GÖÇÜN 50. YILINDA AVRUPA’DA RAMAZAN - Yakup TUFAN - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









GÖÇÜN 50. YILINDA AVRUPA’DA RAMAZAN - Yakup TUFAN
Tarih: 12.08.2011 > Kaç kez okundu? 4066

Paylaş


“ Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.“ (Bakara /183)



Mübarek Üç Ayların sonuncusu ve ON BİR AYIN SULTANI Ramazan-ı Şerif’e kavuşmanın sevinç ve heyacanını yaşamak, -nerede olursa olsun- Ümmet-i Muhamed için ayrı bir mutluluk kaynağıdır. Ramazan ile birlikte gelen nimet ve ihsan; bir mesuliyeti de birlikte getirmektedir. Tabiyatıyla Ramazan, müminlere ayrı bir mesuliyet yüklemektedir. Allah’ın verdiği bunca nimete ve ihsana karşı elbette müslümanların, müminlerin bir mesuliyeti olması lazımdır. Bu noktada müslümanlar, kendilerine verilen nimetin ve üzerlerinde bulunan mesuliyetin farkında olmalıdırlar. Hayat tarzı bu şuur ve anlayış içerisinde düzenlenmeli, amel ve muameleler bu çerçevede yapılmalıdır.



Türk toplumu 50 yıldan beri Avrupa’da. Anadolu insanı 50 yıldır bu topraklarda Ramazan’ı yaşıyor ve oruç tutuyor. Bu zaman zarfı içerisinde, çok acılı günler yaşandı ve çok sıkıntılı Ramazanlar geçirildi. Çok zor şartlar altında oruçlar tutup, Teravih Namazları kılındı. Kimi zaman yapa yalnız oruçlar açıldı, tek başına Teravih Namazları kılındı. Kimi zamanlar -etrafı yüksek duvarlar veya tel örgülerle çevrili- işçi yurtlarında, üç beş kişi bir araya geldi, birlikte iftar yapıldı ve birlikte namaz kılındı. O günler bir başkaydı, o Ramazan bir başka...



“O Ramazan ayı ki, insanları irşad için, hak ile batılı ayıracak olan, hidayet rehberi ve deliller halinde bulunan Kur’an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya şahit olursa onda oruç tutsun. Kim de hasta, yahut yolculukta ise ise tutmadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez. Sayıyı tamamlamanızı, size doğru yolu gösterdiğinden dolayı Allah’ı tekbir etmenizi ister. Umulur ki şükredesiniz”. (Bakara/185)



Acısıyla, tatlısıyla(?) aradan 50 yıl geldi geçti. Anadolu’dan Avrupa’ya gelen o günün yağız delikanlıları, al yazmalı gelinleri; oğula, kıza, toruna karıştı bugün. İşçi yurtları koridor veya bodrumlarında kılanan Teravih Namazları, meydanlarda yada Kiliselerde kılınan Bayram Namazları, artık tarih oldu. Kimsiz kimsesiz yapılan safurlar, yapa yalnız açılan iftarlar, artık mazide kaldı. Şimdi müminler; çoluk çocuk, genç, ihtiyar -hep birlikte yüzlerce insan-, cami ve cemiyetlerde iftar açıyorlar. Artık kendi açtıkları cami ve mescitlerinde Teravih Namazları kılıyorlar. Huşu içerisinde ibadet yapma imkanı buluyorlar. Bir çok yerde Bayram Namazları kubbeli, minareli, görkemli camilerde kılınıyor şimdi. Bir zamanlar -acı gurbet- olarak tabir edilen Avrupa, vatan oluyor şimdi. 50 yıl önce Anadolu’dan gelen Türkler; artık kendini bu topraklarda yalnız, kimsesiz ve garip hissetmiyorlar. Anadolu Avrupa’ya taşınıyor; gurbet vatan oluyor...



Ramazan; bir ihsan, bir nimet, bir bereket ayı olduğu gibi, aynı zamanda da bir tefekkür, bir muhasebe ve bir muhakeme ayıdır. Bunca nimet karşısında müslümanların tefekkür etmeleri lazımdır. Kendilerini muhakeme, fiil ve amallerini muhasebe etmeleri gerekir. Bu muhakeme, bu muhasebe bizzati her müslümanı içerisine alır. Aynı zamanda, etkili ve yetkili konumda olanları ve onların mahiyeti altında bulunan; cami, cemiyet, kurum ve kuruluşları da içerisine alır, başka bir bakış açısından. Daha doğrusu alması lazımdır. Bu noktadan hareketle; Avrupa’da faaliyet gösteren dernek, teşkilat, kurum ve kuruluşlar, cami ve cemiyetler, -kurum veya birim olarak-, Mübarek Ramazan-ı Şerif’i bir fırsat bilerek, mutlaka bir muhakeme ve bir muhasebe yapmaları gerekir.

“İslam beş esea üzerine bina edilmiştir: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şehadet etmek, namz kılmak, Ramazan orucu tutmak, Kabe’ye haccetmek, zekat vermek” ( Tirmizi, İman 3/2612)



Bugün, herkesin düşünmesi gerekir ve toplum olarak kendimize sormamız lazım: Acaba, ihsan ve bereket yüklü, avfu mağfiret dolu Ramazan günlerini hakkıyla değerlendiriyor muyuz? Diyalog ayı, sosyal yardımlaşma ayı ve dayanışma ayı olan Ramazan’ın tam şuuruda mıyız? Dostluk, kardeşlik ve komşuluğu geliştirmek; önyargıları, peşin hükümleri, ortadan kaldırmak için tam bir fırsat olan Ramazan-ı Şerif’ten azami istifade edebiliyor muyuz?

Bugün; hala- şu veya bu sebepten ötürü- toplumun dışında kalmış, camiye veya cemiyete yabancı olan, -hatta muhalif olan-, hiç bir yere üye olmayan, hiç bir yerle bağlantısı bulunmayan inanlar var. Bunları veya buna bezer insanları, grupları, aileleri, cami ve cemaate kazanmak için Ramazan’da hangi planmız ve nasıl bir proğramımız var?



“Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksilme olmaz”. (Tirmizi, Savm 82,(807); İbni Mace, Sıyam 45,(1746)



Öte yandan, birlikte yaşadığımız Avrupa toplumunda; görgüsüzlükten, bilgisizlikten veya hazımsızlıktan kaynaklanan, korkudan ya da kinden beslenen bir Türk ve İslam düşmanlığı var. Yıllar yılı Avrupa Türkleri olarak bundan muzdaribiz. Ama; ön yargıları yıkmak, cehaleti ortadan kaldırmak, diyaloğu geliştirmek, kültür ve inanç değerlerimizi birinci elden anlatmak için; insan olarak, kurum ve kuruluş olarak, cami ve cemiyet olarak, hangi plan ve proğramız var?



Meseleleri detaylandırmak ve soruları çoğaltmak mümkündür. Fakat önemli olan şey, bu Ramazan- Şerif’i bir vesiyle kılarak, geçen 50 yılın bir muhasebesi ve muhakemesini yapmaktır. Ramazan’ı hakkıyla anlamak ve onu şuurla yaşamaktır. Geçmişin hesabını çıkartmak ve geleceğin planını yapmaktır.



„Cenette Reyyan denilen bir kapı vardır. Oruçlular girdiler mi artık kapanır, kimse oradan giremez”. (Tirmizi’nin rivayetinde şu ziyade var: Oraya kim girerese ebediyyen susamaz. (Tirmizi, Savm 5)



Ramazan-ı Şerifinizi tebrik eder, Ümmet-i Muhammed başta olamak üzere, bütün insanlık alemine hayırlara vesiyle olmasını niyaz ederim.



Dinslaken, 11 Ramazan 1432/ 11 Agustos 2011



Yakup Tufan









Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 45
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1068
Toplam Tekil 4067203
IP 52.14.121.242






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu