BASIN BÜLTENİ Liderler bugün Cenevre’de bir araya geliyor - TURAN-SAM : TURAN Stratejik Ara?t?rmalar Merkezi - http://www.turansam.org









BASIN BÜLTENİ Liderler bugün Cenevre’de bir araya geliyor
Tarih: 10.01.2017 > Kaç kez okundu? 901

Paylaş


Kıbrıslı liderler, uzun bir aradan sonra ilk kez gerçekleştirilecek uluslararası Kıbrıs konferansı öncesinde bugün Cenevre’de yeniden bir araya geliyor.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in BM’nin Cenevre Ofisi’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek görüşmesi KKTC saati ile 11.00’de başlayacak.

Müzakerelerde bugün “Mülkiyet” konusunu ele alacağı açıklanan liderler, “Yönetim ve Güç Paylaşımı”nı da görüşüp, “Güvenlik ve Garantiler”le ilgili bir “beyin fırtınası” toplantısı yapacak.

Bu arada, liderler ve delegasyonları bu akşam zirve nedeniyle Cenevre’de bulunan Türk ve Rum siyasi parti başkanlarıyla yemekte görüşecek.

Mont Pelerin’in sonuçsuz kalması üzerine adada yoğunlaştırılmış müzakereler gerçekleştiren liderler bugün Cenevre’de başlayacakları zirvede 3 gün müzakere edip, istenilen sonuca ulaşılması halinde garantörlerin de katılacağı uluslararası konferansa geçecek.

Liderler, bugün başlayacak ve 3 gün sürecek müzakerelerde her sabah yerel saatle 09:00-13:00 (KKTCSİ 11.00-15.00) saatleri arasında görüşecek.

Liderler gün içinde 17.30-20.00 (KKTCSİ 19.30-22.00) saatleri arasında ikinci görüşmelerini gerçekleştirecek. Liderlerin böylece sabah 4, öğleden sonra 2 buçuk saat görüşmesi hedefleniyor.

Müzakere heyetleri ayrıca15.00 – 17.00 (KKTCSİ 17.00-19.00) arasında da biraraya gelecek.

Müzakerelere “Mülkiyet”le başlayacak olan liderler bugün ayrıca “Yönetim ve Güç Paylaşımı”nı ele alacak ve “Güvenlik ve Garantiler”le ilgili bir “beyin fırtınası” toplantısı yapacak.

Tamamlanmaması halinde “Yönetim ve Güç Paylaşımı”na salı günü devam edilecek müzakerelerde aynı gün “Ekonomi” ve “AB konuları” ele alınacak.

Salı akşamı çözümün uygulamasıyla ilgili konular ve çözümün finansmanını görüşecek olan liderler, çarşamba sabah “Toprak” ana başlığını müzakere edecek. Tarafların bu aşamada karşılıklı haritalar sunması bekleniyor.Çarşamba öğleden sonra ise “Mülkiyet” ve diğer çözümlenmemiş konular üzerinde çalışılacak.

Müzakerelerde ilk 3 günde arzulanan ilerleme sağlanması halinde perşembe günü garantörlerin de katılacağı uluslararası konferansa geçilecek.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de katılacağı konferansta, tarafların yanısıra garantörler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere de yer alacak.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın toplantıya katılacağı bir süre önce açıklanmasına rağmen Türkiye’nin konferansta hangi düzeyde temsil edileceğine ilişkin açıklama henüz yapılmadı.

BM Güvenlik Konseyi üyelerinin de hazır bulunması beklenen konferansa, AB Komisyonu Başkanı Jean Claude Juncker da katılacağını açıklamıştı.

Kıbrıs müzakereleri, kasımdan bu yana üçüncü kez İsviçre’ye taşınıyor.

Mayıs 2015’ten bu yana müzakerelere devam eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis, Kasım 2016’da Cenevre yakınlarındaki Mont Pelerin kasabasında 2 turlu Kıbrıs zirvesi gerçekleştirdi.

Sonuçsuz kalan zirvelerin ardından adada yoğun müzakerelerde bulunan liderler, konuyu, yine uluslararası boyutta ele almak amacıyla İsviçre’ye taşıdı.

İsviçre, 1959’da Zurih’te “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin kurulmasını öngören antlaşmanın yanı sıra 2004’te de Annan Planı’yla ilgili Bürgenstock zirvesine ev sahipliği yapmıştı.



Cumhurbaşkanı Akıncı: “Cenevre’de çözümün önü açılmazsa, KKTC’nin demokratik, laik, özgür şekilde yoluna devam etme seçeneği var”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Cenevre’de yapılacak müzakerelerde Kıbrıs Türk halkını siyasal eşitliğinin ete kemiğe bürünmesi gerektiğini söyledi.

Akıncı, Cenevre’de çözümün önü açılamazsa KKTC’nin demokratik, laik, özgür bir şekilde yoluna devam etme seçeneği bulunduğunu ancak önceliklerinin adada federal bir yapı kurulması olduğunu ifade etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, ne Güney Kıbrıs’a yama, ne de Türkiye’ye vilayet olma siyasetleri bulunduğunu da vurguladı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs müzakerelerinin ve zirvesinin yapılacağı İsviçre’nin Cenevre kentine hareketinden önce Ercan Havalimanı’nda basın toplantısı düzenledi.

Uzun yıllardan sonra ilk kez böylesine bir konferansın toplanmasının bile önemli olduğuna işaret eden Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının Cenevre’ye sorumlu bir davranışla, politik istek ve kararlılıkla sonuç almak için üzerine düşeni yapmak üzere gideceğini söyledi.

Aynı tutumu Rum tarafından da isteyen Akıncı, garantör ülkelerle AB, BM ve uluslararası topluma da Kıbrıslılara yardımcı olmaları çağrısı yaptı.

Cenevre’den mutlaka bir sonuç çıkmayabileceğini, ihtiyatlı olduklarını belirten Akıncı, kendilerini zor bir haftanın beklediğine işaret etti.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Cenevre’de Kıbrıs Türk halkını siyasal eşitliğinin ete kemiğe bürünmesi gerektiğini kaydederek, güvenlik konusunda da her iki toplumun kaygılarını giderecek bir düzen sağlamanın önemini vurguladı.

Akıncı, “Sadece ‘korkuya gerek yoktur’ söylemiyle bunu elde etmek mümkün değil. Düzenlemelerini yapabilmek, gereklerini yerine getirmek gerekir” dedi.

Son günlerdeki ilhak söylemlerine de değinen Akıncı özetle, “Bizim ne Güney Kıbrıs’a yama, ne de TC’ye vilayet olma gibi bir siyasetimiz vardır.

Öyle birşey söz konusu olamaz. Türkiye’nin 800 bin kilometrekareye yaklaşan toprağı var. Kıbrıs’ın küçük toprağına ihtiyacı olduğunu düşünmem. Türkiye’nin 81 vilayeti var 82’nciye ihtiyacı olduğunu da düşünmem. Akıncı’nın Tayfur Sökmen olma düşüncesi de yoktur, olamaz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Cenevre’de uzlaşma mümkün olmazsa KKTC’nin demokratik, laik, özgür bir şekilde yoluna devam etme seçeneği bulunduğunu ancak önceliklerinin adada federal bir yapı kurulması olduğunu ifade etti.

Cenevre’nin yeni bir gelecek inşa etmelerine yardımcı olması umudunu vurgulayan Akıncı, Cenevre’deki zirveye katılım konusunda Rum tarafının kendi iç kamuoyuna yönelik mesajlar verdiğini, aslolanın BM’nin tutumu olduğunu, müzakerelerin iki toplum lideri olarak yürütüldüğünü ve böyle devam edeceğini anlattı.

Akıncı, Cenevre’de liderlerin ve garantörlerin kendi aralarında yapacağı toplantılara ise kapalı olmadıklarını belirtti.

Bir soru üzerine Cenevre’ye Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yerine Başbakan Binali Yıldırım’ın gidebileceği haberleri bulunduğunu ancak BM Genel Sekreteri Guterres’in Erdoğan’la uzun bir telefon görüşmesi yaptığını kaydeden Akıncı, bunun üzerine Türkiye’de yeni bir durum değerlendirmesi olduğunu bildiğini anlattı.

Basın açıklamasının ardından Akıncı ve heyeti, charter uçakla saat 11.30’da İzmir üzerinden Cenevre’ye gitmek üzere Ercan’dan ayrıldı.

Müzakere heyetinin de yer aldığı Cumhurbaşkanlığı heyeti yanında, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ve basın mensupları da aynı uçakla hareket etti.

Öte yandan Cenevre zirvesine katılacak DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş’ın dün adadan ayrıldığı öğrenilirken, Başbakan Hüseyin Özgürgün ve heyetinin yolculuk saati henüz netleşmedi.



Akıncı: “Başarının sırrı iki toplumun da huzur ve güven içinde olacağı bir düzenlemeyi sağlamak”



Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, müzakerelerdeki başarı sırrının, Kıbrıs’ta her iki toplumun da kendini huzur ve güven içinde bulabileceği bir düzenlemeyi sağlamak olduğunu söyledi.

Cenevre’deki müzakerelerde Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğinin ete kemiğe bürünmesini istediklerini vurgulayan Akıncı, Cenevre’ye temkinli bir iyimserlikle gideceklerini ifade etti.

Akıncı, Ada’da bir çözüme varılabilmesi için Kıbrıs Türk tarafı olarak sorumlu bir davranış içinde politik istek ve kararlılıkla üzerlerine düşeni yapmak için Cenevre’ye gideceklerini kaydetti ve garantörlere, AB’ye, BM’ye ve uluslararası topluma da Kıbrıslılara yardımcı olmaları çağrısı yaptı.

Akıncı, son günlerdeki “ilhak” söylemlerini de yorumlayarak Güney Kıbrıs’a yama veya Türkiye’ye vilayet olma gibi bir siyasetleri olmadığını vurguladı; Cenevre’de çözüme ulaşmak mümkün olmazsa KKTC’nin yoluna devam etmesi seçeneğiyle karşı karşıya kalacaklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Akıncı “Bizim birinci seçeneğimiz elbette Kıbrıs'ta siyasal eşitlik içinde, özgürlük içinde, güvenlik içinde iki siyaseten eşit kurucu devletin var olacağı bir yapıyı kurmaktır. Arzumuz budur. Bunun dışında başka planlarla meşgul değiliz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Akıncı, heyetiyle birlikte Cenevre’de yer alacak Kıbrıs müzakereleri ve zirve için dün adadan ayrılmadan önce Ercan Havalimanı’nda basına açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanı Akıncı’nın 25 kişilik Cenevre heyetinde, Müzakereci Özdil Nami, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Diplomasi ve Avrupa Birliği Özel Danışmanı Erhan Erçin, Siyasi İşler ve Tarih Özel Danışmanı Meltem Onurkan Samani, Cumhurbaşkanlığı Hukuk İşleri Danışmanı Sülen Karabacak, Müzakere Heyeti Üyesi ve Dış İlişkiler Uzmanı İpek Genç, Müzakere Heyeti Üyeleri Aslı Erkmen, Sertaç Güven, Güvenlik Danışmanı Halil Sadrazam, Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Danışmanı Ömer Gökçekuş, Mülkiyet Komitesi Üyesi Layık Mesutoğlu, Özel Kalem Müdürü Cenk Gürçağ, 1. Derece Kadastro Sorumlusu Ahmet Alemdar, Harita Mühendisi Aslı Oral ve teknik uzmanların yer alıyor.

CTP ve TDP de gitti

Türkiye’deki kötü hava koşulları nedeniyle planlanandan farklı saatte ve rotayla ve charter olarak gerçekleşen uçuşla, CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman ve TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ve iki partinin heyetleri de Cenevre’ye hareket etti.

Dün İstanbul’a giden DP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Serdar Denktaş ile beraberindeki heyet bugün Cenevre’ye hareket ederken, UBP Genel Başkanı ve Başbakan Hüseyin Özgürgün ve heyetinin ne zaman gideceği ise henüz netleşmedi.

Kıbrıs sorununun çözüm çabalarında önemli bir aşamayı oluşturacak Cenevre zirvesini izleyecek çok sayıda basın mensubu da Cenevre’ye gitmek üzere adadan ayrıldı.

Akıncı: “Böylesi bir konferans uzun yıllardan beri ilk kez gerçekleşecek”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Ercan’da yaptığı açıklamada, Cenevre’de 11 Ocak’a kadar yapılacak görüşmelerde iki liderin 5 başlıkta müzakere edeceğini, buna 12 Ocak’tan itibaren 3 garantör ülkenin de katılacağını belirterek, böylesi bir konferansın uzun yıllardan beri ilk kez gerçekleşeceğine dikkat çekti.

Sadece bunun başarılmasının bile kendi içinde önemli bir gelişme olarak değerlendirdiğini belirten Akıncı, “Önemli olan, sadece bir araya gelmek değil, olumlu sonuçlar üretebilmektir. Bütün temennimiz bunun sağlanmasıdır” dedi.

“Kıbrıs Türk tarafı olarak sorumlu bir davranış içinde politik istek ve kararlılıkla bu olumlu sonucun sağlanmasında üzerimize düşeni yapmak için gidiyoruz. Tüm tarafların sorumlu davranması gerekiyor. Özellikle Kıbrıslı Rum ve Türklerin birbirlerine karşı anlayış ve yardımlaşma içinde olmaları lazım. 3 garantör ülkenin, AB’nin, BM’nin ve uluslararası toplumun da Kıbrıslılara yardımcı olması gerekir. Şimdi tam o kavşaktayız” diyen Akıncı, yapılması gerekli katkının tam zamanı olduğunu vurguladı.

Cenevre’nin mutlaka bir sonuç çıkacak diyecek noktada olmadıkları, ihtiyatlı olmak gerektiğini belirten Akıncı, her şey oldu bitti şeklinde abartmaya da gerek olmadığı düşüncesi taşıdığını ifade etti.

Kendilerini zor bir haftanın beklediğini belirten Akıncı, tarafların aynı kararlılık, sorumluluk ve çabayı gösterdikleri takdirde, Kıbrıs’ta eşitlik özgürlük ve güvenlik içinde her iki toplumun huzur ve mutluluk içinde yaşayabileceği bir çözüm mümkün olduğunu vurguladı.

Kıbrıs Türk toplumunun siyasal eşitliğin önemini yıllardır vurguladığı ve bunun Cenevre’de ete kemiğe bürünmesi gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, siyasal eşitliğin temel unsurları olan konularda Rum tarafının artık ortaya çıkarak çok daha net mesajlar vermesi Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini benimsediği, içine sindirdiği, dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılım konuları dahil göstermesi gerektiğini kaydetti.

Güvenlik anlamında toplumların duygularının büyük önem taşıdığı kanaatini dile getiren ve yakın tarihte her iki tarafın da kaygıları oluştuğunu belirten Akıncı, Kıbrıslı Türklerin Rumlardan endişeleri; buna karşılık da Rumların da Türkiye’den endişe ve korkuları bulunduğuna dikkat çekti, şöyle deva etti:

“Burada önemli olan her iki tarafın da kendisini huzur ve güven içerisinde bulabileceği bir düzenlemeyi bulabilmektir. Başarının sırrı buradadır. Ancak bunu sağlayabilmek için işte korkulara gerek yoktur, bunlar gereksizdir gibi sadece söylemle, bunu elde etmek mümkün değildir.

Bunun düzenlemelerini yapabilmek, bunun gereklerini yerine getirebilmek gerekiyor.“

Bu süreçte Türkiye Cumhuriyeti ile yakın diyalog ve işbirliği içinde çalıştıklarını belirten Akıncı, yakın istişare ve diyaloğun Cenevre’de de devam edeceğini kaydetti.

BBC’nin kendisi ile yaptığı bir mülakatta da ilk kez kendisine yöneltilen; “Kuzey Kıbrıs’ın Türkiye’ye ilhak” konusunun son zamanlarda bazı basın yayın kurumları ve toplumun bazı kesimlerinde seslendirilemeye başladığını belirterek, konuya ilgili duruşlarını şu ifadelerle vurguladı:

“Bizim ne Güney Kıbrıs’a yama ne de Türkiye’ye vilayet olma gibi bir siyasetimiz yoktur. Böyle bir şeyi düşünmek bile söz konusu olamaz. Türkiye’nin 800 bin kilometrekareye yaklaşan toprağı var. Kıbrıs’ın küçük toprağına ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. 81 vilayeti var, 82’nciye ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum ve Mustafa Akıncı’nın da ikinci bir Tayfur Sökmen (Hatay’ın son Cumhurbaşkanı) olma gibi bir düşüncesi de asla yoktur, böyle bir düşünce de asla söz konusu olamaz.”

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, eğer Rum tarafının yanlışları ön plana çıkar ve Cenevre'de arzu edilebilir karşılıklı çözüme ulaşmak mümkün olmazsa KKTC’nin demokratik, laik, özgür bir toplum olarak yoluna devam etme seçeneğiyle karşı karşıya kalacağını belirterek, “Bizim birinci seçeneğimiz elbette Kıbrıs'ta siyasal eşitlik içinde, özgürlük içinde, güvenlik içinde iki siyaseten eşit kurucu devletin var olacağı bir yapıyı kurmaktır. Arzumuz budur. Bunun dışında başka planlarla meşgul değiliz” diye konuştu.

Akıncı, ancak bütün çabalarına rağmen böyle bir durum yine de başkalarından gelen yanlışlar ve özellikle Güney’den ya da Yunanistan'tan kaynaklı yanlışlar nedeniyle çözümün yolunu açamazlarsa elbette hayatın durmayacağını, devam edeceğini kaydederek “Biz de biraz önce tanımladığım çerçevede bu yolu yürümek isteyeceğiz” dedi.

Yaşan gerçeğin bir başka yüzüne de işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, bunu da güneydeki toplumun çok iyi değerlendirmesini istedi; konuşmasına şöyle devam etti:

“Bunu defalarca yeri geldikçe vurguladım. Bunu bir tehdit olsun diye söylemedim, söylemiyorum. Ancak geçen zaman çözüme hiç bir şekilde yardımcı olmadı. Yine yardımcı olmayacaktır. Geçen zaman çevrede fiziki değişiklikleri yarattığı gibi, demografik değişiklikleri yaratıyor. Biz arzu ederiz ki bir an önce bu çözüme varalım. Kıbrıs'ı Doğu Akdeniz'in bir huzur ve barış adası haline getirelim. Gerginliklerin değil, zenginliklerin paylaşılacağı yeni bir dönemi başlatalım. Bu duygu ve düşünceler içerisinde Cenevre'ye gidiyoruz. Umarız orada yapacağımız çalışmalar bize bir an önce söylediğim niteliklerde yeni bir geleceği inşa etmemize yardımcı olsun ve bu adanın artık yıllardan beridir beklediği yeni bir dönemi başlatabilelim.”

Cumhurbaşkanı Akıncı, Ercan’daki basın açıklamasında basın mensuplarının sorularını da yanıtladı.

Akıncı, “Temkinli olduğunuzu söylediniz. Bunun nedeni, ilk iki gün iki taraf arasında yapılacak müzakerelerde bir ilerleme sağlanamayabileceğini mi düşünüyorsunuz? Öyle bir durum mu var? Yoksa garantörler arasında mı güvenlik-garantiler konusunda çok iyi gitmeyen bir durum mu var?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Spesifik olarak ilk bölüm ya da ikinci bölüm diye bir ayırım yapmadım. Çünkü her iki bölüm de önemli. Her iki bölüm açısından da henüz ortada uzlaşıldı denebilecek bir tablo yok. Tarafların pozisyonları belli. Bunları 8-10 maddede toparlamak mümkün. Mülkiyet başlığında 3-4 konu var.

Mülkiyet başlığında 3-4 konu var. Yönetim başlığında 2-3 konu var. AB müktesebatıyla ilgili işte bizim arzu ettiğimiz ek protokol, yasal kesinlik konuları var. Bunun yanında toprak düzenlemeleriyle güvenlik - garantiler meseleleri var. Zaman zaman başka bir sürü madde var diye konuşmalar yapılır. Bunlar doğrudur, vardır. Ama aslı bu saydıklarımdır. Eğer bunlar Cenevre'de bir uzlaşmayla sonuçlanırsa ya da en azından tümünde olmasa bile bir çoğunda bunların artık yaklaşıldığı ve sonuca çok yaklaşıldığını görürsek çözümün önü açıldı demektir. Arkası gelecek demektir. Temennimiz ve arzumuz bunu sağlamaktır. Bunun için çalışmalara devam ediyoruz. “

Cumhurbaşkanı Akıncı, 5’li konferansa katılım konusundaki şüpheler ve Anastasidis’in “Kıbrıs Cumhuriyeti'ni” temsilen katılma arzusundan geri adım atmadığı belirtilerek “Bu toplantının daha düşük bir temsiliyetle yapılacağını ön görebilir miyiz?” şeklindeki soruya karşılık net olduğu halde Rum tarafının kendi iç kamuoyuna yönelik sürekli mesaj verdiğini, sözlü kalmadığını ve BM Genel Sekreteri’ne de yazı gönderildiğini kaydetti.

Konu yazıya dökülünce kendilerinin de bir yazıyla gerçek durumu BM Genel Sekreteri’ne anlatma ihtiyacı duyduklarını belirten Mustafa Akıncı, “Burada önemli olan BM'nin tutumudur. BM bu güne kadar iyi niyet misyonunu hangi çerçevede yürüttüyse, yine o çerçevede yürüteceğini bize söylemiştir. Bunun dışında izahata gerek yoktur. İki toplum lideri olarak bu müzakerelerde yer almaktayız. O şekilde yer almaya devam edeceğiz” dedi.

Cenevre’deki başlangıç seremonisinden sonra garantörlerin üçlü olarak, kendilerinin de iki toplum olarak, garantörlerin kendi arasında ikili olarak görüşmesi gibi farklı formüllerin gündeme gelebileceğini de ifade eden Akıncı, “Bu da Bugenstock tipi bir müzakere süreci akla getirir. Aslında Sayın Anastasiadis de, ben de, Türkiye de, Yunanistan da buna kapalı değiliz. Bu türden formülasyonlar da söz konusu olabilecektir” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Yunanistan Başbakanı Çipras’ın ve İngiltere Başbakanı May’in zirveye katılım katılımları konusundaki sorulara karşılık da şöyle konuştu:

“Sayın Erdoğan'ın katılacağının bilindiği dönemde, Sayın May ve Sayın Çipras'ın da katılma olasılığı çok yüksekti. Hemen hemen kesindi denebilir. Kamuoyuna açıklanmamış olsa da bize ulaşan bilgiler bu yöndeydi. Şimdi Sayın Erdoğan'ın Binali beyin Başbakan olarak gitmesi durumunda yine iki başbakanın gelmesi beklenir, doğal olarak. Ama gelirler mi onu bilemiyorum. Ancak Türkiye'de yeni bir durum değerlendirmesi gündeme gelebilir. O konuda sonuç tam açıklanmadı. Ancak perde gerisinde bazı temasların olduğunu biliyorum. Genel Sekreter, Sayın Erdoğan ile uzun bir telefon görüşmesi yaptı. Bu konuyla ilgili kararını Türkiye kendisi verecek.”

Dönüşümlü başkanlıkta henüz uzlaşı olmadığı, sağlanamazsa ne olacağı sorusu üzerine de Akıncı, “Yani bu konuda uzlaşı sağlanmazsa ne zaman sağlanacak? Bunu soracağız. Halkımız bize bunu soracak biz de Rum tarafına bunu soracağız” dedi.

Cenevre’nin artık bir dönüm noktası haline geldiğine, toprak-güvenlik konularının bile konuşulacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Akıncı, “Siyasi eşitliğimizle ilgili olmazsa olmaz dediğimiz, halkımızın bunu bizden beklediği konuları ne zaman konuşacağız?” diye sordu; şöyle devam etti:

“Bu müzakere süreçlerinde hep bir integrated whole anlayışı hakimdir. Yani tümü bitmedikçe parçalar üzerindeki uzlaşmalar tek tek geçerli değil anlayışı vardır. Yani hepsinde mutabakat sağlandığında anlaşma kesin olarak ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla en azından bu konularda her şeyin en sonda varılacak uzlaşmaya bağlı olarak kabul edilebildiği gibi de bir durum vardır. Biz de herhangi bir konuda şunu kabul ettik dediğimizde, ama bunun sonunda güvenliğimiz de önemlidir, eğer biz güvenlikte tatmin olmazsak bu konudaki kararımızı da gözden geçirebiliriz diyebiliriz.

Dolayısıyla onların da bu tür hakları olabilir. Bu hakkı esirgemiyoruz onlardan da. Ancak bu konuda kesinlik istiyoruz. Bu gündemde değildir, söz konusu değildir söylemleri geçmişte çok oldu Güney Kıbrıs'ta. Bu söylemlerin artık ortada kalkmasını ve bir çözüm olacaksa hep birlikte bunu sağlayacaksak, bu çözümün önemli, unsurlarından birinin de dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılım konusu olduğunu artık netleştirmeleri gerekir.”



Siber: “Türkiye’nin garantisinin de olacağı kalıcı bir çözümü arzuluyoruz”



Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber, nüfusca fazla olanın az olanı hakimiyeti altına almayacağı, varlığına saygı duyacağı, siyasi eşitlik ve Türkiye’nin garantisinin de olacağı kalıcı ve yaşayabilir bir çözümü arzuladıklarını ifade etti.

Meclis Başkanı Siber, Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği’nin kuruluşunun 43. yıldönümü kapsamında üyelere yönelik Lefkoşa Merit Otelde düzenlenen yemeğe katılarak bir konuşma gerçekleştirdi.

Meclisten verilen bilgiye göre, Siber, konuşmasında, geçmişte yaşanan acıların toplum belleğinde taze olarak yerini koruduğunu bildiklerini belirterek, arzularının günümüzde ve gelecekte böyle acıların yaşanmaması olduğunu söyledi.

“Hiç bir eşin, eşini kaybetmemesi ve hiç bir çocuğun öksüz kalmaması ve kayıp acısı yaşanmamasını” dileyen Siber, bu dileği sadece ülke için değil bütün dünya için dilediklerini belirtti.

Özellikle son zamanlarda terörün Türkiye’de yaşattığı acının tüm insanlığın içine işlediğine vurgu yapan Siber, bu acıların son bulması ve bütün dünya ülkelerinin terör konusunda birlik içerisinde hareket etmesinin önemine değindi.

“İnsanın en önemli hakkı, yaşama hakkıdır. Yaşama hakkının insanın elinden acımasızca, zorla alınması insanlıkla bağdaşmaz” diyen Siber, masum insanları yok etmenin insanlık ile bir ilgisi olmadığını söyledi.

Kıbrıs Türkünün adada her zaman çözümü arzu ettiğini, barış içerisinde yaşamayı istediğini dile getiren Siber şöyle devam etti:

“Biz her zaman bu adada ‘İki topluma da yer var” dedik. Bizler Rum toplumun varlığına her zaman saygı duyuyoruz. Bizim varlığımıza da saygı duyulmasını ve bu adada barış içerisinde yaşamayı arzuluyoruz. Bu yüzden çözüm çabalarına hep destek olduk.”

Sürdürülen görüşmelerin Cenevre’de yeni bir boyut kazandığına dikkati çeken Siber, arzularının iki toplumun barış içerisinde yaşayabileceği, nüfusca fazla olanın az olanı hakimiyeti altına almayacağı, varlığına saygı duyacağı, siyasi eşitlik ve Türkiye’nin garantisinde bir çözümü arzuladıklarını ifade etti.



Çavuşoğlu: "Eğer geleceğe yönelik kafanızda hasmane tutumlarınız yoksa Türk askerinin bulunmasından da rahatsız olmamanız gerekiyor"



Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta Türk askeri bulunmasına ilişkin, "Eğer geleceğe yönelik kafanızda hasmane tutumlarınız yoksa orada Türk askerinin bulunmasından da rahatsız olmamanız gerekiyor" dedi.

Çavuşoğlu, New York'ta Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocias ile bir araya geldikten sonra basın toplantısı düzenledi.

Yeni Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile görüşmek üzere New York'a geldiğini ve dün kendisiyle çok faydalı bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyleyen Çavuşoğlu, Guterres'in görüştüğü ilk Dışişleri Bakanı olduğunu ve bu görüşmede Suriye'deki süreci kapsamlı bir şekilde ele aldıklarını belirtti.

Çavuşoğlu, "Ne yapıyoruz, Rusya ile ne amaçlıyoruz, 45 binden fazla insanı Halep'ten nasıl kurtardık, daha sonraki anlaşmaları nasıl hazırladık, Astana'da ne düşünüyoruz. BM'ye ne rol düşüyor. BM parametreleri, BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 ve 2336 nolu kararları, Cenevre Bildirisi, tüm bunlar siyasi sürecin temelini oluşturuyor. Sayın Genel Sekreter bize özellikle Türkiye'ye bu süreçte oynadığımız rol için teşekkürlerini iletti ve bundan sonra bu süreci BM ile yürütme konusunda kendileri de iradesini ortaya koydu." diye konuştu.

Kıbrıs müzakerelerinde kritik bir aşamaya gelindiğini anlatan Çavuşoğlu, bu konuyu da Genel Sekreter ile enine boyuna değerlendirdiklerini aktardı.

Yunan mevkidaşı Kocias ile görüşmesinde ise güvenlik ve garantiler konusunu ele aldıklarını anlatan Çavuşoğlu, "Biz çözüm konusunda her zaman herkesten bir adım önde olduk." ifadesini kullandı.

Kıbrıs'ta adil, kalıcı, iki kesimliliğe dayanan bir çözümü desteklediklerinin altını çizen Çavuşoğlu, "Umarım Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan da aynı anlayış içinde olur ve 12 Ocak'ta başlayacak konferanstan bir sonuç elde ederiz. Şunu hep söyleyegeldik, artık bu son fırsat penceresidir. Bu anlamda yürütülen son müzakerelerdir. Bu fırsatın kaçırılmamasını istiyoruz ve inşallah buradan bir sonuç elde ederiz." değerlendirmesinde bulundu.

Çavuşoğlu, Kıbrıs'ta güvenlik ve garantörlükle ilgili soru üzerine de Kıbrıs konusunda hiç tek taraflı düşünmediklerini söyledi.

Türkiye'nin esas sorumluluğunun KKTC'nin mevcut tehdit ya da oluşabilecek tehditler konusundaki endişelerini gidermek ve güvence vermek olduğuna dikkati çeken Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, KKTC'deki tüm liderlerin Türkiye'nin garantörlüğünün vazgeçilmez olduğunu belirttiklerini dile getirdi.

Bu güvencenin önemini vurgulayan Çavuşoğlu, "1960'tan 1974'e kadar Kıbrıs Türk halkının yaşadıklarını kısa sürede unutmasını beklemek gerçekçi değil." dedi.

Doğu Akdeniz'deki gelişmelere bakınca Kıbrıs için tehditler olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugün herkes Suriye'de. Ortadoğu sorunu henüz çözülmüş değil. Terör örgütleri var. DEAŞ var, El Nusra var, başka terör örgütleri var. Yani ciddi bir göç ve mülteci dalgası riski var. Çünkü henüz daha herşey bitmiş değil. Doğu Akdeniz'de herkes bulunuyor, şu anda bir çok ülke var savaş gemileriyle orada. Kıbrıs etrafında doğalgaz ve petrol rezervleri var. Dolayısıyla herkes gözünü oraya dikmiş durumda. Böylesine bir ortamda tabiki bugünün şartlarında farklı boyutta tehditler de var."

Tüm bunlar karşısında Kıbrıs Türk halkının kendisini güvencede hissetmek istediğini anlatan Çavuşoğlu, "Aksi takdirde bir anlaşma olsa bile referandumda destek bulmaz." açıklamasında bulundu.

Rum halkı ve Yunanistan'ın düşüncelerini de anlamak istediklerini belirten Mevlüt Çavuşoğlu, bunun taviz anlamına gelmeyeceğini vurguladı.

Ada'da Türk askeri bulunmasına ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Çavuşoğlu, "Eğer geleceğe yönelik kafanızda hasmane tutumlarınız yoksa orada Türk askerinin bulunmasından da rahatsız olmamanız gerekiyor." dedi.



BM Genel Sekreteri Guterres'ten "Kıbrıs" açıklaması



Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, gelecek hafta yapılacak Kıbrıs müzakerelerinin "tarihi bir fırsat" olduğunu belirterek, her iki toplumun endişelerini giderecek karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm çağrısında bulundu.

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında, Guterres'in Cenevre'deki Kıbrıs müzakerelerinin açılışına katılacağını bildirdi.

Kıbrıs müzakerelerinde son aşamaya gelindiğini anlatan Dujarric, bu noktada taraflar arasındaki görüş ayrılıklarının aşılması için sürecin desteklenmesi gerektiğini ifade etti.

Dujarric, Guterres'in son iki günde Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kotzias ile bir araya geldiğini hatırlattı.

Guterres'in Kıbrıs müzakerelerini "tarihi bir fırsat" olarak değerlendirdiğini ve her iki toplumun endişelerini giderecek karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm çağrısı yaptığını aktaran Dujarric, tüm tarafların yenilikçi çözümler bulunması konusunda gerekli yaratıcılığı göstereceğini umut ettiğini sözlerine ekledi.













Enformasyon Dairesi







Facebook





Twitter





Website





Instagram













Dışişleri Bakanlığı







Facebook





Twitter





YouTube





Website













KKTC Dışişleri Bakanlığı

Enformasyon Dairesi



Tel: +90 (392) 228 3365 / 228 3241

Fax: +90 (392) 228 4847

E-Mail: pio@mfa.gov.ct.tr

Adres: Selçuklu Caddesi, Lefkoşa KKTC

via Mersin 10 / TURKEY



Twitter: @trnc_pio

Facebook: TRNC Public Information Office / KKTC Enformasyon Dairesi

Youtube: KKTCDisisleri





Yorumlar









Aktif Ziyaretçi 28
Dün Tekil 1097
Bugün Tekil 637
Toplam Tekil 4072564
IP 3.144.172.115






TURAN-SAM PRINTED ISSN: 1308-8041
TURAN-SAM ONLINE ISSN: 1309-4033
Journal is indexed by:





























14 Sevval 1445
Nisan 2024
P
S
P
C
Ct
P
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30


K peklerin dudaklar de di diye deniz kirlenmez.
(MEVLANA)


Ekle kar









Anasayfa - Amaç - Hedefimiz - Mefkuremiz - Faaliyetler - Yönetim - Yasal Uyarı - İletişim

Her Hakkı Saklıdır © 2007 - 2023 TURAN-SAM : TURAN Stratejik Araştırmalar Merkezi
Sayfa 1.192 saniyede oluşturulmuştur.

TURAN-SAM rssTURAN-SAM rss
Google Sitemap

"Bu site en iyi mozilla firefox'ta 1280x960 çözünürlükte görüntülenir."

Turan Portal v1.3 | Tasarım TURAN-SAM , Kodlama Serkan Aygün

Turan Nedir?, Bilimsel Dergiler, En popüler Bilimsel Dergi, Endeksli Bilimsel Dergiler, Saygın Bilimsel Dergi, Türk Dünyasının en popüler ve en saygın Bilimsel Hakemli Dergisi, SSCI, SCI, citation index, Turan, Türk Devletleri, Türk Birligi, Türk Dünyası, Türk Cumhuriyetleri, Türki Cumhuriyetler, Özerk Türkler, Öztürkler, Milliyetçi, Türkçü, Turancı, Turan Askerleri, ALLAH'ın askerleri, Turan Birliği, Panturan, Pantürk, Panturkist, Türk, Dünyası, Stratejik, CSR, SAM, Center for Strategical Researches, Araştırma, Merkezi, Türkiye, Ankara, İstanbul, Azer, Azeri, Azerbaycan, Bakü, Kazakistan, Alma-Ata, Astana, Kırgız, Bişkek, Kırgızistan, Özbekistan, Özbek, Taşkent, Türkmen, Türkmenistan, Turkmenistan, Aşxabad, Aşkabat, Ozbekistan, Kazakhstan, Uzbekistan, North, Cyprus, Kıbrıs, MHP, AKP, CHP, TURKEY, Turancılık, KKTC, Vatan, Ülke, Millet, Bayrak, Milliyet, Cumhuriyet, Respublika, Alparslan Türkeş, Atatürk, Elçibey, Bahçeli, Aytmatov, Bahtiyar Vahabzade, Yusuf Akçura, Zeki Velidi Togan, İsmail Gaspıralı, Gaspırinski, Nihal Atsız, Alptekin, Kürşad, Tarih, Kardeş, Xalq, Halk, Milletçi, Milliyetçi, Yürek, Ürek, Türklük, Beynelxalq, Arbitrli, Elmi, Jurnal, Nüfuzlu