Kırım Tatar Milli Hareketi - Nail Aytar - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Kırım Tatar Milli Hareketi - Nail Aytar
Tarih: 10.01.2009 > Kaç kez okundu? 6284

Paylaş


Kırım Tatar Milli Hareketi kökeni İsmail Bey Gaspıralı’ya kadar giden, Milli Fırka ile devam eden 1917 yılında Kurultay hükümeti ile ilk bağımsız demokratik Kırım Cumhuriyetini kuran hareketin adıdır. Celebi Cihan, Cafer Seydahmet, Abdürreşit Mehdi, Hasan Sabri Ayvaz, Müstecip Ülküsal, Mehmet Niyazi’den bugüne Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, İdris Asanin, Reşat Cemil, Sabriye Seitova ve daha nice isimsiz kahraman tarafından bugüne kadar getirilmiştir. 1918 yılında Bolşeviklerin istilası ile yıkılan milli devletimiz ve 18 Mayıs 1944 yılında topyekûn sürgüne gönderilen halkımız, çok büyük acılar yaşamasına rağmen 1950’li yıllar sonrası tekrar var olma ve vatana dönme mücadelesine başladılar. İlk önce sürgün bölgelerinde “İnisiyatif Grupları” dediğimiz küçük bölgesel gruplar kurarak birbirleriyle iletişim ve organize olmaya çalıştılar. Bu inisiyatif gruplarının talepleri her zaman yasal sınırlar içinde kendilerine yapılan kanunsuzluğun giderilmesi ve en tabii haklarının iadesiydi. Genelde de birkaç bin imzalı dilekçelerin ilgili makamlara verilmesi şeklinde tezahür ediyordu. SSCB içindeki muhalif ve insan hakları gruplarıyla birlikte hareket eden Milli Hareketimiz bu sayede dünyada da tanınmaya başlamıştı. Milli Hareketimiz Rusların Çekoslovakya, Macaristan ve Afganistan’ı işgalini kınamış, SSCB’nin 2. Dünya savaşı sonrası işgal ettiği Japon Kuril adalarını geri vermesini savunmuş, Bulgaristan’da Türklerin isimlerini değiştirme hadisesine en sert tepkiyi veren gruplardan biri olmuştur. Aynı şekilde Kafkasya’daki Rus işgalinin sona erdirilmesini defalarca beyan etmiştir.

Kırım Tatar Milli Hareketi 6 Temmuz 1987 tarihinde Moskova-Kızıl Meydan’da başlayan eylemlerle bir ilki gerçekleştirmiş, yapılamaz denilen eylemlerle SSCB rejimini kökünden sarsmıştır. Uzun süren gösteriler ve Kırım Tatarlarına yapılan baskıların sonuç vermemesi üzerine vatandaşlarımız tarihi milli vatanlarına dönebilmenin kilidini de açmış oldular. 6 Temmuzda başlayan süreç diğer demokrasi yanlısı grup ve Cumhuriyetlere de sıçramış tarihin kanlı diktatörlüklerinden birisini daha tarihe gömmüştür.

Vatana dönüşün başlaması ile ilk planda yoğun bir geri dönüş olmuş 3-5 yıl içerisinde Vatanda nüfusumuz 300 bin ve % 12’lik orana ulaşmıştır. Her türlü idari zorluk ve maddi imkânsızlıklar bile Kırım Tatarlarını vatana dönmekten alıkoyamamıştır. Yerler kazılmış üzerleri naylonla örtülerek derme çatma kulübeler yapılmış ev yapmak için gerekiyorsa basıp alma yöntemiyle evler inşa edilmiştir. İşi gücü olmayan vatandaşlarımız domates yetiştirerek karnını doyurmuş ailesini geçindirmiştir.

Bu süreçte Kırım Tatar Milli Hareketi Teşkilatı’da Kırım Tatar Milli Meclisine dönüşmüştür. Kırım Tatar Milli Meclisi, Kırım Tatarlarının yaşadığı yerlerden seçilmiş delegelerin oylarıyla oluşmuş 31 kişilik bir meclistir. Kırım Tatar Milli Meclisi Kırım Tatarlarını temsil eden en üst kurumdur. Kırım Tatar Milli Meclis üyeleri Kırım Tatar Milli Hareketinin politikalarını belirleyen ve icra eden temsilcilerimiz olarak hataları ve sevaplarıyla kabul edilmelidir.

Bu perspektif içerisinde bazı Kırım Tatar gerçekleri de vardır. Bu gerçekleri göz ardı etmek meselemizi güçlendirmek bir yana zaafa da uğratabilir. Kırım Tatar Milli Meselesinin en grift meselelerinden bir tanesi hiç şüphesiz Kırım Tatar diasporasıdır. Çünkü bu diaspora öncelikle ne olduğuna karar verememektedir. Modern millet tanımlarının bizim toplumumuzu tarif etmekte epey zorlanacağı aşikardır. Çünkü milletleri millet yapan değerler nelerdir sorusu Kırım ve diaspora için aynı cevapları vermemektedir. Diaspora için Tatar bir ana-babadan doğmak Tatar olmak için yeterli olmakta işin kültür, medeniyet, dil, coğrafya ve gelecek boyutu ise hiç önem taşımamaktadır. Gelecek kaygısı ise işin sadece maddi boyutu olarak düşünülmektedir. Diaspora bugün bulunduğu yerin rengini alan bukalemun rolünü başarıyla oynamaktadır. Diaspora için Kırım’ın Tatar olması güzel ama olmasa da çok kılını kıpırdatacağı bir olgu gibi görülmemektedir. Türkiye’de basketbol ve futbol kulüplerinin en büyük finansörlerinden olan Kırım Tatar kökenli iş adamlarının Kırım için hayati konulara bile duyarsız kalması başka nasıl açıklanabilir.

Diaspora temsilcileri sayabileceğimiz dernek, vakıf ve cemaatimiz ileri gelenleri bir araya gelip vatana nasıl yardım edebiliriz işin neresinden tutalım konusunu tartışacakları yerde kim başkan olacak tartışmasını daha çok sevmektedirler. Vatana kurban bayramında giden kurban paraları dışında ciddi bir para olmadığı gibi 1000 konut projesinin sonuçlanmasıyla ciddi bir projede bulunmamaktadır. TİKA vasıtasıyla yapılabilecek pek çok proje ilgilenen olmadığı için ortada kalmaktadır.

Diaspora bir şekilde vatanda nasıl nüfusumuzu arttırırız % 12 leri nasıl %25’lere çıkarırızı tartışmak ve proje üretmek zorundadır. Rusya ve Ukrayna’nın milyonluk nüfuslarının bile artma yerine azalma eğiliminde olduğu bir dönemde nüfusumuzun artması için tedbir ve teşviklerin alınması zaruridir. Nitekim Kırım nüfusu 2007 yılının ilk 4 ayında 5000 yeni doğana karşın 8200 ölüm olayı ile azalma eğilimi göstermektedir. Kırım nüfusunun içinde Karadeniz filosunun emeklilerinin büyük bir oranı olduğu da düşünülürse genç nüfus açısından avantajımız vardır. Kırım kızlarının dış ülkelerle evlilik hadisesi ise olumsuz bir gelişmedir. 2006 yılında 800 Kırım Tatar kızının yabancı ülkelere evlenip gitmesi ise akabinde karışık evliliklerinde kapısını açmaktadır. Sağlık meselesi ve çocuk ölümleri ise Kırım Tatarlarında yüksek oranda seyretmeye devam etmektedir.

Dil konusu ise bir an önce çözümlenmezse kronik kanserleşme aşamasına gelmiştir. Amerika Birleşik Devletlerin de yaşayan Kırım Tatarları birbirleriyle İngilizce, Romanya da yaşayanlar Romence, Türkiye de yaşayanlar Anadolu Türkçesi, Bulgaristan da yaşayanlar ise Bulgarca konuşmakta Kırım’da yaşayanlar ise çoğunlukla Rusçayı ortak dil olarak benimsemektedirler. Bir dilin gerçek manada gelişmesi ve ortak lisan olması edebi dil ile mümkündür. Kırım Tatar diasporasının hiçbir tarafında edebi dil düşüncesi yoktur. Aksine 100 sene önceki dedesinin lehçesini en doğru Tatarca olarak düşünmekte ve ortak edebi dil yaratılmasının mantığında kavrayamamaktadır. 100 sene evvel Karadeniz’den ABD’ye giden bir Karadenizlinin en doğru Türkçeyi kendisinin konuştuğunu iddia etmesinden farksız bir durumla karşı karşıyayız. Edebi dilin gelişmesi için gazete, dergi, kitap basılması radyo ve televizyonlardan yayın yapılması gerekmektedir. Şiiri, romanı olmayan tiyatro eseri yazamayan bir toplumun varlığını sürdürebilmesi ne kadar gerçekçidir. Ortak dil ve edebiyat için ise ortak alfabe bir zorunluluktur. Romanya da kullanılan bazı harfler ise ortak alfabeyi zorlaştırmaktadır. Yaşadıkları ülkenin şartları ve o ülkelerin eğitimleri sonucu bu tip farklılıklar yaşayabilmekteyiz. Çözüm bu konuda uzman kişilerin karar verdiği ve meclisimizin de kabul ettiği alfabenin bütün diasporada ortak olarak kullanılmasıdır.

Bütün bu meselelerin düğümlendiği ortak mesele ise anadilde eğitim verebilen okullar ve bu okulların kabiliyetleridir. İlk olarak evinden dışarıya ana okulu için giden 4-5 yaşındaki çocuk Rusçaya aşina olmakta hayatının diğer kademelerinde de Rusça onun için vazgeçilmez olmaktadır. Evde anne babada dil konusunda hassas olmaz ve Rusça konuşurlarsa ip zaten orda kopmaktadır. Şu an var olan 15 Milli Mektep Kırım Tatar çocuklarının sadece % 10 kadarına eğitim verebilecek kapasitededir. Bu okulların alt yapı ve eğitim kalitesi açısından diğer Rus okullarından çok geri olması ise okullara talep ve ilgiyi azaltmaktadır. Bazı cemaatlerin 250-300 okul açabildiği yani olabileceğini gösterdiği bir durumda biz 15 okulu bile finanse edip eğitim kalitesini yükseltememekteyiz.

Geleceğimiz konusunda da her kafadan farklı sesler çıkmaktadır. Kırım Tatar Milli Meselesi nedir ve nasıl çözümlenmelidir sorusuna net bir çözüm bulmakta zorlanmaktayız. Her ne kadar azınlıkta olsa bile bazı kafalardan farklı sesler çıksa da Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu bu hedefimizi en doğru ve temel olarak ortaya koymuştur. Bu hedef "Bütün Qırımtatarlarını Qırım’ğa geri toplamaq, mında milli muhtar cumhuriyetimizni qurmaqtır. Dinimizni, tilimizi ve milli medeniyetimizni yañıdan öğrenmek ve inkişaf ettirmektir."





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 25
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1637
Toplam Tekil 4067771
IP 3.145.186.173






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.311 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu