Kafkasya - Nail Aytar - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









Kafkasya - Nail Aytar
Tarih: 16.12.2008 > Kaç kez okundu? 4744

Paylaş


Ağustos ayı sonlarına doğru Rus askerlerinin Gürcistan’a saldırması ile başlayan olaylar zinciri her kesimden farklı farklı tepkilere yol açtı. Rusya’nın Gürcistan’a saldırısında temel nokta Güney Osetya ve Abhazya’da yaşayan Rus vatandaşların korunması olduğu söylense de saldırının esas sebebinin Gürcistan’ın NATO’ya girme talebi ve ABD’ye fazla yakınlaşması olduğu fikri ağır bastı. Rusya arka bahçesinde ABD etkisinin artmasını istememiş SSCB’den ayrılan ülkelere hem gözdağı vermiş, hem de Gürcistan’ı cezalandırmış oluyordu.

Bu durum tabiî ki benzer pozisyonda olan Ukrayna ve Kırım’ı gündeme getirdi. “Rusya NATO’ya girmek için başvuran Ukrayna’ya da aynı gözle mi bakmakta?” sorusunun cevabı arandı. “Kırım’daki Rus nüfusunun haklarını bahane ederek benzer bir müdahaleyi Kırım’a da yapar mı?” düşüncesi ön plana çıktı. Her ne kadar Putin, 30 Ağustos tarihinde Alman ARD televizyonuna yaptığı açıklamada Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne saygılı olduklarını ve bugünkü sınırlarını tanıdığını beyan etse de bu açıklama tereddütleri gideremedi. Çünkü Kırım’daki Rusya elçilik yetkilileri Ukrain vatandaşı Ruslara el altından pasoport dağıtmaya devam ediyorlar. Kırım’daki problemlerin Ukrayna’nın iç meselesi olduğunu söyleyen Putin’e en büyük eleştiri hâyâl kırıklığına düşen Kırım’da yaşayan ve Rusya hayali gören şoven Ruslardan geldi.

Rusya açısından Kosova’nın rövanşı alınmış oluyor, Sırbistan’dan koparılan Kosova’ya karşılık Gürcistan’dan Abhazya ve Güney Osetya koparılıyordu. Abhazya ve Güney Osetya bu süreçte bağımsızlığını ilan ederken Rusya da hemen tanıdığını ilan ediyordu. Güney Osetya’nın bağımsızlığını hak gören Rusya, neden Kuzey Osetya’nın da bağımsız olması için girişimde bulunmadı veya Abhazya’nın bağımsızlığını tanırken neden Çeçenistan’da yıllardır savaşı sürdürüyor sorularının cevabı ise yok. Bu tanımanın başta Çeçenistan olmak üzere diğer muhtar bölgelerde de bağımsızlık fikrinin artmasına yol açması beklenen bir gelişme olacaktır.

Bu karmaşık denklem içerisinde Türkiye açısından ise Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının güvensiz bölgede kalması ve Rusya’ya alternatif bu boru hattının ne olacağını zaman gösterecek. Rusya’nın Avrupa’ya yaptığı gaz ve petrol ihracatına ciddi bir rakip olan bu hat, Rusya açısından çok hoş karşılanan bir oluşum değildi. Bu savaş sonrası Rusya’nın Türk mallarına uygulamaya başladığı yaptırımlar gelişen ticari yatırımlarında sekteye uğraması yol açtı. Türkiye açısından bir diğer önemli nokta ise Montrö anlaşmasının tartışmaya açılması oldu. ABD insani yardımlarını uzun menzilli (2500 km) Tomahawk füzelerini taşıyan askeri savaş gemileriyle götürmeyi tercih etti. Rusya açısından Karadeniz’de tehdit olarak algılanan bu durum, Türkiye ve Montrö konusunun tartışmalarının başlangıcı olacağa benzer. ABD’nin bilinçli bir tercihi olan bu durumun altında önümüzdeki dönemlerde yeni gelişmelerin olması beklenmelidir.

Türkiye’de yaşayan ve her biri milyonları aşan Gürcü ve Çerkez kökenli vatandaşlarımız açısından da bu durum tartışıldı. Bazı Kuzey Kafkasyalı yazarlar Abhazya ve Güney Osetya’nın Rusya’nın kucağına itilmesini olumlu görmezken yine de bağımsızlığın sevincini yaşadılar. Nitekim bağımsız olmaktan ziyade bağımsızlığı devam ettirmek önemli. Rusya yaptığı açıklamalarda Abhazya ve Güney Osetya’da tank ve hava indirme birliklerinden müteşekkil 3 yeni askeri üs kuracağını açıkladı. Yani Rusya elini bu iki bölgeden çekeceğe benzemiyor. Türkiye’de yaşayan Gürcü vatandaşlar açısından ise iyiye giden Gürcistan-Türkiye ilişkilerine Rusya gölgesinin düşmesi iyi olmadı.

Ukrayna’da başbakan Yuliya Timoşenko ve Devlet Başkanı Yuşçenko arasındaki problemler devam etmekte sık sık hükümetin bozulduğu Rusya yanlısı Bölgeler Partisi lideri Yanukoviç ile yeni koalisyonun kurulacağı söyleniyor. Bu durumun yeni bir seçime yol açacağı sık sık yapılan seçimlerin ise çözüm üretmediği düşünülürse yapısal bazı değişikliğe gidilmesi zorunlu görülüyor. Yasama ve yürütmede parlamenter sistemin gücünü güçlü devlet başkanıyla paylaşması problemleri oluşturan temel konu olduğu düşünüldüğünde anayasal değişikliklere gitmek elzem görünüyor. Timoşenko’nun ekonomik ve sosyal politikalarının çözüm üretmediği gücün üç büyük grup arasında paylaşılması ve her partinin başka tarafa çekmesi etkilerini Kırım’da da çok güçlü hissettirmekte. Kırım Rusları Yanukoviç’e destek vermekte Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasına çalışmaktadırlar. Timoşenko ise Rusları Ukrain vatandaşlığına ısındırıp geleceklerini Kırım ve Ukrayna gerçeğinde şekillendirmeyi kabule çalışmakta. Akyar ve Karadeniz filosunun durumu da ilişkilerin geleceğini belirleyecek en önemli etken olarak çözüm beklemekte.

Kırım’ın nüfus dengesi bozularak azalma devam etmekte. Bu yılda 8 ayda Kırım nüfusu 3200 kişi azalarak 1.968.000’e düştü. Ölüm oranı doğum oranından fazla oldu. Bu yıl içerisinde 12.600 doğuma karşılık 18.519 ölüm oldu. Aslında çokta objektif olmayan bu verilerin en büyük sebebi Kırım’da Karadeniz filosundan emekli olup yerleşen emeklilerin sayısının fazla olmasıdır. Ukrayna genelinde ise genel bir demografik bozulmada gözleniyor. Bu problemi gidermek için verilen doğum yardımları 2007 yılına göre arttırılarak uygulanacak. Doğum yardımı ilk çocuk için 2577 $, ikinci çocuk için 5155 $, üçüncü ve daha fazlası için ise 10.309 $ olarak uygulanacak.

Kırım’ın genelinde eğitim problemleri ise devam ediyor. Tavriya Milli Üniversitesi Kırım Tatar Dili ve Edebiyatı bölümü bu yıl 30 olan kontenjanına 19 başvuru oldu. Bunun en büyük sebebi mezunlarının iş bulamaması olarak gösteriliyor. İlköğretim aşamasında 15 Milli Mektepte ana dili eğitimi yapılıyor ve bu okullara giden öğrenci sayısı Kırım Tatar nüfusunun sadece % 10 denk geliyor. Bu yıl yapılan hesaplamalarda öğrencinin okula başlama masrafı 1200 Grivna yani 250 $ civarında çıkıyor. Pek çok probleminin yanı sıra ciddi bir meblağ tutan bu rakamı karşılamak bizim vatandaşlarımızı çok zorlamakta. Eğitim problemlerinin çözümsüzlüğü ana dili öğrenme ve eğitim almada çok ciddi sıkıntılar ortaya çıkarmaktadır. Her ne kadar “Kırım’da Bir Çocuk Okut Kampanyası” ile diaspora eğitime katkıda bulunmaya çalışsa da çocuk başına verilen 15 dolar artık ihtiyacı karşılamaktan uzak kalıyor. Bu problemlerin çözülmeden daha da artarak büyümesi asimilasyonun ilk basamağını oluşturmakta.

Bütün Kırım’da 16.600 öğrenci birinci sınıfta eğitime başladı. Bu sayı geçen yıla göre 400 arttı. Bütün Kırım’da 626 orta öğretim kurumu faaliyet gösteriyor. 15-19 yaş grubunda yapılan araştırmalarda ise bu gençlerin yarısının sigara içtiği ve alkol kullandığı tespit edilmiş.

Genel SSCB problemi olan bu eğitim ve dil meselesi aynı kaderi paylaşan ülkeler içinde devam etmekte. Bunlardan birisi Kazakistan. Kazakistan’da Kazakistan dilini geliştirmek, öğretmek ve yaygınlaştırmak için bir kurum oluşturuldu. Bu kurumun ilk görevi Kazakçaya karşı olan tavırları değiştirmek ve talep edilen bir dil olmasını sağlamak olarak belirtildi.

Milli Fırka adlı Kırım Tatar STK’sı Rusya Devlet Başkanı Medvedev’den Ukrayna’nın Kırım Tatarlarına karşı uyguladığı soykırımdan korumasını istedi. Yönünü bulma konusunda kafası karışık Kırım Tatarlarının varlığı elbette Kırım Tatarları üzerinde oynanacak oyunları da arttırmakta ve çeşitlendirmektedir. Bildiri Milli Fırka Başkanı ve Poluostrov (Yarımada) gazetesinin editörü Vasfi Abduraim tarafından imzalanmış. Milli Fırka, Kırım Tatarlarına karşı soykırım yapıldığı iddiasıyla açtığı davanın ilk duruşmasına katıldı. Duruşmaya Milli Fırkanın 20 temsilcisi, Kırım Bakanlar Kurulu, Kırım Parlamentosu ve Adalet Bakanlığı temsilcileri katıldı. Davalı İçişleri Bakanlığı’ndan ise hiç kimse katılmadı. Milli Fırka yöneticileri 200 tanığın dinlenmesi için mahkeme heyetine dilekçe verdiler. Davalının katılmaması sebebiyle duruşma 24 Eylül tarihine ertelendi.

Kırım Tatar diasporasının yoğun olduğu Romanya’nın Mecidiye şehrinde bir grup genç “Tatar Demokrat Birliğini” kurdular. Birliğin ilk başkanı Belgin Naim oldu. Başkan yardımcıları ise Seycan Sali ve Ecevit Aslan oldular. Genel sekreter ise Musin Bolat oldu. Birlik, Mecidiye’den sonra Bükreş, Mangayla, Köstence, Tulça, Eforiye, Asança ve Taşpınar’da şubeler açmayı planlıyor. Birlik logosunda “Men de Tatarman” sloganını kullanıyor.





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 33
Dün Tekil 1787
Bugün Tekil 1195
Toplam Tekil 4069116
IP 18.191.189.85






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























11 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


Sevgim - Millete!
Vurgunlu um - Azadl a ve adalete!
itaatim - Hocalar ma!
Borcum - Dostlar ma ve meslekta lar ma!
Nefretim - Yalanc lara ve iki y zl lere!

(Eb lfez EL BEY)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 2.789 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu