Adnan Menderes’ten günümüze kadar sık sık Türk kamuoyunun ve siyasetinde yer alan başkanlık sistemi hala toplum paradigmasında sadece “eyalet”lere bölünme olarak algılanmaktadır. Maalesef topluma başkanlık sistemi’nin ne olduğu hala açıklanamamıştır. Ayrıca başkanlık sistemine karşı belirtilen eleştirilere de açıklamalar yapılmamaktadır.

Başkanlık sistemi padişahlık sistemi midir?

Dünya’da pek çok ülkede başkanlık sisteminin olduğu bilinmektedir. Güney Kore’den ABD’ye; Azerbaycan’dan Brezilya’ya örnekleri mevcuttur. Ancak en bilindik örnek olan ABD’de padişahlık yaşanmış mıdır? Obama’dan önceki Bush veya Trump’a padişah demek ne kadar mantıklıdır? Sonuçta padişahlar daim yöneticiler değilmidir?

Eyaletlere bölünürsek Güney Doğu bağımsızlık ister mi?

Teksas valisi Richard McLaren’i Teksas’ta ayrılıkçı hareket kurmak, silahlanmak ve terör eylemlerine ‘hazırlanmak’ (dikkat:terör eylemini gerçekleştirmek değil) suçlarından tam 99 yıl hapse mahküm etti... Bunun haricinde İspanya Bask bölgesi de bağımsızlık istedi ancak böyle bir şey gerçekleşemedi. Ve hatta bu doğrultuda net bir örnek yoktur.

O zaman başkanlık sistemi nedir?

Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükûmet sistemidir.

Neden Türkiye Başkanlık Sistemi İstemektedir?

Cumhuriyet tarihinden günümüze merhum Atatürk’ten sonra en istikrarlı siyasi parti AK Parti ile gerçekleşmiştir. Koalisyonlar, darbeler, fırlatılan anayasalar, ağırlaşmış bürokrasi hepsinin temelinde üniter sistem yer almaktadır.

Bütün devletlerin yaşamış olduğu temelde 2 sıkıntı mevcuttur. Bunlardan ilki adil gelir dağılımı, ikincisi ise güvenlikte gücü eşit dilimlere yaymaktır. Üniter sistemde devletin elde etmiş olduğu gelir havuzda toplanmaktadır. Ve taleplere göre havuzlardan ödenek çıkarılmaktadır. Örnek verelim; Güneydoğuda sık salgın hastalık olsun, Batıda da yüksek nüfus olsun. Yapılacak olan bir tane hastanenin önceliği neresi olacak? Bunu ağırlaşmış olan bürokrasi ile de düşünecek olursak kamu hizmetinde gecikme daha da artmaktadır.

Başkanlık sisteminde merkezin gücü eyalet bölgelerine dağılırken, eyaletin kendi iç güvenlik hizmetleri güvenlik alanında daha da istikrar sağlayacaktır. Ayrıca Terör propaganda aracı olan kimi belediyeler merkezden atanacak olan başkanlar ile birlikte asıl özü olacak olan halka hizmetin kalitesini arttıracaktır. Belediyelerin ve eyaletlerin bölgelerden elde edeceği gelir ile kendi bütçelerini oluşturacaktır. Bu doğrultularda merkez ise dış politika alanında daha etkin rol oynamasına neden olacaktır.

Global düşünün!!!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin daha global ölçekte uluslararası sistemde olmasını istemektedir. Çünkü yıllarca terör, güneydoğu sorunu, baş örtüsü gibi iç problemler yaşayan Türk halkının ve yöneticilerinin daha global ölçekte uluslararası sistemde yer alması gerektiğini belirtmektedir.