BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Uluslararası camia ve BM’nin Rum tarafının tavırlarının yanlış olduğunu göstermesi lazım” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Uluslararası camia ve BM’nin Rum tarafının tavırlarının yanlış olduğunu göstermesi lazım”
Tarih: 29.05.2017 > Kaç kez okundu? 753

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Rumların yanlış tavırlarından vazgeçebileceklerine inanıyorum ancak bunun için bir şart vardır. Uluslararası camianın ve BM’nin kendilerine bu tavırlarının yanlış olduğunu mutlaka altını kalın çizgilerle çizerek göstermesi lazım” dedi.

Kıbrıs Türk Sanayi Odası’nın 31. Olağan Genel Kurulu’na katılarak Kıbrıs konusundaki gelişmeleri ve süreci anlatan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, gelinen aşamada Güney Kıbrıs’ta büyük bir iletişim oyunu olduğunu, Rum basınının baştan sona Kıbrıslı Türk lideri ve Türkiye’yi suçlu göstermeye çalıştığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Rum lider Anastasadis’in Cenevre Zirvesi için güvenlik ve garantiler ile toprak konularını halledip sonra diğer konulara geçilmesi ön şartının kabul edilemez olduğunu, 11 Şubat 2014 Anlaşması ile 12 Ocak Cenevre Konferansı sonuç bildirgesine aykırı olduğunu yineledi.

Akıncı, Güney Kıbrıs’ta 2018 yılında yapılacak olan başkanlık seçimleri nedeniyle Anastasiadis’in tribünlere ve zamana oynadığını vurgulayarak, “Seçim kazanmak çözümden daha önemli hale geldiyse buna da diyecek fazla bir şeyimiz yok” dedi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının tüm iyi niyetiyle Kıbrıs’ta artık bir çözüm için 2 yıldır çaba gösterdiğini ve Güney Kıbrıs’taki seçimleri de dikkate alarak 2016 yılını hedef tarih olarak gösterdiklerini vurgulayarak, seçime ilişkin endişelerinde haklı çıktıklarını ve şu anda bunun sancılarının yaşandığını söyledi.

Güney Kıbrıs’ta 2018 yılında yapılacak olan seçim çalışmalarının erken başladığını, adayların yükselen milliyetçi oylara yöneldiğini kaydeden Akıncı, “Seçim tarihi yaklaştıkça Anastasiadis’in çözüm arzusu uzaklaşmaya başladı” ifadesini kullandı.

Akıncı, 17 Mayıs’taki son liderler toplantısında Türk tarafı olarak bugüne kadar varılan mutabakatlardan vazgeçmeden tüm başlıkların birbiriyle ilişkili olduğu gerçeğinden hareket ederek artık büyük resmin görülebileceği, tüm tarafların bu resimde yaşayabilecekleri bir noktaya varmak için uygun olan yöntemi önerdiklerini kaydetti.

Akıncı, BM’nin hakemlik rolü üstlenmeden, resmi yazılı öneri sunma yetkisini kendisine vermeden köprü kurucu önerilerle yardımcı olabileceğini önerdiklerini, ancak konuyla ilgili Rum tarafının tavrının hep olumsuz olduğunu dile getirdi.

Akıncı, BM’den hakemlik talebinde veya resmi öneri sunma talebinde olmadıklarını ancak BM’nin her iki taraftan aldığı görüşleri geliştirebileceğini, köprü kurucu bazı anlayışlar getirebileceğini söyledi.

Bu önerilerine karşı masada Rum tarafının ön şartını bulduklarını anlatan Akıncı, 2014’teki uzlaşmanın tüm 6 başlığın birbiriyle ilişkili, ilintili görüşülmesini karara bağladığını, Anastasidis’in başlıkları şimdi yeniden gruplaştırdığını ifade etti.

Rum lider Anastasidis’in önceki gün basında yer alan “Yeni öneri sundum Akıncı onu da reddetti” şeklinde bir açıklamasını gördüğünü kaydeden Akıncı, “yeni öneri filan yoktur” dedi. Akıncı şöyle devam etti:

“Aynı zihniyetin ürünü bir düşünce ile geldi önceki gün Sayın Eide. Sayın Eide bana bu metni verirken dedi ki ‘kendilerine söyledik. Bu Kıbrıs Türk tarafının kabul edebileceği bir öneri değildir. Bir düşünce değildir. Ama onlar ısrar ettiler ben de aracıyım size getirmek zorundayım’ dedi. Biz de bunu aldık ve tabii ki durumun aynı olduğunu bir kere daha gördük gözlemledik.”

Rum tarafının ön şart anlayışının başlıkları 2+4 olmak üzere ikiye bölme anlayışı olduğunu söyleyen Akıncı, bunun 11 Şubat 2014 tarihli anlaşma ile 12 Ocak 2017 Cenevre Konferansı sonuç bildirgesine de aykırı olduğunu yineledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Cenevre’ye’ gitmeye hazır olduklarının, ancak sonuç almanın bütün konuların ele alınmasıyla mümkün olabileceğinin altını çizdi.

Akıncı, Rum sözcünün, Anastasidis’in önerilerini BM’nin desteklediği yöndeki açıklamalarının gerçek dışı olduğunu vurgulayarak, “BM, ön koşul koyduklarının farkındadır” dedi.

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Eide ile görüşmesinin detaylarını anlatan Akıncı, Rum basınının iddiasının aksine bugün için herhangi bir toplantı daveti yapılmadığını vurguladı. Akıncı, “Eide bize Pazartesi günü (bugün) için toplantı teklif etmiş biz kabul etmemişiz böyle bir şey yok” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Güney Kıbrıs’taki seçimler nedeniyle niyetsizliğin net bir şekilde kendini ortaya koyduğunu, Anastasiadis’in üç sütunlu rapor hazırlayarak, uzlaşılanlar, ayrılık noktaları ve az ayrılıklar gibi konuları ortak kamuoyuna açıklama önerisinin zamana oynamak olduğunu söyledi.

Akıncı, özetle, “Ayrılık noktası olarak bilinen konular üzerine yoğunlaşıp bu sorunları çözmek varken Sayın Rum lider aslında oyalanmak, zaman yitirmek istiyor. Bu önerisindeki art niyeti öyle değerlendirdiğimiz için buna prim vermedik. Nitekim BM de buna pirim vermedi, bizim gibi düşünürler” dedi.

Bir üzüntüsünü de ifade eden Akıncı, Kıbrıs Türk tarafında “Rum tarafı her ne derse doğru der, Rumlar hep haklıdır, Kıbrıs Türk tarafı, Kıbrıs Türkü’nün seçilmiş lideri ne derse yanlış söyler” anlayışını, ilericilik, barışçılık zanneden insanlar olduğunu kaydetti.

Sonuç odaklı egzersiz için Cenevre’ye gitmek istediklerini belirten Akıncı, “hayır dediklerinin ön koşul olduğunu, oyunun koşullarını kendine göre dizayn etme, kurgulama ön şartına hayır” diye konuştu.

Bu arada, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cumhuriyet Meclisi’ndeki siyasi partilerin liderleriyle telefonda görüşerek, Rum liderliğinin koyduğu ön koşullar nedeniyle, BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin başarısız kalan mekik diplomasisi ile ilgili durum hakkında bilgi verdi.



Ertuğruloğlu, Carolina üniversitesi öğrencilerine brifing verdi



Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren Coastal Carolina Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencilerine, Kıbrıs sorununun tarihçesi ile Kıbrıs sorununu çözmek amacıyla sürdürülen müzakere süreçlerini anlattı.

Doç. Dr. Christopher Gunn başkanlığındaki Coastal Carolina Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencilerine Kıbrıs sorununun tarihçesi ve müzakerelerle ilgili bilgi veren Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ta bir anlaşmanın ancak ve ancak eşitlik temelinde bulunabileceğini vurguladı.

Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının Kıbrıs’ta azınlık değil, adanın eşit ortağı olduğunu belirterek, Kıbrıs Türk halkının azınlık kabul edilecek bir anlaşmada asla yer almayacağını söyledi.

Kıbrıs Türk halkının adanın eşit ortağı olduğunun 1960 ortaklık cumhuriyeti, BM parametreleri ve 2014 yılında Kıbrıslı Türk ve Rum liderler arasındaki ortak açıklamada da yer aldığını işaret eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının adadaki eşitlik ve haklarından asla vazgeçmeyeceğini vurguladı.

1960 ortaklık cumhuriyetinin 3 yıl sürdüğünü, çünkü egemenliğini tüm Kıbrıs’a yayma amacı taşıyan Rumlar’ın bunda başarılı olamayınca Kıbrıs Türk halkını ortaklıktan attığını anlatan Ertuğruloğlu, şöyle devam etti:

“Rumlar Kıbrıs Türk halkını hiçbir zaman adanın eşit ortağı görmediler, hep azınlığı olarak gördüler, o yüzden ortaklık cumhuriyeti yürümedi. Ve şimdi 50 yıldır sürdürülen mevcut müzakere sürecinde de aynı şekilde ısrar edildiği için bana göre bir anlaşma bulunması imkansızdır.

Kıbrıs’ta yeni bir ortaklık yapılacaksa ve anlaşma bulunacaksa, Kıbrıs Türk halkının eşit ortak olarak yer alacağı bir anlaşma olmalı.

Devlet ile toplum arasında sürdürülen müzakere süreci başarı getirmez. Eşit görülmediğiniz bir müzakere masasından eşitlik haklarıyla kalkamazsınız.”

Ertuğruloğlu, Türkiye’nin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs’ta iddia edildiği gibi “işgalci” değil, Kıbrıs Türk halkının can ve mal güvenliğini, adadaki barış ve huzuru koruduğunu, Kıbrıs’taki barışın garantisi olduğunu vurguladı.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, öğrencilere, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçerek kendilerini dinlediği için de teşekkür ederek, Rumların Kıbrıs Türk halkına yönelik uluslararası ambargolarından da örnek verdi.

23 Nisan’da kutlamalara katılmak amacıyla Sırbistan’dan Kıbrıs’a gelen çocukların KKTC’ye geçmesinin engellediğini ve sınır dışı edildiğini anlatan Ertuğruloğlu, şunları söyledi:

“Kıbrıs Türk halkı bu tip izolasyonlar altında tutuluyor, uluslararası hiçbir temasına izin verilmiyor, müzakere masasında zamanı çalınmaya devam ediyor, kimse de biten bu süreci bitirmenin sorumluluğunu üzerine almak istemiyor. Ama biz ambargolar altında tutulmaya devam ediyoruz. Artık yeter diyoruz.

Daha fazla buna izin vermemeliyiz. Birçok seçeceğimiz var, ortaklık tek seçenek değil. Ortaklık kurmaya hazırız ancak azınlık olarak değil eşit ortak olarak. Eğer bu olmayacaksa da kendi yolumuzu çizmeliyiz. Diğer seçenekleri ortaya koymalıyız.

Mevcut süreç ve düzenden Rumlar memnun çünkü devlet olanaklarını sadece onlar kullanıyor, ortaklıktan atılan Kıbrıs Türk halkını ise izolasyonlar altında tutuyor.

Müzakere masasında daha fazla zamanımızın çalınmasını istemiyoruz. Kıbrıs’taki gerçekleri tüm uluslararası camia biliyor. Kıbrıs’ta artık yeni bir sayfa açılmalı.

Müzakerelerdeki başarısızlık artık BM İyi Niyet Misyonu tarafından açıklanmalı ve herkes önüne bakmalı.”

Ertuğruloğlu, Rumların tek yanlı bir şekilde Avrupa Birliği üyeliğine kabul edilmesini de eleştirdi.

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, öğrencilerin sorularını da yanıtladı. Kıbrıs sorununun çözümünde en önemli zeminin eşitlik olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, çözüm olmaması durumunda ise KKTC’nin dünyaya açılabileceğini ve Türkiye’nin desteğiyle tanınma yoluna çıkabileceğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, bölgedeki doğalgaz çıkarma çalışmalarının sorulması üzerine de, Türkiye’nin Kıbrıs Türk halkının haklarını her alanda olduğu gibi bu alanda da koruyacağına vurgu yaptı ve Rumların bu konuda tek taraflı adım atmasına izin vermeyeceklerini söyledi.

Dışişleri Bakanı Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkının Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünden de asla vazgeçmeyeceğini vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkının dünyada sadece Türkiye’nin garantisine güvendiğini vurguladı.



TC Dışişleri Bakanlığı’ndan müzakerelerle ilgili açıklama



Türkiye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Hüseyin Müftüoğlu, "Türkiye, Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın da açıklamalarında ifade ettiği üzere, Kıbrıs Konferansı’nın ön koşulsuz olarak, 11 Şubat 2014 Liderler Ortak Açıklaması’ndaki anlayışa ve ilk Konferans’ta da öngörülen ancak hayata geçirilemeyen, tüm başlıkları bir arada ele alacak metodolojiye sadık bir şekilde yeniden toplanmasının sağlanmasını beklemektedir" dedi.

Müftüoğlu, konuya ilişkin açıklamasında, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin Kıbrıs Konferansı’nın yeniden toplanması konusunda mutabakat sağlanabilmesi amacıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum lider Nikos Anastasiadis arasında mekik diplomasisini sürdürdüğünü belirterek, Eide'nin bu çerçevede geçen günlerde iki liderlerle ikişer defa görüştüğünü bildirdi.

Eide'nin önceki gün yaptığı bir açıklamada bu görüşmelerinden herhangi bir sonuç alınamadığını duyurduğunu hatırlatan Müftüoğlu, "Türkiye, KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın bu konuda 23 ve 26 Mayıs 2017 tarihlerinde yapmış olduğu açıklamalarda dile getirilen görüşleri paylaşmaktadır." değerlendirmesinde bulundu.

Müftüoğlu şöyle devam etti:

"Rum Lider Anastasiadis’in Kıbrıs Konferansı’nın yeniden toplanması için ileri sürdüğü ön koşulların, 11 Şubat 2014 Liderler Ortak Açıklaması’nda kayıtlı 'konuların birbiri ile ilintili müzakere edilmesi' ve 'tüm konular üzerinde anlaşılmadan herhangi bir hususta mutabık kalınmamış sayılacağı' ilkelerine aykırı olduğu ve 12 Ocak 2017 tarihli Kıbrıs Konferansı Bildirgesi’yle de uyuşmadığı görüşündeyiz."

Kıbrıs Konferansı Bildirgesi’nde verilen görevlerden birinin Güvenlik ve Garantiler başlığına ilişkin soruların ve bunların ele alınmasına yönelik araçların tespitini amaçlayan bir Çalışma Grubu’nun bir araya gelmesi olduğunu hatırlatan Müftüoğlu, bu görevlendirmenin 18-19 Ocak tarihlerinde Mont Pèlerin’de yerine getirildiğin ve konferansın sonucunda ortaya çıkan ikinci görevlendirmenin ise diğer başlıklarda açıkta kalan konuların Kıbrıs'taki iki taraf arasında ele alınmaya devam edilmesi yönünde olduğunu belirtti.

Müftüoğlu, "Türkiye, Cumhurbaşkanı Sayın Akıncı’nın da açıklamalarında ifade ettiği üzere, Kıbrıs Konferansı’nın ön koşulsuz olarak, 11 Şubat 2014 Liderler Ortak Açıklaması’ndaki anlayışa ve ilk Konferans’ta da öngörülen ancak hayata geçirilemeyen, tüm başlıkları bir arada ele alacak metodolojiye sadık bir şekilde yeniden toplanmasının sağlanmasını beklemektedir." ifadesini kullandı.



Eide: “Artık mekik diplomasisi sürdürmenin temeli yok”



BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide, liderlerin talebiyle 17 Mayıs’tan beri sürdürdüğü mekik diplomasisinde ortak zeminde buluşulamadığını açıkladı.

Eide, “ortak zemin için umut olmadan mekik diplomasisini sürdürmenin temeli olmadığını” vurguladı.

Eide yaptığı yazılı açıklamada, Cenevre’de bir araya gelmek ve geri kalan konuları çözmek için istek gösteren liderlerin, yöntem konusunda ortak bir zeminde buluşamadıklarını belirtti.

Eide açıklamasında “Ne yazık ki, liderler arasında yöntem konusundaki farklılıkları gidermek ve Cenevre’de toplanabilmek için gösterilen ciddi çabalara rağmen liderler ortak zemin bulamadı. Ortak zemin için umut olmadan mekik diplomasisini devam ettirmenin bir temeli yoktur” ifadelerini kullandı.

Eide, bu kararı hakkında geçtiğimiz cuma sabahı Cumhurbaşkanı Akıncı, Rum lider Anastasiadis ve BM Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin büyükelçilerini ortak toplantı yaparak bilgilendirdiğini, ardından da BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’e bilgi verip bundan sonra izlenecek yol için Guterres’in tavsiyelerini alacağını bildirdi.



Eski ABD Elçisinden Anastasiadis’e: “Küçük hesaplar peşinde koşan bencil ve omurgasız”



Eski ABD Lefkoşa Büyükelçisi John Koenig müzakerelerde yaşanan çöküşün sorumlusunun Rum Lider Nikos Anastasiadis olduğunu söyledi.

Facebook hesabından bir ileti paylaşan Koenig "Paylaşılabilecek çok suç var ama bu tıkanmanın ve çöküşün tek sorumlusu var: Nikos Anastasiadis. Hiçbir zaman iddia ettiği gibi cesur ve istekli olmadı. Hatta 2004'te bile. Bunun yerine büyük istekleri olan, küçük hesaplar peşindeki bencil ve omurgasız birisi oldu. Bu çöküşün sorumlusu Anastasiadis'tir ama bedelini başkaları ödeyecek" diye yazdı ve Rum Lideri yerden yere vurdu.

Koenig'in iletisinin sonunda "belki de Lefkoşa'dan ayrılırken yazmakla tehdit ettiğim o kitabı yazmalıyım" ifadelerini kullanması dikkat çekti. (Kıbrıs Postası)



Kıbrıslı Türk profesörden kanser tedavisinde umutlandıran çalışma



Londra Imperial College Kanser Araştırma Merkezi Başkanı, Kıbrıslı Türk Prof. Dr. Mustafa Camgöz, dünyada en fazla ölüme neden olan hastalıklardan kanserin tedavisine yeni bir bakış açısı kazandıran bir ilacın klinik öncesi değerlendirme aşamasının tamamlandığını bildirdi.

Çalışmalarını uzun yıllardır yurt dışında sürdüren Prof. Dr. Camgöz, bir toplantıya katılmak üzere gittiği Gaziantep'te AA muhabirine yaptığı açıklamada, kanser hücrelerinin çok kurnaz ve bukalemun gibi şekil değiştirebilen yapılarının olduğunu söyledi.

Bu hücrelerin verilen tedavilere bir süre sonra direnç de geliştirebildiğini anlatan Camgöz, bu kapsamda kanserli hücrelerin dağılmasını, tekrarlamasını önleyen bir ilaç üzerinde çalıştıklarını aktardı.

Laboratuvar çalışmaları sırasında kanser hücrelerinde elektrik sinyallerini incelediklerini, bunların da kendilerine yeni mekanizmaları gösterdiğini vurgulayan Camgöz, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz bunlar üzerinde etki yapan bir ilaç üzerinde çalışıyoruz. İlacımızın kanser hücrelerinin dağılmasını önleyici özellikleri var. Biz kanseri yok etmeye çalışmak yerine onunla beraber yaşama konseptini öneriyoruz. İlacımız şu anda klinik öncesi değerlendirme aşamasını tamamladı. İki faza girmesini planlıyoruz ve bunun zemini üzerinde çalışıyoruz."

Camgöz, geliştirdikleri ilacı özellikle "3 negatif" denen hormona duyarlı meme kanseri türünde deneyeceklerini dile getirerek, tedavisi olmayan bu kanser türünün sadece ameliyat ve kemoterapiyle kontrol altına alınmaya çalışıldığına dikkati çekti.

Yüzde 30 tekrarlama oranı olan bu kanser türünde kullanacakları ilaçla hastalığın nüksetmesini önlemeyi amaçladıklarına işaret eden Prof. Dr. Camgöz, şunları kaydetti:

"Eğer hasta isterse memede kitle tespit edildiğinde, kanser dağılmamışsa bu ilacı almaya başlayabilir çünkü biz bu ilaçla kanserin yayılmasını önlediğimizi iddia ediyoruz ama en iyi şansın ameliyatla kanserli kitle temizlendikten sonra olduğuna inanıyoruz. Geliştirdiğimiz bu ilaç gelecekte bir aşı gibi önceden de alınabilecek çünkü meme kanserlerinin genetik yatkınlıkla da ilgili olduğu biliniyor. Hiçbir belirti yokken alınması bile kişiye avantaj sağlayabilir. Bir ilacın oluşturulması 20 yıl kadar zaman alıyor ve milyonlarca dolar harcanıyor. Biz bu kadar para ve bu kadar zaman harcamadık. 5 yıldır üzerinde çalışıyoruz ve normal diyebileceğim paralar harcandı çünkü yepyeni bir girişimdi."

İlacın geliştirilmesinde klasik bir yol izlemediklerini, kanserli hücreyi incelediklerini ve bu yeniliğin kendilerine avantaj sağladığını aktaran Camgöz, "Ayrıca ilacımızın üzerinde çalıştığı mekanizma birçok kanser türünde de bulunuyor. Prostat, akciğer, meme, yumurtalık, kolon, rahim ağzı ve mide kanserinde bulunmuş. Bunun için ilacımızın çok daha geniş alanda elverişli olacağını düşünüyoruz. Biz meme kanseri üzerinde çalışıyoruz çünkü bu kanser türünün çok hızlı bir geri dönüşü oluyor.

Tekrarlama olasılığı en yüksek kanser türü olan 3 negatif denilen bir meme kanseri türü." diye konuştu.

Prof. Dr. Camgöz, kronik hastalıklarda olduğu gibi kanserin de üstesinden diyet ve yaşam tarzına dikkat edilmesiyle gelinebileceğini bildirdi. C vitamini, zerdeçal ve D vitamini almanın kanser açısından koruyucu bir mekanizma oluşturduğuna değinen Camgöz, bu önerileri herkesin mümkün mertebe hayata geçirmesi gerektiğini sözlerine ekledi.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Instagram





Flickr





LinkedIn





Website













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 28
Dün Tekil 1097
Bugün Tekil 620
Toplam Tekil 4072548
IP 18.217.144.32






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























14 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K peklerin dudaklar de di diye deniz kirlenmez.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu