kadınların siyasette daha aktif olarak yer almasının önünü açacak çalışmalara önem verecektir.

CTP, ülkede yaşayan azınlıkların ve inanç gruplarının insan haklarından ve azınlık haklarından yararlanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasının ve bu hak ve düzenlemelerin hayata geçirilmesinin takipçisi olacaktır.

CTP her türlü ayrımcılığa karşıdır. Bu noktadan hareketle, doğum yerine, etnik kökene, dine, mezhebe, cinsiyete, cinsel kimliğe, cinsel yönelime ve başka herhangi bir sebebe dayanan her türlü ayrımcı uygulamaya kararlılıkla ve ödünsüz biçimde karşı çıkacaktır.

CTP, Kıbrıs Türk halkının şeffaf, denetlenebilir ve hesap sorulabilir bir kamu yönetimi ihtiyacının ve talebinin bilincindedir. Bu hedeflere ulaşılabilmesi için yargıda, Sayıştay ve Ombudsman gibi kuruluşlarda reform çalışmaları, bu kuruluşlarla eşgüdüm içerisinde hızlandırılacaktır.

CTP, yolsuzluklarla mücadele konusunda Ceza Yasası’nda yapılan değişikliklerin hayata geçirilmesi ve kim tarafından ve hangi dönemde yapıldığına bakılmaksızın, tespit edilen yolsuzlukların Polis Örgütü’ne ve Savcılığa aktarılması konusunda ödünsüz bir tutum izleyecektir.

CTP’nin açacağı yeni sayfada, kamuda her ne ad altında olursa olsun, adaletsiz, eşitsiz ve partizanlığa dayalı istihdama kesinlikle fırsat verilmeyecektir. Kamuya yapılacak tüm istihdamlarda herhangi bir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde fırsat eşitliği temel kural olmalıdır. Buna koşut olarak Kamu Hizmeti Komisyonu’nun yapısının değiştirilmesi ve son dönemde yaygınlaşan taşeron aracılığıyla istihdama kati yasal sınırlar getirilmesi temel hedeftir.

CTP, ülkede yurttaşların ihtiyaçlarına yanıt veren, onların hizmetkarı olan ve onlara hızlı ve verimli hizmet veren bir kamu yönetimi yapısının yaratılması ihtiyacının bilincindedir. Bu doğrultuda CTP’nin öncülüğünde Cumhuriyet Meclisi’nden oy birliğiyle geçirilen İyi İdare Yasası’nın yargı organının devreye girmesine gerek kalmaksızın kamu yönetimi tarafından isteklilikle uygulanabilmesi için yaygın eğitim çalışmaları başlatılacaktır.

CTP, bunların yanında, örgütsel yapısında ve kamuoyuyla ilişkilerinde de yeni bir sayfa açacaktır. Bu amaçla, başta sendikalar olmak üzere tüm sivil toplum kuruluşlarıyla sıkı ilişkiler kurulacaktır.

CTP, parti içi demokrasinin tam anlamıyla hayata geçirilmesi amacıyla, yarattığı sorunlar artık herkesçe kabul edilen delege sisteminden üye sistemine geçmek için vakit kaybetmeksizin çalışma başlatacaktır.

Parti Tüzüğü’nde ve Parti’nin diğer mevzuatında yapılacak değişikliklerle, partinin tüm organlarının, parti içi demokrasi ve katılımcılık ilkelerine uygun biçimde, etkili, verimli ve disiplinli biçimde çalışması sağlanacaktır.

CTP’nin açacağı yeni sayfada, aşağıdan yukarıya demokrasi ve disiplin vardır; parti içinde kavga, bölünme, klikler yoktur. Kavga, CTP’lilerle Kıbrıs Türk halkının onuruyla oynayan, onun özne olma kapasitesini tanımayan, ona güvenmeyen, gayri adil, hukuk tanımaz, insan haklarına saygısız, sosyal devlet ilkesini ayaklar altına alan, üretimi değil tüketimi teşvik eden, farklılıklara saygı göstermeyen, Kıbrıs Türk halkının her gün biraz daha umutsuzluğa ve yok olma endişesine kapılmasına yol açan düzen ve zihniyet arasındadır.”



BM: “AKINCI İLE ANASTASİADİS YEMEKTE BİR ARAYA GELİYOR”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, 11 Mayıs’ta yemekte bir araya geliyor.

BM Barış Gücü Sözcülüğü'nden yapılan açıklamaya göre, Ledra Palace’daki yemeğe BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ev sahipliği yapacak.

Yemeğin, Eide’nin liderler ve ilgili diğer taraflarla kapsamlı çözüm müzakerelerin yeniden başlamasına yönelik hazırlıkları tamamlamayı amaçladığı 4-12 Mayıs tarihleri arasındaki Kıbrıs ziyareti çerçevesinde gerçekleşeceği belirtildi.



NAMİ: “ÇÖZÜM BU YIL GELMELİ”



KKTC Dışişleri Bakanı ve yeni Müzakereci Özdil Nami, kendisine verilen müzakereci göreviyle ilgili Kıbrıs Postası’na değerlendirmelerde bulunarak, bu görevin önemli bir sorumluluk olduğunun farkında olduklarını ve çözümün bu yıl gelmesi gerektiğini ifade etti.

Bugüne kadar müzakere masasında Annan Planı sonrasında ve özellikle Sayın Talat döneminde çok önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurgulayan Nami, “Tüm bunlara sahip çıkan ve açıkta kalan konulara odaklanan liderler seviyesinde yoğunlaştırılmış bir müzakere süreci bence başarı şansına sahiptir” şeklinde konuştu.

Çözümün bu yıl gelmesi gerektiğini söyleyen Nami, “Çözüm için hiç kimse ne zaman gelir sorusuna net bir cevap veremez, sadece ümitlerimizi ifade edebiliriz. Fakat bizde bu irade var ve Kıbrıs Türk halkı bunu çeşitli vesilelerle net bir şekilde ortaya koymuştur. Rum tarafındaki muhataplarımız da umarım bizimle aynı çizgide hareket ederler ve Kıbrıs Sorununu artık ortadan kaldırırız” dedi.

2015 yılının çözüm yılı olması gerektiğini Birleşmiş Milletlerin de, kendilerinin de her fırsatta dile getirdiklerini belirten Nami, “Böyle bir dönemde Sayın Cumhurbaşkanı tarafından bu görevi yerine getirmem istendi, onur duydum. Tüm bilgi birikimimi kullanarak Sayın Cumhurbaşkanı’na yardımcı olup karşılıklı, dengeli bir anlaşmanın ortaya çıkması için el birliği ile çalışacağız. Bu görev önemli bir sorumluluktur, bunun da farkındayız. Umarım arzu ettiğimiz sonucu alacağımız bir dönem geçiririz” dedi.

Nami, sözlerine şu şekilde devam etti; “Geride bıraktığım 10 yıldan fazla zamanı kapsayan siyasi hayatımda duruşum net bir şekilde ortadadır. En son olarak 11 Şubat belgesinin hazırlanmasıyla ilgili gerek partimin, gerekse benim koyduğum katkılar ortadadır, bunda herhangi bir şaşma olmayacak. Çözümün bu yıl gelmesi gerektiğini düşünüyorum ama hiç kimse ne zaman gelir sorusuna net bir cevap veremez, sadece ümitlerimizi ifade edebiliriz. Bende 2015 yılında bir çözüm olmasını ümit ediyorum. Bugüne kadar müzakere masasında Annan Planından sonrasında ve özellikle Sayın Talat döneminde çok önemli ilerlemeler kaydedildi. Daha sonra önemli ortak açıklamalar yapıldı ki bununda en sonuncusu 11 Şubat’ta gerçekleşti. Tüm bunlara sahip çıkan ve açıkta kalan konulara odaklanan liderler seviyesinde yoğunlaştırılmış bir müzakere süreci bence başarı şansına sahiptir. Bizde bu irade var ve Kıbrıs Türk halkı bunu çeşitli vesilelerle net bir şekilde ortaya koymuştur. Rum tarafındaki muhataplarımızda umarım bizimle aynı çizgide hareket ederler ve Kıbrıs Sorununu artık ortadan kaldırırız.”

Kamuoyundan çok olumlu tepkiler geldiğini söyleyen Nami, “Bu olumlu tepkilere ve gösterilen güvene içtenlikle teşekkür ediyorum. Bu sürece katkı koyabilecek birçok değerli insanımız var ve Sayın Cumhurbaşkanı da bunu ifade etti. Çok iyi bir müzakere heyeti ile en iyi şekilde bu konuyu yürüteceğimizi düşünüyorum. Heyetin henüz tam olarak hazırlandığını söyleyemem. Önümüzdeki süreçte Sayın Cumhurbaşkanı’nın önderliğinde bu müzakere heyeti yakın zamanda son şeklini alacaktır. Ama heyetin bir görünen kısmı vardır birde onlara destek veren çok daha geniş bir kitle vardır. Siyasi rozet gözetmeksizin sürece gerçekten katkı koyabilecek tüm arkadaşlarımızdan faydalanacağız” şeklinde konuştu.(Kıbrıs Postası)



YORGANCIOĞLU: “NAMİ’NİN GÖRÜŞMECİ OLARAK ATANMASI BÜYÜK ŞANS”



Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin yeni görüşmeci olarak atanmasının büyük bir şans olduğunu belirtti.

Başbakan Yorgancıoğlu, katıldığı bir etkinlikte Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin yeni görüşmeci olarak atanması konusunda değerlendirmelerde bulundu.

BRT’nin haberine göre, Nami’nin gereken tecrübe ve deneyime sahip olduğunu ifade eden Yorgancıoğlu, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Kıbrıs sorununda yeni ve süratli gelişmelerin olacağını hepimiz biliyoruz. Bu nedenle Sayın Özdil Nami’nin görüşmeci olarak atanmasını ben büyük bir şans olarak değerlendiriyorum” dedi.

Yorgancıoğlu, geçmiş dönemlerde birçok görüşmelerde bulunan ve hayatının en az 10-15 yılını bu alanda geliştirmiş olan Nami’nin bu sürece de çok önemli katkıları olacağına inanç belirtti.

Nami’nin Dışişleri Bakanlığı görevinin iade edeceğini kendisine söylediğini dile getiren Yorgancıoğlu, bunun resmileşmesinin ardından gerekenin yapılacağını kaydetti.

Yorgancıoğlu, “Böylesi önemli bir bakanlığın boş kalmaması gerekir. Değerlendirip, bir isimi getireceğiz” dedi.



CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAN STAR GAZETESİ ROPÖRTAJIYLA İLGİLİ AÇIKLAMA



Cumhurbaşkanlığı’ndan dün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türkiye’de yayımlanan Star Gazetesi’ne verdiği mülakatla ilgili yazılı bir açıklama yapıldı.

Açıklamada, yer yer doğru ifadeler olmasına rağmen söz konusu haberin başlık ve bazı ara başlıklarda Akıncı’nın söylediklerini yansıtmayan ifadeler kullanıldığı belirtildi.

Cumhurbaşkanlığı açıklamasında ayrıca söz konusu röportajda Cumhurbaşkanı Akıncı’nın dile getirdiği garantiler konusu ve Rum tarafının açıkladığı güven yaratıcı önlemler paketiyle ilgili söylediklerine yer verildi.

“GARANTÖRLÜK ANLAŞMASI, ULUSLARARASI NİTELİĞE SAHİP BİR ANLAŞMA”

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Garantörlük Anlaşması’nın uluslararası niteliğe sahip bir anlaşma olduğunu ve ilgili tarafların Türkiye, Yunanistan, İngiltere, Kıbrıs Türk tarafı ve Kıbrıs Rum tarafı olduğuna dikkat çektiği kaydedildi.

Tarafların birlikte onaylayacağı bir son şekil olmadıkça şu anki garanti sisteminin devam ettiğine işaret eden Akıncı, “Dolayısıyla tek taraflı olarak Yunanistan’ın, ya da başka bir ülkenin ben bunu değiştirdim böyle yapıyorum demesi mümkün değildir. Eğer uzlaşı olacaksa, bu dediğim tarafların uzlaşmasıyla yeni bir şekil verilebilir. Bu da şu an gündemin en sıcak konusu değildir kanaatindeyim” dedi.

“GÜVEN YARATICI ÖNERİLERİ ANASTASİADİS’TEN DİNLEMEK İSTİYORUM”

Cumhurbaşkanı Akıncı ayrıca, söz konusu haberde Rum tarafının duyurduğu 4 maddelik güven yaratıcı önlemler paketiyle ilgili olarak da şunlara dikkati çekti:

“Son açıkladıkları güven artırıcı önlemler paketini Sayın Anastasiadis’ten dinlemek isterim. Bunu basından verdiler ama ben basın üstünden güven artırmanın, somut önlemlerin bu şekilde basına duyurulduktan sonra Türk tarafına, bilgi verilmesinin çok şık olmadığı düşüncesindeyim. Bunlardan bir tanesi dağlardaki mayınlardır. Bu çok insani bir konu, can güvenliğiyle ilgili. Çok önceden bildirilmiş olmasını arzu ederdim. Bizde de böyle yerler varsa; bizim de bunları bildirmemiz doğru olur. Tabii ki iki tarafın toplumlarını birbirine yakınlaştıracak, ilişkileri daha iyi bir seviyeye çekecek adımlar olumludur. Olumuz bir tepki göstermek istemem. Önce bir dinleyelim. Ama bunun yanında yapılacak daha önemli konular var. Mobil telefonların birbirine bağlanması, ticari araçlarımızın diğer tarafa geçebilmeleri, bazı sınır kapılarının daha açılması, hellim ihracatımız gibi konularda engellerin aşılması gibi konularda, gerek AB’nin ama gerekse de Rum tarafının daha anlayışlı olması ve Türk tarafına gerçek anlamda güven telkin edecek davranışları sergilemelerinde büyük yarar var.”



AVRUPA PARLAMENTOSU’NDAN KIBRIS SORUNU’NUN ÇÖZÜMÜNE GÜÇLÜ DESTEK



Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye ile ilgili İlerleme Raporu ön taslağında, Kıbrıs sorununa iki toplumlu ve iki kesimli federasyon temelinde, adil, bütünlüklü ve kalıcı bir çözüm bulunmasına “güçlü destek” belirtildi.

Rum Fileleftheros gazetesi, Rum Haber Ajansı’nın (KİPE) yayımladığı taslak raporun, 5 Mayıs’ta AP Dışişleri Komitesi’nde görüşüleceğini ve 11 Mayıs’ta oylanacağını yazdı.

Habere göre ön taslak, 18-21 Mayıs tarihlerinde Strazburg’da düzenlenecek AP oturumunda veya 27-28 Mayıs tarihlerinde Brüksel’de düzenlenecek oturumda oylamaya sunulacak.

Gazete, Türkiye İlerleme Raporu Raportörü Kati Piri’nin, gölge raportörlerle 3 görüşmesinin ardından, raporda 23 değişiklik yaptığını ve bunlardan ikisinin, Kıbrıs ile ilgili olduğunu yazdı.

Habere göre raporda, Türkiye’ye ve tüm ilgili taraflara, adanın yeniden birleşmesi için yürütülen müzakereleri aktif bir şekilde desteklemesi çağrısı yapıldı. Raporda ayrıca, Türkiye’nin adadaki askerini çekmesi, Maraş’ı BM’ye transfer etmesi ve Güney Kıbrıs ile olan ilişkilerini düzeltmesi gerektiği vurgulandı.

Gazete, raporda “Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, gelişmekte olan müzakere sürecinin başarıyla sonuçlanmasını gözetecek olumlu bir ortamı ileri götürmek adına, Mağusa Limanı’nı AB gümrük denetiminde açması ve Kıbrıslı Türklerin, AB ile ticaret yapmasına izin vermesi” çağrısında bulunulduğunu yazdı.

Raporda ayrıca, Güney Kıbrıs’ın sözde “Münhasır Ekonomik Bölgesi” ile ilgili ikili anlaşma imzalama konusunda yasal hakkı bulunduğuna ve Türkiye’nin, bu konuda herhangi bir kışkırtıcı hareketten kaçınması gerektiğine işaret edildi.



ÇAVUŞOĞLU: "YUNANİSTAN'IN, GAYRET SARF ETMESİ LAZIM"



TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas'ın, ülkesinin artık Kıbrıs'ta garantör ülke olmak istemediği yönündeki açıklamasına ilişkin, "Yunanistan'ın, Kıbrıs'ta müzakerelerin tekrar başlaması ve bu yıl içinde bir çözüme ulaşılması için gayret sarf etmesi lazım" dedi.

Çavuşoğlu, bir gazetecinin, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocas'ın, Kıbrıs'la ilgili "artık garantör ülke olmak istemedikleri" yönündeki açıklamasını nasıl değerlendirdiğini sorması üzerine Çavuşoğlu, "Türkiye, uluslararası sözleşmeler ve anlaşmalarla da teyit edilmiş Kıbrıs'ta garantör ülkedir. Yunanistan'ın, Kıbrıs'ta müzakerelerin tekrar başlaması ve bu yıl içinde bir çözüme ulaşılması için gayret sarf etmesi lazım. Rum tarafının teşvik etmesi lazım ve Yunanistan'da pozitif bir rol oynaması lazım. Türkiye, bugün 2004'de olduğu gibi nasıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin yanındaysa ve çözüm için herkesten bir adım öndeyse bu iddialı bir laf değil, tüm eylemlerimizde söylemlerimizde bu kanıtlanmıştır. Tüm dünyanın da kabul ettiği bir şeydir bu. Yunanistan'ın da daha pozitif bir rol oynaması lazım ki bu yıl içinde bu müzakerelerden bir sonuç alalım'' yanıtını verdi.

Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

''Kıbrıs'ta 2 kurucu devletle birlikte bir çözüme ulaşalım. Yani 2013 yılı şubat ayındaki 2 liderin ortak açıklaması temeli üzerinde bir çözüme ulaşalım. İşte o zaman adadaki asker sayısı bakımında da Annan planına göre eğer kabul edilseydi Türkiye'nin 600 civarında askeri kalacaktı, Yunanistan'ın 900 civarında askeri kalacaktı. Zaten adada bir barış, çözüm olduktan sonra 2 halk beraber yaşadıktan sonra ve tüm doğalgaz ve petrol dahil tüm ekonomik çıkarlardan eşit bir şekilde faydalanmaya başladıktan sonra iş kendiliğinden yürümeye devam eder."

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ve Yunanistan'ın, adadaki müzakere sürecinin tekrar başlaması ve sonuç alınması için teşvik edici ve güven artırıcı adım atılması konusuna olumlu yaklaşması gerektiğini vurguladı.

Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs liderlerinin üçlü zirve yaparak, Doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarının paylaşımını görüştüğünün hatırlatılması üzerine de Çavuşoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti olmadan Doğu Akdeniz'deki hiçbir kısıtlama hiçbir adım geçerli değildir. Buna da müsaade etmeyiz. Son derece nettir" dedi.



JUNCKER'DEN, AKINCI’YA TEBRİK MEKTUBU



AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya tebrik mektubu gönderdi.

Avrupa Komisyonu Bölgesel ve Kentsel Politikalar Genel Direktörü Walter Deffaa’nın geçtiğimiz cuma günü, Akıncı’yı ziyareti sırasında elden verdiği mektupta Juncker, “Akıncı’nın adada kapsamlı bir çözüme varılması hususundaki kararlılığının memnuniyetle karşılandığı ifade ederek, müzakerelerin en kısa zamanda yeniden başlamasının önemini vurguladı”.

Başkan Juncker mektubunda devamla, Kıbrıs’ta varılacak bir anlaşmanın hem iki toplumun hem de Kıbrıs’ın ve Avrupa Birliği’nin çıkarına olacağını belirterek, Avrupa Komisyonu’nun BM nezdinde yeniden başlayacak müzakerelere tam destek vermeye devam edeceğini ifade etti.

Junker ayrıca, Kıbrıslı Türklerin AB vatandaşı olduklarını ve AB üyeliğinin getirdiği tüm menfaatlerden yararlanmaları gerektiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı da, heyetle yapılan görüşmede hem ziyareti hem de Junker’in mektubunda belirtilen hususları memnuniyetle karşıladığını ifade etti.

Akıncı, toplumsal hakları da elde edecek bir şekilde AB içerisinde yer almak için çalıştıklarını belirterek, “Bunu da, uzun olmayacak bir zaman dilimi içerisinde sağlamak en büyük arzumdur” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk toplumunun Avrupai değerlere sahip olduğunu ve yerinin AB olduğunun bilincinde olarak davrandığını da sözlerine ekledi.



CUMHURBAŞKANI AKINCI HDP HEYETİNİ KABUL ETTİ



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, önceki gün, Türkiye’den gelen Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyetini kabul etti.

HDP Urfa Milletvekili İbrahim Binici ile HDP İstanbul-Tuzla İlçe Eş Başkanı ve Örgütlenme Sekreteri Bahar Akkuş, Cumhurbaşkanı Akıncı’yı tebrik ederek yeni görevinde başarılar diledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı da, HDP heyetine teşekkür ederek, kendilerini ülkede görmekten memnuniyet duyduğunu ifade etti.



YILDIZ: “KIBRIS DOĞALGAZININ MISIR'DAN GÖTÜRÜLMESİ KARARINI UYGULANABİLİR BULMUYORUM”



Türkiye’nin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız Yunanistan, Mısır ve Güney Kıbrıs liderlerinin üçlü zirve yaparak, Doğu Akdeniz'de enerji kaynaklarının paylaşımını görüştüklerinin hatırlatılması üzerine Kıbrıs doğalgazının Mısır'dan götürülmesi kararını uygulanabilir bulmadığını belirtti.

Mısır'ın bir tüketim ülkesi olmadığını anlatan Yıldız, "Sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) olarak götüreceğiz denildi. LNG'nin maliyetleri ortada. Yalnızca bir siyasi inat uğruna böyle fizibilitesi olmayan bir işlem yapılmasını ben kendileri açısından da doğru bulmuyorum ve gerçekleştirilebilir de bulmuyorum" ifadelerini kullandı.



ÇAVUŞOĞLU: ''YURTTA SULH CİHANDA SULH''



TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, yerel bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, en büyük hedeflerinin, Gazi Mustafa Kemal'in ''Yurtta sulh cihanda sulh'' ilkesi ve hedefiyle uyumlu, komşularla ilişkilerin en iyi düzeyde tutulması ve varsa sorunun çözülmesi olduğunu dile getirdi ve şunları kaydetti:

''Bu sorunlardan bir tanesi Kıbrıs. 2004'de bir şans yakaladık ama Rum tarafı bu şansı iyi değerlendiremedi. Referandumda hayır oyu verdiler. O zamanki siyasi atmosfer böyleydi. Bugün Rum kesiminde de göreceli olarak çok daha iyi bir atmosfer var. KKTC'ye baktığımız zaman gerçekten çözüm konusunda bir konsensüs var. Bir önceki cumhurbaşkanı döneminde de bu konsensüsü görüyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nden de destek her zaman var. Türk toplumu da milletimiz de çözüm konusunda bir konsensüs oluşturmuş. Bu sorunu çözmek lazım. Bu sorun kimde? Rum tarafı ve Yunanistan tarafında. Şimdi tekrar masaya dönme arzuları var. Biz istiyoruz ki bir an önce masaya dönsünler ve iki kurucu devletle bir çözüme gidelim. Kazan kazan formülüyle. İki tarafın da hakları korunarak bir çözüm bulunsun. Türkiye, Kıbrıs'ta garantör ülkedir ve garantör ülke olmaya devam edecek. Türkiye, oraya kardeşlerimizin haklarını korumak için gitmiştir. İşgal yapmak için gitmemiştir. Yıllardır da KKTC'de yaşayan halkımızın hayat standartlarını yükseltmek için çaba harcıyor."



HİSARCIKLIOĞLU: “LEFKOŞA TAHKİM MERKEZİ" KURMA ÇALIŞMALARINA BAŞLAYACAĞIZ”



Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Türkiye, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ile birlikte "Lefkoşa Forumu"nu başlattıklarını belirtti.

Hisarcıklıoğlu TOBB’nin 71. Genel Kurul Toplantısı’nda yaptığı konuşma bu forum kapsamında tarihte ilk defa bu dört ülkenin iş dünyası kuruluşlarının aynı masaya oturduğunu, aynı belgeye imza attığını, bundan sonra da "Lefkoşa Tahkim Merkezi" kurma çalışmalarına başlayacaklarını bildirdi.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 55
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1534
Toplam Tekil 4076315
IP 18.218.127.141






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu