BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Kıbrıs’ın ciddi bir yol ayrımına geldiğine inanıyorum” - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Akıncı: “Kıbrıs’ın ciddi bir yol ayrımına geldiğine inanıyorum”
Tarih: 08.04.2017 > Kaç kez okundu? 710

Paylaş


Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Kıbrıs’ın ciddi bir yol ayrımına geldiğine inanıyorum” dedi.

Brüksel’deki temaslarının ardından dün İstanbul’a geçen Akıncı İstanbul’da 20. Avrasya Ekonomi Zirvesi’ne şeref konuğu olarak katılıp, devlet başkanları oturumunda konuşma yaptı.

“Bir Yol Ayrımında Olan İnsanlık” devlet başkanları oturumunda konuşan Cumhurbaşkanı Akıncı, 50 yıldır süren müzakerelerin bu kez sonuç vermesinin tarafların aynı derecede istekli ve gayretli olmasıyla mümkün olabileceğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Çözüm istikametinin seçilmemesi halinde yeni bir yola girileceğini şimdiden öngörmeliyiz” dedi.

Kıbrıs’ta çözümün herkesin kazanacağı bir formül olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Kıbrıs Türk tarafı olarak bizler inançla iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir federasyon için çalışıyoruz” dedi.

“Kıbrıs’ın da ciddi bir yol ayrımına geldiğine inanıyorum” ifadesine yer veren Akıncı, dünyadaki yaygın eğilimin aksine, Kıbrıs’ta din, dil ve ırk farklılıklarına rağmen işbirliği ruhuyla ortak bir federal devlet kurmanın mümkün olduğunu belirtti.

Akıncı’nın zirvedeki konuşmasının ardından KKTC tanıtım standını ziyaret ettiği kaydedildi.

İstanbul'daki zirve süresince ülkenin doğal ve tarihi zenginlikleri ile özgün lezzetlerinin tanıtıldığı stant Cumhurbaşkanlığı ve Turizm ve Kültür Bakanlığı işbirliğiyle İstanbul Başkonsolosluğu tarafından kuruldu.

Zirveye Arnavutluk Cumhurbaşkanı Bujar Nishani, Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Mladen Ivanic, Makedonya Cumhurbaşkanı Gjorge Inavnov yanında Türkiye Cumhuriyeti eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Arnavutluk, Avusturya, Hırvatistan, Letonya, Moldova, Romanya ve Sırbistan eski cumhurbaşkanları, Azerbaycan ve Bosna Hersek Cumhurbaşkanı Yardımcıları, Azerbaycan ve Bosna Hersek Meclis Başkan yardımcıları ile bakanlar da katıldı.

Zirvede Yunanistan, Belçika, Ukrayna, Slovenya, Makedonya, Çin, Bulgaristan, Bangladeş, Avusturya’dan çok sayıda büyükelçi, araştırma merkezi yöneticisi ve ticaret odası başkanı da bulundu.



Türkeş " 'Kutsallarımız' diye Enosis'i oyladılar, bunların ortadan kalkması lazım"



TC Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis'in Kıbrıs müzakereleri çerçevesinde 16 Şubat'taki görüşmede, kapıyı sertçe vurarak, müzakere masasından kalkmasına ilişkin, "Bu onların şahsında Kıbrıs Türk'ünün yüzüne çarpılmıştır. Arkadan, 'kutsallarımız' diye Enosis'i oyladılar. Bunların ortadan kalkması lazım." dedi.

Türkeş, Anadolu Ajansı'nın (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı ve değerlendirmelerde bulundu.

"Birleşmiş Milletler gözetiminde sürdürülen Kıbrıs müzakerelerinin 11 Nisan'da tekrar başlayacağı duyuruldu. Rum lider Anastasiadis, 16 Şubat'ta kapıyı sertçe vurarak müzakere masasından kalkmıştı. Yeni süreçte ortaya iki tarafın da kabul edebileceği bir anlaşma çıkabilir mi? " sorusu üzerine Türkeş, Kıbrıs'ta iki kesimli, iki toplumlu, iki eşit federe devletten müteşekkil bir devletten bahsedildiğini belirtti.

Her iki tarafın birbirinin hassasiyetlerine, önerilerine dikkat etmesi gerektiğine işaret eden Türkeş, "Yani kapıyı vurup çıktıysa, o kapı rüzgârdan mı vuruldu, eli mi çarptı, kendi söylediği gibi 'nikotin krizi'nden mi oldu, bunu açıklaması lazım. Nikotin kriziyse tedavi olsun, rüzgârdan çarptıysa da bunu biz bilelim." ifadesini kullandı.

Kıbrıs Türk'ünün seçilmiş Cumhurbaşkanının ve müzakereci Özdil Nami'nin yüzlerine çarpılmış bir kapının bulunduğunu anlatan Türkeş, "Bu onların şahsında Kıbrıs Türk'ünün yüzüne çarpılmıştır. Arkadan, 'kutsallarımız' diye Enosis'i oyladılar. Bunların ortadan kalkması lazım." diye konuştu.

Türkeş, "Enosis'in Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlama ideali" olduğunu anımsatarak, bunu oylayan Rum tarafı ile görüşülecek bir şeyin olmadığını söyledi.

İki toplumlu, eşit yönetimin oluşacağı bir Kıbrıs için incitecek şeylerin ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Tuğrul Türkeş, mesele bu sene içinde çözülecekse daha ciddi, realistik davranılmasının önemine değindi.



Ertuğruloğlu: “Müzakereden kaçmıyoruz ama artık başarı şansı olan bir müzakere süreci yapalım”



Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk tarafı olarak müzakereden kaçmadıklarını ancak artık başarı şansı olan bir müzakere süreci yapmak istediklerini vurguladı.

Ertuğruloğlu, BRT’de yayınlanan “Gündem Artı” programına konuk oldu. Ertuğruloğlu, programda, Kıbrıs müzakerelerine ilişkin sorularını yanıtladı ve 11 Nisan’da yeniden başlaması öngörülen müzakerelere yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Ertuğruloğlu, taraflardan gelen açıklamalara bakıldığı zaman Kıbrıs müzakere sürecinin kesin olarak 11 Nisan’da başlayacağını söyleyemeyeceğini kaydetti.

Ertuğruloğlu, müzakerelerin seyrinin, Rum tarafının bugün yapacağı Meclis toplantısında alacağı karara bağlı olarak belli olacağını ifade ederek, kendi görüşünün; Rum tarafının Enosis kararını iptal etmeyeceği yönünde olduğunu söyledi.

Rum tarafının Enosis kararını Eğitim Bakanlığı'na aktarabileceğini ancak tamamen ortadan kaldıracağına inanmadığını ifade eden Ertuğruloğlu, bunun da müzakerelere başlamak için bir “oyun” olacağına işaret etti.

Çünkü Rum tarafının, önü açık müzakerelerin durmasından rahatsızlık duyduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, Rum tarafının tek hedefinin; Kıbrıs Türk halkını müzakere masasına, önü açık bir şekilde hapsetmek, başka kararlar almasına fırsat tanımamak, izolasyon altında ezmek ve Türkiye'yi suçlamak olduğunu vurguladı.

Ertuğruloğlu, müzakerelerin yeniden başlaması için Enosis kararının iptal edilmesinin de yeterli olmadığını, çünkü bundan daha vahim olanın Rum liderin “azınlık çoğunlukla eşitlenemez” açıklamasının olduğuna vurgu yaparak, bu açıklamanın dikkatlerden kaçırıldığını, sadece sorunun Enosis kararıymış gibi görüldüğüne dikkat çekti.

Rum liderin seçimlerde aday olacağını, bu yüzden Enosis kararının iptalini gerçekleştireceğini düşünmediğini ifade eden Ertuğruloğlu, bu iptali istemesi için aday olmamaya karar vermiş olması gerektiğini, aksi halde aday olacaksa ve bu iptali isteyecekse “siyasi intihar” yapmış olacağına inanç belirtti.

Ertuğruloğlu, “Müzakereden kaçmıyoruz ama artık başarı şansı olan bir müzakere süreci yapalım. Kıbrıs Türk halkının zamanı çalınıyor. BM mevcut müzakere süreçleri ile 50 yılımızı çaldı, halkın psikolojisini bozdu, elimizi ayağımızı müzakerelerle bağladı. Daha fazla bizimle alay edilmesine izin vermemeliyiz. Daha fazla zamanımızın çalınmasına izin vermemeliyiz” diye konuştu.

1960 Kıbrıs Cumhuriyeti, BM Parametreleri ve 11 Şubat ortak açıklamasının temelinin siyasi eşitlik olduğunu, ancak Rum liderin tüm bu gerçeklere rağmen “azınlık çoğunlukla eşitlenemez” açıklaması yapabildiğini ifade eden Ertuğruloğlu, “Bu zihniyetle müzakere edip, o masadan eşitliğimizi sağlayacağımız bir anlaşma ile kalkabileceğimize inanıyor bazılarımız. Müzakere edilsin ama başarı şansı varsa edilsin… Başarı şansı olamayan, masaya kilitleneceğimiz, izolasyon altında ezilmeye devam edeceğimiz bir müzakere yapılmasın” dedi.

“Masaya azınlık hakları almak için mi döneceğiz?” diye de soran Ertuğruloğlu, Kıbrıs Türk halkını azınlık gören Rum liderin özür dilemesi gerektiğini ve Kıbrıs Türk halkının adada eşit ortak olduğunu söylemesi gerektiğini vurguladı.

Bu görüşlerini söyleyince eleştiri aldığını ve “çözüm istemediğinin” söylendiğini ifade eden Ertuğruloğlu, “Biliyorum bazen acı konuşuyorum, ama daha da acı konuşabilirim, artık yeter, gerçekler ışığında halka konuşun, ümitler verin, açıklamalar yapın” dedi.

Ertuğruloğlu, Rum tarafının müzakerelerin kesilmesine sebep olduğunu ancak hiçbir bedel ödemediğini, Enosis kararını tümden reddetmesinin bile bunun yeterli olmayacağını çünkü Rum tarafının zihniyeti değişmezse, azınlık çoğunluk ilişkisini ve Kıbrıs adasını Helen adası görmekten vazgeçmezlerse, müzakerelerde kaybedilen 50 yılda görüşülenden başka yeni ne görüşüleceğini sordu.

Kıbrıs’taki anlaşmazlığın temel nedeninin Rumların devlet, Kıbrıslı Türklerin de azınlık olarak kabul edilmesi olduğuna işaret eden Ertuğruloğlu, tüm devlet ve tanınmışlık avantajlarını elinde bulunduran Rum tarafının Kıbrıs Türk tarafıyla neden ortaklık kurmak istediğini de sorguladı.

Konuşurken veya eleştiriler yaparken birini kötülemek adına yapmadığını ifade eden Ertuğruloğlu, Kıbrıs’ta bir ortaklığa toplum olarak değil, devletle girmeye hazır olduklarını vurguladı.

Rum tarafının temel politikasının; sürecin önünü açık tutmak olduğunu ifade eden Ertuğruloğlu, Rum tarafının müzakerelerin kesilmesinden ciddi bir rahatsızlık yaşadığını, çünkü müzakere masasında amacın, Kıbrıs Türk haklının başka kararlar almasının önüne geçmek olduğuna da işaret etti.

O yüzden masanın kurulması için her türlü oyunun oynandığını ifade eden Ertuğruloğlu, özetle şöyle devam etti:

“Dik duruş sergilemeliyiz. Kıbrıs’ta Rumlarla aynı sorunu çözmeye çalışmıyoruz. Onlar 1974’ü ‘işgal’ olarak kabul ediyor ve bunu çözmek, Türkiye’yi adadan çıkarmak ve egemenliğini adaya yaymak için çalışıyor. Bizim sağlamaya çalıştığımız çözüm bu mu?

Herkes ‘çözümden’ bahseder ama sorun ne? Teşhis doğru konmalı. Birinin gördüğü çözüm diğerinin problemiyse daha kaç yılımızı boşuna harcayacağız. Kimin buna hakkı var.

Kıbrıs sorunu milli dava, partiler üstü bir dava olmalı ancak bizde siyasi partiler arası rekabet davası oldu. İlk önce biz mutabık olmalıyız.

Burada milli bir dava var. Sadece Kıbrıs Türk halkının değil, Türk milletinin davası. Kıbrıs gerçeği gerçektir değişmez, 500 yıl geçse de değişmez.

Müzakerelere bu şartlarda devam etmek Kıbrıs Türk halkının yaşadığı belirsizlik ortamı, ambargo ve izolasyon altında ezilmesinin devamına onay vermekten başka bir şey değildir.

Enosis Kıbrıs'taki sorunun temelidir. 1974 bu sorundan dolayı yaşandı, ancak çözümün zeminini hazırladı. Şu anda ‘iki toplumlu, iki kesimli, siyasi eşitliğe dayalı çözüm’ deniyorsa bunu 1974 hazırladı.

Rum halkı da Enosisi destekliyor, Meclislerinde bu yüzden o karar alındı. Halktan tepki göreceklerini düşünseler bu kararı almazlardı. Bu karar Eğitim Bakanlığına devredilse de ne fark eder. Enosis hayali onlar için kutsaldır. Vazgeçilmezdir.

Biz içte bu konuda daha birlik olmalıyız. Dünyanın eleştirilerini üzerlerine çekmemek için masaya oturmak istiyorlar. Başka amaçları yok. Bu adayı Helen adası görüyorlar, bu gerçeği bilmeyen yoktur.

Biz Anavatanın garantisinden vazgeçmeyiz, onlar da bunu kabul etmez. Bu yüzden müzakerelerin hiçbir şansı yoktur. İki tarafın da duruşu ortada, bu çerçevede neyi müzakere edeceğiz?

Geçen bu 50 yıldan sonra artık müzakere etmek de sorgulanmalı.

Rum tarafının referanduma gitme niyeti yok, referandumsuz önü açık görüşme temel politikası var. Bir referandumda ‘Evet’ veya ikinci defa ‘Hayır’ deme niyeti de yok.

Ben de buna göre ‘neyi müzakere edeceğiz?’ diyorum. Bu sorunun cevabını biri versin.”

Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, “B planı ne olmalı” sorusuna karşılık ise, “Müzakereler bir şekilde aldatmacalarla canlı tutulduğu sürece biz başka kararlar alamayız, zaten amaçları da bu” diye cevap verdi.

Ertuğruloğlu, KKTC’nin tanınma yoluna çıksa bile bu konuda ancak Ankara’nın desteği ile başarılı olabileceğine vurgu yaparak, “Bunu mutlaka gündeme getirmeliyiz. Halkımızda da gördüğüm, müzakerelerden çözüm çıkmayacaksa tanınma yoluna çıkmalıyız. Ama bunu Anavatan ile istişare etmeliyiz, Anavatanımızın desteği olmadan başarılı olamayız” diye konuştu.



Gabriel: "Tüm tarafların kabul edebileceği anlaşmaya doğru, cesaret ve uzlaşmayla gidilmesi lâzım"



Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel, Kıbrıs müzakerelerinde birçok engelin kaldırıldığını, şimdi yolun son bölümünün de tarafların kabul edeceği anlaşmaya doğru cesaret ve uzlaşmayla gidilmesi gerektiğini söyledi.

Gabriel, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreterinin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Bart Eide ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından yaptığı yazılı açıklamada, Rum lider Nikos Anastasiadis ile Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın müzakerelere yeniden başlanması kararını almalarından duyduğu memnuniyeti ifade etti.

Müzakerelerin bugüne kadar hiç olmadığı kadar ilerlemiş olmasının Eide'nin çabalarından da kaynaklandığı belirten Gabriel, "Müzakerelerde, birçok engel yoldan kaldırıldı. Şimdi vazgeçmeden tüm tarafların kabul edebileceği anlaşmaya doğru, yolun son bölümünün de cesaret ve uzlaşmayla gidilmesi lâzım." değerlendirmesinde bulundu.

Gabriel, Almanya'nın, müzakere sürecini güçlü bir şekilde ve yürekten desteklediğini vurgulayarak, "Çünkü yeniden birleşme, tüm taraflar ve Avrupa için büyük bir başarı olur." ifadesini kullandı.



TMT Derneği: “KKTC tanınmadan masaya oturulmamalı”



Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği, KKTC tanınmadan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın müzakerelere dönmemesi gerektiğini belirtti.

Kıbrıs TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora yaptığı yazılı açıklamada, 49 yıldır sürdürülen müzakerelerin, Rumların Enosis ısrarı nedeniyle sonuca ulaşamadığını kaydederek, şu ifadeleri kullandı:

“Anastasiadis’in Enosis ile başlayan ve daha sonra Kıbrıs Türk halkını eşit olarak kabul etmediğini ve azınlık olarak gördüğünü ifade eden açıklamaları ortada dururken Türk tarafının yeniden görüşme masasına oturmasının Kıbrıs Türk halkının bunca yıllık haklı ve meşru davasını olumsuz yönde etkileyeceği aşikardır”

Bora, bu gerçekler ışığında nereden ve kimden gelirse gelsin masaya oturmak için yapılan ve yapılacak telkin ve önerilerin kabul edilebilir haklı gerekçeleri olamayacağını belirtti.

Rumların, Girit ve Batı Trakya’da olduğu gibi Kıbrıs Türk halkının Ada’daki varlığına tahammülleri olmadığını kaydeden Bora, “Maddi ve manevi kayıplarımız ortada dururken Cumhurbaşkanı Akıncı’yı bir kez daha samimiyetimizle uyarıyoruz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tanınmadan masaya oturmamalıdır. Kıbrıs Türk halkının beklentisi budur” dedi.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Website





Instagram













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Faks: +90 (392) 228 4847

E-Posta: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: @trncpio

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 28
Dün Tekil 1927
Bugün Tekil 1679
Toplam Tekil 4067813
IP 3.149.213.209






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























10 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


T rk hakanlar ve T rkmen Padi ahlar devlet i lerinde hatunun fikirlerini st n tutar.
(N ZAM L-M LK)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.287 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu