BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Her şey bu önümüzdeki bir ay içinde çok netleşecek" - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Her şey bu önümüzdeki bir ay içinde çok netleşecek"
Tarih: 07.06.2017 > Kaç kez okundu? 759

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, bu ay içinde Cenevre'deki yapılması planlanan Kıbrıs Konferansı'na ilişkin, "Akla kara Cenevre'de kendini gösterecek, gerçekle yüzleşme noktası dediğimiz nokta orada gerçekleşecek. Her şey bu önümüzdeki bir ay içinde çok netleşecek." dedi.

Birleşmiş Milletler'deki (BM) temaslarının ardından New York'ta Türk gazetecilerle bir araya gelen Akıncı, ortaya çıkan tabloyu bir tarafın kazandığı diğer tarafın kaybettiği durum olarak algılamak ya da algılatmanın yanlış olacağına işaret etti. Akıncı sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz Kıbrıs'ta adil, eşitlikçi, herkesin güven içinde yaşayabileceği bir çözümün peşindeyiz. Bu nedenle haziran ayında yer alacağı açıklanmış olan ve tabii ki gününün garantör ülkelerle de konuşularak tespit edileceği bu son fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyorum. Son fırsat diyorum çünkü federal çözüm için yıllardır konuşuluyor, gayret ediliyor ve artık toprakta da ileri adımların atılabildiği, güvenlik garantileriyle ilgili konferansların toplanabildiği bir noktaya geldik. Bu noktaya gelmek Kıbrıs Türk tarafının ve Türkiye'nin ciddi gayretleriyle oldu, bunun da altını çizmek istiyorum. Bu çerçevede bugüne kadar ve özellikle son dönemde yakın istişare içinde olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti'nin hükümetlerine verdikleri destekten dolayı da teşekkür etmek isterim."

Önümüzdeki bir aylık sürede birlik içinde demokratik çoğulculuğun gerektirdiklerini de ihmal etmeden KKTC'de siyasi partilerle hükümet olsun, muhalefet olsun verimli bir işbirliği içinde çalışacaklarını umduklarını belirten Akıncı, son dönemlerde yaptıkları çalışmaların Kıbrıs Türk halkı için yararlı olduğunu söyledi.

Akıncı sözlerini, "Herkesin elini taşın altına sokacağı, sorumluluklarının bilinci içinde hareket edeceği önemli bir süreç var önümüzde. New York'ta bu kararın alınması ilk adımdır. Asıl konu Cenevre'dedir, tüm başlıklarda orada bir sonuca gitmek lazım. Cenevre'nin bu aşamasını artık bir ara, evre olarak görmek mümkün değil. Bu bir çözüm konferansıdır ya da çözülemiyorsa bunu artık toplumlarımıza anlatacağımız bir dönemdir, bunu artık uzatma dönemi geride kalmıştır." şeklinde sürdürdü.

Haziran'da başlayacak yeni dönemde bütün konuların birbiriyle ilintili ele alınacağını ve tüm konular üzerinde uzlaşmadıkça herhangi bir konuda da uzlaşma sağlanmış olmayacağının altını çizen Akıncı, bütünsel bir yaklaşım içinde Kıbrıs'ta artık bir sonuca varma ve kararlılık gösterme noktasında olduklarını kaydetti.

Karşılıklı ve dengeli atılacak adımların tarafları sonuca götüreceğine işaret eden Akıncı, kararlılık ve siyasi irade gösterme dönemi olduğunu vurguladı.

Akıncı, "Kıbrıs sorunun çözümü gerek Kıbrıs halkı için, gerek Türkiye'nin ilişkileri ve gerekse bölgenin daha istikrarlı bir yapıya kavuşması için son derece olumlu olacaktır. Bu yönde iyi niyetle ve yapıcı bir ruhla Cenevre'ye gitmeye hazır olacağız, aynı hazırlığı Rum tarafının da göstermesini bekleyeceğiz." dedi.

Cenevre sürecinin 1-2 günlük olmayacağını ve son evrede gerektiği kadar orada kalınacağını söyleyen Akıncı, "Cenevre'de güvenlik ve garanti başlığının nasıl daha ileri taşınabileceğinin bir modalitesi üzerinden Sayın Eide çalışma yapacak." ifadesini kullandı.

Tüm tarafların resmin bütününü görmesi gerektiğini kaydeden Akıncı, şunları söyledi:

"Güvenlik konusunda durum ne olacak? Siyasi eşitliğimiz konusunda, dönüşümlü başkanlıkta durum ne olacak? Mülkiyetle ilişkili olarak, toprak düzenlemeleri ile ilişkili olarak resmin bütününde bizlerin aradığı, onların aradıkları var tüm taraflar aradıklarını bu bütünlüklü çerçevede bulabiliyorlar mı, bulamıyorlar mı? Bunun arayışı olacak Cenevre'de."

Rum tarafında seçim havasının erken başladığına dikkati çeken Akıncı, "Şubat ayındaki seçimin rüzgarı şimdiden hem de kuvvetli bir şekilde esmeye başladı, adaylar ortaya çıkmaya başladı, seçimin söylemleri bir süredir kendini göstermeye başladı. Bu bir sıkıntı ama biz KKTC olarak buna hep işaret ettik." şeklinde konuştu.

Temmuz'da başlaması söz konusu olan tek yanlı doğalgaz araştırmalarının yaratabileceği gerginliklere de dikkati çeken Akıncı, "Dün (önceki) akşamki görüşmede bu konudaki uyarımızı yaptık, özellikle doğalgazla ilgili konulara ve seçim olgusuna da atıfta bulunduk. Bu nedenle haziran ayının ne kadar hayati öneme sahip olduğunun bir kere daha altını çizdik." dedi.

Akıncı, "Doğalgaz araştırmalarını tek taraflı yürüterek ve üstelik bunu Kıbrıs Türklerinin de hakkı olduğunu bile bile bu konuyu Kıbrıs Türkleriyle görüşmeyi reddederek bir yere varmak mümkün değil. Bu ister istemez Kıbrıs Türk tarafını ve Türkiye'yi de tedbir almaya yönlendirir. Doğu Akdeniz'de şu anda İsrail gazı ispatlanmış bir kaynak. Kıbrıs'ta Afrodit yatağında bulunanların yeterli oranda değil ama daha fazlasını hep birlikte bulmak ve Türkiye'nin İsrail ile gelişen ilişkileri değerlendirildiğinde Kıbrıs sorunun çözümü bağlamında İsrail ve Kıbrıs doğalgazını birleştirip hem Türkiye'nin ihtiyaçlarına hem de oradan Avrupa'ya yönlendirmek aslında tüm tarafların işbirliği yapabilecekleri ve bu işbirliğinden kazançlı çıkabilecekleri çok ciddi bir proje." diye konuştu.

Bir gazetecinin Kıbrıs'ta her şey tıkanmışken bu yolun Cenevre'de açılıp açılmayacağı sorusuna Akıncı şöyle cevap verdi:

"Gereksiz veya zeminsiz bir umut pompalamak istemem, ben onu söylemiyorum. Benim söylediğim Cenevre yolunun açıldığıdır. Cenevre yolunun açılması için aklın yolunda buluşulması gerekiyordu, o da ön koşulların kalkmasıydı ve kalktı. Şimdidir asıl mesele. Cenevre'de bu yolu yürümektir asıl mesele. Rum tarafı bu konuda aklın yolunda devam edebilecek mi onu göreceğiz."

Akıncı, bunca süredir yürütülen çalışmaların heba olmasını ne BM'nin ne de kendilerinin istediğini belirterek, "Akla kara Cenevre'de kendini gösterecek, gerçekle yüzleşme noktası dediğimiz nokta orada gerçekleşecek. Her şey bu önümüzdeki bir ay içinde çok netleşecek.

Onun için ben 'sabırlı bir şekilde bugüne kadarki yapıcı ruhla yolumuza devam edelim' diyorum. Serinkanlı bir şekilde adım adım bütün konuları değerlendirelim ve ona göre yeni bir geleceği şekillendirmeye çalışalım. Bizim stratejik hedefimiz Kıbrıs'ta çözüm ve barıştır. Yıllardır Kıbrıs Türkü'nün gasp edilmiş bu devletteki ortaklık haklarının artık geri alınmasının zamanıdır. Bunca yıldır verilen mücadelenin artık bir sonuç vermesini istiyoruz, veremiyorsa da bu bizim dışımızdaki nedenlerle artık bu gerçekle de yüzleşmenin zamanıdır." değerlendirmesinde bulundu.



Akıncı:“ Biz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek için hazır olacağız, aynı şeyi Güney’den de, Yunanistan’dan da görmek istiyoruz”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduğunu, bunu Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’dan da beklediklerini söyledi.

Akıncı, New York’tan KKTC’ye dönüşünde Ercan Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi.

Liderlerin 17 Mayıs’ta gerçekleştirdikleri son toplantıda Cenevre konferansının önünü açamadığından Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin Cenevre Konferansına devam edilebilmesi için taraflar arasında mekik diplomasi başlattığını anımsatan Akıncı, Eide’nin mekik diplomasisinde sonuç alınamamasının nedeninin, Kıbrıs Rum tarafının Güvenlik ve Garantiler başlığının, ardından da Toprak başlığının sonuçlandırılması veya sonuca çok yakın hale getirilmesi yönündeki ön koşullar olduğunu kaydetti.

Akıncı, New York’ta üçlü görüşmenin ardından Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in yaptığı, ortak anlayışı özetleyen ortak açıklamanın, herhangi bir önkoşul içermediğini, paralel bir süreç, tüm konuların masada olduğu ve bir biri ile ilişkili bir şekilde ele alınmasını öngördüğünü kaydetti.

Konferans’a Haziran’ın ikici yarısında başlanabileceğini kaydeden Akıncı, konferansın bir iki hafta sürebileceğini söyledi.

Cenevre’de Yunanistan, İngiltere ve Türkiye’nin de yer alacağı beşli toplantıda Güvenlik ve Garantiler başlığının konuşulacağını, paralel olarak da diğer başlıklardaki henüz üzerinde anlaşmaya varılmayan konuların ele alınacağını ifade eden Akıncı, Guterres’in açıklamasında Yönetim ve Güç Paylaşımı ile Toprak başlıklarına yer verilmesinin ve Avrupa Birliği ile İlişkiler ve Ekonomi başlıklarına yer verilmemesinin nedeninin diğer konuların nispeten daha az sorunlu olmasından dolayı olduğunu söyledi.

Rum basınında New York’ta varılan antlaşmanın içeriğini çarpıtmaya yönelik mesajlar verildiğini ifade eden Akıncı, ortak açıklamadaki başlık sıralamasının öncelik sıralaması olmadığını, toplantıda sıralamanın öncelik sıralaması olmadığının, tüm konuların eşdeğer olduğunun teyit edildiğini kaydetti.

Konuların tek tek müzakere edileceği dönemin geride kaldığını ifade den Akıncı, “Çözüm irade ve niyeti varsa karar alarak yürüme zamanıdır” dedi.

Konferansın artık sonuç alıcı olması gerektiğini belirten Akıncı, “Zeminsiz umut pompalamak da istemem. Tüm tarafların makul çizgide adım atması ve kararlar almasıyla bir yere varılabilir. Biz gerektiğinde inisiyatif alarak karar alabileceğimizi gösterdik. Rum tarafının da çözüm konuşunu öncelikli hedef yaptığını görmemiz lazım, şu anda Güney’de iç politik kaygılar ön planda, seçim olgusu ön planda, bu kaygılardan uzaklaşmadıkça adım atmak kolay değil” dedi.

Henüz üzerinde anlaşmaya varılamayan 10-12 konu bulunduğunu, bu konularda adım atılamazsa, Cenevre’de zamanın boşa harcanmış olacağını kaydeden Akıncı, “New York’ta ön koşulların ortadan kalkması, yeni anlayışla yeniden Cenevre Konferansının toplanacak olması olumludur, ama temenni ederim ki orada varılan mutabakat yanlış değerlendirilip, yeni sorunlar üretilmez. Çünkü yapılan değerlendirmeleri okuduğumda kaygı yaratması çok doğaldır. Orda varılan mutabakat yanlış yorumlanmaktadır” dedi.

Mustafa Akıncı, “Haziran’ın ikinci yarısında bunca emeğin sonrasında, tüm tarafların kazançlı çıkabileceği yeni dönemin yaratılması için hazırız. Gereklerini yapmak için hazırlıklarımızı sürdüreceğiz. Türkiye ile de yakın istişareyi sürdüreceğiz” dedi.

Ortak açıklamada değinilen, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide’nin hazırlayacağı ortak belge ile ilgili bir soru üzerine Akıncı, “Belge, konferansta Güvenlik ve Garantiler konusunda nasıl ilerlenilsin? Bir rehber belgedir hazırlanacak olan. Cenevre Konferansı sonrası Mont Pelerin’de, beş tarafın teknik düzeyde yaptığı çalışmaların bulgularından hareket edilerek hazırlanacak. Yani Eide bize Güvenlik ve Garantilerle ilgili çözüm taslağı sunacak değil, sadece bir rehber, çalışmaları kolaylaştırıcı bir çalışma” dedi.

Güvenlik ve Garantilerin Cenevre’de paralel olarak görüşülmesini Kıbrıs Türk tarafı olarak Kasım 2016’da ilk Mont Pelerin toplantısında da talep ettiklerini anlatan Akıncı, bunu Rum tarafı ve Yunanistan’ın kabul etmediğini, Yunanistan’ın o dönem “ben Garantileri ve Askeri sıfırlama koşuluyla gelirim” düşüncesi içerisinde olduğunu anımsattı.

Beş tarafın teknik düzeyde Mont Pelerin’de yaptığı toplantıda çıkan sonuçların Beşli Konferans’ta takdim edilmesinde sakınca görülmediğini ifade eden Akıncı, Güvenlik ve Garantiler başlığının her gün konuşulmasında sakınca olmadığını ancak paralelinde diğer konuların da görüşülmesi gerektiğini söyledi.

Bir tarafın öncelikli konularının öncelikli görüşülmesi, daha sonra da diğer tarafın konularına bakılması şeklinde bir müzakere anlayışı olamayacağını, müzakerede gelinen son noktayı bütünlüklü görmek ve tarafların halklarına böyle bir anlaşmayı sunup sunamayacağına karar vermesi gerektiğini kaydeden Akıncı, “Bu anlamda Cenevre nihai bir durak, son duraktır. Bunun ötesinde bir 50 yıl daha yoktur” dedi.

Başpiskopos Hrisostomos’un sıklıkla Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’yi suçladığını, din adamı olarak Histostomos’un çözüme destek olmak için ada genelindeki dini liderlerin dinler arası diyaloğu geliştirme yönünde başlattığı çalışmalara eğilmesinin daha hayırlı olacağını söyleyen Akıncı, “Din adamları Güney’de maalesef siyaset yapıyor ve bu siyasetin temel unsurlarından biri de hem Kıbrıslı Türk hem Türkiye’yi her fırsatta suçlamaktır” dedi.

Cenevre Konferansı’na devam etmek için tarih dışında bir beklentinin bulunup bulunmadığı sorusuna karşılık Akıncı, tarih dışında, BM Genel Sekreterinin Özel Danışmanı tarafından hazırlanacak ortak belgesinin beklendiğini kaydetti.

Cenevre’de sunulan ve kilit altına alınan haritanın ancak en son aşamada ortaya çıkabileceğini kaydeden Akıncı, toprakla ilgili yüzdelik oranının halledildiğini, harita anlamında diğer başlıklardaki gelişmelere bağlı olarak bazı küçük rötuşlar gerekebileceğini söyledi.

Akıncı, Cenevre konferansında ilk günden harita üzerinde çalışma beklentisine girilmemesi gerektiğini söyledi.

Cenevre’ye siyasi parti liderlerinin de gelip gelmeyeceği sorusu üzerine Akıncı, “Toplumsal birlik beraberliğe her zamankinden daha fazla ihtiyaç var, son aylarda kendi içimizde daha sağlıklı diyaloglar geliştirdik ama saman alevi gibi yanıp sönmemeli. Türkiye ile içinde olduğumuz yakın istişare ve diyalog devam etmeli. Sürece el birliği ile hazırlanmamız gerek” dedi.

Müzakerelerin iç siyaset malzemesi yapılmaması gerektiğini kaydeden Akıncı, bunun Güney’de yapıldığını söyledi.

Siyasi partilerin Cenevre’de konferansın her aşamasında olmasına gerek olmadığını belirten Akıncı, “Hangi safhasında hangi noktada siyasi parti başkan ve birer elemanları gelebilir? Hangi noktada orda olurlarsa yararlı olur onu değerlendireceğiz” dedi.



Eide:" Bu noktaya geldiğimiz için mutluyuz ama daha yapılması gereken çok iş var "



Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, BM Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıs Konferansı'nın yeniden yapılmasına karar verilmesine ilişkin, "Bu noktaya geldiğimiz için mutluyuz ama daha yapılması gereken çok iş var." dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Kıbrıslı liderler arasındaki görüşmenin "samimi ve dürüst" bir atmosferde gerçekleştiğini ve Türkiye, Yunanistan, Birleşik Krallık ile Avrupa Birliği'nden yetkililerle de görüşüldükten sonra konferans tarihinin netleştirileceğini ifade eden Eide, "Cenevre Konferansı büyük ihtimal haziran ayının ikinci yarısında yapılacak." dedi.

Türkiye'nin süreçteki rolüne ilişkin bir soru üzerine Türkiye ile iyi ve derin bir diyalog yürüttüklerini ifade eden Eide, Türk yetkililerin kendisine sorunun çözümünün hem Türkiye'nin hem de bölgenin çıkarlarına olacağını söylediğini kaydetti.

Cenevre'deki konferansın "final çizgisine ulaşıp" anlaşmaya varılıp varılamayacağını göstereceğini vurgulayan Eide, konferansın ne kadar süreceğinin sorulması üzerine ise "açık uçlu" yanıtını verdi.



“Sedirin Gölgesinde”, Twin Lion Uluslararası Kısa Film Festivali’ne seçildi



Yönetmenliğini Kıbrıslı Türk Müge Günay’ın yaptığı ve Kıbrıs Türk halkına uygulanan ambargolar nedeniyle yaşanan “çaresizlik göçlerinin” anlatıldığı “Sedirin Gölgesi"nde (In The Shadow of Cedar) adlı kısa film, 7-8 Ekim tarihlerinde Hindistan’da gerçekleşecek olan Twin Lion Uluslararası Kısa Film Festivali’ne seçildi.

Senaryosu Kıbrıslı Türk yazar Şafak Yolcu’ya ait olan filmin başrollerinde Şafak Yolcu, Sıtkiye Sevgüm ve Nehir Hasipoğlu yer alıyor.

Müge Günay’ın ilk kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu filmin sanat yönetmenliğini Gülgin Altuğ, görüntü yönetmenliğini Mert Can Mavi, yapım amirliğini Vedat Kılıç, 1. yönetmen yardımcılığı görevini Ozan Kadılar üstlendi.

Geçen Nisan ayında Kıbrıs’ta çekilen “Sedirin Gölgesinde” adlı film, önemli uluslararası festivallerde gösterilmeye devam ediyor. Film, 7-8 Ekim tarihlerinde Mumbai-Hindistan’da gerçekleşecek olan Twin Lion Uluslararası Kısa Film Festivali’nde gösterilecek. Festival, Hindistan’ın ünlü yönetmenlerinin ve oyuncularının yanı sıra dünya sinemasının önemli isimlerini de ağırlayacak.

“Sedirin Gölgesinde”, bu ay Adana’da gerçekleşecek olan 10. Özgür Film Festivali’nde de finalist seçildi. Film, 18 Haziran’da finale kalan diğer 10 kısa filmle yarışacak.

“Sedirin Gölgesinde”, 25 Haziran’da ise Londra’da düzenlenecek Kültür Festivali’nde gösterilecek.

Öte yandan “Sedirin Gölgesinde” adlı kısa filmin Kuzey Kıbrıs prömiyeri, bu akşam saat 18.00’de Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) sponsorluğunda GAÜ Millenium Binası’nda yapılacak.

Filmin yönetmeni Müge Günay, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) yaptığı açıklamada, “Sedirin Gölgesinde” adlı filmin, Kıbrıs Türkü halkına uygulanan ambargolar nedeniyle yaşanan “çaresizlik göçlerini” konu aldığını söyledi. Uluslararası birçok film festivaline gösterim ve yarışma amaçlı katılım için başvuru yapan yönetmen Müge Günay, Kıbrıs Türk halkına reva görülen insanlık dışı ambargoyu ve haksızlığı “Sedirin Gölgesinde” adlı film aracılığıyla dünyanın gözleri önüne sermeyi hedeflediğini belirtti.



19. Uluslararası Ziraat Mühendisliği Birliği Dünya Kongresi gelecek yıl KKTC’de yapılacak



19. Uluslararası Ziraat Mühendisliği Birliği Dünya Kongresi gelecek yıl KKTC’de yapılacak.

Bakan Çavuşoğlu dün konuyla ilgili Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör ve beraberindeki heyeti kabul etti.

Kabulde Kongre Genel Eş Başkanı Prof. Dr. Erdem Aykas, Organizasyon Komitesi Eş Başkanları Prof. Dr. Can Ertekin, Prof. Dr. Cengiz Akdeniz ile Türkiye Ziraat Mühendisleri eski Başkanı Doç. Dr. Gökhan Günaydın ile Kıbrıs Türk Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Ercilasun da hazır bulundu.

Kongreyle ilgili bilgi vererek Bakan Çavuşoğlu’nu Kongreye davet eden Güngör, "Ziraat mühendisliği alanının olimpiyatları" olarak tanımladığı dünya kongresinin 4 yılda bir gerçekleştiğini ve "19. CIGR Dünya Kongresi’nin de KKTC’de yapılacağını belirtti.

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, 137 ülkenin üye olduğu birliğin 18. CIGR Dünya Kongresinin de Pekin'de düzenlendiğini kaydetti.

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu da böylesi önemli bir kongrenin KKTC’de yapılacak olmasının önemine işaret etti.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 43
Dün Tekil 1505
Bugün Tekil 1695
Toplam Tekil 4076476
IP 18.191.228.88






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























16 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk milletindenim diyen insanlar her eyden nce ve mutlaka T rk e konu mal d r.
(Mustafa Kemal ATAT RK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.215 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu