KORKU, ZAMAN BİLİNCİ, EĞİTİM VE HAYAT KALİTESİ; SİYASİ GELECEK TAHMİNLERİ - Prof. Dr. Mehmet ERDAŞ - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









KORKU, ZAMAN BİLİNCİ, EĞİTİM VE HAYAT KALİTESİ; SİYASİ GELECEK TAHMİNLERİ - Prof. Dr. Mehmet ERDAŞ
Tarih: 07.12.2010 > Kaç kez okundu? 4257

Paylaş


07.12.2010 Viyana

Dondurucu soğuklar herkes için en büyük güncel tehdit olmaya devam ediyor. Berlin ve Viyana da -23 dereceye kadar düşen hava sıcaklığı korkutuyor. İnsanların ne giydiklerine bakınca, dikkatinizi çeken ortak nokta; hepsi petrol ürünleri, ama petrol bulunmadan önce de buralarda hayat vardı. Zaman bilincinin artması ve korkunun bilgiye dönüşmesi ile elde edilen yeni ürünler ve teknolojik keşifler hayat kalitesini de artırdı.







Güzel ahlak ve kaliteli eğitim, Alman idealizmi, Avrupa da zaman bilincinin artmasını ve korkunun bilgiye dönüşmesini sağladı. Bu sayede Alman teknolojisi üretilebildi. Bugünkü Alman toplumunun, Alman idealizmi ile pek bağı kalmadı. Karmakarışık ve disiplinsiz hayat, kalitesiz eğitim, gelişmekte olan ülkeler havasına soktu Almanya da günlük yaşamı. Ücretler çok düştü. Hartz IV kanunları ve Ajanda 2010 adı altında, hem de Sosyal Demokrat Gerhard Schröder’ in SPD ve Yeşiller hükümeti tarafından yürürlüğe sokulan uygulamalar Almanya’ yı kökten değiştirdi. Almanlar geleceğe pek umutla bakamıyorlar.







Umudunu kaybeden insanlar için hayat anlamını kaybeder. Kişilik bunalımları ve kötümserlik yayılır, toplum bunalıma girer. Radyo TV yayınları ile topluma ne kadar umut pompalamaya çalışsanız ve insanları ne kadar yapay gündemlerle oyalamaya çalışsanız da hayatın gerçekleri, gerçek gündem galip gelir. Bunalım dönemlerinde toplumda insan ilişkileri de zayıflar ve tüketim azalır. Kapitalizmin en büyük sorunu atıl kapasite ve talep yetmezliğidir. Üretilen mal ve hizmetlere talep azalınca, fiyatları düşer ve önce küçük işletmeler, atölyeler ve fabrikalar birer birer kapanmaya başlar.







Faiz mekanizması, serbest ticareti ve rekabeti yok eder; piyasalar da kendiliğinden tekelleşme oluşur. Fiyat mekanizması işlemez olur. Büyükler küçükleri yutar. Sermaye birikimi fazla olan büyük firmalar, fiyat kırarak küçük işletmeleri yok eder. Bu yüzden bunalım ve kriz dönemlerinde Bankalar, sadece büyük firmalara kredi vermeye başlarlar ve küçük firmalara kredileri tamamen keserler. Neden mi? Sermaye birikimi yetersiz olanların, rekabet gücünün de olmadığını ve uzun süre krize dayanamayacaklarını çok iyi bilen Bankacılar, ya doğrudan ödeme gücü olan son tüketicilere, ya da çok büyük firmalara yönelirler. Bunalım ve kriz dönemlerinde, tüm ekonomik aktörlerin hedef kitleleri, hedefleri, strateji ve taktikleri değişir. Ürün değiştirmeye, fiyat kırmaya, stoklardan kurtulmaya çalışırlar.







1929 Büyük Ekonomik Depresyonu ile 2008 Küresel Finans Krizinin sebep - sonuç ilişkileri aynıdır. Her ikisinin de temelinde güven bunalımı, atıl kapasite ve talep yetmezliği yatar. 1929 Büyük buhranından sonra, 1933 de Alman ya da Hitler sahneye çıkmış ve 1944-1948 arasında ikinci Dünya savaşı yaşanmıştır. 2008 Krizinden sonra, başta ABD olmak üzere karşılıksız dolar basmaya başlamışlardır. Varlık değerlerindeki trilyonlarca dolarlık erimeler, yeni finans balonları oluşturularak gizlenmeye çalışılmaktadır. Ekonomide de Tabiatta olduğu gibi birdenbire vardan yok, yok dan da var olmaz. Birikimi yıllar süren sermaye, eriyen varlık değerleri, ABD’ nin Irak ve Afganistan a askeri müdahalesi, uluslar arası ilişkilerde karşılıklı güveni yok etmiştir.







Dünya da korku dengesi, yeniden soğuk savaş döneminin silahlanma yarışına dönüşmek üzeredir. Çin ve Sovyetler Birliği, Hindistan ve Pakistan, Afganistan ve İran üzerinden ABD ve NATO ya büyük baskı uygulamaktadır. ABD dolarına güven sarsılınca, dünya da Altın fiyatları ons başına 1400 doları geçmiştir. Uranyum fiyatları da %45 oranında artmıştır. Hammadde ve petrol fiyatları normalin üzerinde artmıştır. Dünya ekonomisi yeniden, aynen 1929 buhranında olduğu gibi, önce yüksek enflasyon dönemini yaşayacaktır. Bir ekmek almak için yine bir çuval para ödenecektir. Arkasından da, büyük ihtimalle Ortadoğu’ dan başlayan yeni bir kıyamet harbi gelecektir.







Türkiye’ de AKP iktidarı, en geç Kasım 2012 ye kadar iktidardan uzaklaştırılacaktır. Ani sıcak para çıkışları, bir süre ılımlı İslami sermaye ile dengelense de siyasetin fitili ateşlenecektir. Yolsuzluk dosyaları Wikileaks yöntemleriyle birer birer ortaya dökülecektir. TSK direnmeye başlayacak ve Türkiye de büyük bir hesaplaşma dönemi yaşanacaktır. Kimsenin yaptığı yanına kalmayacaktır. Hiçbir şey, hiçbir yolsuzluk sonsuza kadar gizli kalamaz.







İşsizlik ve gelir dağılımı bozukluğu Türkiye ekonomisinin temel yapısal sorunu olarak çözümsüzdür. Demokratik Devrim yapabilecek siyasi oluşumlar, dünyayı yöneten büyük sermaye tarafından desteklenmezler. Toplumsal ve sosyal adalet idrakinde yetersizlik, kalitesiz eğitim ve sağlık hizmetleri, büyük sermaye tarafından kontrol altında tutularak yönlendirilen güdümlü din iman sömürüsü, işsizlik ve gelir



dağılımındaki dengesizliği ve çözümsüzlüğü de sürekli kılmakta, yapısal ve kronik hale getirmektedir. Toplumları ya da bireyleri sömürmek için muhtaç hale getirmek, savaş ya da krizlerle sıkıntıya sokmak lazımdır. Kültürel değerler ve davranış kalıplarına uygun düşmanlık tohumları atmak ve birbirine karşı kışkırtarak, terör tehdidi ile menfaat çatışması yaratıp bölmek, Kapitalizmin kullandığı yaygın ve bilinen tarihi sömürü yöntemleridir. Bunun için önce toplum da düşmanlık tohumları ekilir; etnik Milliyetçilik, din ve mezhep ayrılıkları, sağ sol siyasi görüşler iyice kutuplaştırılır ve sonunca beklenen kıvılcım ateşlenerek hedef ülke karıştırılır.







Türkiye hedef ülkedir.Türkiye de yıllardan beri sinsice bu ortam hazırlanmıştır. Cesaret edip baş kaldıracak kimse kalmamıştır. Toplum korku ve geçim sıkıntısı ile iyice sindirilerek bölünüp parçalanmaya hazır hale getirilmiştir. Parasal ekonomik büyüme, Turizme dayanan büyüme ile Türk toplumu aldatılmaktadır. Bu yüzden kalıcı, işsizliği önleyici enerji ve üretim tesisleri kurulmamıştır. Toplum, oynanan siyasi güç oyununun farkına vardığında artık çok geç olacaktır.













Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 21
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 297
Toplam Tekil 4066432
IP 3.135.183.89






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 3.600 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu