Olmasaydı, ‘van minut’ olayı meydana gelmez, herkes işine bakardı.

Olmasaydı, ülkemde ‘paralel yapı’ kavramı bilinmez, belki de olmazdı.



Olmasaydı, ülkemde askeri-militarist diktatörlük ne güzel devam ederdi.

Olmasaydı, dünyadaki diktatörlerin durumu bu kadar net anlaşılamazdı.



Olmasaydı, ülkemde ‘barış süreci’ başlatılmaz, ne güzel idare edilir gidilirdi.

Olmasaydı, ülkemde binlerce kilometre yol yapımına kaynak israf edilmezdi.



Olmasaydı, ne güzel klasik eğitime devam edilir, öğrencilere tablet dağıtılmazdı.

Olmasaydı, ülkemde seçim barajı konmaz, herkes gücü nispetinde temsil edilirdi.



Olmasaydı, ülkemde tüm köprülere olduğu kadar, ‘üçüncü köprü’ye de ihtiyaç olmazdı.



Olmasaydı, İşçi Partisi, işçinin partisi olmaktan vazgeçip, Vatan’ın Partisi olamazdı.



Olmasaydı, temel öğretimde bedava kitap verilmez, esnaf ‘ekonomik kriz’e sokulmazdı.



Olmasaydı, ülkemde bazı tabular, ‘tabu’ olmaya devam eder, hiç kimse sesini çıkaramazdı.



Olmasaydı, ülkemde mahkemeye davet edilen her ‘rütbeli’ koşa koşa gelir ve ifade verirdi.



Olmasaydı, ülkemde ‘iktidar olmamak’ için kurulmuş ve halen faaliyette olan partiler olduğu bilinmeyecekti.



Olmasaydı, ülkemde daha hızlı bir ‘teknolojik gelişme’ sağlanır, refahımız tavana vururdu.



Olmasaydı, köylüler, ‘milletin efendisi’ olanak uçaklara binemez, elit ve pelit tabakamıza yer verirdi.



Olmasaydı, ‘diktatör’ kavramı bu kadar çok kullanılmaz, tarihin diğer ünlü diktatörler unutulmazdı.



Olmasaydı, ülkemde yapılan tüm ‘hırsızlıklar’ bilinmez, hırsızlar hep gizli kalır, işlerine devam ederlerdi.



Olmasaydı, dünyanın kan tacirleri, ülkeme karşı topyekûn bir savaş ilân etmezler, bizler de daha mutlu (!) olurduk.





Olmasaydı, ülkemde bir tarafta AKePe, diğer yanda tüm diğerleri toplanmaz ‘yandaşlık’ temelinde birleşme olmazdı.



Olmasaydı, ülkemde bu kadar çok motorlu araç üretilerek, şehirler yaşanması zor birer trafik cehennemine dönmezdi.



Olmasaydı, ülkemde son 30 yılda 41,828 kişi teröre kurban edilmez, kan gölü oluşmaz, nefret dağları meydana gelmezdi.



Olmasaydı, ülkemde yapılan yüzlerce tünelin içlerine hazineler saklanmaz, memleketim insanı, bunları daha güzel harcardı.



Olmasaydı, durup dururken trilyonlar harcanarak yeni bir AK Saray yapılmaz, buna harcanan para fakir fukaraya verilirdi.



Olmasaydı, ülkedeki siyasal mekanizma ve yapının, AKePe ve Diğer Partiler, olarak iki kısımdan oluşan bir yapı olduğu anlaşılmayacaktı.



Olmasaydı, ülkemin her nehri veya akarsuyu önene barajlar yapılmaz, ‘ekolojik denge’ bu kadar çok bozulup, çevre tahrip edilmezdi.



Olmasaydı, ülkemde tüm illerde birer ‘tabela üniversitesi’ kurulmaz, öğrencilerimiz ‘büyük’ şehirlerde daha mutlu ve hür ve özgür okurlardı.



Olmasaydı, ülkemde daha önceki yıllarda olduğu gibi koalisyon hükümetleri devam ederdi. Böylece hiçbir güçlük görülmez, ülke ne güzel idare edilir giderdi.



Olmasaydı, devletimizi hükümetler değil, kurulu sistemin ‘dokunulmazları’ yönetmeye devam eder, bizler de bunun farkında bile olmazdık. Yani rahatımız bozulmazdı.



Olmasaydı, kurulduğu andan itibaren, alışılmış 100 yıllık ‘Türk Demokrasisi’ne aykırı olarak, 3 seçim döneminde tek başına iktidar ve son seçim döneminde de 1. parti olmazdı



Olmasaydı, ülkemdeki sayısız minyatür, marjinal ve uçuk kaçık partiler de hayat bulur, mensupları –iktidar olma şansları ve ihtimali olmasa da- çok mutlu ve mesut olurlardı.



Olmasaydı, ülkemde ‘Musluk Medyası’, ‘Havuz Medyası’ veya ‘Paralel Medya’ gibi ve ‘Üçgen Medya’ gibi medya ayrıştırılması görülmez, ‘Doğan’ , ‘Kartal’ veya ‘Şahin’ gibi patronların medyası olur, hep ‘tek ses’ duyardık. Onlar ne verirlerse, onu alır ‘yerdik’ ve mutlu olurduk.



Hâsılı kelâm:

Olmasaydı var ya… Ne iyi olurdu… Huzurumuz (!) bozulmaz, mutluluğumuz (!) devam ederdi. Daha neler neler olurdu da, kimsenin ruhu duymaz ve haberi bile olmazdı…